ivermektin ivermektine stromectol generique plaquenil fluvoxamine naprosyn natyl nebilet neggram negram nemexin neo stediril neoral neurolithium neurontin neurotop nexium nimotop nivaquine nizoral cream nizoral nolvadex nootropil norflocine norlutate noroxin norsol nortrilen norvasc norvir novonorm nyolol ocuflox oculastin oftan olmetec plus olmetec omix omnicef onymax optivar orelox orfiril osiren otrivin rhume des foins oxsoralen
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Nefsin uçkuruna sahip olamamak-I (Takdîm)

önceki konu   diğer konu
3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
rudeyha su an offline rudeyha  
Konu icon    Nefsin uçkuruna sahip olamamak-I (Takdîm)
211 Mesaj -

Nefsin uçkuruna sahip olamamak-I (Takdîm)



Hamd Alemlerin Rabbine, salât ve selam onun elçisi biricik Efendimiz (s.a.v.) üstüne olsun.
Rahman ve Rahîm olan Allah'ýn adýyla...

Elzem bir ikâz: Bu yazýnýn tamamý dikkatle okunmazsa, anlatýlmak istenen vakýalarda kopukluk olabileceðinden, yanlýþ anlaþýlmalar zuhur edebilir bu nedenle okuyacak kardeþim dikkatli olursa sevinirim, þimdi olmasa da belki dün belki yarýn bizi yakýndan ilgilendiren olaylarý ihtiva eden bir yazý olur.

Daha önce yazmýþ olduðumu Allah belaný versin internet! - Ýlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kiþisel Bilgi Sitesi ve Kýz ile erkek arkadaþ olamaz - Ýlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kiþisel Bilgi Sitesi yazýlarýnýn mütemmimi olarak bu yazýyý da sizlerle paylaþma gerekliliði hâsýl oldu bendenizde, haddimize deðil aslýnda yazmak ama duygulara ve fikirlerde de gem vurulmuyor ki. Ve'l hâsýl, mevzuu derin söylenecek çok söz var acizâne. Yazýnýn bir seri þeklinde olacaðýný düþünüyorum eðer aklýmdakileri aktarabilme baþarýsýna ulaþabilirsem. Bu bölümde konuyla ilgili olarak "Ýnternet" kavramýný irdelemeyi düþünüyorum. Mevla mahcub eylemesin, hepimizin yar ve yardýmcýsý olsun. Satýrlara yazýlacaklarýn inâyet-i Ýlâhi ile sudurlara da yazýlmasýný niyâz ediyorum.

Muzdarip olduðumuz ancak bir o kadar da uzak kalamadýðýmýz artýk günlük hayatýmýzý bile etkileyecek boyuta ulaþan bir vaký aslýnda burada anlatýlmak istenenler. Bir taraftan oluþtururken bir taraftan yýkmaya çalýþtýðýmýz bir paradoks. Ve yine duygularýmýzýn, fikirlerimizin, fiillerimizin mündemiç olduðu bir realite. Evet, çoðu kez sonunda ahlarýmýzla baþbaþa kaldýðýmýz, dövünmelere þahit olduðumuz bir olgu veya da ne diye adlandýrýrsanýz adlandýrýn etkisi yadsýnamayacak kadar büyük bir imtihan. Ýmtihanýn sonunda kim kazanýr kim kaybeder Allahu a'lem. Yalnýz bunu bilmiyoruz diye geliþgüzel bir hayat sürmekte pek yakýþýk almaz diye düþünüyorum. Ýþte öncelikle nefsim olmak üzere küçük de olsa bir tenbih, ufak da olsa bir ikaz olarak kabul edebilirsiniz bu yazýyý ama katýlýrsýnýz ama katýlmazsýnýz.

Ýnsanoðlunun Hz. Adem ile baþlayan yaþam serüveni neler neler gördü, neler neler geçirdi tarihi bir seyri tutup da size anlatacak halim yok burda ama tarih de kiþinin kendisine çeki düzen vermesini saðlayan bir aynadýr bence müslüman için. Tarih gösteriyor ki nasihate kulak týkayanlar, yaþanan olaylardan ibret almayanlar, vurdumduymaz yaþayanlar, heva ve hevesine kulluk edenler ya kötü bir þekilde yok olup gitmiþler ya da kendilerinden sonrakilere birer mir'at-ý ibret olmuþlardýr. Ýþte günümüz insanlarý da fýtratlarý gereði isteseler de istemeseler de bu imtihana ittiba etmiþlerdir. Baþta da zikrettiðim gibi bu imtihaný baþarýyla geçebilmek için ise riâyet etmemiz gerek hususlar mevcuttur. Bunlarý da en kapsamlý þekilde ihtiva eden þüphesiz yüce Kitabýmýz Kur'an-ý Kerim ve Efendimiz'in s.a.v mübarek hadisleridir zaten kendisi de bunu Veda Haccý'nda bizler akledelim diye ifade ediyor. Ne mutlu o mübarek sözlere muttali ve müdrik olanlara...

Efendim af buyurun iþgüzarlýk yapýp uzatýyoruz aslýnda lafý ancak inanýn bazen yazmaya bile haya ediyorum, yazmasam mý diyorum lakin kulluðumun gerektirdiði emr-i bil'l mâruf nehy-i ani'l münker (iyiliði tavsiye etmek, kötülükten sakýndýrmak) görevini ifa edebilmek adýna þecaatleniyorum. Binaenaleyh buraya kadar da geldik durmak yakýþýk almaz. Evet, baþlýk dahi edep sýnýrlarýmý aþýp oraya kondu ve bundan kaçýnmak da imkansýzdý çünkü içeriði en iyi ifade eden bu cümle oldu diye düþünüyorum. Tabii bu baþlýða göre umumi birþeyler yazmaya kalksak ezilip kalýrýz altýnda bundan dolayý spesifik olarak internet kavramý ile iliþkilendirdim zaten yazýnýn oluþmasýna sebep olan ana faktör de bu kavram. 6 yýllýk (2003-2009) internet macerasýndan arta kalanlarý yukarda ifade ettiðimiz þeyler doðrultusunda sizlerle paylaþacaðým. Bu süre zarfýnýn büyük kýsmýný (5 yýl) çeþitli sitelerde ve kendi sitelerimde yöneticilik yaparak geçirdiðim için birçok bilinmeyen yönlediri de aktarma fýrsatým olacak sizlere ayrýca sürenin uzun olmasý ile paylaþacaðým tecrübelerimiz de paralel olarak çok olacak. Bakalým internet nefsin uçkuruna ne gibi bir tesirde bulunuyor. Yoksa biz mi suçumuza bir ortak arýyoruz. Bundan sonraki yazý da görüþebilmek ümidiyle...

Devamý... (Nefsin uçkuruna sahip olamamak-II (Kýz-erkek iliþkileri açýsýndan platformlar) )
Yazýnýn kaynaðý: Nefsin uçkuruna sahip olamamak-I (Takdîm) - Ýlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kiþisel Bilgi Sitesi

Ýlyas Uçar - Evvâh - Ebu Rudeyha
03.03.2009 - 17:21

Gönderen: 03.03.2009 - 19:44
Bu Mesaji Bildir   rudeyha üyenin diger mesajlarini ara rudeyha üyenin Profiline bak rudeyha üyeye özel mesaj gönder rudeyha üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
NEFSE "ÖL" DEME "OL" DE !
Moderator


4254 Mesaj -
NEFSE "ÖL" DEME "OL" DE !
Nefsin mahiyetini incelemek, hakikaten aðýr ve yorucu bir konu… Asýrlarca Kelamcýlarýn, Tasavvufçularýn, Felsefecilerin, Ahlâkçýlarýn, Ruhçularýn, Ruhbanlarý baþýný aðrýtan bir mesele olmuþtur… Nefis, çok geniþ anlamlý bir kavramdýr… Deðiþken ve halden hale giren bir nefisle karþý karþýyayýz… Ýlk etapta nefsin çaðrýþým yaptýðý anlamlara bir göz atalým… Bir þeyin zatý, kendisi… Ruh… Cins, tür… Öz, öz varlýk, kiþilik… Vicdan… Ýnsanda emredici güç, dinamik… Kalp… Þehvet, arzu ve gazabýn baþlangýç yeri, yataðý… Nefs, tek tek kiþiler, kiþilerin benliði, ‘‘ene’’ si anlamýndadýr… Ben idrakine sahip olan varlýk… Kiþi ve zat demek olan nefs, insanýn maddi-manevi öz varlýðý ve öz benliðini oluþturan bir iç mayadýr… Nefis, ‘‘kendi kendinin farkýnda olan, ben idrakine sahip þuurlu zat’’ týr…Yani, nefis sahibi varlýklar bilinçli varlýklardýr, nefis bilinçle ilgilidir… Bu tanýmlarý yaparken dualist bir anlayýþa düþmemek gerekir… Ýrfan ekolüne göre insanýn nefis-akýl-kalp üçgeninde cereyan eden imtihanýnda nefis negatif kuvvetlerin merkezi olarak algýlanýr… Adeta nefis þeytanýn kullanabileceði bir santral pozisyonundadýr… Ýnsanýn önünde var olan iyilik, güzellik ve doðruluk büluð çaðý ile birlikte nefs ve güçleri tarafýndan bencillik maskesi ile örtülmeye baþlanýr. Baskýn olan, ayartýcý, baþtan çýkarýcý, kýþkýrtýcý benliktir… Þeytani özellikler heva üzerinden insaný kuþatýrken, melekî güzellikler kalp ve vicdan üzerinden insana etki eder… Akýl ayýrt edici, ayrýþtýrýcý bir rol üstlenir… Akýl, nefsinde, kalbinde hizmetine girebilir… Ýnsan nefsinde üç temel kuvvet vardýr: 1-Kuvve-i gadabiye (öfkenin gücügöz kırpma… 2-Kuvve-i þeheviye (þehvetin gücügöz kırpma… 3-Kuvve-i akliye (aklýn gücügöz kırpma… Bu üç kuvvet akleden kalbin kontrolüne verilirse insan halife misyonunu kuþanýr… Akleden kalbin denetiminde öfkenin gücü; þecaata (iyiliðe) dönüþür… Þehvetin gücü, iffete inkýlab eder… Aklýn gücü de hikmeti yakalar… Akleden kalp sisteme hakim oldukça þecaat, iffet ve hikmet buluþmasýndan adalet çýkar… Nefsi, akl-ý selim ve kalb-i selim ile kuþatýp silm (ÝSLAM)e teslim olmasýný saðlamak gerekir… Tabii ki, bunun içinde önce vahiyden gelen ýþýðý akla ve kalbe yüklemek mecburiyeti vardýr… Aksi taktirde nefsin istekleri karþýlandýkça, ruhun alaný daralýr… Potansiyel insanýn, hakiki insana dönüþmesinin önündeki engel nefsin hevasýdýr… Yani peþine takýlýp gidilen nefsani arzulardýr… Ýnsandaki vahþeti ancak vahiyle durdurmak mümkündür… Çünkü Ýkbal’in ifadesi ile: ‘‘Yol kesenler, Kur’an-ý okuyup öðrenince yol gösterici oldular’’ Haramilerden sahabi çýkaran, eþkýyayý evliya kýlan vahyin sýrrýdýr… Nefis ciddi bir tezkiye ve terbiyeye tabi tutul duðu zaman, hevaya muhalefet, Rabbine muvafakat ettiði görülecektir… Peki nefis terbiyesi nedir? Nefis terbiyesi,insan terbiyesi demektir… Aklýn, kalbin, ruhun, iradenin, bedenin vahyin disiplin ve düzenine baðlý kalmasýdýr…Nefis terbiyesi, kullukta ayar ve amellerde yeni bir kývam demektir… Terbiye, ekmele, eþrefe, ahsene yönelik ulvi bir seferdir… Bu terbiyenin temelinde ALLAH’a teslimiyet vardýr… Rabbani disiplinde karar kýlmak vardýr… ALLAH’ýn ruhundan üflenen insanýn, ALLAH’ tan baðýmsýz bir yaþamý reddetmesi vardýr… Bu terbiye sisteminde; Müslüman canýnýn istediði gibi yaþayamaz… Kafasýna göre takýlamaz… ALLAH’ýn istediði gibi yaþamak zorunluluðu altýndadýr… Nefsin insan ruhu üzerinde iki baský alaný vardýr: Ýstemek ve sahip olmak… Ad, ünvan, þan, þöhret, mülk, makam, para, rütbe, kariyer, itibar vs. Habire bunlarý istemek ve sahip olmak arzusundadýr insan… Bu kontrol edilmediði zaman sonuç sömürü ve savaþa varacaktýr… Terbiye odur ki; tüm bu isteme iþtahýný ve sahip olma güdüsünü meþru ve maruf zemine çekmektir… Nefsin duyum ve fonksiyonlarý þeytanýn etkisine açýktýr… Þeytanýn güdümüne giren nefis benlik, bencillik, bireysellik belasýna maruz kalacaktýr… Þeytan, nefsin arzularýndan hareketle kalbe nüfuz etmeye çalýþýr… Kalbe fesat tohumlarý ekmeye baþlar… Ýþte bu aþamada tedbir ve terbiye kaçýnýlmazdýr… Temel hedef nedir? Nefsi adam etmektir… Daha doðrusu adem olmaktýr… ÝSLAM’ýn derdi insanýn çamurlaþmadan, insanlaþmasýdýr… Örnek oluþturmak… Denge unsuru olacak merkez kiþilikler yetiþtirmek… Dünya da herkes bir gösteriþ dalgasýna kapýlýp gidiyorken, ÝSLAM’ýn insaný ise, ihlas ve takvasý ile farkýný ortaya koyabilendir… Kendini yönetebilen, kurabilen, koruyabilen, hükmedebilen, dizginleyebilen insan ÝSLAM’ýn insanýdýr… O insan kendini bilen, haddini bilen, Rabbini bilen insandýr... Nefsine hükmedemeyen kiþi, sýnýr, ölçü, kural, hukuk tanýmayan, tuðyana aday olan insandýr… Ondan adalet, merhamet, ahlak, beklenebilir mi? Terbiye almamýþ insan hamdýr, hýrçýndýr,huysuzdur, huzursuzdur hep… Ruhunu, benliðini yitirmiþ insan zarar deposudur… Nefsin galebesi ve baskýsý yaþama dar açýdan bakmayý doðurur… Ýç güdüleri ile hareket edenler, terbiye yoksunu zavallýlardýr… Kýskançlýk, kýzgýnlýk, cinsellik, aç gözlülük onlarýn iç dünyalarýna hakim olmuþtur… Artýk ‘‘iç’’ leri geçmiþ, ‘‘deri’’den ibaret bir ‘‘hiç’’tirler… Kiþilikleri geliþmez… Paylaþýmlarý olmaz…Özveri, vefa, sadakat, sevgi lügatlerinden silinmiþtir… Esasta bu olumsuzluklarý tetikleyen beþeri hýrslar ve þehvetlerdir… Nefis insana hep ‘‘daha, daha’’ der… Daha çok kazanç… Daha çok üretim… Daha çok tüketim… Daha çok baþarý… Habire rekabet… Sürekli reklam… Þöhret, servet, þehvet sýnýr tanýmaz olur… ‘‘Daha, daha’’ demenin ne hukuku, nede ahlâký vardýr… Bu ‘‘Rabbena hep bana’’ mantalitesi ile kendisinden baþka kimseyi görememe körlüðüdür… Bu amansýz yarýþta kendini paralayan, ruhunu parçalayan bir mahluk karþýmýzdadýr… Yükselmek, kazanmak için ezen, sömüren, soyanlarýn çoðaldýðý bir sektör oluþtu… Riyakârlýk, hilekârlýk, sahtekârlýk ‘‘yüz kýzartýcý’’ suç olmaktan çoktan çýktý, ‘‘iþ birlilik’’ olarak kabul gördü… Çýlgýnlýklar, çirkinlikler alkýþlanýr oldu… Ülkelerin kodamanlarý, bürokratlarý, aðababalarý, yalan, talan, soygun düzenlerini yürütürken ne doyumsuz nefisler taþýdýklarý aleme malum deðil mi? Tarihte ve günümüzde bir çok savaþýn nedeni ihtiras, öfke, kin ve husumet kusan azgýn nefisler deðil midir? Halkýna kan kusturan despot yöneticilerin temel sorunu kudurmuþ heva ve hevesleri deðil midir? Saltanat ve nefsaniyet davasý güdenlerin yüzlerine yansýyan kin ve husumet iç dünyalarýndaki vahþeti ele veriyor… Bu ululanma belasý insanlýða pahalýya mal oluyor… Uçuruma yürüyen gençlik , nefsi tutkularýn kurbaný… ‘‘Özgürlük söylemi’’ nefsin dizginlerini serbest býraktý… Moda, marka, model, modernite nefsi kýþkýrtmanýn çaðdaþ tuzaklarý… Kardeþlerimiz en fazla nereden yara alýyor? Vahdetin önündeki en büyük engel nedir? Müslümanlar arasý sorunlar, fikri midir yoksa nefsimidir? Nefisler arasý savaþý kim durdurabilir? Kendi zaaflarýný yenemeyenler etrafa da zarar veriyorlar… Tahammülsüz, sabýrsýz, geçimsiz, vefasýz, özverisiz iliþkilerin gerisinde depreþen nefisleri göreceksiniz? Tekmeler, çelmeler, ithamlar, yargýsýz infazlar hangi haklý gerekçeye dayandýrýlýyor? Merhamet, hak, adalet, ahlak ayak altý ise, vicdan suküt etmiþ, insaf kurumuþ ise, bunun nefisle ne ilgisi var, diyebilir miyiz?Cahiliyenin putlarýna ilan-ý harp edilirken, nefis putu okþanýyorsa, bu ne yaman çeliþki, deðil mi? Evet, önce içimizdeki canavarý görelim… Ýnsanýn içindeki haset çamurda yýkanan, þehvetle beslenen þeytani duygularý teþhis etmek gerekmiyor mu? Ýçimizdeki ‘‘fücur’’ gündelik hayatýmýza, iliþkilerimize, toplumsal dokumuza sirayet ediyor… Hatta himaye görüyor… ‘‘Seri katil’’ soðukkanlýlýðý ile ruhumuzu katlediyor… Günah iþlemekteki bu cesaret nereden geliyor? ALLAH’a isyandaki bu pervasýzlýðý nasýl anlamak lazým? Gýrtlaðýna kadar harama batmýþ, iliklerine kadar günaha bulanmýþ, hâlâ kendilerine toz kondurmayanlar..! Kendilerini halis, muhlis Müslüman görmeye devam ededursunlar… Kendimizi nasýl temize çýkarabiliriz ki? Rabbimiz Kitab’ýnda þöyle buyururken: ‘‘Öyleyse kendinizi temize çýkarýp durmayýn’ (Necm-32) Hz. Yusuf (as) þu gerçeðe vurgu yaparken: ‘‘Ben nefsimi temize çýkarmýyorum.’’ (Yusuf-53) O halde bize düþen görev; nefsi savunmak deðil, sorgulamaktýr… RasulALLAH (sav) uyarýsýna kulak vermektir… ‘Akýllý kimse nefsini sorguya çeken ve ölümden sonrasý için çalýþanlar’’ (Tirmizi) Bunun için, ‘‘Nefis terbiyesi’’ üzerine felsefik, teorik münazaralar gerekmiyor… Tasavvufi, kelamý tartýþmalara boðulmak da doðru deðil… Bizim baðlý olduðumuz terbiye sisteminde; yoga, meditasyon, diyet, perhiz, nefsi cezalandýrmak istenmiyor… Nefsi ‘‘öl’’dürmek deðil, ‘‘ol’’ durmak esastýr… ÝSLAM, nefsi ne öldürmeyi, ne de azdýrmayý öneriyor… ÝSLAM nefis tezkiyesi için herhangi bir merasim,protokol, prosüdür, hiyerarþik silsile ön görmüyor…Bu amacý gerçekleþtirmek için, ‘‘meyyitin gassala teslimiyeti gibi’’ birilerine teslimi nefis etmek diye bir kural yoktur… Kendinden vazgeçerek, kendini yok sayarak bir arayýþa girmek deðil, kendi kalarak, varoluþunu sürdürerek, þahitlik ve sorumluluk yüklenerek hayatta aktif rol almak, doðru olan budur… Yine nefis tezkiyesi için halvet, uzlet þartý yoktur… Toplumsal sorumluluklarý ertelemekle, içe kapanmakta, hayata sýrtýný dönmekle, dünyadan el-etek çekmekle istenen amaç gerçekleþmeyecektir… Takva hayattan kopmak deðildir… O zaman silik, sessiz, pasif bir kiþilik oluþacaktýr… Olmasý gereken ise münzevi deðil mütevazi bir yaþamdýr… Burada önemle üzerinde durulmasý gereken husus ,insaný ve ÝSLAMý bütünlüðü içinde ele alýp ,anlamaktýr… Bütünü zedeleyen parçacý anlayýþlara düþmemektir…Tüm boyutlarý ile meseleyi idrak etmektir…Üzerinde durduðumuz konu salt bir ahlakçýlýk,ruhçuluk mevzusu deðildir…Tasavvufun tarihi seyri içinde düþtüðü yanýlgýlara ve yanlýþlara tepki verirken doðrularýmýzý ve görevlerimizi terk etmemek durumundayýz … ‘Vasat ümmet olma vasfý ile dengeli duruþumuzu sürmeliyiz… ÝSLAMý ‘‘þeriat” sýz bir sevgi ve barýþ dinine indirgeyen anlayýþla, ‘‘takva” sýz bir kulluðu savunan þekilci ,slogancý, ruhsuz söylemde sakattýr… Adalet ve özgürlüðü öne çýkarýrken , ubudiyet ve ahireti atlayan bakýþ açýsý problemdir… Endiþem o ki, insanlarýmýz iki yanlýþtan birini tercih etmek durumunda kalmalarýdýr: Dünyevileþmek veya ruhbanlaþmak… Bu durum sekülerize edilen bir dinle, mistik, bir anlayýþ arasýnda, sapmak ve savrulmaktýr… Bu durum da çözüm, dünyada hayata ,eþyaya uhrevi bir boyut yükleyerek yaþamaktýr… ÝSLAMý ideolojileþtirmeden, sadece toplumsal hayata düzen getiren bir din olmadýðýný, insanýn iç düzenini de öncelikle kurduðunu hatýrlayarak okumak lazým… Deruni, enfusi, ruhi, kalbi, boyutu olmayan bir ÝSLAMi kiþilik ve dini yaþam aþksýz,ruhsuz ve ihlassýzdýr… Sürdürülemeyen dindarlýðýn altýnda bu gibi nedenler bulunuyor… Bu boyut ihmale gelmez… Salt kuru akýl insaný … Bilgi, kültür hamalý olan aydýný… Sadece kaba kuvvetle yürüyen fanatik eylem adamý… Bir tarafý eksiktir hep… Uzun soluklu ayakta kalmasý mümkün deðildir… Ruh dünyalarý yoksullaþanlarý, dünyevi zenginlikleri kurtaramayacaktýr… Ruhu besleyecek iç dinamiklere yoðunlaþmak lazým… Bu çerçevede tevekkül, teslimiyet, tefekkür huþu,haþyet, ihlas,ihsan, ittika, yakin, dua, zikir, hamd, havf, reca ,sabýr temel gereksinimlerdir… Ýnsanýn bünyesinde ruhi, ahlaki ve manevi tehlikeler karþýnda bir erken uyarý sistemi vardýr… Bunun adý vicdandýr, önünü açmak lazým… Fýtratý körelten tortularý silip atarak, tevhid aðacýný yeþertmek zamaný… Kökü sabit, dallarý semaya uzanan güzel aðaç… Mahþerde gölgesine sýðýnacaðýmýz aðaç… Vücud topraðýmýzý vahiyle suladýðýmýz zaman cennet tubalarýnýn yeþerdiðini göreceðiz… Vahiy yaðmurundan yoksun çorak yüreklerde ancak cehennem zakkumlarý bitecektir… Evet vahiy merkezli bir terbiye süreci artýk kaçýnýlmazdýr… Bu sürecin besmelesi, ALLAH’ý ve ahireti hatýrlamaktýr…ALLAH’ý ve ölümü unutan nefisler bitiktir… Yarýnlara yönelik yaþamalýyýz… ‘‘Hesap günü’’ endiþesi ile hesaplarý güncelleyerek… Efendimiz (sav)ciðerparesi, biricik kýzý Fatýmaya olan uyarýsýný gündemde tutarak… ‘‘Ey Fatýma nefsini ateþten kurtar, senin için kýyamet günü elimden bir þey gelmez’’ Bize düþen sorumluluk; terbiye-i Muhammedi de, sünneti seniyyede karar kýlmaktýr… Ýþte o zaman nefis, ‘‘fakr’’ýný ‘‘acz’’in ‘‘zaf’’ýný fark edecektir… Ve þu müjdeye mahzar olacaktýr: ‘‘Ey mutmain nefis! Kendini razý olmuþ ve (ilahi) rýzaya ermiþ olarak dön Rabbine. Artýk kullarýmýn arasýna gir. Cennetime gir.’’(Fecr-27-30) ALINTIDIR Elinize Saglik KardesimTe$ekkürler

Gönderen: 03.03.2009 - 22:31
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rudeyha su an offline rudeyha  
211 Mesaj -
rica ederim saðolun kardeþim.
Gönderen: 04.03.2009 - 12:52
Bu Mesaji Bildir   rudeyha üyenin diger mesajlarini ara rudeyha üyenin Profiline bak rudeyha üyeye özel mesaj gönder rudeyha üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1195 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
1732 üye ile 14.01.2023 - 16:03 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
kaykaan (57), safak-50 (60), nazlinazende (45), sena_55 (49), NEWYORKER (50), hazan44 (39), RaMaZaN050 (34), KONVEYÖR (47), arefenur (52), mehmet4467 (42), hasret44 (39), turancihan (48), sevgikusu (37), kul_bahri (58), ser_kan (47), ssessiss (36), Seyyidmehmet (47), Ata01 (52), sempatik_cd (43), ebubekir1989 (35), M.EFE (50), sam@ (42), ozgurozakinci (47), garibcahil (46), muhacir-i muham.. (40), Osman50 (70), kanka_konya (36), hkurt (60), haliime (45), mrasitalas (40), hayýrsev.. (58), zekitatari (67), y_turan (39), doctor (41), koylu (63)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.10003 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.