0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » ÇOCUK EĞİTİMİ » cocuklar hicbir zaman suclu degiller

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
cihan.pz su an offline cihan.pz  
cocuklar hicbir zaman suclu degiller
363 Mesaj -
arkadaslar bazen cocuklarimizi sucluyoruz hatta her zaman onlari sucluyoruz ama en buyuk suc bizlerde cunku iyi bir anne iyi bir baba olamiyoruz cocuklarin her istegini yapmamaliyiz onlarin yaninda hayatimizin SIKINTILARINI soylememeliyiz cocuklar etkileniyo bi hirs kapiyor yardimda bulunmak isterken kotu yola sapiyolar onun icin SIKINTILARIMIZI elimizden geldigi kadar uzak tutallim en onemliside para vermiyelim cocugu en fazla bozan para oluyo.bunlari soyluyorum cunku bende 3 cocuk annesiyim ve bunlari gordum allahtan cabuk toparlandim tabi allah yardim etti simarmadi cocuklarim lutfen annele babalar cocuklarimiza iyi bakalim onlar bize allahin emanetleri.
sevgi saygi ve dualarimla
Gönderen: 22.11.2006 - 11:08
Bu Mesaji Bildir   cihan.pz üyenin diger mesajlarini ara cihan.pz üyenin Profiline bak cihan.pz üyeye özel mesaj gönder cihan.pz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Yusuflu su an offline Yusuflu  
428 Mesaj -
Cok haklisiniz abla guzel ve yerinde bir tespit bende bu konu ile ilgili hocaefendinin (F.Gulen ) ÇEKÝRDEKTEN ÇINARA / BÝR BAÞKA AÇIDAN AÝLEDE EÐÝTÝM adli kitabindan bir bolumu alinti yaptim hepimizin okumasi gereken guzel bir kitap . . .


Anne-Baba Sorumluluðu




Herkes kendi sorumluluk alanýnýn mesulüdür ve elinin altýndakilerden sorumludur. Bakýp görme, görüp gözetme mevzuunda bütün baþarýlar onun hasenat hanesine, bütün olumsuzluklar da seyyiat hanesine yazýlacaktýr.

Nebiler Serveri (sav) Buhârî ve Müslimde yer alan bir hadis-i þeriflerinde þöyle buyururlar: Her birerleriniz râî ve hepiniz elinizin altýndakinden sorumlusunuz: Devlet reisi bir râî ve elinin altýndakilerden sorumludur. Her fert, ehl ü ýyâlinin râîsidir ve raiyetinden mesuldür. Kadýn beyinin hânesinin râîsi ve gözetiminde olan þeylerden sorumludur. Hizmetçi efendisinin malýnýn râîsi ve elinin altýndakilerden mesuldür. Her birerleriniz râî ve her birerleriniz râiyetinden sorumludur. (1)

Mevzu, çocuklarýn birer emanet kabul edilmesiyle alâkalý olunca þu hadisin de konumuzla irtibatlý olduðu söylenebilir: Her doðan Ýslâm fýtratý üzere doðar. Sonra ebeveyni onu Hýristiyanlaþtýrýr, Yahudileþtirir veya Mecusileþtirir. (2)

Evet her doðan çocuk, her þey olmaya müsait temiz bir fýtratla doðar, doðar ve kabiliyetlerini inkiþaf ettirmek üzere size teslim edilir; yani onlarý terbiye etme iþi size býrakýlýr. Sonra o çocuklar anne-babasýna tabi olarak ya Yahudi, ya Nasrani ya da Mecusi olurlar. Tabiî burada þu hususu ilâve etmek de mümkündür: Kimisi de anne-babaya veya içinde bulunduðu ortama göre mürted ve dinsiz olur. Öyleyse neslin yetiþmesi hususunda, anne-babanýn din ve diyaneti çok mühim olduðu gibi, terbiye mevzuunda da din ve diyanetin esas alýnmasý o kadar önemlidir.

Þu bir gerçek ki, her þey olmaya müsait ve müstait dünyaya getirdiðimiz çocuklarýmýzý, kendi ruh ve mânâ köklerimize göre þekillendirmezsek ayrý bir kalýbýn insaný olarak yetiþmeleri kaçýnýlmazdýr. Dolayýsýyla da hiç farkýna varmadan mürted babasý olabilirsiniz. Öyle ise mevsiminde onlara mutlaka kendi ruhumuzun özünü, usâresini aþýlayarak onlarýn yabancýlaþmalarýný önlemeliyiz. Bað ve bahçenizdeki aðaçlara aþý yapýyor, ilmin ve tekniðin gereklerine göre varlýða müdahale hakkýmýzý kullanarak daha iyi semere almaya çalýþýyoruz. Odundan, taþtan, aðaçtan, topraktan daha aþaðý olmayan çocuklarýmýza bu kadar olsun, kendi esaslarýmýz çerçevesinde ihtimam göstermemiz gerekmez mi? Onlar, alâkasýzlýðýn bodurlaþtýrmasý ve bozma gayretlerinin azgýnlaþtýrmasý gibi iki dezavantaja karþýlýk, ebeveynin vereceði iyi þeyler gibi tek avantaja sahip bulunuyorlar. Evet, olumlu müdahale olmazsa kokuþurlar, baþkalarýnýn elinde de fesada uðrarlar. Her iki hâlde de bize raðmen bir çizgi takip ederler. Hususiyle günümüzde anne-baba bütünüyle dünya iþlerine daldýklarýndan evlâtlarýný tamamen ihmal etmiþlerdir. Hatta bu asýr ölçüsünde çocuklarýn ihmal edildiði ikinci bir asýr göstermek mümkün deðildir.

Yine Ýmamiye menþeli bir hadiste, (3) Allah Rasûlü (sav) þöyle ferman ediyor: Ahir zamanda babalarýndan ötürü evlâtlarýn vay hâline! Bu söz üzerine sahabe þaþkýnlýk içinde sorar:

- Müþrik babalardan ötürü mü onlara kýyýldý da heder oldular?

- Hayýr mümin babalarý onlara kýydý.

- Nasýl oldu ya Rasûlallah?

- Babalarý onlara ferâiz-i dini, yani dinin temel rükünlerini öðretmediler.

Bu hadis-i þerifi biraz tasarrufla þöyle açabiliriz:

Þu küçük dünya hayatý adýna ferâiz-i din terk edildi. Sorumlular, din eðitim ve öðretimini bütün bütün ihmal edip sadece maddî hayatý nazara verip himmetlerini o noktada yoðunlaþtýrdýlar. Küçük bir dünya menfaati uðrunda kalbî ve rûhî hayatlarýný ihmal ettiler.

Kurân okutmak, onun ruhunu öðretmek, din ve diyaneti talim etmek vaktini alýr diye, dinî bilgileri öðretmeyi önemsemediler.

Yukarýdaki hadisin mânâsý þu âyetle de tam bir uyum arz etmektedir.

Yoo yoo siz ücreti ve lezzeti peþin olaný çok seviyor, ahiret (veya neticeyi) umursamýyor (görmezlikten geliyor)sunuz. (Kýyâme, 75/20)

Allah Rasûlü (sav) sözlerini þöyle devam ettiriyor: Ben onlardan berîyim, onlar da benden berî olsunlar.

Yani, Evlâdýný ihmal eden, çocuðunun heder olup gitmesine göz yuman, dahasý bir neslin mahvolmasý karþýsýnda titremeyen anne-babalardan ben uzaðým; onlar da benden uzak olsunlar. Ruhen ölmemiþ bütün babalar zannediyorum bu sert uyarý ve tembih karþýsýnda ürperir ve tir tir titrerler; titremelidirler de. Böyle önemli ve hayâtî bir sorumluluk kendisine anlatýldýðýnda Halife Ömer bin Abdülaziz bayýlýyor ve yirmi dört saat kendine gelemiyordu. Hatta vefat edecek diye oturup baþýnda Kurân okuyorlardý. Kendine geldiðinde de hýçkýrarak Allahtan korktuðunu söylüyordu. Evet o, elinin altýnda bulunanlarýn mesuliyetini omuzlarýnda hissediyor ve hukuklarýna tecavüz ettim endiþesiyle sarsýlýyordu.

Ya biz? Þu þahsî zevklerini esas alarak kurduðu yuvada vücutlarýna sebebiyet verdiði yavrularýn ruh ve kalblerini ihmal eden anne-baba þeklindeki merhametsizler... Acaba, ne kadar ayýlýp-bayýlmalý ve ne kadar titremeliyiz!?

Gerçi bu mevzudaki bütün hadisler, tergib ve terhib nevinden olup; sevdiren ve ürküten prensipler türünden irâd buyurulmuþtur. Biz de konuya bu açýdan yaklaþýyoruz. Ama bu mevzuda tabiî ki yapacaðýmýz bir kýsým þeyler de var; çocuklarýmýzý yetiþtirme, þekillendirme konusunda Ýslâmýn ve Kurânýn bize yüklediði sorumluluklar var. Daha önce prensipler halinde sýraladýðýmýz ve ileride açmayý düþündüðümüz hususlar ki, çocuklarýmýzýn hisli, derin, ahlâklý ve dindar olmalarý ve bizim de o hânede, aziz bir peder, azize bir valide olarak duyulup hissedilmemiz, kabul edilip saygý görmemiz; hatta her hâlimizle bir bilge gibi algýlanmamýz gibi sorumluluklarýmýz, oldukça önem arz etmektedir.

1) Çocuklar Arasýnda Adaleti Muhafaza Etme



Bu konularýn baþýnda da çocuklarýmýzdan birini diðerine tercih etmeme prensibi gelir. Evet, bu konudaki küçük bir kusur, bizi, çocuklarýmýz üzerinde tesirsiz hâle getirmeye yeter. Rasûlü Ekremin (sav) bu konudaki þu irþatlarý ne manidardýr:

Numan ibn Beþirin (ra) babasý yani Hz. Beþir -baba da, evlât da Müslümandý ve Ashab-ý Bedirdendi- geldi ve dedi ki:

Ya Rasûlallah, baþka çocuklarým da var; ama, Numan baþka. Müsaade ederseniz servetimin þu kadarýný Numana vermek istiyorum.

Hz. Peygamber (sav);

Diðer çocuklarýnýza da o kadar verdiniz mi, diye sordu. Beþir,

Hayýr, dedi.

Allah Rasûlü (sav) bu defa, umuma tevcih-i kelâm ederek þöyle buyurdular:

Allahtan korkun ve evlâtlarýnýza karþý âdilane muamelede bulunun.

Sonra da Beþire dönerek:

Sen, çocuklarýnýn hepsinin sana ayný derecede hürmet etmelerini ister misin?

Beþir de:

Evet isterim, deyince,

O hâlde, böyle yapma. (4)

Yani sen de sadece bir evlâdýný deðil hepsini gözet. Sen onlardan birine teveccüh ve ihtimam göstersen, ona hediye verip atiyyede bulunsan bu defa diðerlerinin sana karþý birr (iyilik) duygusu azalýr ve itimadý sarsýlýr.

Allah Rasûlü (sav), meseleye esaslý bir çözüm teklif ediyor ve muhtemel bir problemi temelden hallediyor. Evet, ayný hânedeki çocuklardan birinin diðerlerine tercihi, evvelâ diðer çocuklarda tercih edilen kardeþlerine karþý kýskançlýk hissini uyarýr ve kardeþleri birbirine karþý düþman hâline getirir. Bu meseleleri, psikolojinin dar prensiplerine dayanarak izah etmeye çalýþtýðýmýzý düþünmeyiniz. Biz burada, Kurân-ý Kerimin ruhlarýmýza duyurmak istediði gerçeklerin evrenselliði, insan tabiatýna uygunluðu, makuliyeti, mantýkiyeti ve insaniliði üzerinde duruyoruz.

Bilindiði üzere Yusuf (as) rüyasýnda yýldýzlarýn, ayýn ve güneþin kendisine secde ettiðini görmüþtü. Bu sevinilecek ve iftihar edilebilecek durumu babasýna açtýðýnda, babasý, Evlâdým, bunu kardeþlerine anlatma! (Yusuf, 12/5) demiþti. Nübüvvet derinliðiyle insan tabiatýný bilen bu büyük insan, böyle bir meselenin kardeþlerinde kýskançlýk hissini uyaracaðýný hissetmiþ ve böyle bir rüyayý anlatmanýn, henüz tezkiye-yi nefse erememiþ kimselerde kýskançlýða sebebiyet vereceðini düþünmüþtü. Maalesef neticede endiþe ettiði þeyler gerçekleþmiþ, kardeþleri Yusuf (aleyhisselâm)ý ölmek üzere bir kuyuya atmýþ ve bu olayla peygamber hânesinde bile çekememezliðin insaný ne hâle getireceðini ortaya koymuþlardý.

Evet, çocuklardan birini diðerlerine sevgi vb.. hususlarda tercih etme, kardeþlerde kýskançlýk hissi uyaracaðý ve hiç de farkýna varýlamayacaðý þekilde baba ve annenin farklý muamelelerinden ötürü, þuuraltý bir nefret duygusu uyaracaðý açýktýr.

Bu mülâhazalarý, sevgilerimizin-nefretlerimizin, dostluklarýmýzýn-düþmanlýklarýmýzýn sebep, saik ve þuuraltý kaynaklarýyla düþündüðümüzde daha iyi anlarýz: Çok samimî ve sýký fýký olduðunuz bir arkadaþýnýz vardýr. Ama, her nasýlsa bir defasýnda size îsar hissi izhar edememiþ ve bir noktada hodkâmlýðýyla hiç de beklemediðiniz bir davranýþ sergilemiþtir. Siz, isteyerek veya istemeyerek bunu hafýzanýzýn bir tarafýna yerleþtirirsiniz. Hemen her hadise, insan dimaðýnda bir iz býrakýr geçer, sonra baþka hadise ile hortlayýverir. Ýþte siz þuuraltýnýzda sessiz sessiz uyuyan o sevimsiz duygularý çaðrýþtýracak ve ateþleyecek bir hadise karþýsýnda birdenbire hýrçýnlaþýr ve þöyle dersiniz: Zaten ben sizin böyle olduðunuzu önceden anlamýþtým.

Þimdi bir de bu türden menfî olaylarýn üst üste yýðýldýðýný, birkaçýnýn birden hortladýðýný düþününüz. Uzun bir maziden gelen bütün bu bulantýlarýn hemen hepsini birden o insanýn yüzüne vurur, sonra da nefsinizi müdafaa etmeye durursunuz. Ýþte çocuðun dimaðýna veya hafýzasýna ya da þuuraltýna yerleþen düþünceleri depreþtirecek, sizin çocuklar arasýndaki herhangi bir olumsuz tavrýnýz, o çocuðu size karþý hýrçýnlaþtýracak sonra da onun sizleri bütün bütün dinlememesini netice verecektir.

Aslýnda bu, konunun sadece bir yönünü teþkil etmektedir. Meseleyi çocuðun bütün hayatýný içine alacak þekilde ele alacak olursak iþ daha da karmaþýklaþýr. Hele bir de siz her þeyi onun çocukluðuna verir de duygularýnýn ileride nasýl bir hâl alacaðýný hesaba katmazsanýz, bir gün hiç farkýna varmadan kendi yanlýþlarýnýzýn altýnda ezilir gidersiniz. Çocuðun evde þahit olduðu hilâf-ý vâki davranýþlar, sözler, mütenâkýz hareketler -ki siz çocuðun bunlarý çoðu zaman anlamadýðýný düþünürsünüz- oysaki bunlar bir deftere kaydediliyor gibi onun hafýzasýnýn bir tarafýna silinmeyecek þekilde kaydedilir. Zamaný geldiðinde de onlar bütünüyle birden ortaya çýkar. Bu bazen öyle bir çýkýþ olur ki aileyi, anne ve babayý da önüne katarak sürükler.

Binaenaleyh anne-baba olmak isteyen herkes, belli bir seviyede psikoloji, pedagoji ya da en azýndan Kurânýn bu mevzudaki mücmel prensiplerini bilmeli ve ondan sonra yeni bir hayata bismillah demelidirler.

Evlât, çocuk yetiþtirme basit bir mesele deðildir. Ben arýcýlýða merak ettiðim bir devrede, gittim arýcýlýk kursu gördüm. Arýlarla uðraþmanýn bile ne kadar zor olduðunu müþahede ettim. Bunun gibi insan, mutlaka iyi nesiller yetiþtirmenin yolunu öðrenmeli topluma iyi elemanlar kazandýrmalýdýr. Alâ-yý illiyyînden esfel-i safilîne kadar gel-gitler yaþayan potansiyel büyük bir varlýðýn terbiye edilip insanlýða yükseltilmesinin ne denli önemli olduðunu hiç kimse unutmamalýdýr.

2) Çocuklarý Ciddiye Alma



Rasûlü Ekrem (sav) çocuklar üzerinde çok ciddî dururdu. Çocuklar kendisini istikbal edince, o da bir büyük insan gibi onlara iltifatta bulunur; kimisini sýrtýna, kimisini kucaðýna alýr ve müsavi muameleleriyle hemen hepsini hoþnut edecek bir tavýr sergilerdi.

Bazen bir sokaktan geçerken, çocuklar oyun oynuyorsa, Allah Rasûlü (sav) onlarý büyük insan yerine koyar, onore eder ve onlara Es-selâmu aleyküm derdi; onlar daVe aleyküm selâm ya Resulallah (5) mukabelesinde bulunurlardý. Allah Rasûlü (sav) çocuklara oldukça fazla deðer verirdi. Þayet bir çocuða, Sana filan zaman þunu vereceðim. diye söz vermiþse, bir büyük insanla ahitleþmiþ, sözleþmiþ gibi, vadettiði vakitte mutlaka sözünü yerine getirirdi.

3) Ýtimat Duygusu Kazandýrma



Ýnsanlýk adýna utandýrýcý düþüncelerden biri de, Babana dahi itimat etmeyeceksin. felsefesidir ve yanlýþtýr. Hz. Peygamber (sav), hep itimat etmek fikrini telkin eder ve çevresindeki çocuklar onunla alâkalý âdeta itimat dýþýnda hiçbir þey bilmezlerdi. O, herkesin, nazarýnda Emin bir insandý; çocuklarýn nazarýnda da... Elbette böyle fertlerin teþkil edeceði millet de emin olacaktý.

Ayrýca Allah Rasûlü (sav): Allah, çocuðuna merhamet etmeyene merhamet etmez. (6) buyurur ve ümmetini kalb ve gönül insaný olmaya çaðýrýrdý; Onlarý seviniz, onlara söz verdiðiniz zaman behemehal yerine getiriniz; onlar sizin sözlerinizle davranýþlarýnýz arasýnda zýtlýk görmesinler; çocuk böyle bir þeye þahit olmasýn. mealine baðlý tavsiyeleriyle, terbiyede en ideal noktalara iþaret buyururdu.

Yine Ýmamiye menþeli bir hadis-i þeriflerinde Allah Rasûlü (sav): Sizden biriniz çocuðuna bir þey vadederse behemehal onu yerine getirsin. buyurur ki; bu, Çocuktur, yalan söylesem, aldatsam da bir þey olmaz demenin ne kadar yanlýþ olduðunu tasrihtir.

Evet, her aldatma ve hilâf-ý vâki her beyan, birer tohum hâlinde onun kafasýnda, bugün olmasa da yarýn birer zakkum aðacý gibi zuhur edecek ve sizin terbiye gayretlerinizi tesirsiz hâle getirecektir. Anne-baba her zaman müstakîm olmalýdýr. Zaten sýrat-ý müstakîm erbabý olan sizlerin her davranýþýndan sadece doðruluðun dökülmesi de bir esastýr.

Evet çocuklarýnýzýn sizin hakkýnýzda yalan söyledi ahdinden döndü dünya malýna tamah etti vb. þeyler söylemesine veya düþünmesine katiyen meydan vermemelisiniz. Onlar sizi her zaman îsar (baþkalarýný kendine tercih) hasleti içinde, mutasaddýk, mümin, müslim, sâbir, hâþî, iffetli görmeli ve tanýmalýdýrlar.

4) Terbiyede Tedricilik

Çocuk; bilmesi lazým gelen þeyleri bilmeli, bilmemesi gereken hususlarý da öðrenmemelidir. Kalbî, rûhî hayatý itibarýyla bilmesi gereken dinî, millî þeyleri bilmeli ve yaþýna-baþýna göre faydalý bilgilerle meþbû bulunmalýdýr. Bu konuyu ileriki bölümlerde daha etraflýca ele almayý düþünüyoruz.

Týpký dünyaya gelen çocuðun beslenmesinde, çocuk doktorlarýna müracaat edip Þu haftanýn, þu ayýn gýdasý nedir? diye konuyu bir rejime baðladýðýmýz gibi bu mevzuda da ehil kimselere müracaat ederek, Beþ yaþýnda çocuðum var ne yapayým? On yaþýnda çocuðum var ne yapayým?On beþ yaþýnda çocuðum var ne yapayým? hâl arziyle uzmanlarýn düþüncesi alýnmalý ve her mevzu onlarýn mütalâalarýna baðlanmalýdýr.

Evet her anne-baba ehline, mütehassýsýna giderek, reçete alýp çocuðunu o reçete ve kurallarla yetiþtirmeye çalýþmalýdýr. Çocuðunuz lise seviyesine gelmiþse, delilsiz, mesnetsiz Allah (cc) vardýr. demeniz, bazen Allahý (cc) inkâr etmesinden baþka bir þeye yaramayabilir. Belki o noktada biraz da felsefe ile memzuç ilimle dinî bilgiler müþterek verilmelidir ki, tesir icra etsin. Ama, çocuðunuz daha ilk mektepte iken felsefe dersi vermeye kalkarsanýz, onun kafasýný bütün bütün bulandýrmýþ olursunuz. Öyleyse bir hekim gibi çocuðun seviyesini, devrini, kültür muhitini bilerek ona göre bir þeyler verme mecburiyetindesiniz.


Çekirdekten Çýnara. M.Fethullah GÜLEN

Gönderen: 22.11.2006 - 12:07
Bu Mesaji Bildir   Yusuflu üyenin diger mesajlarini ara Yusuflu üyenin Profiline bak Yusuflu üyeye özel mesaj gönder Yusuflu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1945 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
selimabi (48), secdeet (52), SEVGI HERYERDE (52), merve11 (35), Hilal76 (48), ebuliz (52), mah_sa (46), ceylantepesi (56), MüslümaniM (35), muhammedgazi (37), Gurbetci kiz (35), Pucca (43), haticetorun (36), siper2004 (38), sofi315 (54), selahattincam (52), yadiguzel (54), ibg (48), bambam (44), RepLiK (39), lula (62), fatihmaster (36), turanmho (52), bilvanis1 (40), selahattincam20.. (52), Engin17 (37), latifterlemez (42), murat147 (41), serseri_mayin_2.. (39), ismail orman (46), TUTKU_DK (45), Mesutol (60), ay-han (44), selim18 (39)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.46146 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.