0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Miraç Olayı...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 5 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Ukab su an offline Ukab  
Miraç Olayı...

575 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.01.2007
En Son On: 05.02.2010 - 15:42
Cinsiyeti: Erkek 
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz Mescid–i Aksa'da yapacaklarını yapıp, göreceklerini gördükten sonra, göklere çıkmak için "Miraç" merdiveni yada asansörü kuruldu.
Bu durumu Ebû Saîd el–Hudrî Radıyallahu Anh Resûlullah'tan şöyle haber veriyor:
–Beytülmakdis'te olanları bitirdiğim zaman, Miraç getirildi. Ben ondan daha güzel bir şey görmemiştim. Ölüleriniz can çekişme anında gözlerini ona diker. Arkadaşım beni ona bindirerek, öyle bir kapıya yükseltti ki, o kapıya 'koruyucu melekler kapısı' denilir."
Bu kapıya şu âyet–i kerîme işaret etmektedir:
"Onları, taşlanmış, kovulmuş her şeytandan koruduk."agla1)
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem anlatıyor:
Böylece Cebrail ile dünya semasının kapısına kadar geldik. Cebrail kapının açılmasını istedi:
–Gelen kim? denildi.
–Cibril! dedi.
–Beraberindeki kim? denildi.
–Muhammed! dedi.
–Ona Miraç daveti gönderildi mi? denildi.
–Evet, dedi.
–Öyleyse hoş gelmiş! Bu geliş, ne hoş geliştir! denildi. İçeri girince görevli bir melekle karşılaştık. Bu görevli meleğin ismi, İsmail'dir. Emrinde yetmiş bin melek olup, her bir meleğin emrinde de yüzer bin melek bulunmaktadır.

* * *
Mi’rac’ı anlatan Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hadisenin burasında şu âyet–i kerîmeyi okur:
"...Rabbinin ordularını, kendisinden başkası bilmez..."agla2)
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem sözlerini şöyle sürdürür:
–Derken karşımda bir adam gördüm ki, ilk yaratılışından hiçbir şey kaybetmemiş. İnsanların ruhları da ona arz ediliyor ve şöyle diyor:
–Müminin ruhu hoştur, güzel kokuludur. Bunun kitabını, iyilerinkilerin yanına koyun. Kâfirin ruhu ise, kötüdür, kötü kokuludur. Bunun kitabını da kötülerinkilerin yanına koyun.
–Ey Cebrail, bu kimdir? dedim.
Cebrail:
–Bu babanız Âdem'dir! Ona selâm ver, dedi. Ben de selâm verdim. Selâmıma mukabele etti. Sonra bana:
–Salih evlat hoş gelmiş, salih peygamber hoş gelmiş!(3) dedi.
Sonra bir topluluk gördüm, dudakları deve kulağı gibiydi. Onların başına bir kısım memurlar görevlendirilmişti. Bu memurlar, onların önce dudaklarını kesiyor, sonra da ağızlarına ateş taşlarını koyuyorlardı. Ağızlarına konan bu taşlar makatlarından çıkıyordu.
–Ey Cebrail, bunlar kimdir? dedim.
Cebrail:
–Bunlar dünyada yetimlerin mallarını yiyenler ve yetimlere haksızlık edenlerdir, dedi. Sonra baktım, bir topluluk daha var, onların da derilerini kesip ağızlarına koyuyorlar. Sonra onlara "Dünyada yediğiniz gibi yiyin!" deniyordu.
–Ey Cebrail, bunlar kimdir?
Cebrail:
–Bunlar dünyada koğuculuk yapan, fitne çıkaranlardır. Bunlar insanların etlerini yiyen, insanlara söven, ırzlarına ve namuslarına saldıranlardır, dedi. Sonra baktım, birtakım insanlar vardı ki, önlerine bir sofra kurulmuş ve en güzel yiyecek ve etlerle donatılmıştı. Etraflarında da leşten, kokuşmuş etlerden yiyecekler var. Bu insanlar, bu güzel yiyecekleri yemiyorlar da o leşleri, pis kokulu yiyecekleri yiyorlardı.
–Ey Cebrail, bunlar kimdir?
–Bunlar zina yapanlar, dünyada Allah'ın helâl kıldığını bırakıp, harama yönelenlerdir.
Sonra baktım, bir topluluk daha var ki, karınları şişmanca. Bunlar Firavun ve ailesinin yolu üzere duruyorlardı. Firavun ve ailesi her ateşe atıldığında onların bulunduğu güzergâhtan gidip geliyorlardı. Firavun ve ailesi oradan geçerken, karınları şişkin bu insanlar yerlerinden havaya fırlıyorlar. Firavun ve ailesi de bu karınları şişmiş insanların üzerelerine basarak geçip gidiyorlar.
–Ey Cebrail, bunlar kimdir? dedim.
Cebrail:
–Bunlar dünyada faiz yiyenlerdir, dedi.
Sonra gördüm ki, bazı kadınlar göğüslerinden, bazı kadınlar da baş aşağı ayaklarından kancalara asılmışlar.
–Ey Cebrail, bunlar kimdir? dedim.
Cebrail:
–Bunlar dünyada zina eden ve çocuklarını öldüren kadınlardır, dedi.

* * *
Sonra Cebrail ile birlikte daha fazla yükseldik ve ikinci kat semaya geldik. Cebrail kapıyı çaldı. Birinci kat semadaki konuşmalar tekrar edildi.
Orada iki teyze oğluyla, Yahya ve İsa ile karşılaştık. Giyim, kuşam ve suretleri birbirlerine benziyordu.
Cebrail:
–Bunlar Yahya ve İsa'dır, onlara selâm ver, dedi. Ben de selâm verdim. Onlar da selâmıma mukabelede bulunduktan sonra:
–Hoş geldin salih kardeş, hoş geldin salih peygamber! dediler.

* * *
Sonra Cebrail ile üçüncü kat semaya çıktık. Kapıyı çaldı, diğer katlarda geçen konuşmalar geçti.
Üçüncü kat semâda Yusuf ile karşılaştık. Ümmetinden kendisine tâbi olanlarla birlikte bulunuyordu. Yüzü, ayın on dördündeki dolunay gibiydi.
Cebrail:
–Bu Yusuf'tur. Ona selâm ver, dedi. Ben de selâm verdim. Selâmıma mukabele etti.

* * *
Sonra Cebrail ile dördüncü kat semâya çıktık. Cebrail kapıyı çaldı, diğer katlarda yapılan konuşmalar yapıldı.
Kapı açıldı. İçeri girdiğimizde, İdris ile karşılaştık.
Cebrail:
–Bu İdris'tir, ona selâm ver, dedi. Ben de selâm verdim. O da selâmıma mukabele etti. Sonra bana:
–Salih kardeş hoş geldin, salih peygamber hoş geldin! dedi. Rabbimiz İdris Aleyhisselâm için şöyle buyurmuştur:
"Onu üstün bir makama yücelttik."agla4)

* * *
Sonra Cebrail ile beşinci kat semânın kapısına geldik. Cebrail kapıyı çaldı, kapı açıldı ve içeri girdik.
Orada Harun Aleyhisselâm ile karşılaştık.
Cebrail Aleyhisselâm:
–Bu, Harun‘dur. Ona selâm ver, dedi. Ben selâm verdim. O da selamıma mukabelede bulundu ve:
–Salih kardeş hoş geldin, salih peygamber hoş geldin! dedi. Harun'un etrafında ümmetinden kendisine tâbi olan insanlar vardı.

* * *
Sonra Cebrail ile altıncı kat semâya yükseldik. O, kapıyı çaldı ve kapı açıldı.
Burada Musa ile karşılaştık.
Cebrail:
–Bu Musa'dır. Ona selâm ver, dedi. Ben selam verdim, o da selâmıma mukabelede bulundu ve:
–Salih kardeş hoş geldin, salih peygamber hoş geldin! dedi
Musa çok kıllı idi. Üzerinde iki gömlek olsa, kılları onlardan dışarı çıkardı.

* * *
Sonra Cebrail ile yedinci kat semâya yükseldik. O, kapıyı çaldı ve kapı açıldı.
İçeri girince, İbrahim ile karşılaştık.
Cebrail:
–Bu, atan İbrahim'dir. Ona se-lâm ver! dedi. Ben selâm verdim. O da selâmıma mukabele etti.
Sonra:
–Salih oğlum hoş geldin, salih peygamber hoş geldin! dedi.
İbrahim sırtını Beyt–i Ma'mur'a dayamıştı. Orada bana:
–İşte senin yerin ve ümmetinin yeri burasıdır, denildi."
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem konuşmasının bu noktasında şu âyet–i kerimeyi okur:
"İnsanların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar, şu peygamber ve ona iman edenlerdir. Allah müminlerin dostudur."agla5)

* * *
Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem anlatmaya devam eder:
–Sonra Beyt–i Ma'mur'a girdim ve içinde namaz kıldım. Beyt–i Ma'mur'a her gün yetmiş bin melek girer, bu melekler kıyamet gününe kadar geri dönmezler.
Sonra baktım, bir ağaç var ki, bir yaprağı bu ümmeti örter. Bu ağacın kökünden bir kaynak çıkıyor ve iki kola ayrılıyordu:
–Ey Cebrail, bu nedir? dedim.
Cebrail:
–Bu, rahmet nehridir. Şu da Allah'ın sana verdiği Kevser'dir, dedi. Bunun üzerine rahmet nehrinde yıkandım, geçmiş ve gelecek günahlarım bağışlandı. Bundan sonra Kevser'in akış istikametini takip ederek cennete girdim. Cennette gördüğüm şeyleri anlatmamın imkânı yok; orada hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği, hiçbir insanın kalbine gelmediği şeyler gördüm.
Sonra Sidretü'l–müntehâ'ya çıkarıldım. Sidre ağacının meyveleri Yemen'in Hecer testileri gibi iri idi. Yaprakları da fil kulakları gibiydi.
Cebrail Aleyhisselâm bana:
–İşte bu Sidretü'l–müntehâ'dır! dedi.
* * *
Görülecekler görülmüş, müşahedeler yapılmış ve nihayet zaman ve mekânın bittiği bir noktaya gelinmişti. Bu varılan nokta, Sidretü'l–müntehâ idi. Buradan sonrası hakkında hiçbir yaratılmışın ne bir bilgisi, ne de oradan öteye gitme gücü vardı. Buraya kadar Resû-lullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e eşlik eden Cebrail Aleyhisselam bu son noktada durur.
–Buradan öteye gitmeye ne iznim var, ne de buna gücüm yeter, der.

* * *
Rivayet edildiğine göre; son sınır noktasına nurdan bir Refref gelir. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu noktadan sonra Refref ile yolculuğuna devam eder. Nurdan yetmiş bin perde vardır, bu perdelerin hepsinden geçilir. Burada ki perdeden kasıt, hiç şüphesiz bizim bildiğimiz perdeler değildir. Çünkü Sidretü'l–müntehâ'dan sonrasına akıl ve mantık dayanmaz. Orada olanları insanın cüz'i aklı kavrayamaz. Bu yüzden ne anlatılmışsa, ona o şekilde inanmak gerekir. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Miraç gecesi sayılamayacak kadar çok âyetler ilâhî belgeler ve mucizeler gördü. İbn Abbas'tan gelen bir rivayette Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
–Öyle bir makama çıktım ki, orada kalemlerin gıcırtılarını duyuyordum.(6)
Kâinatın Efendisi öyle bir makama, bir seviyeye çıkarılmıştı ki, kâinatın mukadderatının nasıl cereyan ettiğine vakıf oluyordu.
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Miraç'ı anlatmaya devam ediyor:
–Sonra öyle bir yerde durdum ki, tarifi olmayan bir ilâhî perde ile karşılaştım. O anda bir ses duydum:
–Orayı geç!
Bu ses üzerine ilâhî perdeyi geçtiğimi gördüm. Sonra yine bir ses duydum:
–Yaklaş!
Bu sesi belki bin defa duydum. Her duyuşta biraz daha ilerledim ve her seferinde bir makamı geçip, bir başka makama vardım:
–Yâ Muhammed! diye bir nida işittim. Bana bir dehşet, bir ürperti geldi, aklım başımdan gitti. Bulunduğum yerden düşeceğimi hissettim. Şimdiye kadar tatmadığım lezzetleri orada tattım. Birden bana evvel ve âhir ilmi keşfolundu. Korkudan tutulmuş olan dilim açıldı. Ardından beni saran korku sevince, gönül rahatlığına dönüştü. O korkudan kurtulunca, bana hamd ve sena etmem için emir verildi."agla7)
"Bütün dualar, senâlar, malî, bedenî ibadetler, iyilikler ve ihsanlar hep Allah içindir. Allah'tan başkasına ibadet yapılmaz..." (Et–tehıyyâ–tu lillâhi ve's–salavâtu ve't–tayyibât...)
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz bu senâyı, övgüyü yapınca, Allah Celle Celâluhu:
"Ey mertebesi yüce olan Peygamberim! Allah'ın rahmeti ve bereketi ile selâm ve selameti sana olsun!"
(Esselâmü aleyke eyyühe'n–nebiyyü ve rahmetullâhi ve berakâtühü) buyurur. Efendimiz Sal–lallahu Aleyhi ve Sellem de cevaben şöyle buyurur:
"Selâm ve selâmet bize ve Allah'ın iyi kullarının üzerine olsun."
(Esselâmü aleynâ ve alâ iba–dillâhis–sâlihîn)
Bu şekildeki hitabı işiten melekût âlemi, tek lisanla nidâ ederler:
"Ben şahadet ederim ki, Allah'tan başka mâbud yoktur. Yine şahadet ederim ki, Muhammed Allah'ın kulu ve resûlüdür."agla8)
(Eşhedü en lâ ilâhe ilallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlühü)
İlâhî huzurda Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem büyük nimetlere erer. İlme'l–yakin, ayne'l–yakîn olur. Bilme inancı, görme inancına dönüşür. Bakara sûresinin son iki âyeti bu makamda Resûlullah'a verilir.
"Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. Allah'ın peygamberlerinden hiçbirisi arasında ayırım yapmayız. 'İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz! Affına sığındık. Dönüş sanadır.' dediler.
Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı (hayır) kendine, yapacağı (şer) de kendinedir.
Rabbimiz!
'Unutursak veya hataya düşersek, bizi sorumlu tutma.
Ey Rabbimiz!
Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme.
Ey Rabbimiz!
Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme.
Bizi affet.
Bizi bağışla.
Bize acı.
Sen bizim Mevlâ'mızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et."agla9)

* * *
Resûlullah bu büyük ilâhî rahmete mazhar olur. Beş vakit namaz da bu makamda farz kılınır. Bu ilâhî makamda yaşananların şeklini ve boyutunu anlamanın imkânı yoktur. Bunu kelimelerle ifade etmek de mümkün değildir. Bütün denizlere oranla bir damla su misâli bu hadiseyi anlatmaya çalıştık. Her şeyin en doğrusunu Allah Celle Celâluhu bilir.

* * *
Vakit dolmuş ve geri dönülecektir. Yolculuğun geri kalanını tekrar Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den dinleyelim:
–Sonra bana, her günde elli vakit olmak üzere namaz farz kılındı. Huzurdan geri döndüm. Dönüşte Musa ile karşılaştım. Musa:
–Ne ile emrolundun? dedi.
–Gece ve gündüzde elli vakit namazla, dedim.
–Ümmetin her gün elli vakit namaza güç yetiremez. Vallahi ben, senden önce insanları tecrübe ettim. Benî İsrail'e muamelelerin en şiddetlisini uyguladım, buna muvaffak olamadım. Sen çabuk Rabbine dön, bu konuda ümmetin için hafifletme talep et, dedi. Ben de hemen döndüm, ümmetim için hafifletme istedim, Rabbim benden on vakit namaz indirdi. Musa'ya tekrar uğradım.
Musa:
–Ne ile emredildin? dedi.
–Benden on vakit namazı kaldırdı, dedim.
Musa:
–Rabbine dön. Ümmetin için bunu biraz daha azaltmasını iste, dedi. Ben döndüm. Rabbim benden on vakit daha kaldırdı. Dönüşte yine Musa ile karşılaştım. Aynı şeyi söyledi. Ben, beş vakitle emrolununcaya kadar bu şekilde Musa ile Rabbim arasında gidip gelmeye devam ettim. Bu sonuncu defa da Musa ile karşılaştım.
Musa:
–Ne ile emredildin? dedi.
–Her gün beş vakit namazla, dedim.
Musa:
–Senin ümmetin her gün beş vakit namaza da güç getiremez. Rabbine dön, biraz daha hafifletmesini talep et, dedi.
–Rabbimden çok istedim. Artık utanıyorum, daha fazla hafifletmesini isteyemem. Ben beş vakte razıyım. Allah'ın emrine teslim oluyorum, dedim.
Bu noktada açıklanması gereken husus şudur: Anlatımda geçen "Musa ile Rabbim arasında gidip geldim" sözünü mâna olarak bir mekandan diğer mekan arası gidip gelmeye ya da temsilde hata olmaz, Cumhurbaşkanı ile başbakan arasında gidip gelmeye benzetirsek hataya düşeriz. Allahu a'lem burada, Musa Aleyhisselâm'ın uyarısı ile Rabbine dönmesi, yukarıda geçen, "Beyt–i Ma'mur'a girdim ve içinde namaz kıldım." sözünde anlatılan şeydir. Beyt–i Ma'mur'a gidip orada Rabbinden niyazda bulunmasıdır. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Musa'yı geçer geçmez bir münâdi (Allah adına) nidâ etti:
"Farzını kesinleştirdim, kullarımdan da hafiflettim!"

* * *
Bir başka rivayette şu ifade de vardır.
"Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, beş vakit namazla gönderilince, Musa kendisine:
–Rabbine dön. Daha fazla azaltmasını talep et. Çünkü Benî İsrail'e iki vakit namaz farz etmişti, onlar bunu kılmadılar, dedi. Bunun üzerine Aziz ve Celil olan Rabbime tekrar dönüp daha fazla hafifletmesini istedim. Allah Teâlâ bana şöyle buyurdu:
"Gökleri ve yeri yarattığım zaman ben sana ve ümmetine elli vakit namaz yazdım. Öyleyse elli olan beştir. Sen ve ümmetin bunları kılın." Böylece anladım ki, bu beş vakit namaz Rabbim Teâlâ'dan kesin bir emirdir. Hemen Musa'ya döndüm. O yine "Dön." dedi. Fakat ben, artık geri dönmedim."agla10)
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Miraç'da geçmiş peygamberlerle konuştuğu konulardan biri de kıyametin mahiyeti ve onun ne zaman kopacağı idi.

* * *
Rivayet olunmuştur ki:
"Miraç gecesinde Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, İbrahim, Musa ve İsa ile karşılaştığında onlardan kıyamet hakkında bilgi istedi. Kıyameti aralarında müzakere ettiler. Önce İbrahim Aleyhisselâm başladı ve ona kıyamet hakkında sorular sordular. Onun kıyamet hakkında herhangi bir bilgisi yoktu. Sonra Musa Aleyhisselâm'a sordular. Kıyamet hakkında onun da bir bilgisi yoktu. Söz İsa Aleyhisselâm'a geldi. O:
–Kıyametin kopmasına yakın şeyler (alâmetler) hakkında bana bilgi verildi. Ama kıyametin kopma vaktini Allah'tan başka hiç kimse bilemez, dedi. Sonra kıyametin alâmetlerinden biri olarak, Deccal'in çıkmasını anlattı. Şunları söyledi:
–Sonra ben inip onu öldüreceğim ve bundan sonra halk yurtlarına geri dönecek. Bu defa onların karşısına Ye'cüc ve Me'cüc çıkacak ve her tepeden hızla hücum edecekler. Onlar giderken rastladıkları her suyu içip tüketecekler ve uğrayacakları her şeyi bozup alt üst edecekler. Bunun üzerine halk feryat ederek, Allah'tan yardım dileyecek. Ben de Ye'cüc ve Me'cüc'ü öldürmesi için Allah'a dua edeceğim. Allah da bir su gönderecek ve o su, onları sürükleyip denize atacaktır. Daha sonra dağlar ufaltılıp dağıtılacak ve yer, derinin yarılıp genişletilmesi gibi yayılıp genişletilecek. İşte bu hâdise meydana geldiğinde, insanlara yakınlığı itibariyle kıyametin, ev halkının doğumu ile aniden ne zaman karşılaşacaklarını bilmedikleri hamile kadının doğurma süresi gibi olacağı bana bildirildi."
Râvi şöyle demiştir:
"Bunun tasdiki, Allah'ın Kitabı'nda da vardır:
"Nihayet, Ye'cüc ile Me'cüc (sedleri) açıldığı ve onlar her tepeden akın ettikleri zaman."agla11)



Dipnotlar:
1–Hicr sûresi, 17
2–Müddesir sûresi, 31
3–Buhârî, Salat 1, Enbiya 5, 22, 41, Menakıbü'l–Ensar, 42; Müslim, İman 263, 264
4–Meryem sûresi, 57
5–Al–i İmran sûresi, 68
6–Buhari, Salât 1, Hac 76, Enbiya 5; Müslim, İman 259, 263, Tevhid 37; Ahmed b. Hanbel, V, 143
7–Altıparmak" Muhammed b. Muhammed, s. 450
8–Elmalılı M. Hamdi Yazır, "Hak Dini Kur'an Dili", Sadeleştiren: İsmail Karaçam ve diğerleri, Azim Dağıtım, İstanbul, c.7, s.304
9– Bakara sûresi, 285–286
10– Nesâî, Salât 1 (1, 223–224)
11– Enbiya sûresi, 96; Prof. Dr. İbrahim Canan, "Kütüb–i Sitte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi", Feza Gazetecilik, İstanbul, c.17, s.573, Hadis no: 1245, 4081, 7232

Ekleme Tarihi: 08.08.2007 - 20:43
Bu mesajı bildir   Ukab üyenin diğer mesajları Ukab`in Profili Ukab Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
SuMeYRa su an offline SuMeYRa  

1576 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.11.2004
En Son On: 11.11.2012 - 22:24
Cinsiyeti: Bayan 
50'den Bes'e...

Heyhat... Bunu bile yerine getirememekteyiz...

:( ağlar ağlar

...

Mevla yüregimizi, ruhumuzu miraca ulasanlardan eylesin...




Ekleme Tarihi: 08.08.2007 - 23:27
Bu mesajı bildir   SuMeYRa üyenin diğer mesajları SuMeYRa`in Profili SuMeYRa Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
SuMeYRa su an offline SuMeYRa  
Buyrun Dostlar...

1576 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.11.2004
En Son On: 11.11.2012 - 22:24
Cinsiyeti: Bayan 
Dinlemek icin Tiklayiniz: MIRAC KANDILI


Gönül Kapilarinizin Acilmasini Istiyorsaniz...

Sizde Dinleyiniz.. Bikmadan, usanmadan...

Ilmen yararlanmaniz ve maneven yükselmeniz icin...


Ekleme Tarihi: 10.08.2007 - 17:43
Bu mesajı bildir   SuMeYRa üyenin diğer mesajları SuMeYRa`in Profili SuMeYRa Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
niyaz*** su an offline niyaz***  

139 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.08.2006
En Son On: 26.10.2008 - 22:26
Cinsiyeti: ----- 
gül Allah Razı Olsun Mükemmel gül
Ekleme Tarihi: 10.08.2007 - 18:29
Bu mesajı bildir   niyaz*** üyenin diğer mesajları niyaz***`in Profili niyaz*** Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
aziz1993 su an offline aziz1993  
Themenicon    Allah Razı Olsun

28 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 15.08.2005
En Son On: 24.07.2009 - 16:35
Cinsiyeti: Erkek 
Kardeş Allah razı olsun Güle Güle Güle Güle Güle Güle
Ekleme Tarihi: 15.08.2007 - 14:33
Bu mesajı bildir   aziz1993 üyenin diğer mesajları aziz1993`in Profili zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1710 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
neco64 (56), hilas (49), nkayan (60), elifgirl (43), esenceliömer (46), o.z.k.a.n (47), TILSIMLI52 (47), türkoðlutü.. (61), allim (52), WebmasteR (43), gültekingumus (54), Nevnihal_17 (36), niyaziterzio&et.. (56), nurse_61 (39), yilmaz.s (54), bahadirb (35), hacisa (61), oguzhan01 (44), tarik tufan (40), hatiice (40), veli1975 (49), alpaslan (59), emre2500 (52), turquaz (38), neseliukala (52), yildirimlar (47), catlaak (50), islamgulu (38), belinay (47), delikarabekir (41), raydin (59), dünya (47), hasimbilgic (56), TalhaahmeT (51), tubis (38), cananuluocak (38), tufan_07 (39), huzur_u mah&tho.. (46), Ekrem (46), dilyar56 (52), habibe1994 (54), sevdim_gerisi_y.. (38), sadece_sen (37)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.85911 saniyede açıldı