0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » BIRI YER BIRI BAKAR

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
mithat_hasanoglu su an offline mithat_hasanoglu  
BIRI YER BIRI BAKAR

17 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 10.03.2007
En Son On: 04.01.2013 - 13:06
Cinsiyeti: Erkek 

Ne zaman işsizlik üzerine bir haber, yorum, araştırma okusak,
aklımıza hep bu dize takılır… Helalinden ekmek parası kazanmak… Rızkını aramak… Eve, bir ekmek parası götürebilmek… Evde tenceresini kaynatabilmek… İnsanlar, ekmek parası kazanabilmek için, iş arayabilmek için, yüzlerini kızartarak, bazı programlarda sunucularla öylesine diyaloglara giriyorlar ki, yüreğinizin cızlamaması mümkün değil. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun, son on yıllık araştırmasına göre, işsizlikte dünya sıralamasında ikinci durumdaymışız. Neredeyse, şampiyon olacağız da haberimiz yok… Bu yüz karası durumu sahiplenmesi gerekenler kimler acaba?

Ekmek parası kazanmak için Türkiye’de insanlar en ağır işleri yapmaya bile razılar. Ama iş nerede? Bir müddet gazetecilik yaptığım Zonguldak’ta, zaman zaman maden ocaklarında çalışmak üzere sınavlar yapılırdı… İnsanlar, yerin yedi kat dibinde ekmek parasını aramak için koştura koştura sınavlara girerlerdi. 100 kişilik kontenjana, 10 bin kişi müracaat ettiği olurdu. Oysa, maden işçisi olmak, hiç de kolay bir meslek değildi… Vardiya değişimlerinde ocakların çıkış noktalarına gittiğimizde, işçilerin simsiyah suratlarını görür, "Bu adamcağızların kimbilir ciğerleri kaç pare olmuştur?" diye düşünürdük. Orhan Veli de zaten, onun için "Yüz karası değil, kömür karası, böyle kazanılır ekmek parası" dizesini bunun için söylemişti. Lafı eveleyip gevelemeye gerek yok… 10 yıllık bir süre içinde işsizlik liginde şampiyonluğa oynuyoruz. Peki, bu ülkenin ekonomik göstergeleri nedir? İhracatta rekor kırıyoruz, ithalatta rekor kırıyoruz… Büyüme, almış başını gidiyor… Ortalık toz pembe… Kişi başına düşen milli gelir, 5 bin 500 doları aşmış durumda. Bu ne yaman çelişkidir? Bu ülkede çalışabilir nüfusun üçte biri işsizse, ne yapayım ben böyle uyduruk kişi başına düşen milli gelir oranını? İşsiz demek, aç demektir… İşsiz demek, potansiyel sıkıntı demektir… İşsiz demek, suça meyilli insan demektir…

Adaletsiz bir tablodur karşımızda duran… Bir yanda, kendisine milli gelirden bir kuruş bile düşmeyen işsizler ordusu, bir yanda gelirlerini katlayan, deveyi hamuduyla götüren, paradan para kazanan bir rantiyer sınıf. Reel faizler, parası olanın yatırım yapmasını engelleyecek bir cazibe sergilerken, insanlar yatarak para kazanmanın keyfine alıştırılmışken, bu ülkenin işsizlik oranı hiçbir zaman düşmez. Hükümet, istediği kadar martaval okusun, "Biz onu düzelttik, bunu düzelttik" diye çarpık tabloları kendisine yontmaya çalışsın, işsizlik oranı düşürülmedikten, insanlara aş sağlayacak sistem getirilmedikten sonra, bu ülke düze çıkamaz.

Ne demiş atalarımız: "Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar"


Ne zaman işsizlik üzerine bir haber, yorum, araştırma okusak,
aklımıza hep bu dize takılır… Helalinden ekmek parası kazanmak… Rızkını aramak… Eve, bir ekmek parası götürebilmek… Evde tenceresini kaynatabilmek… İnsanlar, ekmek parası kazanabilmek için, iş arayabilmek için, yüzlerini kızartarak, bazı programlarda sunucularla öylesine diyaloglara giriyorlar ki, yüreğinizin cızlamaması mümkün değil. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun, son on yıllık araştırmasına göre, işsizlikte dünya sıralamasında ikinci durumdaymışız. Neredeyse, şampiyon olacağız da haberimiz yok… Bu yüz karası durumu sahiplenmesi gerekenler kimler acaba?

Ekmek parası kazanmak için Türkiye’de insanlar en ağır işleri yapmaya bile razılar. Ama iş nerede? Bir müddet gazetecilik yaptığım Zonguldak’ta, zaman zaman maden ocaklarında çalışmak üzere sınavlar yapılırdı… İnsanlar, yerin yedi kat dibinde ekmek parasını aramak için koştura koştura sınavlara girerlerdi. 100 kişilik kontenjana, 10 bin kişi müracaat ettiği olurdu. Oysa, maden işçisi olmak, hiç de kolay bir meslek değildi… Vardiya değişimlerinde ocakların çıkış noktalarına gittiğimizde, işçilerin simsiyah suratlarını görür, "Bu adamcağızların kimbilir ciğerleri kaç pare olmuştur?" diye düşünürdük. Orhan Veli de zaten, onun için "Yüz karası değil, kömür karası, böyle kazanılır ekmek parası" dizesini bunun için söylemişti. Lafı eveleyip gevelemeye gerek yok… 10 yıllık bir süre içinde işsizlik liginde şampiyonluğa oynuyoruz. Peki, bu ülkenin ekonomik göstergeleri nedir? İhracatta rekor kırıyoruz, ithalatta rekor kırıyoruz… Büyüme, almış başını gidiyor… Ortalık toz pembe… Kişi başına düşen milli gelir, 5 bin 500 doları aşmış durumda. Bu ne yaman çelişkidir? Bu ülkede çalışabilir nüfusun üçte biri işsizse, ne yapayım ben böyle uyduruk kişi başına düşen milli gelir oranını? İşsiz demek, aç demektir… İşsiz demek, potansiyel sıkıntı demektir… İşsiz demek, suça meyilli insan demektir…

Adaletsiz bir tablodur karşımızda duran… Bir yanda, kendisine milli gelirden bir kuruş bile düşmeyen işsizler ordusu, bir yanda gelirlerini katlayan, deveyi hamuduyla götüren, paradan para kazanan bir rantiyer sınıf. Reel faizler, parası olanın yatırım yapmasını engelleyecek bir cazibe sergilerken, insanlar yatarak para kazanmanın keyfine alıştırılmışken, bu ülkenin işsizlik oranı hiçbir zaman düşmez. Hükümet, istediği kadar martaval okusun, "Biz onu düzelttik, bunu düzelttik" diye çarpık tabloları kendisine yontmaya çalışsın, işsizlik oranı düşürülmedikten, insanlara aş sağlayacak sistem getirilmedikten sonra, bu ülke düze çıkamaz.

Ne demiş atalarımız: "Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar"

NEDIM ODABAS

Ekleme Tarihi: 29.01.2008 - 20:39
Bu mesajı bildir   mithat_hasanoglu üyenin diğer mesajları mithat_hasanoglu`in Profili mithat_hasanoglu Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1677 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
mehmet-macit (39), yaser_ekinci (39), kalan (49), gulbeyaz_66 (35), rozerin (47), talias (50), gokay3406 (59), ihl43 (37), Müptela (40), wefalidost (37), hatice eyce (37), egitmenali (42), emran (41), mazo57 (59), nursel (42), meloþ (46), baltunbas (54), saklidiyar (51), nevzat (44), alitekcan (41), abraham (35), burhan724 (39), göcmen (47), Neyzen12 (50)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.22588 saniyede açıldı