0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » Şeyh ŞAMİL

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
metude su an offline metude  
Şeyh ŞAMİL
19 Mesaj -
Kartallar Yüksek Uçar
Þeyh Þamil


Buylank kasabasýna bahar göstere göstere gelir, güneþ griden sarýya döner, ýslak zemin buharlanmaya baþlar. Mor daðlarýn etekleri ýlýnýr, karlar gevþer, ýrmaklar yataðýný zorlar. Göðün maviden mavi, çayýrlarýn yeþilden yeþil kesildiði, hani çýta bacaklý taylarýn, kartopunu andýran kuzularýn, pembe burunlu kedilerin zýplamaya baþladýðý sevimli bir bahar günü Dengau Muhammed'in de bir oðlu olur. Ali göz kamaþtýracak kadar güzel bir bebektir, belki de bu yüzden nazara uðrar. Garibim nasýl hastalanýr sormayýn, al al yanar, baygýn baygýn bakar. Anasý Gülçiçek Hatun öyle yanýk dualar eder ki, Cenab-ý Hakk yavrusunu ona baðýþlar. Ali hastalýklarla geçen yýllardan sonra ayaða kalkar. Bir kalkar ama pir kalkar. En huysuz aygýrlara biner, en sarp daðlara týrmanýr, akýntýya karþý kulaç atar. On yaþlarýnda birden durulur, içinde ilme karþý dayanýlmaz bir heves baþlar. Onu yöre âlimlerinden Said Harekani'nin dizi dibine oturturlar.

Kutlu Kaynaktan


O yýllarda Kafkaslar huzura hasrettir, iþgalci Ruslar akýl almaz zulümler yaparlar. Bir zamanlar gönüllü olarak Osmanlý ordusunda hizmet eden Dengau Muhammed, oðlunu cihad aþkýyla yoðurur, Türkmen uruðlarýndan Pîr Budak Bey'in kýzý olan Gülçiçek Hatun destan kahramanlarýný anlatýr, Selahaddin Eyyubi'den, Battal Gazi'den söz açar. Ali (ki onu sonralarý Þamil adýyla tanýrlar) kitaplarýna da, silahlarýna da sarýlýr. Ýlimde ilerlediði ölçüde muharip olmaya bakar.
Þamil, zâhirî ilimlerden icazet aldýktan sonra ledün ilmine merak salar, mânâ âlemini duvak duvak aralayacak bir gönül ehli arar. Gider Nakþibendi Þeyhi Seyyid Cemaleddin Gazi Kumuki'nin (bu veli Karacaahmed kabristanýnda medfundur) kapýsýný çalar. Büyük veli ona ilim ve edeb öðretmekle kalmaz, biricik kýzý hayâ timsali Seyyide Zahide'yi de verip kendine damat yapar. Þamil hocasýný dinler, taaa Baðdat'a kadar gidip zamanýn müceddidi Mevlana Halid-i Baðdadi hazretlerinin sohbetlerine koþar, iþte o günden sonra ilmi, ihlasý, ibadeti, metaneti, feraseti, hitabeti çok artar. Bu olgunluk mücadeleye çok þey katar.
Þeyh Þamil'in iki metreyi aþan devasa bir vücudu vardýr ama onun heybetini okkayla arþýnla ölçenler çok aldanýrlar. Öyle ya geceleri namazla, gündüzleri oruçla geçirenler kantara gelmeseler de vakarlý olurlar.
Þeyh Þamil býkýp usanmadan cihadý anlatýr ama öncelikle oðullarýný (Ahmed Cemaleddin, Muhammed Gazi, Muhammed Said, Muhammed Þafii, Muhammed Kamil) ve kýzlarýný (Fatimat, Nafisat, Necabat, Bahu-Mesedu ve Safiyat) mücahid ve mücahide olarak yetiþtirmeye bakar.

Namazým Geçti Mi ?


Þeyh Þamil, Ýmamet makamýnda bulunan Gimrili Muhammed'e (kapý komþu çocukluk arkadaþý olmasýna raðmen) er gibi uyar, en ufak arzusunu emir sayar. Lûgatýndan "niye ve niçin" kelimelerini çýkartýr, yýkayýcýsýnýn elindeki mevta gibi olmaya bakar.
O günlerde Rus baskýsý çok artmýþtýr. Nitekim bir kýþ günü sisi, pusu fýrsat bilip Gimri'ye dalar, mücahidlerin bulunduðu evi kuþatýrlar. (17 Ekim 1832)
Bu baskýnda hürriyet mücadelesinin unutulmaz önderi Gimrili Muhammed þehid olur, Þeyh Þamil kýlýcýyla kendine kanlý bir yol açar. Bu arada kürek kemiði kýrýlýr ve göðsünden giren bir süngü sýrtýndan çýkar.
Evden kurtulabilen ikinci kiþi (müezzin Mehmed Ali) onu koltuklar. Þamil "býrak beni kaç" dese de arkadaþýndan ayrýlmaz, birlikte kayalýklardan atlar, çalýlýklara sapar, izlerini kaybettirir ve bir maðarada soluklanýrlar.
Þamil telaþla güneþe bakar, abdestini karla alýp cübbesini yayar. Ýlk iki rek'ati huþu ile kýlar, ancak tahiyyatta aðzýndan gürül gürül kan boþanýr, vücudunu bir hafiflik basar. Mehmed Ali, onu bir köþeye uzatýp Cerrah Abdülaziz'in (Þeyh Þamil'in ilk hanýmý Fatýma'nýn babasýdýr) yanýna koþar. Ayný noktaya ancak ertesi gün ulaþýrlar, þuurunu kaybeden Þamil'i Unsakul köyüne taþýr, tedaviye alýrlar. Daðýstan'ýn ünlü hekimi ustalýðýný konuþturur, yaralarý mahir elleriyle yýkar, paklar, vücudunu hususi merhemlerle ovup muþambaya sarar. Þamil tam 25 gün sonra gözünü aralar ve baþýný bekleyen annesine suçlu suçlu bakar.'Ben ikindimi kýlamadým ana'der, 'vakit çýkmadý ya'

Ýyi Düþündünüz Mü?


Gazi Muhammed&'in þehadetinden sonra Ýmamlýða getirilen Hamzat, içte birliði saðlamaya çalýþýr. Ruslarla boðuþtuðu kadar hainlerle ve döneklerle de uðraþýr, hak ile batýl arasýnda 'bîtaraf' olanlarý 'bertaraf' etmeye kalkar. Kendisi bir Avar Hanýdýr ve bütün Avarlarýn bu mücadelede yer almalarýný çok arzular. Lâkin iþler istediði gibi gitmez, hasýmlarý onu bir Cuma namazýnda sýrtýndan vururlar (19 Eylül 1834)
Þimdi lider kim olmalýdýr? Gohlok'ta toplanan ûlema aðýz birliði etmiþçesine 'Þeyh Þamil' der, baþka bir ismi aðýzlarýna almazlar. Þeyh Þamil bu iþe kendinden daha lâyýk gördüðü liderleri tek tek sýralar, býrakýn ben er olayým diye yalvarmaya baþlar. Ama Kafkasyalýlar geri adým atmaz, Ýmamet makamýný ýsrarla önüne koyarlar. (2 Ekim 1834).
Baþbuðluk! Evet bu çok þerefli bir vazifedir ama mesuliyet köz olup baðrýný yakar. Þeyh Þamil'in baþý önüne düþer, kýsa bir sükunetin ardýndan kalabalýða döner ve tek tek gözlerinin içine bakar.
'Ýyi düþünün' der, 'ben tavizsiz biriyim, size rahatlýk ferahlýk vaad etmiyorum. Bu mücadele yýllarca sürebilir, baskýya, yokluða, sýkýntýya dayanabilecek misiniz?'
Kafkasyalýlar net konuþurlar: 'Önümüze babamýzýn mezarý da çýksa, son zürriyetimiz tutsak da olsa, ayrýlmayacaðýz ardýndan!'
Çarlarýn Kâbusu Ýmam Þamil


Þeyh Þamil, þüphesiz mânâ adamýdýr ama sebepler dairesinde yaþadýðýný bilir ve maddi tedbirleri de aksatmaz. Belki de bu yüzden (1834'ten 1859'a kadar) tam 25 yýl Çar ordularýna rahat dayanýrlar. Düþman güçlü diye savunmaya çekilmez, saldýrýya saldýrý ile mukabele eder ve akla ziyan zaferler kazanýrlar. Hasýlý onun imamlýða 'evet' dediði andan itibaren Çar 1. Nikola'nýn lokmalarý demir, votkasý zehir olur. Kuþ tüyü yataklarda yatsa da kâbuslar, hafakanlar basar.

Ne Sistem Ama!..

Ýmam Þamil salahiyeti paylaþmayý sever, elinin ulaþamadýðý yerlere naiblerini yollar. Her vilayetin baþýna dindar gayretli bir kumandan atar. Doðrusu Ahverdil Muhammed, Kabet Muhammed, Nur Muhammed, Þuayýb Molla, Taþof Hacý, Danyal Sultan, Hitinav Musa, Sadullah Aða, Duba Hacý, Hacý Sadu, Hacý Murat ve Muhammed Gazi iþlerini mükemmel yaparlar. Þeyh Þamil yararlýk gösterenlerin göðsüne 'Sonunu düþünen cesur olamaz'. 'Kuvvet ve yardým ancak Allahü teâlâdandýr' yazan niþanlar takar.
Naibler vergi ve asker toplar, kadýlýk yaparlar. Yardýmcýlarý avullara daðýlýr, asayiþi saðlarlar. Her naib elinin altýnda 300 süvari tutar. Bunlarý yedirir, içirir, barýndýrýr, donatýr ve baskýnlara çýkar. On evden biri muharip vermek zorundadýr, lâkin söz konusu aileyi bütün vergilerden muaf tutar, gözetip kollarlar. Þeyh Þamil bu sistemi sadece birkaç ayda hayata geçirir ve 'ha' deyince 5 bin kiþilik bir ordu ile yola çýkar. Zaten Kafkasyalýlar mükemmel ata biner ve fevkalade silah kullanýrlar. Þeyh herkesin hedef olmasýný istemez, koruyamayacaðý yerleri (ova köylerini) direniþin dýþýnda tutar.
Þeyh Þamil'in etrafýnda 600 kiþilik bir muhafýz alayý vardýr ki bunlar fevkalade cengaverdirler, her silahý kullanýrlar. Yola sadece rýzayý Ýlahi için çýkar, büyük bir hasretle þehadeti arzularlar. Kuzu postundan kalpaklar takar üstlerine yeþil bir sarýk sararlar. Murtazalar (süvariler) sarý çerkeskalar giyer, subaylar siyah yamçý kuþanýrlar. Bekârlarý evlenmez, evliler çoluk çocuðu unuturlar. Sabýrda, tahammülde, Ýslama uymakta insanlara örnek olurlar. Ruslar bunlarla çok uðraþýr ama içlerinden birini bile ayartamazlar.

Kara Kalpak Ak Sarýk

Ýmam Þamil de kuzu postundan yapýlma kara bir kalpak takar, üzerine kar gibi beyaz bir sarýk dolar. Koca Baþbuðun tek farký sarýðýnýn rengidir, yoksa bir çoban ya da ýrgattan ayrýlamaz.
Kendi hanýmlarýnýn dokuyup diktiði elbiseleri giyer, güzelliði sadelikte arar. Þamil, silah ve mühimmat meselesini ciddiye alýr, her ne kadar kaçakçýlar ona Anadolu ve Ýran'dan mal getiriyorlarsa da 'Kubaçi' isimli bir dað köyünü imalathane haline getirir, cephaneleri çok az insanýn bildiði maðaralarda saklar. Zýrhgeran havalisi ise eskiden beri kumaþ inceliðinde zýrhlar dokur, ben buradayým diyen miðferler, nefis kýlýçlar, dengeli mýzraklar yaparlar. Hatta Sasani Ýmparatoru Nuþirevan ile Timur'u bile onlar donatýrlar. Zýrhgeran'da kimsenin baðý bostaný yoktur, kadýný erkeði altýn gümüþ iþler, tuncun kitabýný yazar, çeliði satýr satýr okurlar.

Devlet Gibi Devlet

Þeyh Þamil onlarýn önüne tabancalar, tüfekler koyar 'benzerini yapamaz mýsýnýz' diye sorar. Zýrhgeranlýlar kýsa bir süre sonra taklit ettikleri silahlarý aþar, marka olurlar.
Þamil dað baþýnda top döktürür. Ýlk top tecrübe safhasýnda parçalansa da yýlmazlar, Ruslardan esir ettiði teknisyenleri kullanýr ve kusursuz gövdeler dökmeyi baþarýrlar. O kadar çok esir alýrlar ki tanesini on kuruþa verseniz alan olmaz. Bunlarý gönlünü kazanmak istedikleri köylülere daðýtýr, kölelik yaptýrýrlar.
Devletin en büyük gelir kalemini toprak mahsullerinden alýnan öþür ile Ruslardan alýnan ganimetler teþkil eder. Parayý yerinde harcar, týkýr týkýr çalýþan bir sistem kurar. Þeyh Þamil ilme sevdalýdýr, ayný aþký gençlere de aþýlar. Kafkas çocuklarý bir yandan Çar ordularý ile boðuþurken bir yandan da medreselere koþarlar. Þamil müridlerine Eshâb-ý kirâm'ý, Ehl-i Beyti, veliyullahý anlatýr, gençlerin Allah dostlarýna muhabbeti artar.
Þeyh Þamil'in ilk iþi Ýmam Hamza'nýn katillerini bulup hesaplaþmak olur, ardýndan Gimrili Muhammed'in naaþýný Ruslar’ýn elinden kurtarmaya bakar. Büyük bir hýzla Hunzah'ý ele geçirir. Þamhal, Sehl ve Dargo kaleleri ona katýlýrlar. Gazi Muhammed'in mezarýný vasiyeti üzerine Gimri'ye taþýr, nurlu cesedin 'ilk günkü gibi durduðuna' þahit olurlar.
Þeyh Þamil benzeri az bulunan bir cengaverdir. Halk arasýnda kýlýcýyla doðradýðý tüfekler ve bir vuruþta ikiye böldüðü süvariler anlatýlagelir. Dar patikalarda at koþturabilir ve atýlan paralarý havada vurabilir.
Allahü teâlâ Þamil'in vaazlarýna tesir verir, müridlerin sayýsý bir anda 60 bini aþar. Ancak bunlarýn hepsini kavgaya sokmaz, nerede ve ne zaman ortaya çýkacaðý bilinmeyen 600 süvarisi ile baskýnlar yapar. Þeyh Þamil savaþ öncesi dayanýlmaz bir sinir harbi baþlatýr, daðýnýk Rus güçlerini 'toplan' borularý ile pusulara çeker. Gece yarýlarý kýþla yanlarýnda 'kalk' borusu çaldýrýr ve çadýrýndan fýrlayaný kýrar. Kafkasyada kuþ uçsa müridlerin haberi olur, bu çocuklar saraya sýzacak, hatta Prenses Annet ve Prenses Orbelyana'yý kaçýracak kadar cüretkârdýrlar.

Tavizsiz Lider Ýmam Þamil


Ýmam Þamil 'hubb-i fillah ve buðd-i fillah'a (Allahü teâlâ'nýn dostuna dost, düþmanýna düþman olmaya) çok önem verir, mücadelenin hýzýný kesenlere hiç acýmaz. 'Ruslarla anlaþsak' diyenleri oracýkta yargýlar, cezasýný uygular.
Hal böyleyken Çeçenistan'dan gelen iki savaþzede Þeyh'in annesine çýkar ve Ruslarýn Müslüman köylerinde iþledikleri melanetleri anlatýp kadýncaðýzý yüreðinden yaralarlar. Garibim zulme kendi uðramýþ gibi üzülür ve eteðini tuttuðu gibi oðlunun yanýna koþar. Ýmam Þamil ayný anda on yerde olacak deðildir ya, ellerini çaresizlikle iki yana açar 'ne yapabilirim ki' diye sorar. Olacak bu ya kadýncaðýzýn aðzýndan'Ruslarla anlaþsan' cümlesi çýkar.
Þamil beyninden vurulmuþa döner, yüzünü elleriyle kapar. Karþýsýndaki validesi olmasa hemen mahkemeyi kurar ve cezasýný kesip dayaða baþlar. Ama cenneti ayaklarýnýn altýnda aradýðý bir kadýný, Gülçiçek Hatun gibi bir anayý incitmekten korkar.
Kadýncaðýz bin piþman olur ve büyük bir kararlýkla cezalandýrýlmayý arzular. Hatta “Bak oðlum” der, “Allahü teâlâ’nýn emrinden kýl kadar ayrýlýrsan sütümü helal etmem sana!”


Vârisi Deðil miyim?


Þamil boþa koyar dolduramaz, doluya koyar aldýramaz. Ortalýðý yapýþ yapýþ bir sükunet sarar. Fesatçýlar meydaný boþ bulur, diþlerinin arasýndan “görelim bakalým” diye mýrýldanýrlar, “þimdi Þamil n’apacak?”
Þamil kimsenin aklýna gelmeyen bir þey yapar. Naiplerini toplayýp meydana çýkar ve “küffar ile anlaþalým demenin cezasý 100 deðnektir” der, “anam merhameti yüzünden oyuna geldi. Ancak iþlediði suçun manevi bedelini çok aðýr ödedi. Þimdi sýra maddi cezasýna geldi ki, bunu onun vârisi olan oðlu çekmeli.”
Milletin þaþkýn bakýþlarý arasýnda sýrtýndan cübbesini çýkarýr, yüzüne tereddütle bakan infazcýya “vur” der, “haydi durma!”
Yüz deðnek bu, dile kolay... Sýrtý parmak parmak kabarýr, yer yer kan çýkar. Son darbeyi de yiyince büyük bir sürur ile þükür secdesine kapanýr ve krize “Þamilce” bir nokta koyar.
Kafkaslarda hüzün ve neþe yan yanadýr, ölüm ve düðün kol kola. Ýnananlar þehadete koþarlar güle oynaya. Müminlerin gönlünde bir renk cümbüþüne dönen tarikat hayata hakim olmaya baþlar. Kafkasyalýlar karýncayý bile incitmez ama iþgalcilere acýmazlar.
Þeyh Þâmil iþe Avaristan’dan baþlar, müridler iþgalcileri kovar, 2 binden ziyâde esir alýrlar. Ardýndan Unsokul, Balakan, Moksok, Ahalçi, Tsanah, Hassat, Gergebil, Burunduk, Hunzah, Nizovaye ve Ziran’daki Rus müstahkem mevkilerine el koyarlar. Rus ekonomisi alt üst olur, inanýn Napolyon’a direnirken bile böylesine zorlanmaz, bu kadar masraf yapmazlar.
O yýllarda Osmanlýlar Ýngiltere ve Fransa ile birlikte Rusya’ya karþý savaþ açar, birlikte Kýrým’a dayanýrlar. Þamil’e göre, Rusya’ya öldürücü darbe Kýrým’dan deðil, Kafkasya’dan vurulabilir ama Reþit Paþa Hükümeti bu inceliði kavrayamaz.

Osmanlý Nerede?


Mahdut imkânlarýyla Ruslarý daðýtan Ýmam Þamil nihai zafer için naibi Muhammed Emin Beyi, Abdülmecid Han’a yollar (1853) Halife-i müslimin, Þamil’in temsilcisini sultanlar gibi karþýlar. Kafkasya’nýn baþbuðuna “Hanlar Haný” diye iltifat eder, Muhammed Emin Beye Paþalýk payesi baðýþlar. Padiþah, misafirini dikkatle dinler ve ne arzuladýysa emrine sunar. Kayserili Ahmed Paþa komutasýndaki donanmayý aðzýna kadar silah ve cephane ile doldurur yola çýkarýrlar. Hasan Paþa’nýn emrindeki Mýsýr filosunu da yanýna katarlar. Bunlar Sohum sahillerine çýkarma yapacak, müstahkem mevkileri, sahil istihkâmlarýný zaptettikten sonra Abhazya mýntýkasýný iþgal edip Batum’a varacaklardýr ki aralarýnda Çerkes reislerinden Safer ve Nâmýk Paþalar da bulunurlar. Yanlarýna, yedi bin tüfek, iki bin kýlýç, beþ yüz fýçý barut, beþ yüz sandýk hartuç, yüz bin tüfek kurþunu, on bin okka kurþun, on beþ bin okka tuz, çakmak ve bol miktarda erzak alýrlar.

Al Rus’u, vur Ýngiliz’e


Gelgelelim Karadeniz’deki Müttefikler (Ýngilizler ve Fransýzlar), Türklerin yörede kazanacaðý nüfuzdan korkarlar. Donanmamýzý yolundan çevirip alýkoyar, yükleri Sivastopol’a boþaltmaya zorlarlar. Bizi durdurmakla kalmaz, kendileri Kafkasya’ya çýkarlar. Ancak yörede konuþulan sayýsýz lehçeden birine bile vâkýf deðildirler ve birkaç Ermeninin aðzýna bakarlar. Kafkasyalýlar Osmanlýyý beklediðinden olacak, Ýngiliz bahriyelisine sahip çýkmaz, Rus ordusuyla baþ baþa býrakýr, seyrine bakarlar.
Sahilde donanma desteði ile rahat ilerleyen Ýngilizler daðlarda Rus ordusuyla karþýlaþýnca tutunacak bir dal arar ama yerli halktan yardým alamazlar. Çok fena daðýlýr, panik halinde kaçarlar. Daðlýlar hem Ruslarý hem Ýngilizleri kýrar silahlarýný yaðmalarlar. Hasýlý müttefikler arasýnda süren anlaþmazlýklar yüzünden Kafkasya seferi ölü doðar.
Osmanlýlar “93 Harbi”nde de Kafkas ahalisine silah ve mühimmat desteðinde bulunur, muhacirleri baðýrlarýna basarlar.




Efendimize Komþu Þehit Þamil


Þeyh Þamil tam on yýl 2. Aleksandr’ýn esiri olarak yaþar, saçý sakalý aðarýr, silah tutacak dermaný kalmaz. Þimdi tek arzusu vardýr: “Haremeyn’le kucaklaþmak!”
Osmanlý elçisi aracý olunca Çar bu isteðe mani olmaz, ancak tedbir olarak oðullarý Gazi Muhammed ve Muhammed Þafii’yi alýkoyar. Hacc’ý ifa ettikten sonra “derhal” Rusya’ya dönmesini “þart” koþar.
Büyük Mücahid 1870 yýlýnda yola çýkar, haberi alanlar sahile iner Rus vapurunun yolunu gözlemeye baþlarlar. Gemi Kabataþ açýklarýna demir atar, Abdülaziz Han, Þeyh Þamil’i saltanat kayýðý ile aldýrýr, bizzat Dolmabahçe Sarayýnýn kapýsýnda karþýlar. “Babam kabrinden kalksa ancak bu kadar sevinebilirdim” der, baðrýna basar.
Bugüne kadar onlarca kral, binlerce emir aðýrlayan Ýstanbul’da yer yerinden oynar, halk “Kafkas Kartalý”ný görebilmek için saraya koþar. Þeyh ve naipleri Dersaadette þanlarýna lâyýk aðýrlanýrlar. Ancak büyük mücahidin Haremeyn-i þerifeyn hasreti dayanýlacak gibi deðildir, Sultan’ýn kendisine tahsis ettiði bir gemi ile Hicaz’a doðru yelken açarlar.

Lebbeyk!.. Allahümme Lebbeyk!..


Mýsýr Hýdivi Ýsmail Paþa onu Ýskenderiyye’den alýr, birlikte Kahire’yi dolaþýrlar. Amr Ýbn-i As, Seyyidet Nefise, Ýmam-ý Þarani ve Ýmam-ý Þafii hazretlerinin kabirlerini ziyarette bulunurlar. Burada Cezayir baðýmsýzlýk hareketinin unutulmaz lideri Kadiri büyüðü Emir Abdülkadir ile tanýþýr, Müslümanlarýn çilesinden, mücadelesinden konuþurlar.
Kýzýldeniz üzerinden Cidde limanýna ulaþan Þeyh Þamil’i, bizzat Mekke Emiri Þerif Abdullah karþýlar. Eþraf pervane olur, kalabalýðý meydanlar almaz. Kimseye yapmadýklarýný yapar Þürefa (þerifler) dairesini emrine açarlar. O yýl haccý ekberdir, müminler Mükerrem Mekke’ye sýðamazlar. Hepsi de Þamil’in elini öpmeyi, duasýný almayý arzular. Ýzdiham önlenemeyecek kadar artýnca hükümet makamlarý Ýmam Þamil’i Kâbe’nin üstüne çýkarýrlar, oradan ümmet-i Muhammedi selamlar.

Arayý Arayý...


Þeyh Þâmil, haccýný eda ettikten sonra, bir ömür uðrunda savaþtýðý Server-i âlemin huzûr-ý þerîflerine gitmek için, Münevver Beldenin yollarýna düþer. Nurlu Medine görününce öyle heyecanlanýr ki anlatýlamaz. Ýki gözü iki çeþme aðlar, hocasýnýn (Mevlânâ Hâlid-i Baðdâdî’nin) þiirini terennüme baþlar
“Server-i âlem sana âþýk olup da, yanarým!
Her nerede olsam o güzel cemâlin ararým...”
Þeyh Þâmil þehre girer girmez yýkanýr, paklanýr, güzel kokular sürünerek Resûlullah’ýn huzûr-ý þerîflerine çýkar. Mübârek ayak uçlarýnda durur ve tarifsiz bir aþkla “Essalâtü ves-selâmü aleyke yâ Resûlallah!.. Essalâtü ves-selâmü aleyke yâ Habîballah!.. Essalâtü ves-selâmü aleyke yâ Seyyidel evvelîne vel-âhirîn” diye fýsýldar, gözyaþlarýyla þefaatlerini arzular. Medineliler çok net bir þekilde Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) selâmýna mukâbele ettiðini duyarlar.
Büyük mücahid daha Medine yolunda iken Nakibül eþraf (seyyidlerin þeriflerin reisi) rüyasýnda Peygamber Efendimizi görür, Fahr-i âlem ona Ýmam Þamil’den söz açar “hürmette ve hizmette kusur etmeyin” buyururlar.
Ehli beyt kutlu misafiri el üstünde tutar, Seyyid Ahmed er-Rufai’nin evlatlarýna tahsis edilen bir dergahta aðýrlarlar.

Darýsý Baþýmýza


Abdülaziz Han, Þeyh Þamil’e bir güzellik daha yapar, ahir ömrünü Medine’de geçirebilmesi için Çar’dan izin koparýr ve rehin tutulan oðullarýndan Gazi Muhammed’in kurtulmasýný saðlar.
Ancak Gazi Muhammed babasýna ulaþamaz. Þeyh Þamil’in son anlarýnda baþýnda þeyh Ahmed er-Rufai ve henüz 7 yaþýnda bulunan Muhammed Kamil Efendi bulunurlar. Büyük mücahid okunan ayetlere iþtirak eder ve huþu ile gözlerini yumar. Son sözü Kelime-i þehadet olur ve o an ortalýðý tarifsiz bir gül kokusu sarar.
Þeyh Ahmed er-Rufai odayý kaplayan rayihayý tayyibeyi iþaret edip, “þehitlik âlameti” buyururlar.
Sevenleri Þeyh Þamil’i Cennetu’l-baki kabristanýna defneder, âlemlerin Efendisine komþu yaparlar.
Ne yazýk ki bu destan gençlerimize lâyýk-ý vechile anlatýlamaz. Bu mücadeleyi masal gibi dinleyip kemiyet hesabýna vuranlar “iyi de, þimdi Þeyh Þamil galip mi geldi, maðlup mu oldu” diye sorarlar.
Türkiye dimdik ayakta olduðuna ve birileri hâlâ sýcak denizlere inemediklerine göre, cevap gün gibi ortada...

Þamil der ki:

[size=12]* Ölüm, Müslümana vuslattýr, kâfire azap!
* Ýnsanlarýn en soylusu Allah’tan en çok sakýnandýr!
* Arkadaþýný affet; affettiðini hatýrlama ve hatýrlatma!
* Vay gelmiþ Allah’ýn verdiði nimetleri günah yolunda harcayanýn baþýna.
* Kýlýç cennetin anahtarýdýr. Sabret ve korkma. Ecel gelmedikçe ölüm olmaz.
* Allahü teâlâ hürriyeti makbul kullarýna bahþeder, bu nimetin kýymetini bilmeyeni kölelik bekler.
* Çocuklarýnýza tevhid için savaþmayý ve Allah yolunda ölmeyi öðretin. Cihad meydanýnda kuyruk deðil, baþ olsunlar.
* Allah vardýr birdir, O (Celle Celalüh) güçlülerin beceremediklerini, zayýflara baþartmaya kaadirdir.
* Hakk’a giden yollar yýldýzlar kadar çoktur ve ben onlardan birine (kendisi Nakþibendidir) talibim.
* Hocanýzdan keramet beklemeyin; þeriata baðlý olduðunu bilmeniz yetmez mi?[/size]



agla Müslümanlar büyük bir yiðidini kaybetti. agla


Mesaj 3 kez düzenlendi. En son KaRaGuL tarafından, 17.01.2006 - 10:42 tarihinde.
Gönderen: 10.01.2006 - 18:06
Bu Mesaji Bildir   metude üyenin diger mesajlarini ara metude üyenin Profiline bak metude üyeye özel mesaj gönder metude üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
metude su an offline metude  
Konu icon   
19 Mesaj -
ÞEYH ÞÂMÝL

Emrindeki az sayýda askerle Rus ordusuna karþý 35 sene vataný savunan Kafkasya milli kahramaný Þeyh Þâmil, Daðýstanlýdýr. 1797'de Daðýstan'da doðdu.

Ýmâm Þâmil, boyu iki metreden uzun, geniþ omuzlu, pehlivan vücutlu, engin ve saðlam imanlý, dinî ilimlere ve her türlü muharebe sanatýna fevkalâde vâkýf, son derece cesur ve çevik müstesna bir zattý. Bir avuç askeri ile 35 sene Ruslarýn koca ordusuna karþý akýl almaz bir mücadele vermiþ, Kafkasya'nýn istiklâli için çarpýþmýþtýr.

Bir savaþta, Kafkasya'daki Gimri Muharebesi'nde, baðrýna bir Rus süngüsü saplanan Kafkas Kartalý Þeyh Þâmil, büyük bir soðukkanlýlýkla bir ucu sýrtýndan görünen süngüyü çýkarýp attý. Bu durum, Þeyh Þâmil'i yaralý bir aslan hâline getirmiþti. Sol elindeki kýlýç her vuruþunda birkaç Rus kâfirini yere seriyordu. Ruslar, kaçacak delik arýyorlardý. Karanlýk basýnca onu bir maðaraya götürdüler. Birkaç gün maðarada þifalý otlardan hazýrlanan ilâçlarla tedavi edildi. Sonra Unsokul Köyü'ne getirdiler. Tedaviler aralýksýz sürdü. 25 gün sonra komadan çýktý. Gözlerini ilk açtýðý an baþucunda annesini görüp sordu: -Anacýðým! Namazýmýn vakti geçti mi?

Ömrü, Ruslarla mücadele ile geçti. Sonunda, hile ile oyuna getirdiler. Ruslara esir düþtü. 10 sene esir kaldý. Hacca gitmesi için izin verildi. Ýstanbul'a geldiðinde, halk, kahramaný görmek için yollara döküldü.

Ýstanbul'da bir müddet kaldýktan sonra, Hicaz'a gitti. Medine'yi uzaktan görünce yere kapanýp, gözyaþý dökerek, sürüne sürüne Resûlullahýn huzuruna geldi. Herkes heyecanla kendisini takip ediyordu. Huzura gelince, "Essalâtü vesselâmü aleyke yâ Resûlallah! Essalâtü vesselâmü aleyke yâ Habîballah! Essalâtü vesselâmü aleyke yâ Seyyidel evveline vel âhirîn!" dedi. Peygamber efendimiz, selâmýna mukabele etti. Orada olanlar da bu selâmý iþittiler. Kabr-i þerîfin baþýnda saatlerce gözyaþý dökerek, senelerdir duyduðu hasreti giderdi. Medine-i Münevvereéye yerleþip, 17 Þubat 1871 yýlýnda orada vefât etti.


Mesaj 2 kez düzenlendi. En son metude tarafından, 10.01.2006 - 18:14 tarihinde.
Gönderen: 10.01.2006 - 18:10
Bu Mesaji Bildir   metude üyenin diger mesajlarini ara metude üyenin Profiline bak metude üyeye özel mesaj gönder metude üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1607 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
mehmet-macit (39), yaser_ekinci (39), kalan (49), gulbeyaz_66 (35), rozerin (47), talias (50), gokay3406 (59), ihl43 (37), Müptela (40), wefalidost (37), hatice eyce (37), egitmenali (42), emran (41), mazo57 (59), nursel (42), meloþ (46), baltunbas (54), saklidiyar (51), nevzat (44), alitekcan (41), abraham (35), burhan724 (39), göcmen (47), Neyzen12 (50)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.97008 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.