0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Hubb-i fillah buğd-i fillah ne demektir?

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
halk yolcusu su an offline halk yolcusu  
Hubb-i fillah buğd-i fillah ne demektir?

1504 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.05.2008
En Son On: 07.08.2009 - 22:12
Cinsiyeti: Bayan 
CEVAP
Sevdiklerini sırf Allah rızası için sevmek, düşmanlık
ettiklerine de sırf Allah rızası için düşmanlık etmek demektir. Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
(İbadetlerin en kıymetlisi, Allah için sevmek ve Allah için düşmanlıktır.) [Ebu Davud]

(Üç
şey imanın tadını artırır: Allah ve Resulünü her şeyden çok sevmek,
kendisini sevmeyen müslümanı Allah rızası için sevmek ve Allah�ın
düşmanlarını sevmemek.) [Taberani]

(İnsan, dünyada kimi seviyorsa, ahirette onun yanında olacaktır.) [Buhari]

(Cebrail
aleyhisselam gibi ibadet etseniz, müminleri, Allah için sevmedikçe ve
kâfirleri Allah için kötü bilmedikçe, hiçbir ibadetiniz, hayrat ve
hasenatınız kabul olmaz!) [Ey Oğul İlm.]

Allahü teâlâ, Hazret-i Musa�ya sordu:
- Ya Musa, benim için ne işledin?
- Ya Rabbi, senin için namaz kıldım, oruç tuttum, zekat verdim, zikrettim.

-
Ya Musa, kıldığın namazlar, seni Cennete kavuşturacak yoldur, kulluk
vazifendir. Oruçların, seni Cehennemden korur. Verdiğin zekatlar,
kıyamette, sana gölgelik olur. Zikirlerin de, o günün karanlığında,
sana ışıktır. Bunların faydası sanadır. Benim için ne yaptın?

- Ya Rabbi, senin için ne yapmak gerekirdi?
- Sırf benim için dostlarımı sevip, düşmanlarıma düşmanlık ettin mi?

Musa aleyhisselam, Allahü teâlâyı sevmenin, Onun için olan en kıymetli amelin, Hubb-i fillah ve Buğd-i fillah olduğunu anladı. (Mektubat-ı Masumiyye)

Cenab-ı Hak, Hazret-i İsa�ya da vahyetti ki:
(Eğer
yerlerde ve göklerde bulunan bütün mahlukların ibadetlerini yapsan,
dostlarımı sevmedikçe ve düşmanlarıma düşmanlık etmedikçe, hiç faydası
olmaz.) [K. Saadet]
İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
(Sevgi,
sevgilinin dostlarını sevmeyi, düşmanlarına düşmanlık etmeyi
gerektirir. Bu sevgi ve düşmanlık, aşıkların elinde ve iradesinde
değildir. Seviyorum diyen bir kimse, sevgilisinin düşmanlarından
uzaklaşmadıkça sözünün eri sayılmaz. Buna yalancı denir. Sevgi,
sevgilinin her şeyini sevmeyi gerektirir. Büyükler, (Sevdiğin zatı
inciten kimseye gücenmez isen, köpek senden daha iyidir) demişlerdir.
Allahü teâlânın düşmanlarını sevmek, insanı Allah�tan uzaklaştırır.
Onun düşmanlarından uzaklaşmadıkça, sevgiliye dost olunmaz.) [c.4, m.29]

(Muhammed
aleyhisselama uymak için, Onu tam ve kusursuz sevmek lazımdır. Tam ve
olgun sevginin alameti de, onun düşmanlarını düşman bilip sevmemektir.
Sevgiye müdahene [gevşeklik] sığmaz. İki zıt şeyin sevgisi bir kalbde,
bir arada yerleşemez. Cem-i zıddeyn muhaldir. Yani iki zıddan birini
sevmek, diğerine düşmanlığı gerektirir.) [m. 165]

(Doğru
imanın alameti, kâfirleri düşman bilip, onlara mahsus olan ve kâfirlik
alameti olan şeyleri yapmamaktır. Çünkü İslam ile küfür, birbirinin
aksidir. Bunlardan birisine kıymet vermek, diğerine hakaret ve
kötülemek olur. Allahü teâlâ, habibi olan Muhammed aleyhisselama, İslam
düşmanları ile savaşmayı ve onlara sertlik göstermeyi emrediyor. Allahü
teâlâ, kâfirlerin, kendi düşmanı ve Peygamberinin düşmanı olduklarını
bildiriyor. Allah�ın düşmanlarını sevmek ve onlarla kaynaşmak, insanı
Allah�a düşman olmaya sürükler. Bir kimse, kendini müslüman zanneder,
Kelime-i tevhidi söyleyip, inanıyorum der. Namaz kılar ve ibadet yapar.
Halbuki, bilmez ki, böyle, [Allah�ın dostlarını sevmemek veya Allah�ın
düşmanlarını �şu iyilikleri de var� diye sevmek] gibi çirkin
hareketleri, onun imanını temelinden götürür.) [m. 163]

Muhammed Masum hazretleri buyurdu ki:
(Kâfirleri sevmemek Kur�an-ı kerimde açıkça emredilmiştir. Kur�an-ı kerime uymamız farzdır.) [m.29]

Kâfirleri sevmeyi haram eden âyet-i kerimelerden birkaçının meali şöyle:
(Allah�a ve kıyamet gününe iman edenler; babaları, kardeşleri ve akrabası olsa da, Allah�ın ve Resulünün düşmanlarını sevmez.) [Mücadele 22]

(Kâfirleri dost edinen, Allah�ın dostluğunu bırakmış olur.) [Âl-i İmran 28]

(Ey iman edenler, Yahudileri de, Hıristiyanları da dost edinmeyin! Onlar, [İslam�a olan düşmanlıklarında] birbirinin dostudur. Onları dost edinen de onlardan [kâfir] olur. Allahü teâlâ, [kâfirleri dost edinip, kendine] zulmedenlere hidayet etmez.) [Maide 51]

(Ey iman edenler, benim ve sizin düşmanınız olanları dost edinmeyin, onları sevmeyin!) [Mümtehine 1]

Allahü teâlâ, Eshab-ı kiramı, (Kâfirlere gadab ederler, birbirlerine merhametlidirler) diye övmektedir. (Feth 29)

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Allahü
teâlâyı sevmeyen ve Onun düşmanlarını düşman bilmeyen, hakiki iman
etmiş olmaz. Müminleri Allah için seven ve kâfirleri düşman bilen,
Allah�ın sevgisine kavuşur.) [İ.Ahmed]

(Allahü teâlânın dostunu seven, düşmanına buğzedenin imanı kâmildir.) [Ebu Davud]
(İsyan edenlere düşmanlık ederek, Allahü teâlâya yaklaşın!) [Deylemi]
(Bir kavmi sevip de onlarla dostluk kuran, kıyamette onlarla haşrolur.) [Taberani]

Halife
Ömer�e, (Hire�li bir hıristiyan var. Çok zeki, yazısı da çok güzel,
bunu kendine katip yap) dediler. Kabul etmedi. Aşağıdaki âyet-i
kerimeyi okuyup, (Mümin olmayan birini dost edinemem) dedi

Ebu Musel Eşari hazretleri anlatır: Halife Ömer�e dedim ki:
- Hıristiyan katibim çok işe yarıyor.
- Niçin, bir müslüman katip kullanmıyorsun? (Ey müminler! Yahudi ve hıristiyanları sevmeyin) âyetini işitmedin mi?
- Dini onun, katipliği benim.
- Allahü teâlânın hakir ettiğine ikram etme! Onun zelil ettiğini aziz eyleme! Allah�ın uzaklaştırdığına yaklaşma!
- Basra�yı onunla idare edebiliyorum.
- Hıristiyan ölürse ne yapacaksan, şimdi onu yap! Hemen onu değiştir!
Kâfirleri
sevmemek gerekir ise de, dinimizin emri gereği, onlara eziyet etmek,
kalblerini incitmek haramdır. Sevmemek ayrı, onları üzmek ayrı şeydir.
Onlarla ticaret yapılır, aldatılmaz, kötülük yapılmaz. Herkese olduğu
gibi onlara da iyi davranmak lazımdır. Hatta hidayete kavuşmaları,
müslüman olmaları için dua da edilir.

Dinimizde ırk üstünlüğü yoktur. Bir hadis-i şerifte, (İnsanlar [insan olarak] bir tarağın dişleri gibi eşittir) buyurulmuştur. (İbni Lâl)

Bunun
için kâfir de olsa, bir kimseden kendini üstün görmek caiz değildir.
Çünkü kâfir, müslüman olup ebedi saadete kavuşabilir, müslüman da,
Allah korusun küfre düşüp Cehennemlik olabilir.
Ekleme Tarihi: 02.07.2008 - 20:11
Bu mesajı bildir   halk yolcusu üyenin diğer mesajları halk yolcusu`in Profili halk yolcusu Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1696 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
Gönülbagi (36), zekiyem (40), sofican2006 (42), gülsena (47), gül_ (50), ~~nur~~ (40), yunus07 (37), zaza_kral (45), Fenerli_1907 (32), semedani (46), farukk (46), talebe- (61), miluji (37), m_celik (31), tamer038 (51), dadas recep (45), alain (40), olgunol (52), efkanaksoy (57), Hasannn (43), Sedat IÞI.. (39), m.salih fidan (37), fuheyre (44)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.59162 saniyede açıldı