0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » KISILIK GELISIMI » Çocuklarda Sorumluluk Duygusu ve Kişilik Gelişimi

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Çocuklarda Sorumluluk Duygusu ve Kişilik Gelişimi
Moderator


4254 Mesaj -
Çocuklarda Sorumluluk Duygusu ve Kiþilik Geliþimi

"O DAHA ÇOCUK, KENDÝ BAÞINA KARAR VEREMEZ"

‘Sorumluluk’ kelimesi bize ne anlam ifade ediyor? Bir baþka deyiþle, sorumluluðunu bilen bir çocuktan neler bekleriz?
Ýlköðretim dördüncü sýnýfa giden bir öðrencinin annesi çocuðuyla övünürken þöyle diyordu: "Benim oðlum sýnýfýnýn birincisidir. Derslerini bitirmeden içi rahat etmez. Sözümüzden dýþarý çýkmaz. Nazik ve saygýlýdýr. Odasý ve eþyalarý daima temiz ve düzenlidir. Boþ zamanlarýnda müzik dersleri aldýrýyoruz, çok iyi piyano çalar. Elimizden geldiðince ona herþeyin en iyisini vermeye çalýþýyoruz. Kýsacasý, beyefendi, benim oðlum sorumluluklarýný bilen bir çocuktur."
Anneyi dinledikten sonra, "Hanýmefendi," dedim, "bu saydýðýnýz özellikler bizim pedagojik anlamda ifade ettiðimiz sorumluluk kavramýna girmez. Biz, sorumluluk derken daha baþka þeyler kastederiz. Pedagojide çocuðunuzun müzik dersleri almasý fazla önemli deðildir. Önemli olan, müzik dersleri almaya kendisinin karar verip vermediði, yani buna istekli olup olmadýðýdýr."

Anne bu açýklamamý anlamsýz bulmuþ olacak ki, itiraz etti: "O daha çocuk efendim, kendisi nasýl karar verecek?" (Evet, anne babalarýn çocuk adýna karar verirken sýðýndýklarý savunma budur: "O daha çocuk, kendi baþýna nasýl karar verecek?"göz kırpma
Anneye sordum: "Çocuðunuzun derslerine yardým eder misiniz?"
Hanýmefendi gururla cevap verdi: "Elbette, dersleri o kadar aðýr ve ödevleri o kadar çok ki, bizim yardýmýmýz olmadan bitiremez." (Evet, çoðu anne babalar da böyle yapýyor, çocuklarýnýn ödevi bitmeden içleri rahat etmez.)
Sormaya devam ettim: "Çocuðunuz yazýlý veya sözlü bir sýnavdan düþük not aldýðýný söylese ne yaparsýnýz?"
Anne böyle bir soru beklememiþ olacak ki, þaþýrdý. Sesini yükselterek, "Benim çocuðum zayýf not almaz" dedi, "çünkü o çok çalýþýyor." (Evet, çoðu ailelerde çocuðun zayýf not alma özgürlüðü yoktur. Zayýf alan çocuk sorumluluðunu yerine getirmemiþ sayýlýr, bu yüzden cezayý veya en azýndan azarlanmayý hak etmiþtir.)
Sorumluluk ile kiþilik birbirini tamamlayan iki özelliktir. Kiþilik sahibi olunmadan sorumluluk kazanýlamaz. Peki, nedir kiþilik? Söz sahibi olmak, kendi baþýna karar verebilmek, istemediði bir teklifle karþýlaþtýðýnda ‘hayýr’ diyebilmek, adam yerine konmak, kendisine saygýsý ve özgüveni olmak, sevildiðini ve önemsendiðini bilmek... Bir öðrenci çok çalýþýyor, iyi notlar alýyor, anne babasýna ve öðretmenlerine karþý saygýlý davranýyor olabilir; bu onun sorumluluk sahibi biri olduðu anlamýna gelmez.
Sorumluluk duygusu ana rahminde baþlar dersem, fazla abartmýþ olmam. Son araþtýrmalar, ana rahmindeki embriyonun annenin duygularýný hissettiðini ve paylaþtýðýný gösteriyor. Buna göre, irade dýþý ana rahmine düþmüþ bir embriyo annenin hamileliði arzu etmediðini hissedecek, doðumdan sonra anneye karþý evlatlýk sorumluluðu duymayacaktýr.

"ONUN ÝÇÝN DOÐRU OLANI YAPIYORUZ"

Ýstenen ve arzu edilen bir çocukta neden sorumluluk duygusu geliþmez? Çünkü, anne baba, "Çocuktur, anlamaz; biz onun adýna doðru olanýný yapýyoruz" diyerek çocuðun bütün sorumluluklarýný üzerlerine alýrlar. Yemeðinden giyimine, ev ödevlerine, hobi ve arkadaþ seçimine kadar, çocuk adýna herþeye anne baba karar verir. Bu kararlara uyan çocuk sevilir, uymayan çocuk sevilmez. Eðer anne "Tabaðýndakini bitirmeden sofradan kalkmayacaksýn!" diyorsa, yemeði sevmediði veya tok olduðu halde tabaktakini bitiren çocuk, söz dinleyen, sevilen, uysal, sorumlu bir çocuktur. "Hayýr, ben bu yemeði sevmiyorum; sevmediðim bir yemeði bitirmek zorunda deðilim!" diyen çocuk da sevilmeyen, dikbaþlý, sorumsuz bir çocuktur. Bir gün erkek kardeþimin evinde iken, gelin hanýmýn elinde yemek dolu kaþýkla çocuðu kovaladýðýný gördüm. Sizin anlayacaðýnýz, zorla yemek yedirmeye çalýþýyordu. Gülerek çocuða seslendim: "Koþ aslaným, yakalanma; acýkma özgürlüðü adýna koþ!"
Konferanslarýmda haným dinleyicilerime (kýzým sana söylüyorum, gelinim sen anla kabilinden) diyorum ki: "Eðer yemek seçen, her yemeði beðenmeyen mýzmýz bir kocanýz varsa, bunun sorumlusu kaynanalarýnýzdýr. Adamcaðýza çocukluðunda acýkma özgürlüðü tanýmamýþ, zorla aðzýna mama ve yemek týkýþtýrmýþlardýr."
Anne baba ile çocuklar arasýnda, kiþilik ve sorumluluktan kaynaklanan problemler çoðunlukla ilkokuldan sonra baþlýyor. Ýlkokul sýralarýnda bize gelip de çocuklarýnýn ders çalýþmamasýndan ve söz dinlememesinden yakýnan veliler çok azdýr. Anne baba ile çocuk arasýndaki çatýþmalar neden daha önce deðil de ortaokul ve lise sýralarýnda ortaya çýkar acaba?

Millî Eðitim Bakanlýðý müfettiþleri ilkokul ve ortaokul kelimelerini telaffuz etmemize kýzýyorlar, "Ýlkokul ve ortaokul yok; ilköðretim var!" diyorlar. Kendi açýlarýndan haklý olabilirler, ancak çocuk davranýþ bilimleri açýsýndan bir yýl bile uzun bir zamandýr. Öyle ki, çocuk geliþimini anlatýrken bazen aylara inmek zorunda kalýrýz. Sekiz yýl gibi uzun bir zamaný ‘ilköðretim’ adý altýnda nasýl tek peryotta ele alabiliriz? Ýlkokul ile ortaokulu ayýrmadýðýmýz zaman ‘ön-ergenlik’ çaðýný anlatamayýz.
Çocuklarýn ders çalýþmamalarý ve söz dinlememeleri, bir baþka deyiþle anne baba ile çatýþmaya girmeleri, ön ergenliðe geçiþte (12-14 yaþlarda) baþlýyor. Bu da, tahmin edeceðiniz gibi, ortaokul sýralarýna rastlýyor. Peki, ergenliðe geçiþte bütün çocuklar anne baba ile çatýþma yaþar mý? Hayýr, hepsi yaþamaz. Kiþiliði geliþmiþ, kendine güveni olan, ailede kendisine deðer verildiðini ve sevildiðini bilen, sorumluluk duygusu kazanmýþ çocuklar ergenliðe geçiþi kolay atlatýrlar. Bu çocuklara ders çalýþmalarýný hatýrlatmaya, tepelerine dikilip ödevlerini yaptýrmaya gerek kalmaz.
Çocukta kiþilik geliþimi doðumdan itibaren baþlar ve altý yaþlarýnda büyük çapta tamamlanmýþ olur. Buna göre bir çocuk okula ya silik, baðýmlý, gölge bir kiþilik ya da kendine özgüveni olan, sorumluluk sahibi, baðýmsýz bir kiþilik kazanmýþ olarak baþlar.
Gölge kiþilikli çocuk anne baba yardýmý olmadan ödevlerini yapamaz. Devamlý anne baba kontrolünde ders çalýþýr. Okulda öðretmeninden ‘aferin’ veya ‘yýldýz’ aldýðý zaman eve gelir gelmez anne ve babasýna aldýðý ‘aferin’i ve ‘yýldýz’ý haber verir, onlarý sevindirir. Çünkü bu aferin veya yýldýz kendisine ait deðil, anne babaya aittir. Güdümlü bir kiþiliðe sahip çocuklar ders çalýþma alýþkanlýðý kazanamadýklarý gibi, aldýklarý baþarýlardan da zevk duymazlar. Baþarý gibi görünen bütün çabalarý anne babalarýný memnun etmek ve onlarýn sevgisini kazanmak içindir. Sýnavda zayýf aldýklarý zaman, zayýf aldýklarý için deðil, anne babanýn sevgisini ve desteðini kaybetmekten korktuklarý için üzülürler.

"HAYIR, ÖYLE DEMEK ÝSTEMÝYORSUN"

Anne baba olarak çocuklarýn duygularýný rahatça ifade etmelerine izin vermediðimiz zaman ilk hatamýzý iþlemiþ oluyoruz. Dört yaþlarýnda bir kýz çocuðu, yeni doðan kardeþini kýskandýðýný þu sözlerle açýða vuruyordu: "Anneciðim bu çirkin bebeðin aðlamalarý beni sinir ediyor, götürüp hastaneye geri verelim." Anne, gülerek, "Aslýnda bunu yapmamýzý istemiyorsun, deðil mi? Daha bu sabah kardeþini sevdiðini söylemiþtin, unuttun mu?" diyerek çocuðun duygularýný bastýrýyordu. Anne burada gerçek dýþý davranmýþ, çocuðun duygularýný inkâr etmiþti. Bu yaklaþýmla çocuðun kýskançlýk duygusunu yok edeceðini zannediyordu. Anne, çocuðun duygularýný inkâr etmek yerine þöyle diyebilirdi: "Neden onu hastaneye geri götürmemizi istiyorsun? Yoksa onu senden daha çok sevdiðimizi mi sanýyorsun?"
Bir öðretmen arkadaþ anlatýyor:

"Okumuþ insanlar olarak biz bile çocuk eðitiminde hata yapýyoruz. Dün akþam, ilkokul üçüncü sýnýfa giden kýzýmla eþim arasýnda geçen bir çatýþmaya þahit oldum. Kýzým yatmaya giderken annesi baðýrdý: ‘Ödevini yaptýn mý?’ Çocuk kýzgýn bir ses tonuyla ‘Evet yaptým!’ diye karþýlýk verdi. Annesi, ‘Ama ben görmedim’ dedi. Çocuk sesini iyice yükselterek, ‘Yaptým diyorum ya!’ diye baðýrdý. Kýzým tepki göstermekte haklýydý, annesi kendisine güvenmediði için onuru incinmiþti. Ancak eþim mantýklý düþünmek yerine otoritesini kullanmaya yöneldi: ‘Bacak kadar boyunla annene nasýl cevap veriyorsun, gelirsem yanýna o baðýran aðzýný yýrtarým!’ Çocuðun yanýnda eþimi eleþtirmek istemediðim için yumuþak bir sesle, "Haným, kýzýmýz yalan söylemez, yaptým diyorsa yapmýþtýr, birbirinizi üzmeyin" dedim. Eþim ayný kýzgýnlýkla bana döndü. ‘Bu çocuðu sen þýmartýyorsun! Senden yüz bulduðu için bana böyle cevap veriyor,’ dedi. Bu þartlar altýnda problemi çözmek mümkün deðildi. Ne yapacaðýmý bilemedim. Üçümüz de gergin bir gece geçirdik."

Çoðu anne babalar çocuða nasýl yaklaþacaklarýný bilemiyorlar. Kaþ yapayým derken göz çýkardýklarýnýn farkýnda deðiller.

"O ZAYIF ALIYOR, BEN ÜZÜLÜYORUM"

Çocuk ilkokula baþladýðý günden itibaren, sanki okula baþlayan kendileriymiþ gibi, bütün sorumluluðu anne baba üstlenir. Ödevini yapmadýðý zaman anne baba huzursuz olur. Çocuðun tepesine dikilip ödevini yaptýrmadýkça içleri rahat etmez. Aslýnda çocuk adýna sorumluluðu üstlenme tâ bebeklikten itibaren baþlar. Anne yedirir, anne giydirir, anne tuvalete götürür. Çocuk adýna herþeye anne baba karar verir. Çocuða seçme hakký verilmez. Tok olduðu halde anne elinde kaþýk çocuðun aðzýna zorla mama týkýþtýrýr. Üþümediði halde üstüste kazak giydirerek çocuðu terletir. Çocuða hediye verildiðinde, çocuktan önce anne baba atýlýr: "Amcaya teþekkür et."
Her ihtiyacý anne baba tarafýndan karþýlanan, devamlý neyi nerede ve nasýl yapacaðý kendisine hatýrlatýlan, yanlýþ yaptýðýnda azarlanan ve kýnanan çocuklar gölge bir kiþiliðe sahiptir. Anne babaya sormadan bir iþ yapamazlar, kendilerine güvenleri yoktur. Karþýlaþtýklarý bir problemi çözmekte güçlük çekerler. Böyle çocuklarda okul korkusu çok yaygýndýr, okula uyum saðlamakta zorluk çekerler.

Sorumluluk duygusu kiþilik geliþimiyle doðrudan orantýlýdýr. Duygularýný, tepkilerini rahatça ifade etmesine, gerektiðinde ‘hayýr’ demesine izin verilmeyen çocuklarda baðýmsýz bir kiþilik geliþmediði için sorumluluk duygusu da kazanamazlar. Aþýrý korumacý ve müdaheleci anne babalar çocuklarýnda köle bir kiþilik geliþtirdiklerinin farkýnda deðildir. Kendi anne babalarýndan böyle gördükleri için çocuk yetiþtirmenin doðru yolu bu zannederler. Baský ve yönlendirme ile büyüdükleri için kendi duygularýyla bile nasýl baþa çýkacaklarýný bilemezler.

Yeni evlenen okuyucularýma derim ki, bari anne ve babalarýnýzýn düþtüðü hatalara siz düþmeyin. Çocuk eðitiminde yapýlan hatalarý sonradan telafi etmek mümkün deðildir, çünkü çocuðun kiþiliðine iþlemiþ bulunmaktadýr. Aþýrý koruma ve müdahele ile çocuklarýnýzýn kiþiliðini öldürmeyin. Ölü kiþilikli, köle ruhlu insanlarýn ne kendisine, ne insanlýða bir faydasý olur. Köle zihinli insanlar, emir almaya ve aldýklarý emri yerine getirmeye alýþtýklarý için ancak dikta rejimlerinin iþine yarar.

Ali ÇANKIRILI
Gönderen: 13.01.2008 - 00:04
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
2687 Mesaj -
tesekkür ederiz
okunmalidir
Gönderen: 10.03.2008 - 21:38
Bu Mesaji Bildir   NurBahcesi üyenin diger mesajlarini ara NurBahcesi üyenin Profiline bak NurBahcesi üyeye özel mesaj gönder NurBahcesi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1475 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Yalvac (61), kmurrad (59), endulus (57), ercan_sw (51), erhanseyfi (64), B e t u l (52), h.t (62), zisan_gul (41), hasretkafesi (53), ahmetkb (52), mustakar01 (62), tövbekargenç (44), mekoc66 (56), ahmet_k22 (39), Abdullah-10 (57), maruf-1 (59), GuelSevdasi81 (43), inci-2 (61), maxsibilyan (45), enesny (42), ramadan48 (42), fatmaavci (62), FIRTINA 50 (56), kaptan67 (61), menzil38 (57), Hacer -72 (52), Guel (39), A H M E T (45), msk02 (47), Mehmet_Ank (63), yusufgezer (41), Aydýn Vu.. (55), Sezer (), oguzlarx27 (55), M.Riza Sekerli (54), kamanliadem (59), eva_maria (36), musab b. ümeyr (42), nurfatih (46), AhmetBayrak (56), ali öz (48), köln42 (58), xAhmetx (49), sadullahyusuf (40), abdülhamit (231), tigrisriver (45), sürmeli (41), enesertugrul (52), medsav (67), Turan64 (61), GCc_EEi (42), ahmetsait (44), alidogan1 (64), ayhanisik42 (51), sedi güngörmü&t.. (59), baha1903 (40), bünyan (59), Orbay1 (56), kaymakli-50 (58), cagri67 (52), HAKAN ERGÜT (50), ravda dostu (40), fatiha42&07 (54), mavipýna.. (59), efrailakcay (51), Bekir 38 (39), selva sehito&et.. (40), Mursid (60), turkish wolf (52)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.00296 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.