ÝMAN'IN YERÝ KALP'TÝR

Îmânýn yeri kalp, Ýslâm’ýn yeri kalýptýr. (Ahmed bin Hanbel rh., Müsned, 3/134-5) Aslolan ise kalptir. O bakýmdan, her mü’min Müslüman’dýr; fakat, her Müslüman mü’min deðildir. Zira bir insan, mü’min olmadýðý halde Ýslâmî ibâdet ve tâatlerini yaparak kendisini Müslüman gösterebilir. Bunun içindir ki Kur’ân-ý Kerim’de þöyle buyrulmuþtur:
“Bedevîler, ‘biz îman ettik’ dediler. Onlara de ki, ‘siz îman etmediniz; ama, Müslüman olduk deyiniz. Henüz îman kalplerinize girip yerleþmedi...” (S. Hucurât, 14)

ÝMAN'ÝN YERÝ KALP'TÝR

Îmânýn yeri kalp, Ýslâm’ýn yeri kalýptýr. (Ahmed bin Hanbel rh., Müsned, 3/134-5) Aslolan ise kalptir. O bakýmdan, her mü’min Müslüman’dýr; fakat, her Müslüman mü’min deðildir. Zira bir insan, mü’min olmadýðý halde Ýslâmî ibâdet ve tâatlerini yaparak kendisini Müslüman gösterebilir. Bunun içindir ki Kur’ân-ý Kerim’de þöyle buyrulmuþtur:
“Bedevîler, ‘biz îman ettik’ dediler. Onlara de ki, ‘siz îman etmediniz; ama, Müslüman olduk deyiniz. Henüz îman kalplerinize girip yerleþmedi...” (S. Hucurât, 14)
Kalbin de dört çeþidi vardýr:
1. Ecred kalp,
2. Aðlef kalp,
3. Menküs kalp,
4. Musaffah kalp.
Ecred, yani saf, parlak, kinsiz kalp... Bu mü’minlerin kalbidir. Onda îman nûru güneþ gibi parýldar.
Aðlef; kýlýflý, kapalý ve örtülü kalp; kâfirlerin, münkirlerin kalbidir.
Menküs; tersine çevrilmiþ kalp ki, münâfýklarýn kalbidir. Onlar, hakikati tanýrlar, sonra da inkâr ederler.
Musaffah, yani iki yüzlü kalp ise, içinde hem îman, hem nifak bulunan kalptir. Îman, böyle olan kalpte, temiz su ile yetiþen ve geliþen sebzeye; nifak ise, kan ve irinle geliþen bir çýbana benzer. Bunlardan hangisi diðerine galebe çalarsa, o öbürünü bastýrýr ve geriletir. (Taberânî, Mu‘cemü’s-Saðîr, 2/110) Nifak; dil ile îman açýklandýðý halde, kalpte küfür ve inkârý gizlemek demektir. (Târifât-ý Seyyid Þerif Cürcânî, s. 166)
Cenâb-ý Hakk kalplerimizi, her türlü menfîliklerden uzak, saf, parlak, kinsiz tertemiz kýlarak, îmânýn nûru ile parýl-parýl eylesin. Âmîn...