0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SİYER-İ NEBİ » Dünyanın Zemmi

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Dünyanın Zemmi
Moderator


4254 Mesaj -
Dünyanýn Zemmi
Dünyanýn zemmi hakkýnda vârid olan ayetler ve misaller pek çoktur. Kur'an'ýn birçok ayeti bu hususu belirtmektedir. Ýnsanlarý dünyadan döndürmeye ve ahirete yöneltmeye çaðýrmaktadýr. Hatta peygamberlerin, maksadlarý odur; onlar ancak bu nedenle gönderilmiþlerdir. Bu bakýmdan bu husus açýk olduðundan Kur'an'ýn ayetleriyle delil getirmeye gerek görmüyoruz. Biz bu hususta vârid olan bir kýsým haberleri zikredeceðiz.
Hadîsler
Rivayet ediliyor ki Hz. Peygamber (s.a) ölü bir koyun leþinin yanýndan geçerken þöyle buyurmuþtur:
Siz þu leþi, ehlinin gözünde kýymetsiz olarak mý görüyorsunuz?
-Zaten kýymetsizliðinden dolayý sahipleri onu mezbeleliðe atmýþ!...
-Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki dünya Allah nezdinde, þu leþin sahipleri nezdinde kýymetsiz olduðundan daha kýymetsizdir. Eðer dünya Allah katýnda
bir sivrisineðin kanadýna eþit olsaydý Allah Teâlâ o dünyadan hiçbir kâfire bir yudum su dahi içirmezdi.
1.Dünya mü'minin zindaný, kâfirin cennetidir.
2.Dünya mel'undur.
3.Dünyadan Allah için olan þeyler hariç, her ne varsa hepsi lanete uðramýþtýr.
4.Ebu Musa el-Eþ'arî, Hz. Peygamber'in þöyle dediðini rivayet etmektedir:
Kim dünyasýný severse âhiretine zarar verir Kim âhiretini severse dünyasýna zarar verir. Bu bakýmdan siz daimi kalýcý olaný geçiciye tercih ediniz.
5.Dünya sevgisi her yanlýþlýðýn temeli ve baþýdýr.
6.Zeyd b. Erkam der ki: Biz Ebubekir Sýddîk'la beraberken su istedi. Kendisine bal þerbeti getirildi. O þerbeti aðzýna yaklaþtýrdýðýnda yanýndaki arkadaþlarýný aðlatacak þekilde aðladý. Onlar sustuklarý halde o hâlâ susmamýþtý. Sonra yeniden aðlamaya baþladý. Hatta yanýndakiler istediðini bulamadýðý için aðlýyor sandýlar. Sonra gözlerini sildi ve kendisine 'Ey Rasûlullah'ýn halifesi! Seni aðlatan nedir?' dediler. Hz. Ebubekir þöyle dedi: 'Ben Hz. Peygamber ile beraberdim. Baktým ki beraberinde hiç kimse olmadýðý halde birþeyi kendisinden uzaklaþtýrýyor. Bunun üzerine 'Ey Allah'ýn Rasûlü, uzaklaþtýrdýðýn nedir?' diye sordum. Cevap olarak þöyle dedi: 'Þu dünyadýr! Bana temessül etti. Ben ona 'Benden uzaklaþ!' dedim. Tekrar döndü ve dedi ki: 'Eðer sen yakaný benim elimden kurtarsan bile senden sonra gelenler yakasýný elimden kurtaramaz'.
7.Þu kimsenin durumuna hayret ediniz ki o kimse ebediyet evini tasdik ettiði halde aldatma evi için var kuvvetiyle koþar, çabalar.
8.Rivayet ediliyor ki, Hz. Peygamber (s.a) bir mezbelelik üzerinde durdu ve þöyle buyurdu:
'Ey ashabým! Gelin dünyaya bakýn!' Bu esnada mezbelenin üzerinden çürümüþ bir paçavrayý ve çürümüþ bir kemiði eline aldý ve þöyle dedi: Ýþte bu dünyadýr!'
9.Hz. Peygamber'in bu sözü dünya ziynetinin bu paçavra gibi gelecek zamanda çürüyeceðine iþarettir. O süs ve ziynet içerisinde görünen iskeletler çürümüþ kemiklere dönüþecektir! Hz. Peygamber þöyle buyurmaktadýr:
Dünya tatlý ve yemyeþildir. Allah Teâlâ, sizi dünyada kendisine halife yapmýþtýr ki sizin nasýl hareket ettiðinizi görsün! Dünya Ýsrailoðullarý için yayýlýp döþendiðinde elbise, koku, kadýn ve ziynetin içerisinde yollarýný þaþýrdýlar!
Hz. Ýsa (a.s) þöyle demiþtir:
Sakýn dünyayý ilâh edinmeyin ki o da sizi köle edinmesin! Ýsraf edip zayi etmeyen bir kimseye hazinelerinizi emanet ediniz. Zira dünya hazinesinin sahibi için âfetten korkulur. Allah hazinesinin sahibi için ise âfet sözkonusu deðildir. (Ýbn Ebî Dünya)
Yine Hz. Ýsa (a.s) þöyle demiþtir: 'Ey Havârîler! Ben sizler için dünyayý yüzüstü yere yýkmýþ bulunuyorum. Bu bakýmdan benden sonra onu canlandýrmayýnýz! Zira dünyanýn habasetinden biri de onun içinde Allah'a isyan edilmesidir. Baþka bir habaseti de ahiret ancak onu terketmekle elde edilir. Dikkat ediniz! Dünyayý bir geçit edininiz! Onu ahiret gibi tamir etmeyiniz! Biliniz ki her hatanýn kökü dünya sevgisidir. Çoðu zaman bir anlýk þehvet uzun bir zaman üzüntüyü icap ettirir'.
Yine þöyle demiþtir: 'Dünya sizin için yayýldý. Siz onun sýrtýna oturdunuz! Sakýn onun hakkýnda padiþah ve kadýnlar sizinle münazaaya giriþmesinler. Padiþahlara gelince, dünya için onlarla münazaa etmeyiniz. Siz onlarý dünyalarýyla baþbaþa býraktýðýnýz müddetçe size dokunmazlar. Kadýnlara gelince, oruç tutmak ve namaz kýlmak suretiyle (þehvetlerinizi kýrýp) onlarýn þerrinden kaçýnýnýz!'
Yine þöyle demiþtir: 'Dünya hem talib, hem de matlubdur. Bu bakýmdan dünya ahiret talibini arar ki o rýzkýný dünyada tam mânâsýyla alsýn. Dünya talibini ise ahiret arar. Ta ki ölüm gelip onun yakasýna yapýþýncaya kadar'.
Musa b.Yesar
10.Hz. Peygamber'in þöyle dediðini rivayet etmektedir:
Allah Teâlâ dünyadan daha deðersiz birþey yaratmýþ deðildir ve Allah Teâlâ dünyayý yarattýðýndan beri ona þefkat nazarýyla bakmamýþtýr.
11.Rivayet ediliyor ki, Hz. Süleyman, baþucunda kuþlar gölge yaptýklarý, saðýnda ve solunda insanlar ve cinler olduðu halde debdebesiyle ve haþmetiyle Ýsrailoðullarý'ndan bir âbidin yanýndan geçti. O âbid Hz. Süleyman'a þöyle haykýrdý: 'Ey Dâvud'un oðlu! Yemin olsun, Allah sana büyük bir mülk vermiþtir'. Bu sözü iþiten Hz. Süleyman (a.s) þu cevabý verdi: 'Muhakkak ki bir mü'minin sahifesine yazýlan bir tek tesbih, Dâvud'un oðluna verilen dünyalýktan daha hayýrlýdýr. Zira Dâvud'un oðluna verilen dünyalýk geçicidir. Tesbih ise bâkîdir'.
Hz. Peygamber (s.a) þöyle buyurmuþtur:

Dünyanýn bolluðu sizi Allah'a ibadetten meþgul etmiþtir. Âdemoðlu durmadan 'malým, malým' diye tepiniyor. Ey Ademoðlu! Acaba senin malýndan senin yiyip bitirdiðin, giyip eskittiðin veya sadaka verip ebediyyen defterine yazdýrdýðýndan baþka birþey var mý?
12.Dünya, evi olmayanýn evidir. Malý olmayanýn malýdýr. Aklý olmayan bir kimse dünyayý toplar. Ýlmi olmayan bir kimse dünya için baþkasýna düþmanlýk güder. Fýkhý olmayan bir kimse dünya için baþkasýna hased eder. Yakîni olmayan bir kimse durmadan dünya için çaba sarfeder.
13.Kim himmetinin en büyüðü dünya olduðu halde sabahlarsa, onun hiç bir þeyde Allah ile alâkasý yoktur ve Allah Teâlâ onun kalbine dört þey sokar:
1.Bir üzüntü ki ebediyyen ondan ayrýlamaz.
2.Bir meþguliyet ki ebediyyen ondan kurtulamaz.
3.Bir fakirlik ki ebediyyen onun zenginliðine varamaz.
4.Bir amel ki ebediyyen onun sonuna varamaz.
14.Ebu Hüreyre Hz. Peygamber'in þöyle dediðini rivayet etmektedir: 'Ey Ebu Hureyre! Sana dünyanýn tamamýný, içindekilerle beraber göstereyim mi?' Ben 'Evet ey Allah'ýn Rasûlü!' dedim. Bunun üzerine elimden tuttu ve beni Medine'nin derelerinden birine götürdü. Baktým ki bir mezbelelik... O mezbelelikte insanlarýn kafataslarý, pislikleri, paçavra ve kemikleri vardý. Sonra bana þöyle dedi:
Ey Ebu Hüreyre! Þu kafa taslarý sizin harisliðiniz gibi (dünyaya karþýgöz kırpma harîs idiler. Sisin umduðunuz gibi umarlardý. Sonra onlar bugün derisiz kemik kesilmiþler, sonra da toprak olmaya yüz tutmuþlar. Þu pislikler, yemeklerinin çeþitleriydi. Kazandýklarý kaynaklardan kazandýlar. Sonra karýnlarýna attýlar. Ýþte öyle bir hale gelmiþ ki insanlar onlardan korunup kaçýyor. Þu çürümüþ paçavralar onlarýn kýllarý ve elbiseleriydi. Öyle bir hale gelmiþ ki esen rüzgârlar onlarý alt üst edecek derecede evirip çevirir. Þu kemikler bineklerinin kemikleridir ki o bineklerin sýrtýnda dünyanýn dört bucaðýný gezerlerdi. Bu bakýmdan dünya için aðlayan aðlasýn.
15.Ebu Hüreyre der ki: 'Biz, aðlamamýz þiddetleninceye kadar aðlamaya devam ettik'.
Rivayet ediliyor ki, Allah Teâlâ Âdem'i (a.s) yeryüzüne indirdiði zaman kendisine þöyle hitap etti: 'Harap olmak için inþa et! Fâni olmak için doður!'
16.Dâvud b. Hilâl þöyle demiþtir: Ýbrahim'in (a.s) sahifelerinde þunlar yazýlýdýr: 'Ey dünya! Kendileri için cilveli ve süslü görünmeye çalýþtýðýn ebrar kimselerin gözünde ne kadar kýymetsiz olduðunu (bir bilseydin)! Ben onlarýn kalplerine senin nefretini ve
senden yüz çevirmelerini ilham etmiþ bulunuyorum. Ben senden daha kýymetsiz bir mahluk yaratmadým. Senin her durumun küçüktür ve fenaya doðru gidiyor. Seni yarattýðým günde hiç kimseye devam etmeyeceðini ve hiç kimsenin de sende daim olmamasýna hükmettim. Her ne kadar senin arkadaþýn seni vermek hususunda cimrilik gösterip sýkýlýkta bulunsa dahi... Bana inanýp, beni tasdik eden ve istikamet üzere olan iyilere müjdeler olsun! Yine onlara müjdeler olsun ki onlar kabirlerinden kalkýp bana geldikleri zaman onlara mükâfatlarý; önlerinde yürüyen nûrlarý ve kendilerini kuþatan meleklerle beraber benden umduklarý rahmete ulaþmalarýdýr!'
Dünya yer ve gök arasýndadýr. Yaratýldýðý günden beri Allah Teâlâ ona bakmamýþtýr. Kýyamet gününde dünya 'Yarab! Beni bugün mertebece en düþük olan velî kuluna nasib eyle! diyecektir. Hz. Peygamber ona þöyle der: 'Ey hiç! Sükût et! Ben seni onlar için dünyada bile vermeye razý olmadým. Bugün mü seni onlara vermeye razý olacaðým?'
17.Hz. Adem yasak aðaçtan yediði zaman midesi tortularý çýkarmak için harekete geçti. Oysa bu anormallik cennetin hiçbir yemeðinde yoktu. Sadece onun yediði aðaçta vardý. Bunun için Allah Teâlâ Adem kulunu o aðaçtan yemekten menetmiþtir. Adem (a.s) cennette bir yer bulup tortuyu dökmek için gezinmeye baþladý. Kendisine hitabda bulunan bir meleðe Allah Teâlâ þöyle emretti: 'Ona ne aradýðýný sor!' Adem (a.s) meleðe cevaben Ýçimde birikeni býrakmak istiyorum!' dedi. 'Yataðýn üzerine mi, yoksa tahtalarýn üzerine mi, nehirlerin üzerine mi veya aðaçlarýn gölgelerine mi?
Ey Adem! Dikkat et? Acaba burada ona elveriþli bir yer görüyor musun? Bu bakýmdan dünyaya (yere) in!' dedi.
Hz. Peygamber þöyle buyurmuþtur:
Kýyamet gününde amelleri büyük daðlar (veya Mekke daðlarýgöz kırpma kadar olan birçok kavim getirilecek ve onlarýn ateþe sevkedilmesi emrolunacaktýr.
Ashab-ý kiram 'Onlar namaz kýlarlar mýydý ey Allah'ýn Rasûlü?' diye sordular.
Hz. Peygamber þöyle cevap verdi:
Evet! Onlar namaz kýlar, oruç tutar ve gecenin bir kýsmýný da ibadet için ayýrýrlardý. Onlara dünyadan herhangi bir fýrsat baþgösterdiði zaman onlar düþünmeden üzerine atlayýp üþüþürlerdi.
18.Hz. Peygamber hutbelerinin birinde þöyle buyurmuþtur:
Mü'min bir kimse, iki korku arasýndadýr: Biri geçmiþ ömrü hakkýndadýr. Allah Teâlâ'nýn ondan ötürü kendisine ne gibi bir muamele edeceðini bilmez! Diðeri geri kalan ömrü hakkýndadýr ki burada da hakkýnda Allah'ýn ne gibi bir hüküm vereceðini bilmez. Bu bakýmdan kul, nefsinden nefsi için, dünyasýndan ahireti için, hayatýndan ölümü için, gençliðinden ihtiyarlýðý için azýklansýn. Çünkü dünya sizin için yaratýlmýþtýr. Siz ise ahiret için yaratýldýnýz. Nefsimi kudret elinde bulunduran Allah'a yemin olsun! Ölümden sonra artýk ayýplamak yok! Dünyadan sonra da cennet veya cehennemden baþka bir ev sözkonusu deðildir.
19.Ýsa (a.s) þöyle demiþtir: 'Dünya ve âhiret sevgisi bir mü'minin kalbinde, su ile ateþin ayný kapta bir arada bulunmadýðý gibi bulunmaz!'
Rivayet ediliyor ki, Cebrâil Hz. Nuh'a þöyle dedi: 'Ey peygamberlerin en uzun ömürlüsü! Sen dünyayý nasýl gördün?' Nuh (a.s) cevap olarak þöyle dedi: Ýki kapýlý bir ev gibi.. Onlarýn birinden girdim, diðerinden çýktým'.
Hz. Ýsa'ya þöyle denildi: 'Seni barýndýracak bir ev edinseydin ne güzel olurdu?' Cevap olarak þöyle dedi: 'Bizden öncekilerin yýktýklarý bize kâfidir'.
Hz. Peygamber (a.s) þöyle buyurmuþtur:
Dünyadan sakýnýn! Çünkü dünya Hârut ve Mârut'dan daha sihirbazdýr!..
20.Hz. Peygamber (s.a) birgün ashabýnýn yanýna çýktý ve þöyle buyurdu:Ýçinizde bir kimse var mý ki Allah Teâlâ körlüðünün giderilmesini ve basiret sahibi olmasýný istememiþ olsun! Ýyi bilin ki dünyaya talip olan ve dünyaya uzun emelle baðlanan bir kimsenin emeli nisbetinde kalbinin basîretini Allah kör etmiþtir! Dünya'ya perva etmeyen ve dünyadaki emeli kýsa olan bir kimseye de Allah öðrenmeksizin ilim, hidayet istemeksizin de hidayet ihsan etmiþtir. Ýyi bilin ki sizden sonra bir kavim gelecektir. Mülk onlarýn eline ancak öldürmek ve zorla almak sûretiyle geçecektir. Zenginlik ancak gurur ve cimrilikle geçecektir. Muhabbet ancak heva-i nefse tâbi olmakla geçecektir. Dikkat edin! Sizden bir kimse o zamana yetiþir de fakirliðe karþý sabrederse, zengin olmaya kudreti olduðu halde fakirliðe razý olursa, sevgiye muktedir olduðu halde halkýn buðzuna, kin ve nefretine sabrederse, izzette gücü yettiði halde zillete katlanýr, sabrederse ve böyle yapmakla da sadece Allah'ýn cemâlini isterse, böyle bir kimseye Allah Teâlâ elli sýddîkýn sevabýný ihsan eder!
21.Rivayet ediliyor ki, Hz, Ýsa (a.s) birgün þiddetli bir yaðmur, dehþetli gök gürültüsü ve þimþeklere tutuldu. Bir sýðýnak aramaya baþladý. Gözü uzaktan gözüken bir çadýra takýldý. Çadýra geldi. Çadýrýn içinde bir kadýn olduðunu gördü. Bunun için çadýrdan uzaklaþtý. Daðda bir maðaraya rastladý. Oraya sýðýnmak istedi. Baktý ki içinde bir aslan... Elini baþýna (veya aslanýn) üzerine koyup þöyle münâcatta bulundu: 'Yarab! Sen her þeye bir sýðýnak yaratmana raðmen, bana sýðýnak yaratmamýþsýn? Bunun üzerine Allah Teâlâ, Ýsa'ya vahiy göndererek þöyle buyurdu:Senin sýðýnaðýn benim rahmetimde istikrar bulmaktýr. Yemin ederim, kýyamet gününde, kendi kudretimle yarattýðým yüz huri ile seni evlendiririm ve yine yemin ederim, senin düðününde dört bin sene müddetince düðün yemeði yediririm. O senenin her günü dünya kadar uzundur. Yemin olsun, bir dellâla emredeceðim o þöyle baðýracaktýr: 'Dünyada zâhid olanlar nerede? Ey zâhidler! Dünyada zâhid olan Meryem'in oðlu Ýsa'nýn düðününe katýlýnýz'.
22.Meryem'in oðlu Ýsa (a.s) þöyle demiþtir: 'Dünyaya arkadaþ olana yazýklar olsun! Nasýl olup da dünyayý ve dünyada olanlarý terkedecek? Dünya onu nasýl aldatýp da emin kýlar? O da dünyaya güvenir, sonunda maðlup olur. Aldananlara yazýklar olsun! Dünya nasýl onlara istemediklerini göstermiþ, onlardan sevdiklerini uzaklaþtýrmýþ ve onlar için savrulan tehditler gelip onlarý bulmuþtur? Dünyayý hedef edinene amelleri hata olana cehennem vardýr. O yarýn günahýyla nasýl rezil olacaðýný bir bilseydi!'
Denildi ki: Allah Teâlâ Hz. Musa'ya vahyederek þöyle buyurmuþtur:Ey Musa! Zâlimlerin eviyle senin ne ilgin var? Muhakkak o ev senin için ev deðildir. Himmetini ondan kes, aklýnla ondan ayrýl. Ne çirkin evdir o ev! Ancak o evde amel eden bir kimse için ne güzel evdir o ev! Ey Musa! Muhakkak ben zâlimi tarassut eder, ondan mazlumun ahý alýnýncaya kadar onu beklerim.
Hz. Peygamber (s.a) Ebu Ubeyde'yi memur olarak Bahreyn'e gönderdi. O oradan mal getirdi. Ensâr-ý kiram Ebu Ubeyde'nin geldiðini iþitince Hz. Peygamber ile beraber sabah namazýna geldiler. Hz. Peygamber namazý kýldýktan sonra hane-i saadetine gitmek üzere ayrýldý. Onlar Hz. Peygamber'e göründüler. Hz. Peygamber onlarý görünce tebessüm etti. Sonra þöyle buyurdu:
-Zannediyorum sizler Ebu Ubeyde'nin birþeyler getirdiðini iþitmiþsiniz!
-Evet! Ey Allah'ýn Rasûlü!
-Müjde size! Sizi sevindirecek þeyi ümit ediniz. Allah'a yemin ederim, sizin için ben fakirlikten korkmuyorum. Aksine sizin için, sizden öncekilere dünyanýn yayýlýp açýldýðý gibi
yayýlýp açýlmasýndan korkuyorum. Sizden öncekilerin imrendikleri gibi sizin de imreneceðinizden ve dolayýsýyla sizi helâk edeceðinden korkuyorum. Nitekim onlarý da helâk
etmiþti'.
23.Ebu Said Hudrî Hz. Peygamber'in þöyle buyurduðunu rivayet eder:'Sizin için en fazla korktuðum, Allah'ýn yerden sizin için çýkaracaklarýdýr'. Bunun üzerine Hz. Peygamber'e þöyle soruldu: 'Yerin bereketleri ne imiþ?' Hz. Peygamber þöyle cevap verdi: 'Dünyanýn aldatýcý revnaklýðý'.
24.Sakýn kalplerinizi dünyayý anmakla meþgul etmeyin!.
25.Ýþte görüldüðü gibi dünyayý anmayý bile Hz. Peygamber yasaklýyor. Nerede kaldý onun kendisini elde etmek?
Ammar b. Said þöyle anlatýyor: Ýsa (a.s) bir köyün yanýndan geçti. Baktý ki o köyün halký, evlerinin önlerinde ve yollarda ölü olarak uzanmaktadýr. Ýsa (a.s) bu manzara karþýsýnda havarîlere þöyle hitap etti:
-Ey havarîler! Muhakkak bu köylüler Allah Teâlâ'nýn azabýndan ötürü ölmüþlerdir. Eðer onlarýn ölüm sebebi baþka birþey olsaydý muhakkak biri diðerini gömerdi.
-Ey Allah'ýn kudretinden gelen ruh! Biz onlarýn haberini öðrenmek istiyoruz. Bunun üzerine Hz. Ýsa Allah Teâlâ'dan dilekte bulundu. Allah onlara þu þekilde vahyetti: 'Gece olduðu zaman onlarý çaðýr, sana cevap verecekler!' Gece olduðu zaman Ýsa (a.s), bir tümseðin üzerine çýkýp þöyle çaðýrdý:
-Ey Köylüler!
-Buyur! Ey Allah'ýn kudretinden gelen ruh!
-Sizin haliniz nedir?
-Biz sapasaðlam uyuduk. Sabahleyin kendimizi cehennemdegördük.
-Nasýl oldu?
-Çocuðun annesini sevmesi gibi... Dünya yönelip geldiðinde sevindik, tepindik. Ayrýlýp gittiðinde üzüldük, aðladýk.
-Senin arkadaþlarýnýn durumu nedir? Onlar neden cevap vermiyorlar?
-Çünkü onlar ateþten yapýlmýþ gemlerle gemlidirler.Dizginleri sert ve güçlü meleklerin elinde...
-Sen nasýl onlarýn arasýndan bana cevap verdin?
-Çünkü ben onlarýn arasýndaydým ama onlardan deðildim.Onlara azap indiði zaman onlarla beraber bana da isabet etti. Ýþte ben cehennemin tam kýyýsýnda asýlý bulunuyorum. Bilmiyorum
ondan kurtulacak mýyým, yoksa ona dalacak mýyým?
Bunun üzerine Ýsa (a.s), havarîlere þöyle dedi:
-Yemin ederim, tuz ile arpa ekmeði yemek, keçi kýlýndan yapýlan giysi giymek, mezbeleliklerde uyumak, dünya ve âhiret âfiyetiyle olduktan sonra bir insana fazla bile gelir.
Hz. Enes þöyle anlatýr: Hz. Peygamber'in (s.a) Abdâ adlý devesi geçilmez bir deveydi. Bir bedevî devesiyle gelip yarýþtý Abdâ 'yi geçti. Bu durum müslümanlara aðýr geldi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a) þöyle buyurdu:
Allah Teâlâ'nýn hakk-ý ilâhîsidir ki dünyada her yükselttiði þeyi sonunda alçaltýr.
Ýsa (a.s) þöyle demiþtir: 'Acaba denizin dalgalarý üzerinde ev yapan kimdir? Ýþte o deniz sizin dünyanýzdýr! Sakýn onu istikrar evi edinmeyiniz!'
Ýsa'ya (a.s) þöyle denildi: 'Bize bir tek ilim öðret ki Allah ondan dolayý bizi sevmiþ olsun!' Cevap olarak þöyle dedi: 'Dünyadan nefret edin ki Allah sizi sevsin!'
Ebu Derdâ Hz. Peygamber'in þöyle buyurduðunu rivayet eder:
Eðer benim bildiðimi bilseydiniz muhakkak az güler, çok aðlardýnýz. Muhakkak dünya, sizin nezdinizde kýymetsiz olurdu. Muhakkak ki âhireti dünyaya tercih ederdiniz.
26.Ebu Derdâ þöyle devam ediyor:
Eðer benim bildiðimi bilseydiniz, sahralara çýkar, figan eder, kendi nefsiniz için aðlardýnýz! Muhakkak mallarýnýzý bekçisiz býrakýr, zarurî ihtiyacý dýþýnda hiç kimse dönüp o mala bakmazdý. Fakat sizin kalbinizde âhiretiniz gibi emeliniz de hazýr oldu. Böylece dünya sizin amellerinizin gemini eline aldý. Sizi bilmeyenler gibi yaptý. Bir kýsmýnýz akîbetindeki tehlikenin korkusundan þehvetini býrakmayan hayvanlardan daha þerlidir. Ne oluyor size, neden birbirinizi istemiyorsunuz? Neden birbirinize nasihat etmiyorsunuz? Oysa Allah'ýn dininde kardeþsiniz. Sizin heva ve isteklerinizin arasýný ancak gizli olan habasetiniz ayýrmýþtýr. Eðer siz iyilik üzerinde birleþseydiniz muhakkak seviþirdiniz. Neden dünya iþinde birbirinize nasihat eder de ahiret emrinde birbirinize nasihat etmezsiniz? Oysa hiçbiriniz ahiret emrinde kendisine nasihat ve yardým edene, nasihat etmemektedir. Bu hal, kalbinizde imanýn azlýðýndan ileri geliyor. Eðer dünyanýn hayýr ve þerrine inandýðýnýz gibi, ahiretin hayrýna ve þerrine inanýp bilseydiniz muhakkak âhireti tercih ederdiniz. Çünkü ahiret sizin iþleriniz için daha ihtiyatlýdýr.
Eðer 'Geçici dünya daha gereklidir. Oysa sizin dünyanýn acil tarafýný gelecek için terkettiðinizi görüyoruz. Meþakkat ve çalýþmakla umulan bir iþ için nefsinizi yoruyorsunuz!' derseniz, siz en kötü topluluksunuz; zira imanýnýzý sizde bulunan ve tam imanýn ölçüsü olanla tahakkuk ettirmediniz. Eðer siz Hz. Peygamber'in getirdiði nizam hakkýnda þüphede iseniz gelin biz size açýklayalým, kalbinizi tatmin edici bir nûru size gösterelim. Allah'a yemin olsun siz aklý eksik olanlardan deðilsiniz ki sizi mâzur sayalým. Siz dün-yanýz hakkýnda doðru fikri arayýp bulursunuz. Ýþleriniz hakkýnda en doðruya yapýþýrsýnýz. Ne oluyor size ki elde ettiðiniz dünyanýn azýyla seviniyorsuz? Elinizden kaçan öbür kýsým için de üzülüyorsunuz. Öyle ki üzüntünüz yüzünüzde beliriyor, dilinizle belirip, ilan ediliyor. Onlara musibetler adýný veriyorsunuz. O hususlarda matemler tertip ediyorsu-nuz. Oysa çoðunuz dininizin birçok emirlerini terketmiþ! Buna raðmen üzüntüsü ne yüzünde görünür, ne de durumunuz bozulur! Görüyorum ki Allah Teâlâ sizden teberri etmiþtir.
Bir kýsmýnýz diðer bir kýsmýnýza güler yüzle yaklaþýyor. Oysa arkadaþýnýzla karþýlaþmayý hoþ görmemektesiniz. Güler yüzle yaklaþmasýnýn sebebi, arkadaþýnýn kendisine katý davranmamasý içindir. Arkadaþlýðýnýzý hile temeli üzerine bina ettiniz. Mezbelelikler size mer'a oldu. (veya istekleriniz mezbeleliklerde bitti). Siz ecelin atýlmasý üzerine arkadaþlýk ettiniz. Ben isterdim ki Allah Teâlâ beni sizden kurtarsýn. Görmeyi istediðim bir kimseye yani (Hz. Peygamber'e) ilhak buyursun. Eðer o hayatta olsaydý size sabretmezdi. Eðer sizde hayýr varsa size duyurdum. Eðer siz Allah'ýn katýndakini arýyorsanýz onu kolay ve rahat görürsünüz. Kendi nefsimin ve sizin þerrinizden Allah'a sýðýnýyorum ve Allah'tan yardým talep ediyorum.
Ýsa (a.s) þöyle demiþtir: 'Ey havarîler! Dünya ehlinin, dünya için dinin azalmasýna razý olduklarý gibi, siz de dinin selâmeti için dünyanýn çirkinliðine razý olunuz'.
Bu mânâda þöyle denilmiþtir:
Bir kýsým insanlarý gördüm ki dinin en azýyla kanaat etmiþlerdir.Oysa onlarý dünya nimetinden az ile kanaat ederken görmüyorum.
Ey kiþi! Padiþahlar dünyalarýyla, senin dininden zengin olduklarý gibi,
Sen de dininle onlarýn dünyalarýndan zengin ol!
Ýsa (a.s) þöyle demiþtir: 'Ey dünyanýn talibi! Sen sevap iþlersin (fakat senin) günahý terketmen daha sevaplýdýr'.
Yemin ederim, benden sonra dünya muhakkak size gelecektir. Ateþin odunlarý yediði gibi imanýnýzý yiyecektir.
27.Allah Teâlâ Hz. Musa'ya þöyle vahyetti: 'Ey Musa! Dünya sevgisine meyletme! Sen bundan daha büyük bir günahý benim huzuruma getiremezsin'.
Musa (a.s) aðlayan bir kiþinin yanýndan geçti. Dönerken yine onu aðlar buldu ve þöyle dedi: 'Yarab! Senin kulun senin korkun-an aðlýyor!' Allah Teâlâ Musa kuluna þunlarý söyledi:
Ey Ýmran'ýn oðlu! Onun beyni gözyaþlarýyla beraber gözünden aksa, elleri düþüp kopuncaya kadar dua etse, dünyayý sevdiði sürece onu affetmem.
Ashâb'ýn ve Âlimlerin Sözleri
Hz. Ali (r.a) þöyle demiþtir: 'Kimde altý haslet varsa, o kimse cennet için bir yol, cehennem için de bir kaçamak bulmuþtur. O hasletler; Allah'ý bilip, ona itaat etmek, þeytaný bilip ona isyan etmek, Allah Teâlâ'yý bilip Allah Teâlâ'ya tâbi olmak, bâtýlý bilip ondan sakýnmak, dünyayý bilip onu terketmek ve âhireti bilip aramaktýr'.
Hasan Basrî þöyle demiþtir: 'Allah o kavimlerden razý olsun ki dünya onlarýn yanýnda emanettir. O emaneti kendilerini emin sayan kimselere teslim etmiþlerdir. Sonra yükleri hafif olduðu halde gitmiþlerdir'.
Yine þöyle demiþtir: 'Din hususunda sana imrenene imren! Dünya hususunda sana imrenene gelince, dünyayý onun kucaðýna atýver!'
Lokman (a.s) oðluna þöyle demiþtir: 'Ey oðul! Muhakkak dünya engin bir denizdir. Orada birçok kimse boðulmuþtur. O halde senin dünyadaki gemin Allah'ýn takvâsý, o geminin içi Allah'a olan imanýn ve yelkeni Allah'a olan tevekkülün olsun. Umulur ki bu takdirde kurtulursun. Oysa seni kurtulmuþ olarak görmemekteyim'.
Fudayl b. Ýyaz þöyle demiþtir: 'Uzun uzadýya þu ayet-i celîleyi düþündüm, tedkik ettim:
Biz yeryüzünde olan þeyleri bir süs yaptýk ki insanlarýn hangisinin daha güzel bir amelde bulunacaðýný deneyelim. Þu da muhakkak ki, biz yeryüzünde olan þeyleri kupkuru bir toprak yapacaðýz.(Kehf/7-8)
Hukemâdan biri þöyle demiþtir: 'Muhakkak dünyadan birlikte sabahladýðýn þeyin senden önce bir talibi ve senden sonra bir sahibi vardýr. Senin için dünyadan ancak bir akþamýn yemeði, bir günün gýdasý vardýr. Bu bakýmdan dünyanýn yiyeceði için kendini helâk etme! Dünyada oruç tut, âhiret üzerinde iftarýný aç! Dünyanýn sermayesi hevâ ve kârý ateþtir'.
Bir rahibe þöyle denildi:
-Zamaný nasýl görürsün!
-Bedenleri yýpratýr, amelleri yeniletir, ölümü yaklaþtýrýp temennileri uzaklaþtýrýr.
-Dünya ehlinin hâli nasýldýr?
-Dünyayý elde eden yorulur, dünyayý elden kaçýran yorgundüþer.
Kim hoþuna giden bir maiþetten dolayý dünyayý överse,
Hayatýmla yemin ediyorum, yakýn bir gelecekte dünya yýkýlacaktýr.
Dünya arkasýný çevirip gittiði zaman kiþi için hasret olur. Yönelip geldiðinde gam ve tasasý çoðalýr!
Hukemâdan biri þöyle demiþtir: 'Ben içinde olmadýðým halde dünya vardý ve yine dünya ben içinde olmadýðým halde devam edecektir. Bu bakýmdan ben dünyada duramam. Çünkü dünyanýn hayati bulanýk, duruluðu kapkaranlýk, ehli ise kendisinden korkar. Ya elden giden bir nimetten dolayý, ya gelecek bir beladan veya takdir edilmiþ bir kazadan korkar!'
Biri þöyle demiþtir: 'Dünyanýn ayýplarýndandýr ki hiç kimseye müstehak olduðunu vermiyor. Ya fazla verir veya eksik!'
Süfyan es-Sevrî þöyle demiþtir: 'Sen nimetleri görmüyor musun? Sanki nimetlere gazab edilmiþtir; nimetler ehli olmayanlarýn eline býrakýlmýþtýr!'
Ebu Süleyman ed-Dârânî þöyle demiþtir: 'Kim severek dünyayý ararsa dünyadan ona birþey verildi mi mutlaka daha fazlasýný is-ter Kim severek âhireti isterse, ahiretten ona ne kadar verilirse daha fazlasýný ister. Ýsteðin sonu yoktur'.
Bir kiþi, Tâbiîn'den Ebu Hâzým'a þöyle dedi:
-Dünya benim evim olmadýðý halde (kalbimdeki) dünya sevgisini sana þikayet ediyorum,
-Allah Teâlâ'nýn dünyadan sana verdiðini düþün. Onu uygun yere sarfet, o zaman dünya sevgisi sana zarar vermez.
Ebu Hâzým, bu sözünü þu nedenden dolayý söylemiþtir: 'Eðer kiþi nefsini bundan frenlerse, mutlaka onu yorar. Sonunda dünyayý hor görür ve dünyadan çýkmayý talep eder'.
Yahya b. Muaz þöyle demiþtir: 'Dünya þeytanýn dükkanýdýr. Sakýn onun dükkanýndan birþey çalma ki o onu aramaya gelip de seni muâhaze etmesin!"
Fudayl b. Ýyaz þöyle demiþtir: 'Eðer dünya altýndan olsa (ne faydasý var), yok olacaktýr. Âhiret çamurdan olsa (pek büyüktür, çünkügöz kırpma bâkî kalacaktýr. Bu bakýmdan bizim için daimi kalan bir çamur, parlamasý geçici bir altýndan daha iyidir. Oysa biz geçici olan bir çamur parçasýný daimi kalan altýna tercih etmiþiz!'
Ebu Hâzým þöyle demiþtir: 'Dünyadan sakýnýnýz! Çünkü benim kulaðýma gelmiþtir ki; kul kýyamet gününde -eðer dünyayý büyük biliyorsa- durdurulur ve denilir ki: 'Þu kul, Allah'ýn tahkir edip küçük gördüðünü büyütüp tâzim etmiþtir'.
Ýbn Mes'ud þöyle demiþtir: 'Ýnsanlardan kim sabahlamýþsa o misafirdir. Onun malý elinde emanettir. Bu bakýmdan misafir göç eder, emanet sahibine geri verilir'.
Mal ve aile emanettirler.
Muhakkak birgün emanetlerin sahiplerine geri çevrilmesi gerekir.
28. Râbia Hâtun'u arkadaþlarý ziyaret ettiler, dünyadan bahsettiler, dünyayý zemmettiler.
Râbia hatun onlara þöyle dedi: 'Dünyayý anmaktan vazgeçin. Eðer dünya sizin kalbinizde bir mevki iþgal etmeseydi ondan fazla bahsetmezdiniz. Dikkat edin! Bir þeyi fazla seven ondan çokça bahseder!'
Ýbrahim b. Edhem'e 'Nasýlsýn?' denildi. Cevap olarak þöyle dedi:
Dinimizi parçalamak sûretiyle dünyayý yamalýyoruz. Bu bakýmdan ne dinimiz, ne de yamaladýðýmýz...
Cennet o kula olsun ki rabbi olan Allah'ý seçmiþ, ümidi uðrunda dünyasýný cömertçe harcamýþtýr.
Bu hususta yine þöyle denildi
Dünya talibini görürüm; her ne kadar ömrü uzasa da, dünyadan zevk, safa ve nimetlere nâil olsa da bir usta gibidir.
Evini inþa eder, yükseltir. Ýnþaat tamamlandýktan sonra evi yýkýlýverir.
Yine bu hususta þöyle denilmiþtir:
Sanki dünya fazla olarak sana sevkolunur. Acaba bunun sonu elinden gitmek deðil midir? Senin dünyan ancak seni gölgelendiren bir gölge gibidir. Sonra kaymaya yüz tutar!
Tâbiîn'den Mutarrýf b. Þüher þöyle demiþtir: 'Padiþahlarýn rahat durumlarýna ve yumuþacýk elbiselerine bakma! Sen onlarýn süratle göç etmelerine ve acý akýbetlerine bak!'
Ýbn Abbas þöyle demiþtir: 'Allah Teâlâ dünyayý üç parçaya ayýrmýþtýr. Bir parçasý mü'minin, bir parçasý münâfýðýn ve bir parçasý da kâfirindir. Mü'min ondan azýklanýr, (âhiret tedbirini alýr). Münâfýk ise süslenir. Kâfir de (týka basa midesini doldurmak sûretiyle) zevklenir!'
Hz. Ali þöyle der: 'Dünya leþtir. Bu bakýmdan ondan bir parça isteyen köpeklerin müdahelesine sabretmelidir'.
Ey dünyayý kendi nefsi için isteyen kiþi! Dünyayý istemekten uzaklaþ! Ýþte o zaman saðlam kalýrsýn!
O dünya ki onu istiyorsun, ona talipsin, o hilebazdýr, onun düðünü mâteme yakýndýr!...
Ebu Derdâ þöyle demiþtir: 'Allah nezdinde dünyanýn kýymetsizliklerinden biri de Allah'a ancak dünyada isyan edilir ve Allah'ýn nezdindeki nimetlere ancak dünyayý terketmekle varýlýr'. Nitekim denilmiþtir ki: 'Akýllý bir kimse dünyayý imtihan ettiði zaman o dost elbisesinde bir düþman olarak görünür'.
Yine þöyle demiþtir:
Ey gecenin öncesinde sevinerek uyuyan kiþi! Muhakkak ki hâdiseler seher zamanlarýnda kapýyý çalarlar. Nimetler içerisinde yüzen nesilleri, gece ve gündüzün gelip geçmesi mahv ve periþan etmiþtir. Dünyada fayda ve zarar verici nice saltanat sahiplerini zamanýn o kahhar pençesi periþan etmiþtir! Ey dünyanýn boynuna sarýlanlar! Dünya devam etmez! Kiþi dünyasýný elde etmek için çok kere misafir olarak sabahlar ve akþamlar. Neden sen dünyanýn boynuna sarýlmayý terkedip de cennette hûrilerin boynuna sarýlmýyorsun? Eðer sen ebedî bahçeleri isteyip orada yerleþmeyi istiyorsan, senin ateþten emin olmaman gerekir!
Ebu Umame el-Bahilî (r.a) þöyle anlatýr: Hz. Muhammed (s.a) peygamber olarak gönderildiði zaman Ýblis'e askerleri gelerek dediler ki:
-Bir peygamber gönderildi, yeryüzünde bir ümmet çýkarýldý.
-Onlar dünyayý seviyorlar mý?
-Evet!
-Eðer onlar dünyayý seviyorlarsa, putlara tapmamalarý beni pek ilgilendirmiyor. Onlara sabah ve akþam üç þeyle hücum edeceðim: Malý haksýz yerden almak, haksýz yere harcamak, haklý yere sarfetmemekle.
Ýþte þerrin tümü bundan doðup meydana geldi.
Bir kiþi Hz. Ali'ye þöyle der: 'Ey mü'minlerin emiri! Bize dünyayý vasýflandýr!' Hz. Ali de þöyle der: 'O öyle bir evdir ki sýhhatli olan içinde hasta olur. Ýçinde emin olan piþman olur. Ýçinde fakir olan mahzun olur. Zengin olan fitneye düþer. Helâlinde hesap, haramýnda azap ve ikab, þüphelilerinde de itab olan bir evi ne ile vasýflandýrayým!' Baþka bir zaman Hz. Ali'ye bu hususta soruldu. Cevap olarak þöyle dedi: 'Uzun mu vasýflandýrayým, yoksa kýsa mý?' Denildi ki: 'Kýsa anlat!' Cevap olarak þöyle dedi: 'Helâli hesaptýr, haramý azaptýr!'
Mâlik b. Dinar þöyle demiþtir: 'Sihirbazdan (dünyadan) sakýnýn. Çünkü o âlimlerin kalbini bile büyüler'.
Ebu Süleyman Dârânî þöyle demiþtir: 'Âhiret bir kalpte olduðu zaman dünya gelip onunla çarpýþýr. Dünya bir kalpte olduðu za-man âhiret gelip onunla çarpýþmaz. Çünkü âhiret þerefli, dünya ise rezildir'.
29.Ümit ediyoruz ki Seyyar b. Hakem'in söylediði daha doðru olsun; zira o demiþtir ki: 'Dünya ve âhiret bir kalpte toplanýr. Hangisi galip gelirse öbürü ona tâbi olur!'
Mâlik b. Dinar þöyle demiþtir: 'Dünya için ne kadar üzülürsen, o nisbette ahiret senin kalbinden çýkar. Ahiret için ne kadar üzülürsen, o oranda dünya senin kalbinden çýkar'.
Mâlik'in bu sözü, Hz. Ali'nin söylediði sözden iktibas edilmiþtir. Zira o þöyle demiþtir: 'Dünya ve ahiret biri diðerinin kumasýdýr. Bu bakýmdan hangisini razý edersen öbürünü kýzdýrýrsýn'.
Hasan Basrî þöyle demiþtir: 'Allah'a yemin olsun, ben öyle insanlara yetiþtim ki (ashab-ý kirâmý kastediyor) dünya onlarýn gözünde, üzerinde yürüdüðümüz topraktan daha önemsizdi. Dünyanýn doðmasýndan veya batmasýndan perva etmezlerdi. Þuna veya buna gitmiþtir, onlarý etkilemezdi'.
Bir kiþi Hasan Basrî'ye þöyle sordu: 'Allah Teâlâ'nýn servet verdiði ve o servetten sadaka veren, sýlayý rahim yapan bir kimse hakkýnda ne dersin? Acaba böyle bir kimsenin servetinden nimetlenmesi caiz midir?' Cevap olarak þöyle dedi: 'Hayýr! Eðer bütün dünya bir kimsenin malý olsa o ancak zarurî ihtiyacý nisbetinde ondan istifade edebilir. Onu kýyamet günü için takdim etmelidir'.
Fudayl b. Iyaz þöyle demiþtir: 'Eðer dünya bütün varlýklarýyla, helâl olarak bana arzolunsaydý, ahirette de kendisinden hesaba çekilmeseydim, yine de birinizin leþin yanýndan geçerken elbisesine deðmesin diye kaçtýðý gibi ondan kaçardým'.
30.Hz. Ömer (r.a) Þam'a geldiðinde, Ebu Ubeyde baþýnda ipten yapýlmýþ bir yular bulunan bir devenin sýrtýnda Hz. Ömer'i karþýladý. Hz. Ömer'e selâm verdi. Hal ve hatýrýný sordu. Hz. Ömer onun evine geldi. Evinde kýlýç, kalkan ve bineðinin semerinden baþka birþey görmedi. Hz. Ömer 'Biraz mal edinseydin olmaz mýydý?' dedi. Ebu Ubeyde 'Ey mü'minlerin emiri! Bu bizi istirahatgâhýmýza yetiþtirebilir!' diye cevap verdi.
Süfyan es-Sevrî þöyle demiþtir: 'Dünyadan bedenini ýslah edecek miktarý, ahiretten de kalbini ýslah edecek miktarý edin!'
Hasan Basrî þöyle demiþtir: 'Allah'a yemin ederim, Ýsrailoðullarý rahmân olan Allah'ýn ibadetinden sonra, dünya sevgisinden ötürü, putlara taptýlar'.
Vehb þöyle demiþtir: "Bazý kitaplarda okudum: 'Dünya akýllýlarýn ganimetidir. Cahillerin ise gafleti... Cahiller dünyadan çýkýncaya kadar dünyayý tanýmamýþlardýr. Dünyaya geri gelmek istemiþler, fakat gelememiþlerdir' yazýlýydý".
Lokman Hekîm oðluna 'Yavrum! Dünyaya geldiðin günden beri ona sýrtýný çevirmiþ gidiyorsun. Ahireti karþýlýyorsun. Bu bakýmdan sen hergün yaklaþtýðýn bir eve, hergün kendisinden uzaklaþtýðýn bir evden daha yakýnsýn' dedi.
Said b. Mes'ud 'Kulu, dünyalýðý arttýðýnda ve ahireti azaldýðýnda razý olarak gördüðün zaman bil ki o kul öyle zarar eden bir kimsedir ki sakalýyla oynanýlýr da bunun farkýnda olmaz!' dedi.
Amr b. As (r.a) minberde þöyle dedi: 'Allah'a yemin ederim ki, Hz. Peygamber'in ilgi göstermediðine sizden daha fazla raðbet ve ilgi gösteren bir kavim görmedim. Allah'a yemin ederim, Hz. Peygamber'in üzerinden üç gün geçmedi ki aleyhinde olan, lehinde olandan daha fazla olmasýn'.
31.Hasan Basrî 'O halde sakýn dünya hayatý sizi aldatmasýn ve sakýn þeytan sizi Allah'a güvendirmesin' (Lokman/33) ayetini okuduktan sonra þöyle dedi: 'Bunu söyleyen kimdir? Þüphesiz ki bunu söyleyen, dünya hayatýný yaratan Allah'týr. Acaba Allah'tan daha fazla dünyayý bilen kim olabilir? O halde dünyanýn sizi meþgul eden þeylerinden kaçýnýn. Çünkü dünya çok meþgul edicdir. Bir kiþi nefsine bir meþguliyet kapýsýný açarsa muhakkak o kapýyla on kapýyý daha açmasý pek yakýn bir ihtimal olur'.
Yine þöyle demiþtir: 'Zavallý Ademoðlu, öyle bir eve razý olmuþtur ki helâlý hesap, haramý azaptýr. Eðer helâlinden alýrsa hesaba çekilir. Eðer haramýndan alýrsa muazzeb olur. Ademoðlu malýný az görür, fakat amelini az görmez! Dini hususunda baþýna gelen musibete sevinir. Fakat dünyasý hususunda gelen musibetten tiksinir'.
Hasan Basrî, Ömer b. Abdülâziz'e þöyle yazdý.
-Selâm sana! Sanki hakkýnda ölüm hükmü verilen son kimse de gözünün önünde öldü..
Ömer cevap olarak þunu yazdý:
-Selâm sana! Düþün ve sanki dünya olmamýþ, ahiret de devam ediyormuþ gibi ol!..
Fudayl b. Iyaz þöyle demiþtir: 'Dünyaya girmek kolay, fakat ondan çýkmak zor!'
Seleften biri þöyle demiþtir: 'Ölümün hak olduðunu bilen bir kimsenin sevinmesine þaþýyorum! Ateþin hak olduðunu bilen bir kimsenin nasýl güldüðüne þaþýyorum. Dünyanýn, ehlini nasýl evirip çevirdiðini gören bir kimsenin bu dünyaya nasýl güvendiðine þaþýyorum. Kaderin hak olduðunu bilen bir kimsenin kendini yormasýna þaþýyorum'.
32.Muaviye'nin huzuruna Necran'dan bir kiþi geldi. Ýkiyüz yaþýndaydý, kendisine dünyayý nasýl gördüðünü sordu. Cevap olarak þöyle dedi:
-Belanýn senecikleri, geniþliðin yelcikleri... Gün günü, gece geceyi takib eder. Bir çocuk doðar, bir insan ölür. Eðer doðan olmasaydý halk tamamen yok olacaktý. Eðer ölen olmasaydý dünya, sakinlerine dar gelecekti.
-Ýstediðini dile!
-Bana geçen ömrümü geri getirmeni, ecelimi tehir etmeni istiyorum!
-Ben buna muktedir deðilim!
- O halde benim senin tarafýndan görülecek hiçbir ihtiyacým yoktur!
Dâvud Tâî 'Ey Ademoðlu! Emeline varmanla sevindin! Oysa sen ecelin bitmesiyle ancak bana gelirsin, Sonra amellerini geciktirdin. Sanki onun faydasý sana deðil de baþkasýna aittir' dedi.
Biþr el-Hafî þöyle demiþtir: 'Allah'tan dünyayý isteyen bir kimse, Allah'ýn huzurunda uzun zaman hesap vermek üzere durdurulmasýný istiyor demektir!'
Ebu Hâzým 'Dünyada seni sevindirecek hiçbir þey yoktur ki Allah ona senin keyfini kaçýracak bir þeyi eklememiþ olsun!' dedi.
Hasan Basrî þöyle demiþtir: 'Ademoðlunun caný dünyadan üç þeyle beraber çýkar:
1.Topladýðýndan doyasýya yemedi.
2.Emeline varamadý.
3.Gideceði yol için güzelce azýk edinmedi.
Bir âbide þöyle denildi: 'Sen zenginliðe nail oldun'. Âbid cevap olarak þöyle dedi: 'Zenginliðe, boynunu dünyanýn köleliðinden kurtaran nail olur'.
Ebu Süleyman Dârânî þöyle demiþtir: 'Dünyanýn þehvetlerine ancak kalbinde kendisini ahiretle meþgul edecek þeyler bulunan bir kimse sabredebilir'.
Mâlik b. Dinar þöyle demiþtir: 'Biz dünya sevgisi hususunda arkadaþlýk yaptýk. Bu bakýmdan birimiz diðerine birþey teblið etmiyor ve birimiz diðerini sakýndýrmýyor. Fakat Allah bizi bu haslet üzerine býrakmayacaktýr. Keþke Allah'ýn hangi azabýnýn bizim üzerimize ineceðini bilseydim'.
Ebu Hâzým 'Dünyanýn azý, ahiretin çoðundan insaný meþgul eder' demiþtir.
Hasan Basrî þöyle demiþtir: 'Dünyayý hakir görün. Allah'a yemin olsun ki dünya, dünyayý tahkir edenden daha fazla hiç kimseye tatlý olmamýþtýr'.
Yine þöyle demiþtir: 'Allah bir kuluna hayrý irade ettiði zaman dünyada ona birþey verir, sonra keser. O bittiði zaman ikinci bir defa verir. Bir kul Allah Teâlâ'nýn katýnda kýymetsiz olduðu zaman dünya yayýldýkça onun hükmü yayýlýr'.
Bir duada þöyle denilmiþtir: 'Ey göðü tutup yeryüzüne düþürmeyen Allah! Dünyayý da benim üzerime düþürme!'
33.Muhammed b. Münkedir þöyle demiþtir: Bir kiþi bütün sene oruç tutup hiç iftar etmese, bütün gece namaz kýlýp hiç uyumasa, bütün malýný sadaka verse, Allah yolunda cihad etse, Allah'ýn yasaklarýndan sakýnsa, kýyamet gününde getirildiðinde kendisine denir ki; 'Bu kimse Allah'ýn küçülttüðünü gözünde büyüttü. Allah'ýn büyüttüðünü de küçülttü'. Acaba böyle bir kimsenin halini nasýl görürsün? Ne olacaktýr? Acaba hangimiz böyle deðildir? Dünya, hangimizin yanýnda, yapmýþ olduðumuz günah ve hatalara raðmen büyük sayýlmýyor?
Ebu Hâzým (Seleme b. Dinâr) 'Dünya ve ahiretin geçimi pek þiddetlidir. Ahiretin nafakasýna gelince; onu temin hususunda yardýmcýlar bulamýyorsun. Dünyanýn nafakasýna gelince; elini dünyanýn herhangi bir þeyine uzattýðýnda, mutlaka senden önce ona bir fâsýðýn dokunduðunu görürsün!' demiþtir.
Ebu Hüreyre (r.a) þöyle demiþtir: "Dünya delik daðarcýk gibi yer ile gök arasýnda durdurulmuþtur. Yaratýldýðý günden yok olacaðý güne kadar Allah'a yalvararak þöyle der: Yarab! Neden benden nefret ediyorsun? Allah Teâlâ onu 'Ey hiç! Sus!' diye azarlar!"
Abdullah b. Mübârek þöyle demiþtir: 'Dünya sevgisi ile kalpte bulunan günahlar kalbi çepeçevre sararlar, ona giden hayýr yollarýný kapatýrlar. Artýk hayýr ne zaman kalbe varabilir?'
Vehb b. Münebbih 'Kimin kalbi dünyadan birþey ile sevinirse, o hikmeti yitirmiþ demektir. Kim þehvetini iki ayaðýnýn altýna alýrsa, þeytan onun gölgesinden korkar. Kimin ilmi, hevasýna galip ge-lirse o galip bir kimsedir' demiþtir.
Biþr el-Hafî'ye 'Filan adam öldü!' dediler. Cevap olarak þöyle dedi: 'Dünyayý topladý! Ahirete gitti! Nefsini zayi etti!' Kendisine 'O þöyle yapardý' deyip yapmýþ olduðu iyilikleri belirttiler. Biþr cevap olarak þöyle dedi: 'O dünyayý topladýktan sonra böyle yapmasý ne fayda verir?'
Seleften biri þöyle demiþtir: 'Dünya bizim nefsimizi bize iðrenç gösterir. Oysa biz onu seviyoruz. Acaba bizim nefsimizi bir de güzel gösterseydi biz ne yapacaktýk'.
Bir hakîme þöyle denildi: 'Dünya kimin içindir?' Cevap olarak Terkedenindir' dedi. 'Ahiret kimin içindir?' denildi. Cevap olarak 'Ýsteyenindir' dedi.
Bir hakîm 'Dünya harap evidir. Ondan daha harap olan onu tamir eden kalptir. Cennet tamir evidir. Ondan daha muammer olan onu arayan kalptir' demiþtir.
Cüneyd-i Baðdâdî þöyle demiþtir: 'Ýmam Þâfiî (r.a) dünyada hakkýn diliyle konuþan ve Allah tarafýndan teyid edilenlerdendi. Bir ahiret kardeþine nasihat etti. Onu Allah'ýn kahrýndan korku-tarak þöyle dedi:
Ey kardeþim! Dünya hata ve zillet evidir. Onun tamiri mutlaka harabeye döner. Onun sâkinleri mutlaka kabirleri boylar! Onun toplanmasý, daðýlmak temeline dayanmaktadýr. Onun zenginliði, fakirliðe döner. Onda çoðaltmak zorluktur. Onda zorluk kolaylýktýr. O halde Allah'a sýðýn, O'nun rýzkýna razý ol! Fâni olan evinin tamiri için daimi olan evinden harcama! Çünkü senin hayatýn geçici bir gölgedir. Yýkýlmaya yüz tutmuþ bir duvardýr. Fazla ibadet et ve emelini kýsalt.
Ýbrahim b. Edhem bir kiþiye þöyle dedi:
-Acaba rüyada gördüðün gümüþ mü sence daha sevimlidir.Yoksa uyanýk iken bulduðun bir altýn mý?
-Uyanýk iken bulduðum bir altýn daha sevimlidir.
-Yalan söyledin! Çünkü dünyada sevdiðin, rüyada sevdiðin gibidir. Ahiret için sevmediðin uyanýkken sevmediðin gibidir.
34.Ýsmail b. Ayyaþ þöyle demiþtir: 'Bizim arkadaþlar dünyaya domuz derlerdi. 'Ey domuz! Bizden uzaklaþ' derlerdi. Eðer bundan daha çirkin bir isim bilseydiler, mutlaka o ismi dünyaya takarlardý'.
Kâ'b þöyle demiþtir: 'Muhakkak ki dünya size sevdirilmiþ tir ki ona ve onun ehline tapýyorsunuz!'
Yahya b. Muaz er-Râzî þöyle demiþtir: 'Akýllýlar üç sýnýftýr:
1.Dünya kendisini terketmeden önce dünyayý terkedenler,
2.Girmeden önce kabrini hazýrlayanlar,
3.Huzuruna varmadan önce rabbini razý edenler'.
Yine þöyle demiþtir: 'Dünyanýn uðursuzluðu o dereceye varmýþtýr ki seni Allah'a ibadetten meþgul eden temennilerle avutur. Acaba bizzat dünyaya girsen halin nice olur?'
Bekir b. Abdullah þöyle dedi: 'Kim dünya ile dünyadan müstaðni olmak istiyorsa, o týpký ateþi saman çöpleriyle söndürmek isteyen bir kimse gibidir'.
35.Bendar þöyle demiþtir: 'Dünya evlatlarýnýn zahidlikten dem vurduklarýný gördüðün zaman bil ki onlar þeytanýn maskarasýdýrlar!'
Yine þöyle demiþtir: 'Dünyaya yönelen bir kimseyi dünyanýn ateþleri (hýrsýgöz kırpma yakar. Ahirete yönelen bir kimseyi dünyanýn ateþleri dipdiri yapar. Bu bakýmdan dünya bir altýn potasý olur, böyle bir kimse ondan fayda görür. Allah'a yönelen bir kimseyi tevhidin ateþleri yakar. Öyle bir cevher haline gelir ki fiyatý biçilmez olur'.
Hz. Ali þöyle demiþtir: 'Dünya altý þeyden ibarettir.
1.Yenilen
2.Ýçilen
3.Giyilen
4.Binilen
5.Nikâh edilen
6.Koklanan
Yenilenlerin en þereflisi bal'dýr. Fakat o ise sineðin kusmuðudur.
Ýçeceðin en þereflisi su'dur. Su'dan iyi ve kötü, eþit bir þekilde istifade ederler. Yani Allah nezdinde üstün bir deðeri olsaydý, kötü olan ondan istifade edemezdi.
Giyilenlerin en þereflisi ipektir. O ise bir kurd'un mamulüdür.
Bineklerin en þereflisi at'týr. Oysa onun sýrtýnda insanlar öldürülür.
Nikâh edilenlerin en þereflisi kadýn'dýr. O ise sidiðin içinde sidik kabýdýr. Kadýn en güzel azasýný süsler, fakat en çirkin azasý istenir.
Koklananlarýn en þereflisi misktir. O ise kandan ibarettir'.
_____________________________
1)Ýbn Mâce, Hâkim
2)Müslim
3)Lânet'ten maksat, terketmek demek olabilir. Yani onda bulunanlarla beraber terk edilmiþtir. Çünkü dünya, peygamberlerin ve asfiyanýn metrûkudur
4)Ýbn Mâce, Tirmizî
5)Ahmed, Bezzar, Taberânî, Ýbn Hibban, Hâkim
6)Beyhâkî
7)Ýbn Ebî Dünya,
8)Ýbn Ebî Dünya, Beyhâkî
9)Tirmizî, Ýbn Mâce
10)Bu zat Kureyþlidir. Ýbn Main, bu zatýn mevsuk olduðunu söylemiþtir.
11)Beyhakî, (mürsel olarak)
12)Müslim
13)Ýmam Ahmed
14)Taberânî, Ýbn Ebî Dünya
15)Irâki aslýna rastlamadýðýný söylüyorsa da Kut'u1-Kulûb'un müellifi Ebu
Talib el-Mekkî mürsel olarak Hasan Basrî'den rivayet eder.
16)Beyhâkî
17) Hadîsin bir kýsmý daha önce Musa b. Yesar'ýn rivayet ettiði hadîste mürsel olarak geçmiþti. Irâkî diðer kýsmýna tesadüf etmediðini söylemektedi
18)Ebu Nuaym, Deylemî
19)Beyhâkî
20) Ýbn Ebî Dünya, Beyhâkî
21)Ýbn Ebî Dünya, Beyhâkî
22)Ýbn Ebî Dünya
23) Müslim, Buhârî
24)Müslim, Buhârî
25)Beyhâkî
26) Taberânî
27) Irâkî aslýna rastlamadýðýný söylemektedir.
28) Adeviye soyundan Ýsmail'in kýzý Basralý Râbia Hatun.
29)Doðrusu Seyyar Ebu'l-Hakem'dir. Anzî kabilesinden olan bu zat,
Vâsýtlýdýr. Ebu Seyyar'ýn oðlu olan bu zatýn esas ismi Verdan'dýr. H. 122 senesinde vefat etmiþtir.
30)Ebu Ubeyde Âmir b. Cerrah cennetle müjdelenen on kiþiden biridir. Hz.
Peygamber 'Ebu Ubeyde bu ümmetin eminidir!' buyurmuþtur.
31)Hâkim, Ýmam Ahmed
32)Yemen'dc Hemedan'ýn þehirlerindendir. Necran b. Zeyd'in isminden alýnmýþtýr.
33)Künyesi Ebu Abdullah olan bu zat Kureyþlidir ve Hz. Âiþe'nin dayýsýnýn oðludur.
34)Künyesi Ebu Utbe'dir. Doksan küsur yaþýnda H. 81'de vefat etmiþtir.
35)Þiblî'nin talebesi olan bu zat, H. 353'de Ercan'da vefat etmiþtir.
ALINTI
Gönderen: 03.11.2008 - 21:27
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1427 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
husameddin (47), halk yolcusu (37), Habibetti21 (37), aysani (50), kardelen__571 (35), hasan_el_benna (42), aslanþamil (44), caylak ali osma.. (51), vural (50), mero (), ByNet (54), enginbey (49), veleye5 (28), yazitura (45), betulonur (41), NiSA (47), aliavlamaz (37), adler42 (46), 0730sahin (43), ercan58 (41)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.30723 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.