0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Yüreksizler

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Yüreksizler

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
YÜREKSİZLER

Yürek sınavının en korkunç sonucu, kalbin beşeri korkulara düşüp, devre dışı kalmasıdır. Kalp gidince geriye esaret, zillet ve hüsran kalır... Kalbi tevhid, takva ve haşyet ile korumaya almayanların kalp geleceği karanlıktır. Korkular, kuşkular, kaygılar kalbi kuşatır. Artık kalp tağuti korkuların, dünyevi endişelerin, şeytani vesveselerin cirit attığı bir alana dönüşür... Yüreksizliğin diğer adı ödleklik değil miydi? İşte korkakların mesleğidir ödleklik... Kalbin bittiği yerde kullukta biter... Kulluk sorumluluğunu sürdürebilmek metin ve selim yürek işidir... Kalp metaneti olmaksızın, zorluklar karşısında direnmek, duygulara yenilmemek, batıl karşısında geri adım atmamak, ne kadar mümkün?

Kalbe vehim, zan, şüphe, nifak ve vesvese hakimse bu kalp çelişkilerden, çarpıklıklardan, çaresizliklerden kurtulmayacak, sürekli zikzaklar çizecektir... Bu hal, kalp hastalılarının en ilerlemiş halidir... İnsanın paranoyasıdır...

Kalblerinde maraz olanların özelliklerinden biriside gerçekten kaygı duyma durumudur... Bu duygularla İslam'ın zayıflamasından, Müslümanların güçsüz hale gelmesinden endişe ettikleri için kâfirlerden kendilerine zarar gelmemesi için küfürle işbirliğine giderler... Akılları sıra geleceklerini güvence altına almak, geçim kapılarını açık tutmak hesapları vardır... İslami vakar, onur artık ayakaltıdır. Küfrün nezdinde izzet ve emniyet arayışı başlatmıştır, yüreksizler...

Rabbimiz böylesi ikiyüzlülere karşı uyarıyor:

"Kalblerinde hastalık bulunanların: 'Başımıza bir felaketin gelmesinden korkuyoruz' diyerek onların arasına koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih, yahut katından bir emir getirecek de onlar, içlerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman olacaklardır."aglaMaide: 52)

İslam safları arasında felaket tellallığı yapıp, dünyada güvenin adresi olarak küfrün hakimiyetini gösteren satılık uşaklara dikkat... Tüm korkuları, tasaları, hesapları dünya rahatına yöneliktir... Kalp atışları, nabızları hep dünya metaı için atar... Araziye uymada ise üstlerine yoktur...

Kur'an onların iç dünyalarındaki hafakanları şöyle tasvir ediyor:

"Kendilerine, ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın ve zekâtı verin, denilen kimseleri görmedin mi? Sonra onlara savaş farz kılındığı zaman, içlerinden bir gurup hemen Allah'tan korkar gibi, hatta daha fazla bir korku ile insanlardan korkmaya başladılar da 'Rabbimiz! Savaşı bize niçin yazdın! Bizi yakın bir süreye kadar ertelesen (daha bir müddet savaşı farz kılmasan ) olmaz mıydı?' dediler. Onlara deki: 'Dünya menfaati önemsizdir, Allah'tan korkanlar için Ahiret daha hayırlıdır ve size kıl kadar haksızlık edilmez."aglaNisa–77)

Henüz cihad meydanlarına çıkmadan ruh dünyalarında başlayan savaşta yenik düşenler... Allah'ın korumasından kopup, zorbaların korkusu ile yatıp kalkanlar, nereden bilecekler Allah dilemedikçe hiç kimsenin ne fayda ne de zarar veremeyeceğini? Yine Allah’ın vermek istediği bir menfaat ya da musibete de hiçbir beşeri gücün karşı koyamayacağını?

Mücadele önce yürekte kaybediliyor... Çözülmenin başladığı mevzi ilk orasıdır... Öncesinde yüksek perdeden atıp tutanların, samimiyet ve sadakatlerini bıçak kemiğe dayandığında seyretmek lazım... Nice bir ödlek oldukları o sıra anlaşılır...

"İman etmiş olanlar: Keşke cihad hakkında bir sure indirilmiş olsaydı! derler. Ama hükmü açık bir sure indirilip de onda savaştan söz edilince, kalblerinde hastalık olanların, ölüm baygınlığı geçiren kimsenin bakışı gibi sana baktıklarını görürsün. Onlara yakışan da budur!"aglaMuhammed: 20)

Kalblere oturan korku ile aptallaşanlardan bahsediyor Kitabımız... Yüreksizlere yakışan da budur... İmanın onurunu, ruhun özgürlüğünü taşımaktan aciz zavallılar... Söylemleri ile eylemleri arasındaki tutarsızlık işte o sıra ortaya çıkıyor... Yürek bitkin ise bilek ne yapsın? Ne yapabilir ki? Kalbin pes ettiği yerde kılıcın ne hükmü kalır ki?

Hendek savaşında da benzer şeyler yaşanmadı mı? Hendek sınavının yürek boyutu nice ibret sahneleri ile dolu... Kur'an bu sahnelerle bizi yüzleştiriyor:

"Onlar hem yukarınızdan hem aşağı tarafınızdan (vadinin üstünden ve alt yanından) üzerinize yürüdükleri zaman; gözler yıldığı, yürekler gırtlağa geldiği ve siz Allah hakkında türlü türlü şeyler düşündüğünüz zaman;

İşte orada iman sahipleri imtihandan geçirilmiş ve şiddetli bir sarsıntıya uğratılmışlardı.

Ve o zaman münafıklar ile kalblerinde hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar: Meğer Allah ve Resulü bize sadece kuru vaadlerde bulunmuşlar! diyorlardı."aglaAhzab:10-12)

Ölüm korkusu, dünya sevgisi insanı ne hallere düşürüyor? İnsan nasılda küçülüyor? Bu küçülme önce yürekte başlıyor... Çünkü yürek parçalı... Birçok korkular taşıyor. Her korku ayrı bir yönden yüreği yaralıyor... Yürek, teslim-i silah edince, direnmenin de bir anlamı kalmıyor... Korkularımızı atabildiğimiz oranda kalbimiz büyüyecektir... Büyük yürekler karşısında düşman küçülecektir... Allah'ın yardımı gerçekleşir ve düşmanların kalbine korku salar:

"Hani Rabbin meleklere: 'Muhakkak ben sizinle beraberim; haydi iman edenlere destek olun; Ben kafirlerin yüreğine korku salacağım; vurun boyunlarına! Vurun onların bütün parmaklarına! diye vahy ediyordu." (Enfal-12)

Müminlerin sebat ve metaneti ne tür müjdelere gebe? Hangi güzelliklere zemin hazırladığı ortaya çıkıyor... İnananlar ölüm korkusunu aşıp ölümsüzlüğü öne alınca Allah'ın yardımı tecelli ediyor... Bu yardım tarzı; kâfirlerin kalbinde bir korku olarak beliriyor... Dünyanın en gelişmiş silahlarına ve ordularına sahip olsalar da, iman gücünden yoksun oldukları için hep korku ve kaygı içindedirler... Yüreğinde Allah korkusu dışında bir şey olmayandan herkes korkuyordu işte... İsterse tekerlekli sandalyeye mahkûm bir felçli pir-i fani olsun... İsterse sapan taşından başka silahı olmayan bir çocuk olsun... Dün Bedir'e, Hayber'e yürüyen yürekler bugün intifada olup geri dönüyorlardı... Çünkü kalbleri metindir...

"Onlar (Ashabı Kehfjın kalblerini metin kıldık. O yiğitler (o yerin hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: 'Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasına ilah demeyiz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz." (Kehf–14)

Kalbler Allah ile irtibatlı... Kalbin raptı demek, gönülden korkunun giderilmesi, ona istikrar verilmesi demektir. Yine müminlerin kalbine "sekine" verilmesi, Allah tarafından kalbi yatıştırmak, ona güven ve huzur vermek için sunulan bir lütuftur.

"İmanlarını bir kat daha arttırsınlar diye müminlerin kalbleri ne sekine (güven) indiren O'dur..."aglaFetih-4)

Kalbler takva ile O'na yönelince karşılık buluyorlar...

Yüreğinde Allah korkusu yerine servet ve makam kaybetme korkusu olanlardan da kimse ne korkuyor, ne çekiniyordu... Çünkü para hırsı onların rüzgârını götürdü... Heybetini söndürdü...

Daha da beteri kalblerini yitirdiler... İşte en ciddi açmazımız... Müslümanlar olarak icraatlarımızda, eylemlerimizde sosyal, siyasal, düşünsel etkinliklerimizde akıl, bilgi, beceri, birikim var ancak çoğu zaman kalp yok... Ruh yok... Aşk yok... Mücadeledeki monotonluğu nasıl anlamak lazım? Müslüman'ı müsteşriklerden ayıran kalbi değil midir?

Kalbin devre dışı kaldığı yerde boşluğu yaptırımlarla, yasalarla, dayatmalarla, hiyerarşi ile ne kadar doldurabilirsiniz?

Kalbin bittiği yerde kardeşlik de biter... Uhuvveti önce kalbteki ülfet üzerine inşa etmek durumundayız...

"Rasyonel olan budur" deseniz de, ma'kulu yakalasanız da, "gönül" onaylamıyorsa, kalbin iştiraki gerçekleşmiyorsa o işte hayır beklemeyin...

Günümüzde modern dünyanın arayışı nedir? Profan bir hayatın, seküler donukluğunda insanlık kalbini arıyor, vicdanını arıyor... Toplumsal depresyonun boyutları "ruh ve yürek" yitimine işaret etmiyor mu?

Bilgi çağının en büyük nakısası "kalbsiz" bir çağ olmasıdır... Çağdaş uygarlık insanlığa ne sundu? Nagazaki, Hiroşima, Serebrenitsa, Halepçe, Hama, Sabra, Şatilla... "Kalbsiz" uygarlığın insanlığa armağanı değil midir? Bu ruhsuz Çağın siz yeni sürprizlerini bekleye durun!

Nükleer teknolojinin marifeti; dünyada kişi başına düsen patlayıcı miktarı 5 ton…

"Kalbini" katleden dünyada her bir saatte açlıktan ölenlerin sayısı; yirmi dört bin insan...

Vicdanların sukut ettiği, ruhun tutsak kılındığı, ‘’Güç’’e tapınmanın sınır tanımadığı bir çağda, "güç"ün karşısında küçülen değil büyüyen bir yürek olabiliyor muyuz?

Ramazan KAYAN

Ekleme Tarihi: 04.08.2008 - 00:55
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Maksat kelam olsun su an offline Maksat kelam olsun  

1463 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.03.2007
En Son On: 09.05.2011 - 10:25
Cinsiyeti: Erkek 
Allah Razı Olsun Mükemmel Gerçektende harika bir yazı kaleme alınmış okunması gerekir derim.....

Çoğumuzu bir çoğumuzun duruşunu,nelerin ardında durduğunu nelerin ardından yol aldığını,nerede yol almamızı bana göre beyan etmekte.....Elinize Saglik Mevlaya emanet....


Bu mesaj 1 kez ve en son maksat kelam olsun tarafından 04.08.2008 - 10:12 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 04.08.2008 - 10:11
Bu mesajı bildir   Maksat kelam olsun üyenin diğer mesajları Maksat kelam olsun`in Profili Maksat kelam olsun Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Sendende Kardesim
Ekleme Tarihi: 04.08.2008 - 18:47
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1846 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
keskinmetal (61), ErciYESli (60), necom (61), yüksel (54), mavi gözyasi (53), gültanem (51), princess_of_isl.. (32), emekli1 (65), nasi (56), cafer 74 (57), küçüksofi (39), nazim (), capon3 (60), mehmets424 (40), serhat69 (54), ahmetcik (), selina (36), ilkbahar40 (54), yalniz (47), abdurrahimf (56), gakkos23 (57), yaraligonul (41), çayhane (49), ebru58 (35), fugler (47), merve2004 (45), eros27 (38), KaR_BeYaZ (44), mcakr (49), medet (48), cancanem&yacute.. (43), muratkarahanli (54), yakomoz76 (48), Ibrahim AKBAS (50), imdat (55), Cennet_Sila_HH (43), i.vural (38), gece yolcusu (44), tuana652 (42)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.84436 saniyede açıldı