0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SİYER-İ NEBİ » Hz. Peygamber Efendimiz sevgisi

önceki konu   diğer konu
3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  
Hz. Peygamber Efendimiz sevgisi
1686 Mesaj -


ALLAH ve O’nun elçisi Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimizi sevmek olgun imanýn bir iþareti olarak kabul edilmiþtir. Enes b. Malik (R.A.)’den rivayete göre:

“Üç þey vardýr ki; bunlar kimde bulunursa o þahýs, imanýn tadýný tadar: ALLAH ve Resûlünü herkesten fazla sevmek, sevdiðini ALLAH için sevmek, ALLAH kendisini küfür bataklýðýndan kurtardýktan sonra tekrar küfre dönmeyi, ateþe atýlmak gibi çirkin ve tehlikeli görmek.” (Buhârî, Ýman: 9, 14, Ýkrâh: 1; Müslim, Ýman: 67; Tirmizî, Ýman: 10; Nesâî, Ýman 3; Ýbn-i Mâce, Fiten: 23.) buyuran Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz bu sevgiyi gönlünde taþýyanlarýn imanýn tadýný alacaklarýný müjdelemektedir.

Ýnandým demenin ameli bazdaki aksiyonu bu hadis-i þeriftir. Kulun ALLAH’ý sevmesi, O’nu tanýmasý ve devamlý bir þekilde O’ndan korkmasý, kalbini O’nunla ve zikri ile meþgul etmesi ve kendini O’nun huzurunda bulundurmasýdýr. Kulun Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizi sevmesi: Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin sözüne, fiiline ve kendisine mahsus olmayan hallerine uymasýdýr.

Her iki itibarla bu sevginin alâmeti þudur: Baktýðý vakitte masivayý görmez, iþittiði vakit de Hakk’ýn nidasýndan baþkasýný iþitmez, bela ve musibetler baþýna geldiði zaman üzülmez, beladan dolayý feryat etmez ve ALLAH’dan baþkasýndan hiç korkmaz ve O’ndan baþkasýna bel baðlamaz.

Sevgi, iman gibi ortaklýðý kabul etmeyen bir duygudur. Bu itibarla küfürle iman arasýnda münasebet olmadýðý için, kiþi, ciddi bir surette ALLAH ve Resûlüne daimi bir surette kalben ve ruhen alakadar olduðu takdirde gayrýna baðlanmasý imkansýz olur. Gayra baðlandýðý takdirde ALLAH ve Resûlünün sevgisini kesmesi gerekir. Aksi takdirde ya imaný zayýflar ya da ALLAH korusun büsbütün imandan olur. Bunun misali Ashabý Kiramýn hayatýndan anlaþýlmaktadýr. O’nun için Hz. Ebû Bekir (R.A.) þöyle buyurmuþtur: ALLAH’ýn saf sevgisinden kim tadarsa artýk O’nun tatlýlýðýndan dolayý her þeyden yüz çevirir ve nefret eder. Müslümandan baþka hiç bir kimseyle arkadaþlýk edemez.

“Sevdiðini ALLAH için sevmek” bir anlamda sevgiye, sevgiden baþka karþýlýk tanýmamaktýr. Hadis-i þerifte “imandan dönmek” ile “ateþe atýlmak” arasýnda bir bað kurulmuþtur. Bu imanýn cennette, küfrün cehennemde olduðu temel inancýnýn bir yansýmasýdýr.

Kýsacasý: Ýmanýn lezzetine varabilmek için ALLAH ve Resûlünü her þeyden fazla sevmek, karþýlýðýný sadece yaratandan bekleyerek sevmek, küfre dönmeyi ölüm pahasýna da olsa reddetmek, imanýn hakiki lezzetinin sevgi ve fedakârlýk yolundan geçtiðini bilmek, özsüz þekilciliðin ALLAH katýnda deðerinin olmadýðýný bilmek, gerekir. Ýmanla tatlýlýk arasýndaki münasebet ikisinin de lezzet verici olmalarýdýr. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz benzetme yoluyla eðitim örneðini sergilemiþtir.

Yine sevginin önemini vurgulayan Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz, Enes b. Malik (R.A.)’den rivayete göre:

“Canýmý kudret elinde bulunduran ALLAH’a yemin olsun ki, sizden birinize ben ana-babasýndan, aile ve çocuklarýndan ve diðer bütün insanlardan daha sevgili olmadýkça, o kiþi bana ve teblið ettiðim Ýslâm dini’ne tam anlamýyla iman etmemiþtir.” (Buhârî, Ýman: 8; Müslim, Ýman: 69, 70, Nesei, Ýman: 19) buyurmuþtur. Hz. Ömer (R.A.) bu hadis-i þerifi iþitince:

- Ya Resûlellah! Sen bana nefsimden baþka her þeyden daha sevgilisin, dedi. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:

- Ya Ömer! Nefsinden de sevgili olmalýyým, buyurunca; Hz. Ömer (R.A.):

- Nefsimden de, diyerek durumu arz etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:

- Ya Ömer! Ýþte þimdi oldu, cevabýný verdi. (Buhari; Eyman: 2; No: 6257; 6/2445)


Görüldüðü gibi sevgide öncelik sýrasý ve en geçerli olaný ALLAH ve O’nun elçisine karþý beslenen sevgidir. Kur’an-ý Kerim’de ALLAH’ý sevmenin ön þartý olarak Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimize tabi olunmasý gerektiði bildirilmiþtir: “Resûlüm ya Muhammed! De ki: Eðer ALLAH Teâlâ’yý kemâl-i hulus ile seviyorsanýz, bana ittiba ediniz, uyunuz ki ALLAH Teâlâ da sizi sevsin ve günahlarýnýzý maðfiret etsin baðýþlasýn. ALLAH Teâlâ kullarýný çok maðfiret edici ve çok merhamet edicidir.” (Âl-i Ýmran Sûresi: 31)

Bütün bunlar gösteriyor ki: ALLAH Teâlâ’yý seven ve ALLAH Teâlâ tarafýndan da sevilen ve günahlarý maðfiret olunan bir kul olabilmek için tek çare: Resûlullah (S.A.V.) Efendimize ittibadýr, O’nu sevmek ve O’na itaat etmektir. Öyle deðil mi ya... Bir devlet baþkanýna muhabbet ve itaatta bulunan bir kimse, O’nun elçisine, memuruna da itaat ve hürmette bulunur. Bunun aksine hareket etmek o devlet baþkanýna karþý da bir isyan deðil midir? Artýk bir insan nasýl olur da ALLAH Teâlâ’ya muhabbet iddiasýnda bulunduðu halde, O’nun gönderdiði Resûlüne isyan eder, O’na cephe alýr. Binaenaleyh ALLAH’ýn sevgisini iddia edip de Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin sünnetine muhalefette bulunan kimse, bu iddiasýnda samimi deðildir.

Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizi sevmek demek, O’nun sünnetine uymak ve O’nu hayata geçirmektir. Nitekim Enes b. Malik (R.A.)’den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz: “Sünnetimi ihya eden beni sevmiþ demektir. Beni seven ise cennet’te benimle beraberdir,” (Taberani, el-Mu’cemü’l-Evsat, 9/169, No: 9439) buyurmuþtur. Yüce ALLAH’ýn sevgisine, hoþnutluðuna ve baðýþlamasýna ermenin yegâne yolu, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin yolundan gitmektir. ALLAH’ý hoþnûd etmek, O’nun Peygamberine uymak ve O’nu örnek almakla mümkündür. Ýmanýn kemali ölçüsü Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizi her þeyden daha fazla sevmektir. Günümüzdeki kokuþmuþluðun en büyük sebebi sünnete aykýrý bir hayat yaþandýðýndan dolayýdýr. Sevginin ölçüsü lafýzla deðil yaþantý ile olmalýdýr. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizi her þeyden üstün tutmak kamil imanýn gereðidir. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimize ittiba kurtuluþun anahtarýdýr. Sevgi çoðu zaman þehvet sebebi ile meydana gelir. Ama aþktan mücerret olan sevgi þehvet olmaksýzýn meydana gelir. Buna göre sevgi tabi ve nefsani olur. Tabi sevgi üç kýsma ayrýlýr. Yüceltme ve büyütme sevgisi ki evladýn ana babasýna olan sevgisi, þefkat ve merhamet sevgisi ki ana babanýn çocuklarýna olan sevgisi, menfaat sevgisi ki insanlarýn birbirlerini bir þey için sevmeleri.

Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz bu üç itibarla kendi zatýnda bütün sevgileri toplamýþtýr. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin yüceliðini ve rütbesini, babadan, evlattan ve her iyilik yapandan daha fazla yüceltilmezse iman sahih olmaz ve gerçek Müslüman deðildir. Binaenaleyh iman þer’i muhabbeti gerektirir. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin sevgisi her þeyden daha üstün olmayý gerektirir. Çünkü O insanlýðý dalaletten hidayete erdirmiþtir. Bu böyle bilinmelidir. Bu özet açýklamadan da anlaþýlacaðý gibi muhabbet, ruhun kendisinden lezzet duyduðu bir þeye meyletmesidir. Anlaþýlýyor ki, Kur’an-ý Kerim ve Sünnet’in öngördüðü bu sevgi, Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimize karþý olan inancýn sosyal hayatýmýza yansýmasýdýr. Zira tarih boyunca milletimiz O’na derin bir hürmet ve sevgi beslemiþtir.

Gerçekten Anadolu insanýnýn okumuþunda, okumamýþýnda, gencinde, yaþlýsýnda, kadýnýnda ve erkeðinde Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin bir imajýný görmek mümkündür. O’nu kendi hayatlarýna, düþüncelerine, kültürlerine, davranýþlarýna ve çevrelerine yansýtmýþlardýr.

Þanlý tarihimizi ve kültürümüzü zenginleþtiren bu örneklerden birkaç tanesine iþaret etmekte yarar vardýr:

1- Ne zaman ve nerede olursa olsun O’nun ismi anýldýðýnda, bizim geleneðimizde salât ve selâm getirilerek sözlü, sað el kalbin üzerine götürülmek sûretiyle O’na olan kalbî baðlýlýðýmýz ifâde edilmektedir.

2- Bizim milletimizde Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz sevgisi öyle önemsenmektedir ki dualarda hep O’nun þefâati talep edilmektedir. Hatta birine öfke duyulduðu zaman, “Peygamber þefâatinden mahrum kalasýn!” denilmesi bile bunun ne kadar önemli olduðunu ifade etmektedir.

3- Anadolu insaný Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimize olan sevgisinden ve baðlýlýðýndan dolayý çocuklarýna O’nu hatýrlatacak isimler vermektedir. Erkek çocuklarýna Mehmet, Ahmet ve Mustafa gibi isimleri tercih ediyorlar. Bu hususta bir inceliði de dikkate alarak ‘’Muhammed’’ ismini verecek olursa aðzýndan çýkabilecek bir hatalý ifadeden dolayý Peygambere saygýsýzlýk olmasýn diye daha çok “Mehmet” olarak isimlendirmeyi uygun görmüþlerdir. Bu duygu ve hasret, kýz çocuklarý için de geçerlidir. Bilindiði gibi “gül” ve kokusu Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin teninden hasýl olduðu söylenmekte, bu nedenle gül motifi O’nun bir simgesi olarak kabul edilmiþ, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz güle benzetildiði için edebiyatýmýzda gül motifi çok kullanýlmýþtýr. Fuzûlî’nin ifâdeleriyle: Bahçývan ne kadar uðraþýrsa uðraþsýn O’nun gibi bir gül yetiþtiremeyecektir. Ancak bizim insanýmýz çocuklarýna isim verirken içinde gül geçen isimlerin tercih edilmesi de bundan dolayýdýr. Gülnûr, Gülbû, Gülþen, Gülendâm v.s.

Mahallemizde kapýcýlar var. Onlarýn hanýmlarý aralarýnda konuþuyorlardý. Çoðunun kýzlarýnýn adý Gül, Güldane, Gülser, Gülseren veya Güllü gibi bir isimle baþlamaktadýr. Sordum:

- Nerelisiniz?

- Çankýrýlý, Çorumlu, Sivaslý, Kýrþehirli, Yozgatlý, Erzincanlý gibi Anadolu’nun çeþitli þehirlerinden olduklarýný söylediler. Dedim ki:

- Sizin köylerinizde Gül pek fazla deðildir. Neden çocuklarýnýza hep Gül adýný veriyorsunuz? Yoksa Gül’e olan hasretinizi mi böyle ifade ediyorsunuz. Hanýmlardan en yaþlýsý tebessüm ederek þöyle cevap verdi:

- Yok bey yok. Gül, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin remzidir. Gül, O’nun sembolüdür, simgesidir. Biz çocuklarýmýza Gül adýný vermekle Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin adýný veriyoruz.

Onlarý öpüp koklamakla Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizi koklamýþ oluyoruz. Belki bu kadýn okur-yazar bile deðildir. Ancak O’nun gönlünden gelen bu cevap, bir kültürü ve sevgiyi canlandýrmakta, ayrýca Yunus’un asýrlar öncesi söylediði þu dörtlüðü hatýrlatmaktadýr:

“Caným kurban olsun senin yoluna

Adý güzel kendi güzel Muhammed

Þefaat eyle kemter kuluna

Adý güzel kendi güzel Muhammed”

Ve Ali Ulvi KURUCU hocaefendi:

“Gönlüm sana âþýk, sana hayrandýr efendim.

Bir ben deðil, âlem sana kurbandýr efendim.”

Caným kurban olsun Senin yoluna,

Adý güzel, kendi güzel Muhammed”

Süleyman Çelebi Mevlid-i Nebî’sinde:

“Ey gönüller derdinin dermaný Sen,

Ey yaratýlmýþlarýn Sultaný Sen.”

Merhum Necip Fazýl:

“Müjdecim, kurtarýcým, efendim Peygamberim,

Sana uymayan ölçü, hayat olsa teperim,” demektedir.

Mehmet Talu
Ýlahiyatcý yazar Mehmet Talu hocamýzýn kaleminden...

Gönderen: 01.04.2008 - 19:56
Bu Mesaji Bildir   KaLBeNuR üyenin diger mesajlarini ara KaLBeNuR üyenin Profiline bak KaLBeNuR üyeye özel mesaj gönder KaLBeNuR üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
*selsebil* su an offline *selsebil*  
81 Mesaj -

Gönderen: 01.04.2008 - 23:07
Bu Mesaji Bildir   *selsebil* üyenin diger mesajlarini ara *selsebil* üyenin Profiline bak *selsebil* üyeye özel mesaj gönder *selsebil* üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
_LaL_ su an offline _LaL_  
Hz. Peygamber Efendimiz sevgisi
838 Mesaj -
“Caným kurban olsun senin yoluna

Adý güzel kendi güzel Muhammed

Þefaat eyle kemter kuluna

Adý güzel kendi güzel Muhammed”

Ve Ali Ulvi KURUCU hocaefendi:

“Gönlüm sana âþýk, sana hayrandýr efendim.

Bir ben deðil, âlem sana kurbandýr efendim.”

Caným kurban olsun Senin yoluna,

Adý güzel, kendi güzel Muhammed”

Süleyman Çelebi Mevlid-i Nebî’sinde:

“Ey gönüller derdinin dermaný Sen,

Ey yaratýlmýþlarýn Sultaný Sen.”

Merhum Necip Fazýl:

“Müjdecim, kurtarýcým, efendim Peygamberim,

Sana uymayan ölçü, hayat olsa teperim,” demektedir



Te$ekkürler ablam ellerine saðlýk..
Gönderen: 02.04.2008 - 10:58
Bu Mesaji Bildir   _LaL_ üyenin diger mesajlarini ara _LaL_ üyenin Profiline bak _LaL_ üyeye özel mesaj gönder _LaL_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1535 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Yalvac (61), kmurrad (59), endulus (57), ercan_sw (51), erhanseyfi (64), B e t u l (52), h.t (62), zisan_gul (41), hasretkafesi (53), ahmetkb (52), mustakar01 (62), tövbekargenç (44), mekoc66 (56), ahmet_k22 (39), Abdullah-10 (57), maruf-1 (59), GuelSevdasi81 (43), inci-2 (61), maxsibilyan (45), enesny (42), ramadan48 (42), fatmaavci (62), FIRTINA 50 (56), kaptan67 (61), menzil38 (57), Hacer -72 (52), Guel (39), A H M E T (45), msk02 (47), Mehmet_Ank (63), yusufgezer (41), Aydýn Vu.. (55), Sezer (), oguzlarx27 (55), M.Riza Sekerli (54), kamanliadem (59), eva_maria (36), musab b. ümeyr (42), nurfatih (46), AhmetBayrak (56), ali öz (48), köln42 (58), xAhmetx (49), sadullahyusuf (40), abdülhamit (231), tigrisriver (45), sürmeli (41), enesertugrul (52), medsav (67), Turan64 (61), GCc_EEi (42), ahmetsait (44), alidogan1 (64), ayhanisik42 (51), sedi güngörmü&t.. (59), baha1903 (40), bünyan (59), Orbay1 (56), kaymakli-50 (58), cagri67 (52), HAKAN ERGÜT (50), ravda dostu (40), fatiha42&07 (54), mavipýna.. (59), efrailakcay (51), Bekir 38 (39), selva sehito&et.. (40), Mursid (60), turkish wolf (52)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.90354 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.