0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Sabataycı Okullar ve Üniversiteler

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Sabataycı Okullar ve Üniversiteler

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
ÜLKEMİZDE cemaat okulları, üniversiteleri,
hayır kurumları bulunmaktadır. Meselâ:

Robert College Amerikan
Evangelist misyonerlerinin okuludur.

İstanbul'daki Notre Dame de Sion
Fransız Katolik okuludur.

Sabataycı
cemaatin veya lobinin de okulları ve üniversiteleri vardır. Bunu inkâr etmek "Biz
Atatürk okulları ve üniversiteleriyiz" demek gerçeği değiştirmez ki...

Heybeliada'daki Rum Ortodoks
Ruhban Okulu'nda da baş köşede Atatürk resmi vardı. Atatürk resmî var diye o
okul Atatürkçü mü olur?

Atatürk resmi olmayan bir tek
İmam-Hatip okulu, İlahiyat fakültesi gösterebilir misiniz?

Evet ülkemizde Sabatay (Avdetî,
Selanik dönmesi) okulları vardır. Bunların pîri Selanikli Şemsi efendidir.
Şemsi efendinin asıl adı Şimon Zvi'dir. Ve kendisi gizli Sabataycı hahamıdır.

Sabataycı okulları ve
üniversiteleri Atatürkçülüğe hizmet perdesi altında ne yaparlar?
Sabataycılığa hizmet ederler. Kendi çocuklarını "iyi"
yetiştirirler, Müslüman çocuklarını da kendilerine benzetmeye çalışırlar.

Sabataycıların Sabataycılığa
hizmet etmeleri normaldir. Katolik Katolikliğe, Evangelist Protestanlığa,
Bahaî Bahaîliğe, Yahudi Yahudiliğe hizmet eder.

Müslümanlar İslâm'a hizmet
ederler mi? Maalesef hepsi hizmet etmez. Yahudiliğe, Nasranîliğe,
misyonerliğe, Sabataycılığa hizmet eden nice Müslüman biliyoruz.

Türkiye'de Sabatay cemaatinin
okul ve üniversiteleri vardır. Bu gerçeği kimse inkara yeltenmesin.

İşin vahim tarafı bu değildir.
İmam-Hatip okulları ve İlahiyat fakülteleri dahil bütün Türkiye okullarında
Sabataycılığın ağır baskı ve etkileri bulunmaktadır.

Bizdeki resmî millî eğitim
Sabataycılığa uygun bir eğitimdir.

Resmî ideolojide haddinden fazla
Sabataycılık tuzu biberi salçası bulunmaktadır.

Sabatay Sevi, Şimon Zvi, Moiz
Kohen Tekin Alp ve daha nice Sabataycı ve Yahudi, modern Türkiye'nin
kurucuları heyetine dahildirler.

Bir alimler, araştırıcılar ekibi
kurulsa ve bunlar sağlam bilgilerin ve belgelerin ışığında son iki yüz yıllık
tarihimizin ihtilallerini, darbelerini, yeniliklerini, değişimlerini
inceleseler bu dediklerim gün ışığına çıkacaktır.

Tevhid-i
Tedrisat devrimi "Tevhidî
Tedrisat"a karşı
yapılmıştır.

Sayın Kültür Bakanımız
"Heybeliada Rum Ortodoks Ruhban Mektebi" mutlaka açılacaktır dedi.

Peki soruyorum: İslâm
medreseleri de açılacak mıdır?

Hiç sanmam. İslâm medreselerinin
açılması Sabataycılığa aykırıdır.

Yazık!.. Şu İslâm memleketinde
Sabataycılar kadar hürriyet ve haysiyetimiz yok.

GENEL
MÜDÜR NE YAPMALI?

BELLİ bir tarikata veya cemaate mensup
bir Müslüman bir kurumun veya kuruluşun başına geçti, dizginleri ele aldı.
Kendisine yetki verildi. Neler yapmalı, neler yapmamalıdır?

1. Yapacağı ilk iş: İşin ehli
değilse istifa etmelidir. İş, makam, mevki, masa bir emanettir. Emanete ehil
olmak gerekir. Ehil olmadığı emaneti zimmetinde bulundurmak emanete
hıyanettir.

2. Ehil ise ve kurum içinde yeni
bir kadro kurmak istiyorsa mutlaka ehliyetli, liyakatli, istidatlı,
kabiliyetli elemanlar almalıdır.

3. Kurumun mensubu olduğu
tarikatin veya cemaatin arpalığı haline getirmemelidir.

4. Müslüman kesimde ehliyetli,
liyakatli, değerli elemanlar varsa bunları seçip alırken, çeşitli cemaatlere
mensup olmalarına dikkat etmelidir.

5. On Sünnî eleman alıyorsa iki
de ehliyetli Alevî eleman almalıdır.

6. İslâm'ı, ülkeyi bir bütün
olarak ele almalı; mensubu bulunduğu parçayı bütün ile özdeşleştirmemeli;
çeşitliliğe dikkat etmelidir.

7. Bütün Türkiye'yi Şucu, Bucu
veya Ocu yapmak heves ve hayaline sahip olmamalıdır.

8. Her hâl ü kârda âdil, munsif
(insaflı), bilge, geniş ufuklu olmalıdır.

9. "Bizim cemaat çok büyük,
bizim efendi çok ulu, ötekilere aldırma..." zihniyetine sahip
olmamalıdır.

Müslüman partizanlık yapmaz,
nepotizm yapmaz, cemaat ve tarikat asabiyetine sahip olmaz.

Müslüman şu veya bu tarikata ve
cemaate mensup olabilir ama tarikatçi veya cemaatçi olamaz.

Olgun ve akıllı Müslüman BÜTÜN'ü
PARÇA'nın içine sığdırmak ve sıkıştırmak gibi akılsızlıklar, mantıksızlıklar,
beyinsizlikler yapmaz.

Aksine ilmiyle, irfanıyla,
hikmetiyle, tedbiriyle, ince siyasetiyle, geniş ufkuyla, sabır ve tesamuhu
ile, müdarası ile âlemi kendine hayran bırakır. Böylelerinin ellerinden
öpülür.

NEZİH
UZEL BEY

Nezih
beyin jübilesindeki konuşmamdır

TÜRKİYE'de
birbirlerini tutan üç grup insan vardır. Masonlar, Mülkiyeliler (Ankara
Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunları) ve Galatasaraylılar.

Aslında bunların içinde
Müslümanların da bulunması gerekir. Bu ayrı ve netameli bir konudur, geçelim.

İsmiyle müsemma Nezih beyefendi
ile aramızda kadim bir dostluk vardır. İkimiz de Galatasaraylıyız ama
dostluğumuzun temeli bu değildir. İlim, irfan, sanat, kültür, tasavvuf,
medeniyet bağları bağlar bizi birbirimize.

Bendeniz Nezih beyi şöyle
tanırım:

O medenî ve şehirli bir
insandır.

O bir kitap ehlidir. Özel
kütüphanesi ve kitapları vardır. Kitap okur, kitabı sever.

O bir sanat ehlidir. Tasavvuf
musikisi ile meşgul olur, bendir vurur, ney çalar, ilahî okur.

O bir sohbet ehlidir. Kendisi
ile ülfet ve ünsiyet edilir. Gıybetsiz, dedikodusuz faydalı konuşmalar
yapılır meclisinde.

Nezih bey mal için, para için
yaşamaz; yaşamak için az miktarda gelire ihtiyacı vardır, onu temin edince
fazlasını istemez ve aramaz. Para onun için gaye değil, vasıtadır. Bu
anlattığım haslet zamanımızda ne kadar önemlidir bir bilseniz.

Nezih bey kitaplar telif etmiş,
Fransızca'dan tercümeler yapmıştır. Ne mutlu kültüre, ilme, irfana katkıda
bulunanlara.

Nezih bey kerem ve mürüvvet
sahibidir. İmkanı olduğu zaman ahçı tutup dostlarına ve yaranına ziyafet
verdiği günleri hatırlıyorum.

Nezih beyin devlethânesinin
kapıları ehl-i irfana her zaman açık olmuştur.

Nezih bey her zaman
mütebessimdir, hiçbir zaman abusu'l-vecih olmamıştır.

Nezih beyin kadr ü kıymeti
bilinmiş midir? Maalesef bilinmemiştir. Vefalı toplumlar, kabiliyetli
fertlerine hizmet ve faaliyet imkanı sağlar. Bu imkanlar Nezih beye sağlanmış
mıdır?

Marifet
iltifata tâbidir

Müşterisiz
metâ zâyidir

Nezih bey için jübile
tertipleyenlere teşekkür ediyorum.

BEYOĞLU'NDA
GEZERKEN

SULTANAHMET'ten
tramvaya bindim, Karaköy'de indim. Tünel ile Beyoğlu'na çıktım. Galatasaray'a
doğru yürüyorum. İstanbul'un en lüks ve oldukça pahalı pastahanesi Markiz
yemek vermeye başlamış. Vitrininde yazılı, çorba 1,5 lira. Gözlerime
inanamadım... Nereden nereye...

Biraz ilerledim, sağ tarafta
halka halinde büyük bir kalabalık, ortada sarıklı bir kimse sema yapıyor.
Evet Mevlevî seması. Ne olur ne olmaz diye fazla yaklaşıp da yakından
bakamadım.

Böyle bir
şey 1930'larda olsaydı, yer yerinden oynardı. Ertesi gün Nadir Nadi'nin Cumhuriyet'imanşet
atar, mürteciler (gericiler) gemi azıya aldı, Beyoğlu'nda tarikat seması
yaptı... Gazi Mustafa Kemal Paşa özel trenle Ankara'dan İstanbul'a gelir,
özel mahkeme kurulur, sorgu esnasında semacının çarpık kemikleri
düzeltilirdi...

Yürüyorum... Zengin fakir halkın
kıyafeti dökülüyor. Açıklar bir türlü, kapalılar bir türlü. Pembe giysiler
içinde, saçlarını deve hörgücü gibi topuz yapmış, üzerine rengarenk bir eşarp
bağlamış genç kızlar, yanlarındaki erkeklerle el ele tutuşmuşlar yürüyorlar.

Galatasaray'a
geldim. Eyvah!.. Aslı Han kapalı. Boş zamanlarımda okumak için eski Sélection veHistoria dergileri alacaktım. Avrupa Pasajı'na
girdim. Antikacı dostumdan nefis ciltli "Rusya ve Doğu" adında
Fransızca bir kitap ile iki küçük Çin porseleni aldım. Kitabın sonunda Deli
(Büyük Petro'nun) vasiyetnamesi var. Bir de Saint Saëns'ın Samson ve Dalila
operasından bir şarkının notalarını aldım. Üzerinde Osmanlıca nefis hatlar
var. Hattat Halim efendinin kaleminden... "Darülelhan
Külliyatı (Sülüs)... Sen Sans (Divanî)... vs" Eskiden kitap isimlerini, resmî daire
tabelalarını, haritalardaki yazıları büyük hattatlara yazdırırlarmış. Hepsi
de birer sanat şaheseri olurmuş.

Boğazkesen caddesinden
Tophane'ye indim. Yolda, Şifa fırınından nefis bir köy ekmeği aldım,
tramvayla eve döndüm.

Beyoğlu'ndaki iyi şeyler: Eski
güzel binalar restore ediliyor... Çok güzel kafeler açılmış...
Avrupa'dakilere benzer büyük ve zengin çeşitli sahaf dükkanları...

Taksim'den Tünel'e sel gibi akan
kalabalık nafile... Beyoğlu'nda 1945'ten 1952'ye kadar yedi sene okudum. Eskiden
İstiklal Caddesi'nde beyefendiler, hanımefendiler, küçük beyler, küçük
hanımlar dolaşırdı. Elbiseler ütülü, gömleklerin yakaları kolalı, ayakkabılar
pırıl pırıl cilalı. Beyoğlu halkının yarısı Rumca konuşurdu. Efharisto
poli... kala... ena triya tesera pende... ena deka... Altmış yıl öncesinden
kalmış hatıralar, bilmem doğru yazabildim mi?

Beyoğlu'nda oturan seçkin Rum,
Ermeni, Yahudi, Frenk vatandaşların evlerinde güzel şahsî kitaplar vardı.
Bunların hepsi pazara düştü. Bugün antikacıdan aldığım kitap da Arsen isminde
bir Ermeninin terekesinden çıkmış...

ALINTI
Ekleme Tarihi: 03.09.2009 - 05:43
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
keskinmetal su an offline keskinmetal  

655 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 12.06.2008
En Son On: 10.10.2014 - 14:55
Cinsiyeti: ----- 
sağol kardeş ama biz daha sabataycılara gelmedik onun ne olduğunu bilenler bence azınlıkta ama masonluk dersen herkes
bilir ama içerikte ne var ne yok kimse sormaz imam hatiplerin
kapısına kilit vurmak için uğraşanları ne yapacağız sen fadime şahin ve ali kalkancıdan söz et müslüm gündüzüde unutma
kardeşim kardeşim sen bilerek yazabilirsin ama okuyanlardan ne haber böyle konular bizi sarmaz bence intenetten hemen sabataylıst yazıp googleden hemen bir arştırmak lazım ama nerde bakın bakalım kimler sabataylıstmiş sanatcılardan politikataya kimler yokki ama boş ver muhtazaf kardeş biz bir birimizle eylenir gideriz böyle konular bu sitede nedense yer bulmuyor oysa gerçekleri görebilsek işte herşey bitecek ama kafamızı kuma gömmek daha kolay galiba bunun yanı sıra birde aziz nesin denen biri vardı kendisi öldü ama fikirleri hala okularında yoksul müslüman cocuklarının kanına girmeye devam ediyor kardeşim neyse fazla yoruma gerek yok bakalım kaş kişi
araşyırıp cevap verecek ha arştırmak için googleye sabataylist
yazmak yeterliydi galiba
selam ve saygılar
Ekleme Tarihi: 03.09.2009 - 19:43
Bu mesajı bildir   keskinmetal üyenin diğer mesajları keskinmetal`in Profili keskinmetal Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1668 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
burcunur (42), jihad soldat (43), alpakman (34), kerbela_34 (41), SpedeR (47), eminilhan (47), Glkc (36), mujdatciftci (35), aklima gelmedi (34), meraladem (39), heval yunus (34), muhammet ali (38), sosyolog983 (41), agus (44), müslüman cocuk (37), nakirev (42), enime (42), furkan_^^ (49), guller (44), sahdamar (41), metin uzun (42), abdulsamet (55), negative (39), homurhomur (51), snibsirm (44), husamaygor (37), estor (63), caykarali61 (43), aLi_osman (36), Avci_55 (37)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.68646 saniyede açıldı