0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » OSMANLI TARİHİ ve MEDENİYYETİ » Tarihin seyrini değiştiren imparatorluk...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Ukab su an offline Ukab  
Tarihin seyrini değiştiren imparatorluk...

575 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.01.2007
En Son On: 05.02.2010 - 15:42
Cinsiyeti: Erkek 
Cihan tarihinin her bakımdan en muhteşem devleti, bütün otoritelerin ortak görüşü ile teyit edilmiştir ki; Osmanlı İmparatorluğu'dur. Böyle muhteşem bir imparatorluğun temelini atan, imparatorluğa adını veren insanın da sıradan olmaması gerekir.
Dünya tarihine niceleri olumlu yâda olumsuz katkıda bulunmuştur, bunların içinde Osmanlı sultanları ayarında katkıda bulunanı yoktur. Tarihin seyrini değiştiren, önemli katkılarda bulunan, kurduğu devlete ismini veren Osman Bey'den başlayalım.
Kayı aşiretinin reisi Ertuğrul Gazi'nin, Osman, Gündüz ve Saru Yatı adında üç oğlu vardı. Bunların en küçüğü Osman'dır. Ertuğrul Gazi sağlığında, kendisinden sonra yerine geçecek Osman Bey'i veliaht ilan etti. Ertuğrul Gazi'nin, kendinden sonra aşirete reis olarak Osman'ı vasiyet etmesi aşiretin ileri gelenleri tarafından memnuniyetle karşılandı. Özellikle aşiretin, güngörmüş ak saçlılarının henüz bıyığı terlememiş bu gence rıza göstermelerinin sebebi; Osman Bey'de ki kabiliyet ve üstün meziyetlerdi. Osman Bey'in, aşireti başarı ile yöneteceğine bütün Kayı boyu gönülden inanıyordu. Ertuğrul Gazi ömrünün son yıllarında aşiretin tüm işlerini Osman Bey'e devretti.


* * *
Osman Bey aşiretin bütün sorumluluğunu üzerine aldığında 20 yaşında idi.
Ertuğrul Gazi'nin çevresinde kardeşleri, yaşlı gazileri ve iki de oğlu vardı, bunlardan hiçbiri Osman Bey'in Beyliğine itiraz etmedi. Etmedi çünkü bir liderde olması gereken tüm özelliklerin Osman Bey olduğunu hepsi görüyordu.


* * *
Aşiretin başına geçtikten yaklaşık 16-17 yıl sonra Osmanlı Devletinin kurulduğunu ilan etti. Tarihçiler Ertuğrul Gazi'nin vefat tarihini 1283 olarak bildirmişlerdir. Osman Bey’in fiili olarak 1283 yılında aşiretin başına geçtiği kabul edilirse, Osmanlı Devleti'nin kuruluş tarihide 1300 olduğuna göre, Osman Bey'in aşiretin başına geçtikten yaklaşık 17 yıl sonra Osmanlı Devleti'ni kurduğu ortaya çıkıyor.
Osman Bey'in ne çapta bir lider ve devlet adamı olduğunu anlamak için, aradan 700 yıl geçmesine rağmen batılı tarihçilerin onun için söylediklerine bakmakta fayda var.
İngiliz tarihçi Herbert Adams Gibbons onun için şöyle diyor:
"Osman, başkalarının yapamadığı şeyleri yapma kabiliyetine sahip bir şahsiyet idi. Öyle bir şahsiyet ki, kılıcı ile denk ve hatta ondan üstün olanlar bile maiyetinde seve seve çalışırlar. Orta kıratta adamlar rakipten korkarlar, etraflarına kendilerinden aşağı simaları toplayarak kendi üstünlüklerini meydana çıkarmak isterler. Osman ise, büyük adamdı, işinin erbabını hiç tereddüt etmeden işinde kullandı. Kendisini de, başkalarını da inzibat altında tutmasını bildi. Sabırlı ve pişkindi. Kurduğu devlet bir cihan imparatorluğu oldu, o siyasi bina, baniyi anmak için kâfidir."


* * *
Osman Bey, aşiretin işlerini ele aldığında, çevresindeki insanların önüne büyük hedefler koydu. Onları kısır kavgalardan ve çekişmelerden uzaklaştırarak bütün âleme nizam verme davasına yönlendirdi. Çevresindeki insanlara hedef olarak 'İlâhi Kelımetullah için Nizam-i Âlem'i' gösterdi.
Anadolu'da yaşanan karışıklıkları, parçalanan Selçukludan meydana gelen beyliklerin birbirleriyle giriştikleri kavgalardan ve çekişmelerden uzak duracağını, hiçbir şekilde çekişmelere karışmayacağını özellikle bildirdi. Hayatı boyunca bu düşüncesinden sapma göstermedi.


* * *
Osman Bey'in en önemli özelliklerinden biri çevresinde bulunan insanlara sahip çıkması, onların her türlü dert ve sıkıntılarını paylaşıp ortak olmasıdır. Garipleri, mazlumları, kimsesizleri korur, himayesi altına alırdı. Onun çevresinde bulunan ve her biri bir ülkeye hükümdarlık yapabilecek kapasitede olan Konur Alp, Turgut Alp, Akça Koca, Abdurrahman Gazi, Osman Bey'i hem bir lider, hem bir baba olarak gördüler.
Özellikle cumhuriyet Türkiye'sinin ısmarlama tarih yazan, tarihçileri, Osmanlıyı aşağılamakta birbirleri ile adeta yarış halindedir. Hıristiyan dünyasının tarihçileri de Osmanlıya kinlerini kusmaktan geri kalmadı. Onlar yinede bizim ısmarlama tarihçilerimizden daha insaflı davrandı. Osmanlı padişahlarının ne çapta insanlar olduklarını bizim tarihçiler anlamak istemedi, bizden olmamalarına rağmen yabancı tarihçilerin daha insaflı davrandıklarını görmekteyiz.
Jouannin Van Gaver, Osmanlıoğulları için şöyle diyor:
"Küre-i Arz üzerinde hüküm sürmüş bütün ailelerin büyük adam yetiştirme bakımından en feyizlisi."
Osman Bey, devleti kurarken temeline yerleştirdiği prensipler yüzyıllar boyu Osmanlı Devleti'nin dayanak noktaları oldu. Osman Gazı'nın koyduğu prensiplere halefleri sadakatle bağlı kaldı.
İç ve dış düşmanlar el birliği ile ortaya attıkları yalan ve iftiralara rağmen Osmanlı'nın ihtişamına gölge düşüremediler. Gerçeklerin üzerini örtemediler.
Osmanlı'nın, dünya tarihinde emsali olmayan bir devlet olmasını sağlayan sebeplerin başında, Osman Gazi'nin kuruluşta temele koyduğu harçtır. Bu harcın içinde ki en güzide prensip "her şeyin merkezine insanı" koymasıdır. Osmanlı yüzyıllar boyu "insanı yaşat ki insanlık yaşasın" prensibi ile hareket etti. Savaş zamanlarında bile insan haklarını ihlal etmeyen bir anlayışla dünyaya hükmetti. Osmanlının insana bu bakışı nedeniyledir ki, dünya halkları Osmanlı'ya sempati ile yaklaşmıştır. Tarihin hiçbir döneminde görülmemiş uygulamaların altında Osmanlı imzası vardır. Bunlara bir örnek; savaş sırasında olsa dahi “bir askerin sivil halka veya halkın malına zarar vermesi durumunda, bunun idamı gerektiren bir suç” olarak kabul edilmesidir. Fransız düşünüre kulak verelim:
"Onlarda barış zamanı fakiri rahatsız etmek, malını çalmak birkaç kötek cezasıyla geçiştirildiği halde, savaşta en ağır cezaları alıyorlar. Parasını vermeden bir yumurta almanın cezası tam elli sopa, karın doyurmayan, az yada çok değerli herhangi bir şeyi çalanlar hemen kazığa geçiriliyor yada başları kesiliyor."


* * *
Osmanlı, sefer esnasında düşman topraklarına giren askerlerine dikkat etmesi gereken kurallar koydu. Bu kuralların başında kadın ve çocuklara, ihtiyar ve hastalara dokunulmazdı. Mal, mülk, bağ, bahçe ve mekân-lara dokunulmazdı. Buralara zarar vermek kesinlikle yasaktır. Bu ilkeleri ihlal eden asker en ağır şekilde cezalandırılırdı.


* * *
Osman Bey'den yıllar sonra imparatorluğun başına geçen Kanuni Sultan Süleyman'ın çıktığı bir seferinde şöyle bir olay yaşandı. Ordunun konakladığı bir belde de, yeniçeri atını bulundukları belde sakınının tarlasına sürdü. Tarla baştanbaşa harap oldu. Tarla sahibi mağduriyetini bildirerek, şikâyette bulundu. Yeniçerinin ifadesi alındı. Yapılan araştırmada tarla sahibinin zarara uğratılıp, mağdur edildiği anlaşıldı. Yeniçeriye idam cezası verildi.
Bu hadise 21. yüzyılın egemen güçlerinin mazlum halklara karşı uyguladıkları insanlık dışı muamelelerle mukayese edildiğinde, Osmanlının ne çapta bir devlet olduğu daha iyi anlaşılıyor. Osmanlı niçin ulaşılmazdır? Bu uygulamaları için ulaşılmazdı…


* * *
Osman Bey, devletin temellerini atarken, amacına hizmet için çevresine aldığı arkadaşlarının içinde bir tek çürük yoktu. Tarihçi Öztuna bu konuda şu tespitte bulunmaktadır:
"Osman Bey'in gazi-derviş topluluğunda hainlere, korkaklara, bencillere yer yoktu. Muti, sadık, vefakâr, yiğit olan kabiliyetler bu cemaatte yer alabilirdi."
Bu tespit aynı zamanda lider ve idarecilere de ders niteliğindedir. Başarıya ulaşmak isteyen liderin, etrafına dikkat etmesi, etraf oluştururken hangi prensiplere özen göstermesi gerektiğini beyan ediyor.
Osman Bey'in kurduğu devletin temeline harç taşıyan insanlardaki üstün meziyetleri gören Fransız tarihçisi Grenard da şunları söylemektedir:
"Bu yeni imparatorluğun kuruluşu, beşer tarihinin en büyük ve hayrete değer vakıalarından biridir."

Ekleme Tarihi: 16.11.2007 - 02:13
Bu mesajı bildir   Ukab üyenin diğer mesajları Ukab`in Profili Ukab Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Maksat kelam olsun su an offline Maksat kelam olsun  

1463 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.03.2007
En Son On: 09.05.2011 - 10:25
Cinsiyeti: Erkek 
Kardeş çok güzel ekleme paykaşım açmışsın....tşk......O cihan devleti ki osmanlı böylr olmasa zaten 3 kıtada at koştura bilirim .....O osmanlı böyle olmasa nice kralıkları zalimleri diz çöktürüpte hristiyanı.yahudisi.ermenesi.vs vs ayıtr etmeden hakını verirmiydi.....Osmanlıyı osmanlı yapan malumunuz tek gaye o da ilahi kelimetullah davasını yaşamak.yaşatmaktı ,ne zaman bundan paye verilmeye başlandı osmanlıda bozulmalar oluştu.......o yüzden dir ki avrupalısı yahudisi ermenisi boşuna osmanlı adaletini aramıyor öylemi......Şimdi osmanlı olmuş olsa taaaa kıtalardan buraya elin evangelistleri ülkeleri kana bulaya bilirmi bu kadar cana kıya bilirmi ortalığı boş buldular at koışturuyorlar meydanda...ama ne gelirki elden ne osmanlı gelir nede bu insanlık bir osmanlıyı bula bilir devlet anlamında.......


selam ve dua ile.........
Ekleme Tarihi: 16.11.2007 - 16:48
Bu mesajı bildir   Maksat kelam olsun üyenin diğer mesajları Maksat kelam olsun`in Profili Maksat kelam olsun Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 2013 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
sefa46 (70), sa71bo (53), hacý46 (39), talathoca (68), volkanadar (46), abcesam (66), ~YaSeMeN~ (40), Yavuz Selim Hay.. (54), sezerarzumanogl.. (40), mhakanavci (43), mevlüt01 (43), ravza dila (41), cartel02 (43), CANBULUT (48), mbitis (39), nurkelebek (56), lokmanyavuz1959 (65), mke55 (40), Seymaa (51), veyselkarani (51), a_musab (38), uyuz (45), tugbil (60), Guldemet (49), Fatih Erus (38), Nedim06 (59), Yusra (36), a_Sena_a (49), abdullah acar (47), M HAKAN AVCI (43), kral (48)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.75839 saniyede açıldı