0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Ekmeksiz kalırsanız pasta yersiniz, ya Kur’an’sız kalırsanız ne’ylersiniz

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
der_ya su an offline der_ya  
Ekmeksiz kalırsanız pasta yersiniz, ya Kur’an’sız kalırsanız ne’ylersiniz
875 Mesaj -
Arap dilinde, gelen konuðun önüne çýkarýlan mükellef sofraya “nüzul” denilir. Ýþe bakýn ki, Kur’an’ýn “iniþine” de “nüzul” denir.

Çünkü Kur’an, insanlýða indirilmiþ bir Allah sofrasýdýr. Yüceler yücesi Yaratýcý, insanlýða “tenezzül” buyurmuþ, insaný muhatap almýþ, insana hitap etmiþ ve insanla özge bir ‘diyaloða’ girmiþtir.

O bir gök sofrasýdýr ki, insaný, aðzýný dayadýðý yalancý memeleri býrakarak gürül gürül çaðlayan rahmet kaynaðý vahye davet eder. Kur’an’ýn insana verdiði gýda, akleden kalbin gýdasýdýr: insanýn karnýný doyurmak ona saatlerle sýnýrlý bir ikramdýr, sýrtýný giydirmek yýllarla sýnýrlý bir ikramdýr, servet ve bilgi vermek ömürle sýnýrlý bir ikramdýr. Fakat, Allah’ýn yeryüzündeki konuðu olan insana “indirilmiþ” Kur’an sofrasý, ebedidir, bitimsiz bir ikramdýr.

Beden gýdasýz kalýrsa, kapasite kaybýna uðrar, sonunda yetersiz beslenmeden gider. Fakat insan, sýnýrlý bedenini beslediði halde sýnýrsýz ruhunu, yüreðini ve bilincini beslemezse; iman yetmezliðinden gider: Ýnsanýn manevi ölümü, gerçek ölümüdür; o artýk bir dik sürüngendir: Ömrünü yatakhane, yemekhane, abdesthane ve iþhane arasýnda geçirmeye mahkûm bir hortumdur.

Allah’ýn insana “tenezzülü” olan vahiy, aslýnda insana inen bir “anlam”dýr. Ýnsan-Allah iliþkisi, aslýnda insan-anlam iliþkisidir. Yani ki, Allah demek anlam demektir; Allah’ý olmayanýn “anlamý” olur mu? Anlamý olmayan bir hayatýn kendi baþýna deðerinin, bir amipin, bir solucanýn, bir atsineðinin ‘yaþam’ deðerinden daha fazla olduðuna iliþkin ikna edici bir delil olan varsa, beri gelsin.

Kur’an, mü’minler için þifa, zalimler için hüsrandýr
Ýþte tam da bu yüzden, Kur’an’la insanýn buluþmasý tohumla topraðýn buluþmasý gibidir, etle týrnaðýn buluþmasý gibidir. Dahasý, insanýn yabancýlaþtýðý, kavgalý hale geldiði öz benliðiyle buluþmasýnýn, biliþmesinin, tanýþmasýnýn ve sarýþmasýnýn ta kendisidir. Çünkü Kur’an, ideolojilerin beþeri manifestolarý gibi insaný kendine çaðýrmaz; insaný insana, yani benliðine çaðýrýr.

Ýnsaný Kur’an’sýz býrakmak, tohumu topraksýz, topraðý yaðmursuz, eti týrnaksýz býrakmakla eþdeðerdir. Mikroplarý kuluçkaya yatýrýp aþýlarý ve ilaçlarý yasaklamaktýr. AhmetTaþgetiren tepelere seslenerek “Bir çocuðun Kur’an okumasýnda ne mahzur olabilir ki?” diye soruyor.

Ah, Sevgili Taþgetiren! Elbette birileri için birçok mahzuru var. Muhal farz, güneþin kaderini yarasalarýn eline verseniz, hangi gerekçeyle güneþi mahkûm ederlerdi dersiniz? “Aydýnlýktan rahatsýz oluyoruz!” diye deðil mi? Buðdayýn kaderini býtýraklarýn eline verseydiniz, buðdayýn ipini çekerken ne gerekçe üretirlerdi? “Beni rahatsýz ediyor!” demezler miydi? Ýþte bu da öyle. Çünkü Kur’an, kendi ifadesiyle “Mü’minler için þifadýr, zalimlerinse yalnýzca hüsranýný artýrýr.”

Bu millet bundan daha zor günler gördü geçirdi. Samanlýkta Kur’an öðrettiði, elif cüzünü bir suç aleti gibi köþe bucak sakladýðý, Kur’an öðretiyor iddiasýyla insanlarýn sorgusuz sualsiz götürülüp falakaya yatýrýldýðý, mahkûm edildiði dönemler...

O, yerin demir, göðün bakýr olduðu kurak mevsimlerde, zor zaman kor mekân demeden evladýna Kur’an öðreten bu millet, her þeye raðmen o yýllarla kýyaslanamayacak olan þu dönemde mi Kur’an’sýz býrakma operasyonuna kurban gidecek? Hayýr, buna boyun eðen manen intihar etmiþ olur.

Söyler misiniz; her evin Kur’an okulu olmasýnýn önünde ne mani var?

Kendi çocuklarýnýzýn yanýna apartmanýnýzýn, sokaðýnýzýn, mahallenizin sakinlerinin çocuklarýndan üç-beþini de katýp neden Peygamber’in þu muþtusuna nail olmayasýnýz:

“En hayýrlýnýz Kur’an’ý öðrenen ve öðreteninizdir.”

Deðilse mi? Deðilse, o zaman da Hz. Nebi’nin þu uyarýsýna kulak verin:

“Ya öðrenen ol, ya öðreten, ya da dinleyen: Sakýn dördüncüsü olma, helak olursun!”

Herkes, kendisinin ‘kaçýncý’ olduðunu gözden geçirsin.

Kur’an’ýn dili, bülbülün dili!

“Anlamadýðý halde ille de asli dilinden Kur’an öðrenmenin ne manasý var efendim?” gibi suyuna tirit bir söylemi de, Paris’e gönderin “monsieur”ler yesin, Londra’ya gönderin “Sir”ler yesin; ama siz yemeyin.

Ve deyin ki; Behey gafil! Kur’an’ýn iki dili vardýr: Biri beþeri, diðeri tabii. Beþeri dili Arapça’dýr ve ancak anlamý bilinerek anlaþýlabilir. Kur’an da asýl anlaþýlmak için indirilmiþtir. Bu yerden göðe kadar doðrudur. Fakat Kur’an’ýn bir de tabii dili vardýr ki, o “diller üstü bir dil”dir. O, kelimelerle tarif edilemez bir dildir. O týpký, bir ormanýn uðultusu, bir ýrmaðýn þýrýltýsý, bir rüzgârýn efiltisi gibidir: Hiçbir dile tercüme edilemez, hiçbir kelimeyle izah edilemez. Çünkü bu dili baþ kulaðý deðil, gönül kulaðý iþitir, yürek anlar. Bu dil evrenseldir; bir ýrkýn, bir kavmin, bir kültürün, bir medeniyetin diline sýðmayacak kadar üst bir dildir.

“Türkçe Kur’an” teranesini tutturursa, de ki:

Behey gafil! Sizin orda bülbüller Türkçe mi ötüyor? Kara Afrika’nýn ormanlarý Huasaca mý uðulduyor; Mississippi’nin sesi ne’cedir? Bülbülün, gülün, ýrmaðýn, ormanýn dilini duyacak bir yürek olsaydý, Kur’an’ýn tabii dilini de duyardýn!
Gönderen: 20.06.2008 - 20:23
Bu Mesaji Bildir   der_ya üyenin diger mesajlarini ara der_ya üyenin Profiline bak der_ya üyeye özel mesaj gönder der_ya üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1415 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Yalvac (61), kmurrad (59), endulus (57), ercan_sw (51), erhanseyfi (64), B e t u l (52), h.t (62), zisan_gul (41), hasretkafesi (53), ahmetkb (52), mustakar01 (62), tövbekargenç (44), mekoc66 (56), ahmet_k22 (39), Abdullah-10 (57), maruf-1 (59), GuelSevdasi81 (43), inci-2 (61), maxsibilyan (45), enesny (42), ramadan48 (42), fatmaavci (62), FIRTINA 50 (56), kaptan67 (61), menzil38 (57), Hacer -72 (52), Guel (39), A H M E T (45), msk02 (47), Mehmet_Ank (63), yusufgezer (41), Aydýn Vu.. (55), Sezer (), oguzlarx27 (55), M.Riza Sekerli (54), kamanliadem (59), eva_maria (36), musab b. ümeyr (42), nurfatih (46), AhmetBayrak (56), ali öz (48), köln42 (58), xAhmetx (49), sadullahyusuf (40), abdülhamit (231), tigrisriver (45), sürmeli (41), enesertugrul (52), medsav (67), Turan64 (61), GCc_EEi (42), ahmetsait (44), alidogan1 (64), ayhanisik42 (51), sedi güngörmü&t.. (59), baha1903 (40), bünyan (59), Orbay1 (56), kaymakli-50 (58), cagri67 (52), HAKAN ERGÜT (50), ravda dostu (40), fatiha42&07 (54), mavipýna.. (59), efrailakcay (51), Bekir 38 (39), selva sehito&et.. (40), Mursid (60), turkish wolf (52)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.15864 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.