|
|
|
|
Toplam Forum: 69
*** Toplam Konu: 30100
*** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Gönderen |
|
|
siyabend21 |
|
|
|
|
Din-devlet çeliskisi üzerine
Türkiye'nin egemenler tarafindan içine sokuldugu açmaz ve çeliskiler yumaginin her geçen zaman bir çig gibi büyüdügü, artik inkâr edilemiyor. Bu gerçeklik, manipülasyon ve tezviratla da daha fazla saklanamaz bir hale geldigi için, zaman artik tüm hiziyla onlarin aleyhine dönmeye basliyor. Tahakkümünün basindan beri insanimiza çok sey kaybettiren ve büyük acilar çektiren bu kaos ve çeliskiler anaforunun kaynagini da din-devlet çeliskisi olusturmaktadir. Din-devlet çeliskisini yasanilan tüm sorunlarin merkezine oturtmak, sosyal hadiseleri basite indirgemeci bir mantikla ele almak olarak görülmemelidir. Elbette böyle bir yaklasim toplumlarin içinden geçtigi veya yasadigi tarihî, siyasî ve sosyo-ekonomik süreçleri tüm dinamik ve faktörleri ile analiz etme gerekliligini gözardi etmemeli. Bati dünyasinin yogun bir sekilde yasadigi din-devlet çeliskisi, uzun bir süreçte rönesans ve reformun yasanmasi, Protestan yorumun ortaya çikmasi, aydinlanma ve sekülarizm gibi neticeler dogurarak son bulmustur. Türkiye'de ise Cumhuriyet öncesi evreleri üzerinde durmaksizin sadece 1923'le baslayan döneme baktigimizda din-devlet çeliskisinin en yogun bir biçimde tezahür ettigi apaçik görülecektir. Bu dönemde din tüm müessese ve degerleriyle toplumdan tasfiye edilme gibi bir muameleye maruz kalirken, bu uygulamalara karsi çikanlar da düsman muamelesine tabi tutulmuslardi. Bu dönemde, çagdas uygarlik düzeyine ulasma hedefi altinda batinin tam bir kible edinilmesi seklinde bir yönelim ve pratik ortaya çikmistir. Toplumun inancindan, tarihinden, kültüründen ve degerlerinden keskin bir kopus anlamina gelen bu yönelim, günümüze kadar sürmüs, ancak millet çogunlugunun bu yönelime kanalize edilmesi hala büyük oranda gerçeklesmedigi için çelisme ve gerilim de devlet-toplum iliskilerinde tüm agirligini korumaya devam etmektedir. Pozitivizm ve materyalizm akimlarindan yogun bir sekilde ilham alan ve etkilenen bu seküler yönelim ve zihniyet, yöntem olarak da jakobenlige büyük bir sevkle sarilmistir. Ezilen ve dininin tüm gereklerini yasamak isteyen halk kitleleri her firsatta, bu yönelimi, baski ve dayatmalarini benimsemedigini ortaya koymustur. Egemen zihniyet ise aradan çok zaman geçmemesine ragmen onbes milyon genç yarattik her yastan söylemiyle övünmeye çalismistir. Bu zihniyetin en önemli özelligi ve halen de devam eden en büyük çeliskisi ve açmazi ise sudur; din, bir taraftan mezkûr hedefleri için en büyük engel olarak görülürken, diger yandan da kitleleri kontrol altinda tutmak ve pasifize etmek için tam anlamiyla istismar edilip bir araç olarak daima kullanilmistir ve kullanilmaktadir. Laikligi din ve devlet islerinin birbirinden ayri tutulmasi olarak tarif ederek ve laik bir devlette, devlet dine din de devlete karismamasi gerekir dedikleri halde, devlet dini en çirkin ve en istismarci bir sekilde kullanmis ve bir manipüle araci haline getirmistir. Kitlelerin dine özgürce yöneldigi ve adalet, hak, kurtulus ve özgürlük vaadeden Islam'in toplum tarafindan benimsendigi, hayata geçirildigi bir ortamda kendi çürük temellerinin yikilacagini çok iyi bilen bu zihniyet, Islam'i kontrol altinda tutmayi hayati bir mesele olarak görmektedir. Bu baglamda türkçe ezan, türkçe ibadet ve türk müslümanligi gibi yaklasimlarla da dini kendilerince reforma tabi tutma gibi amaçlarini günümüzde de uygulamaya çalismaktadirlar. Islam'in, sahip oldugu muhtevadan, yani basta siyaset ve hukuk olmak üzere hayatin tüm toplumsal boyutlarini da düzenleyici ilke ve kurallar getirmesinden dolayi, Hiristiyanligin batida getirildigi hale dönüstürülmesi mümkün olamayacaktir. Bu gerçegi çok iyi bilen egemenler, buna ragmen ya tutarsa deyisinde oldugu gibi, bu yöndeki gayretlerini israrla sürdürmektedir. Içerigi tashihe muhtaç olmakla birlikte, tüm müslüman halklar dünyasinda oldugu gibi bu ülkede de dinin hayata dönüsü egemenler tarafindan engellenememektedir. Bir toplum ve devlet düzeni öngören Islam'in müntesibi olan halk kitleleri, bu dinin ögretilerine sarildikça tagutî zihniyet sahiplerinin entrika ve hileleri bosa çikacaktir. Halkin iradesini yok sayan, onlarin inançlari dogrultusundaki talep ve tercihlerini dayatma ve zorbaliklarla engellemeye devam eden bu zihniyet, Islam'da reform yapilamadigi takdirde bu dinin, kendi müntesiplerine zulme ve sömürüye karsi mücadele dinamigi olmaya devam edeceginin farkindadir. Sorumluluk sahiplerinin üzerine düsen görev ise, halkin dini gayretini harekete geçirerek, yasanan çeliskilerin sona erdirilmesi için mücadeleyi yükseltme kararliliginin gösterilmesidir.
|
Gönderen: 09.09.2004 - 20:47 |
|
|
Şu an Yok üye ve 1758 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.
[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye] |
|
|
|
Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve
afiyet dolu ömür dileriz:
selaattin (63), didabra (41), cem_80 (44), nadim (57), Ramazanoglu (55), hilal_celik (36), fehmi84 (40), Feyza (40), maleman (43), _berzah_ (39), Süley (44), tevatur (53), fendülüs (49), bilal1 (52), Suvarîi (55), enes8386 (42), NUHYILDIZ (49), Esra_01 (41) |
|
|
|
|
|