0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » Ey Ogul!

önceki konu   diğer konu
3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Ey Ogul!
Moderator


4254 Mesaj -
HAZRET-I ADEM'DEN OÐULLARINA ÖÐÜTLER
Ýlk insan, ilk peygamber ve insanlýðýn atasý olan ilk baba Hz. Âdem Aleyhisselâmýn oðullarý için Hz. Þit gibi kendi izinden gidenler olduðu gibi, þeytana uyarak çýðýrdan çýkanlar da vardýr. Ama onun görevi doðruyu, güzeli ve gerçekleri akýl ve kalblere yerleþtirmeye çalýþmaktý. Hz. Âdem'in oðullarýna pek çok öðütleri olmuþtur. Þu öðüt sadece bir örnek mahiyetini taþýmaktadýr.
Hz. Âdem Aleyhisselâm, oðlu Hz. Þit'e beþ nasihatte bulunmuþtu. Þöyle diyordu:
Ey Þit! Oðullarýna söyle:
1. Dünyaya ayrýlmayacaklarmýþ gibi bakmasýnlar. Buradan birgün göçüp gideceklerini düþünsünler.
Çünkü ben Cennette ayrýlmayacaðým gibi baktým da olan oldu.
2. Hanýmlarýnýn sözünü hakikatin tâ kendisi sanýp hemen kabul etmesinler. Biraz düþünüp isabet derecesini incelesinler.
Çünkü ben hanýmýmýn sözünü düþünmeden kabul ettiðim için yasak aðacýn meyvesinden yedim, sonunda da uzun bir piþmanlýða maruz kaldým.
3. Yapacaklarý iþin sonunu düþünsünler.
Eðer ben yasak aðacýn meyvesinden yerken bu iþin sonunu düþünseydim baþýma bunlar gelmeyecekti.
4. Bir iþe baþlarken içinde o iþe ait bir endiþe ve isteksizlik olursa, tekrar bir daha düþünüp yeniden tetkik etsinler.
Þayet ben yasak aðaçtan yiyeceðim sýrada içimdeki endiþe ve isteksizlik üzerinde durup kararýmý yeniden gözden geçirseydim, sonunda bu piþmanlýða düþmeyecek, o hatayý iþlemeyecektim.
5. Doðruluk ve isabet derecesini kesin olarak bilemedikleri iþlerde de istiþare etsinler. Dürüstlüðüne inandýklarý kimselerle yaptýklarý istiþare neticesindeki karara göre hareket etsinler.
Eðer ben meleklerle istiþare edip iþimin sonunu onlarla müzakereden sonra karara baðlasaydým, baþýma gelenlere müstahak olmayacak, musibetlere maruz kalmayacaktým. 10
10. ihsan Atasoy, Peygamberler Tarihi s.117.


HAZRET-Ý NUH'UN OÐULLARINA ÖÐÜTLERÝ
Nuh Aleyhisselâm ölüm döþeðinde iken oðlu Þam'a þu öðütleri vermiþti:
"Ey oðlum! Kalbinde zerre miktar þirk olduðu halde kabre girme! Çünkü Allah'ýn huzuruna müþrik olarak gelen kimse için bir delil yoktur.
"Oðlum! Kalbinde zerre miktar kibir bulunduðu halde de kabre girme! Çünkü Kibriya ve büyüklük Yüce Allah'ýn ridasýdýr. Ridasý hakkýnda çekiþen kimseye Allah gazap eder.
"Ey oðlum! Kalbinde zerre miktar rahmetten ümit kesmiþ olarak da kabre girme! Çünkü sapýklýða düþmüþ kimseden baþkasý, Allah'ýn rahmetinden ümit kesmez.
"Sana tavsiyem þudur ki:
"Seni iki þeyden yasaklýyor ve iki þeyi emrediyorum:
"Emrim, Lâilâhe illallah ile Sübhanallahi ve bihamdihi kelimeleridir.
"Bunlar herþeyin duasýdýr, halk bunlarla rýzýklanýr, "Seni þirkten ve kibirden de yasaklýyorum."11
11. M. Asým Koksal, Peygamberler Tarihi, s. 106.


HAZRET-Ý LOKMAN'IN OÐLUNA ÖÐÜTLERÝ
Hazret-i Lokman ilim ve hikmetiyle dillere destan bir zattýr. Bunun içindir ki, kendisine Lokman Hakîm, denmiþtir. Hz. Lokman, ismi Kur'ân'da da geçen, peygamber veya veli olduðu hakkýnda kesin bir bilgi bulunmayan bir mânâ büyüðüdür.
Ýslâm tarihinde Hazret-i Lokman'ýn hikmetli sözleri, vecizeleri, öðütleri ve tavsiyeleri meþhurdur.
Hafs bin Ömer'in rivayetine göre, Hz. Lokman yanýna bir torba hardal tanesi koyarak oðluna öðüt vermeye baþlar. Her öðüt verdikçe torbadan bir hardal çýkarýr. Sonunda torbadaki hardal tükenir ve oðluna da þöyle der:
"Ey oðul, sana o kadar öðüt verdim ki, þayet bu öðütler bir daða verilseydi, dað yarýlýrdý."
Hz. Lokman'ýn Saran ismindeki bu oðlu babasýnýn verdiði bütün öðütlere uymuþtu.12
Lokman Aleyhisselâmýn hikmetli sözlerinin asýl kaynaðý Kur'ân-ý Kerimdir.
O halde Kur'ân-ý Kerimde yer alan bu öðütler tefsirlerde de geniþçe bulunur. Cenab-ý Hak, Hazret-i Lokman'ýn dilinden bu sözleri þu âyetlerle (meâlen) beyan buyurur:
12. ibni Kesîr Tercümesi, 12:6409.
Allah'a ortak koþma
"Hani Lokman oðluna öðüt verirken demiþti ki, 'Oðlum (ey oðul!) Allah'a ortak koþma. Muhakkak ki þirk pek büyük bir zulümdür.
Allah her yaptýðýný ortaya çýkarýr
"Oðlum, eðer yaptýðýn iþ hardal tanesi kadar bile olsa ve bir taþ içine girse, Allah onu ortaya çýkarýr. Muhakkak ki, Allah en gizli iþleri bütün inceliðiyle bilir, O her þeyden hakkýyla haberdardýr.
Namazýný dos doðru kýl
"Oðlum, namazýný dos doðru kýl. Ýyiliði tavsiye et, kötülükten sakýndýr. Baþýna gelene sabret. Þüphesiz ki bunlar uðrunda azim ve sebat edilmeye deðer iþlerdendir.
Kasýlarak yürüme, yavaþ konuþ
"Gururlanýp insanlardan yüzünü çevirme. Yeryüzünde kasýlarak yürüme. Çünkü Allah büyüklük taslayan ve övünenleri sevmez.
"Yürüyüþünde mutedil ol. Sesini alçalt. Seslerin en çirkini, þüphesiz ki, eþeklerin sesidir."13
13. Lokman Sûresi, 13-20.
TEFSÝRDEKÝ ÖÐÜTLER
Hazret-i Lokman'ýn Kur'ân'da geçen öðütleri, ayný sûrenin tefsirlerinde geniþletilerek verilir. Hazret-i Lokman'ýn tefsirlerde geçen öðütlerinden ve hikmetli sözlerinden bazýlarý þöyledir:
Takvayý esas al
Ey oðul!
Takvayý kendin için kârlý bir ticaret olarak kabul et. Çünkü böyle ticaretler sonsuz kazançlar temin eder.
Merasimlere katýl
Ey oðul!
Cenaze merasimlerine katýl. Düðün merasimlerinden de uzak durmaya çalýþ. Çünkü cenaze sana âhireti hatýrlatýr; düðün ise dünyaya çeker.
Horozdan geri kalma
Ey oðul!
Horozdan daha geri kalma. Çünkü sen uykunun derinliklerinde iken, o dünyayý sese vererek insanlarý uykudan uyandýrmaya çalýþýr.
Tevbeyi geciktirme
Ey oðul!
Tevbeyi geciktirme. Çünkü ölüm ansýzýn geliverir.
Cahille dost olma
Ey oðul!
Cahil kimselerle dostluk kurma. Çünkü onunla dost olursan, kendi yaptýklarýný senin hoþ karþýladýðýný sanar.
Allah'tan kork
Ey oðul!
Allah'tan hakkýyla kork. Kalbinin bozuk olduðunu bildiðin halde baþkalarýnýn sana saygý göstermesi için takva ehli olduðunu ihsas ettirme.
Susmak altýndýr
Ey oðul!
Þimdiye kadar susmaktan dolayý hiç piþmanlýk duymadým. Çünkü söz gümüþse, sükût altýndýr.
Günahlardan sakýn
Ey oðul!
Kötülük ve günahlar senden sakýndýðý gibi, yani iþlemedikçe sana dokunmadýðý gibi, sen de onlardan sakýn. Çünkü kötülük kötülüðü, günah da günahý çeker.
Ýlim meclislerine katýl
Ey oðul!
Âlimlerin meclisinde bulun. Hikmet ehlinin sohbetlerini dinle. Çünkü Allah kuru topraðý yaðmurla nasýl canlandýrýrsa, ölmüþ kalbleri de hikmetli sözlerle öyle diriltir."14
14. Tefsîrü's-Sâvî, 3:255-256.
Yalandan sakýn
Ey oðul!
Allah, yalancýnýn yüz suyunu kurutur, haya duygusunu giderir. Ahlâksýz kimsenin de sýkýntýsý hiç eksik olmaz.
Ahmak adamdan uzak dur
Ey oðul!
Kayalarý uzaklara taþýmak, ahmak adama laf anlatmaktan daha kolaydýr.
Kendi iþini kendin gör
Ey oðul!
Cahili vasýta olarak kullanmaktan, iþini gördürmekten uzak dur. Þayet akýllý birisini bulamazsan kendi iþini kendin gör.
Kendi milletinin kýzýyla evlen
Ey oðul!
Kendi milletinden olmayan bir kýzla evlenme. Aksi takdirde çocuklarýn ileride sýkýntýdan kurtulamazlar.
Ey oðul!
Öyle bir zaman gelecek ki, sabýrlý insanlarýn bile yüzü gülmez olacaktýr.
Allah'ýn anýldýðý meclislere katýl
Ey oðul!
Katýlacaðýn meclisleri kendin ara bul. Allah'ýn anýldýðý meclisleri bulunca hemen oturuver. Çünkü âlim isen ilmin artar, cahil isen yeni bir þeyi öðrenmiþ olursun. Oraya inen rahmetten sen de payýný alýrsýn. Allah'ýn anýlmadýðý meclislere hiç katýlma. Çünkü âlim de olsan, cahil de olsan zarar görürsün. Ayrýca oraya inecek olan Ýlâhî gazaptan sen de nasibini alýrsýn.
Ey oðul!
Sofrana takva ehli mü'minleri davet et.
Tecrübe sahipleriyle istiþare et
Ey oðul!
Her iþinde ilim ve tecrübe sahibi kimselerle istiþare et, onlarýn fikrini almaya çalýþ.
Takvadan bir gemi edin
Ey oðul!
Dünya dipsiz bir denizdir. Onda niceleri boðulmuþtur. Bunun için takvadan bir gemi edin. Ýçine îmâný yükle. Tevekkül yelkeniyle açýl. Ancak bu þekilde selâmetle yol alýr, sahile çýkarsýn.
Kötü komþudan uzak dur
Ey oðul!
Nice aðýr yükler taþýdým. Fakat kötü komþu kadar aðýr bir yüke rastlamadým. Nice acýlar tattým, fakat fakirlikten daha þiddetli bir acý tatmadým.
Ýlimden nasibini al
Ey oðul!
Ýnsan fakir de olsa ilim ve hikmetiyle hükümdarlarýn meclisinde yer alýr.
Arkadaþ seçimine dikkat et
Ey oðul!
Birisiyle dostluk kurmak istiyorsan, önce onu öfkelendirecek bir þey yap. Þayet öfkeli iken sana insaflý davranýrsa ona yaklaþ, insafsýz davranýrsa uzak dur.
Âhirete hazýrlan
Ey oðul!
Dünyaya geldin geleli âhirete doðru yol alýyorsun. Bunun için âhiret yurdu, sana dünya yurdundan daha yakýndýr.
Dilini duaya alýþtýr
Ey oðul!
Dilini 'Allah'ým, beni affet' demeye alýþtýr. Çünkü öyle anlar vardýr ki, o saatlerde Allah dualarý reddetmez, istediðini ihsan eder.
Borçlanmaktan uzak dur
Ey oðul!
Borçlanmaktan uzak dur. Çünkü borç, seni gündüz zillete sürükler, gece de üzüntüye boðar.
Günah iþlemeye cesaretin olmasýn
Ey oðul!
Allah'tan öyle bir þey iste ki, günah iþlemeye cesaretin olmasýn. Ve Allah'tan öyle kork ki, rahmetinden hiçbir zaman ümidin kesilmesin.
Önce selâm ver
Ey oðul!
Bir cemaatin bulunduðu yere gittiðin vakit, önce onlara Ýslâmýn okunu at, yani selâm ver. Sonra bir köþeye otur, onlarý konuþuyor halde görmedikçe sen de konuþma. Þayet Allah'ýn zikrine dalacak olurlarsa sen de onlara katýl. Fakat baþka bir söze geçerlerse oradan ayrýl.
Kendini anla
Ey oðul!
Ýki dünyada mes'ut olmak istiyorsan, kendini anla. Okuyup bilgili olmaya çalýþ. Çalýþ ki, bilenle bilmeyen bir olmaz.
Tembel olma
Ey oðul!
Tembel olma. Tembellik bedbahtlýk alâmetidir.
Acele etme
Ey oðul!
Acele etme, acele þeytan iþidir.
Güler yüz göster
Ey oðul!
Ahlâkýný düzelt. Dostuna da, düþmanýna da güler yüz göster. Ancak deðerin ve itibarýn kýrýlacak derecede hareket etme.
Orta yolu tut
Ey oðul!
Her þeyin hayýrlýsý olan orta yolu tercih et.
Yolda dikkatli yürü
Ey oðul!
Yolda yürürken yüzünü gözünü oraya buraya çevirme ki, gönlün vesvesede kalmasýn.
Mecliste önce oturma
Ey oðul!
Bir cemaat içinde bulunduðunda onlar ayakta iken oturma. Oturduklarý zaman sen de oturuver.
Yollara tükürme
Ey oðul!
Býyýk ve sakalýnla oynama. Parmaðýný burnuna sokma. Yollara tükürme, sesli sümkürme. Elinle sinek kovalamayý terk et.
Az konuþ
Ey oðul!
Sükût ve teenni ile hareket et. Az konuþ. Çok konuþmak, yanýlmaya sebeptir.
Sözü fazla daðýtma
Ey oðul!
Konuþurken sözü fazla daðýtma. Aksi takdirde þerefine zarar gelir. Konuþurken baþkalarýný utandýrma. Kaþ göz iþareti yapma. Güzel ve lâtif sözleri duymaya çalýþ. Fazla hayrete düþme. Sözün tekrarlanmasýný isteme. Ýnsanlarý güldürecek ve kendini maskara edecek sözlerden sakýn.
Atýp tutma
Ey oðul!
Kimse hakkýnda atýp tutma.
Fazla ýsrar etme
Ey oðul!
Senden bir þey istendiði zaman, elinden geliyorsa vermeye çalýþ. Birinden bir þey istediðinde de fazla ýsrar etme.
Dinde tartýþmaya girme
Ey oðul!
Dinle alakasý olmayan meselelerde aksi vaki ise tartýþmaya ve münakaþaya girme.
Fakirliðini kimseye açma
Ey oðul!
Acizliðini ve fakirliðini hiç kimseye, hattâ ailene dahi açma ki, onlarýn yanýnda itibarýn düþmesin, sözünü dinlemez olmasýnlar.
Hizmetçilerle þakalaþma
Ey oðul!
Hizmetçi ve benzeri kimselerle þakalaþma. Çünkü bunlarla þakalaþmak hakaret ve düþmanlýða sebep olur. Onlara öyle muamele et ki, hem seni sevsinler, hem de senden korksunlar.
Þiddetten sakýn
Ey oðul!
Çocuklarý ve elinin altýndakileri terbiye ederken þiddetten sakýn. Öfkelendiðin vakit vakarla geçiþtirmeye çalýþ. Mümkün olursa sövüp dövme ki, aksi takdirde onlarýn gözünde mehabetin yok olur. Kendini ve çocuklarýný övüp durma. Hayasýz gençlerle ve o halde olan kýz çocuklarý ile ülfet etme. Çünkü dünya ve âhirette mezellete sebep olur.
Önce düþün
Ey oðul!
Bir kimse ile bozuþursan, dilini tut ve makbul olan sözü söyle. Önce düþün, sonra söze giriþ. Herkesin deðerini ve layýk olduðu hürmeti muhafaza eyle.
Azla yetin
Ey oðul!
Bir kimsenin davetinde bulunduðun vakit, azla yetin. Dalkavukluk edip de o yemeði övmekle baþkalarýnýn yemeðini kötüleyip tahkir etme.
Misafirlikte gözlerine dikkat et
Ey oðul!
Bir kimsenin evinde misafir kaldýðýn vakit gözlerine dikkat et. Her tarafa bakýp durma. Durumuna vakýf olduktan sonra dine aykýrý da olsa sýrrýný ifþa etme.
Elini çek
Ey oðul!
Emanete hiyanetten elini çek.
Kimseye açma
Ey oðul!
Bir iþe baþladýðýn zaman, meydana gelmeden önce kimseye açma ki, mahcup düþmeyesin.
Çok ver
Ey oðul!
Sadakayý çok ver. Mal sevgisini gönlünden çýkar.
Razý ol
Ey oðul!
Doðru söyle, Allah'tan gelene razý ol.
Yemekte þunlara dikkat et
Ey oðul!
Yemekten önce ve sonra ellerini yýka. Bu hal fakirliðini giderir, göze kuvvet verir. Çok yemek kalbe katýlýk ve gaflet verir. Ýbadette tembelliðe sebep olur. Yemeðin baþýnda Bismillah, sonunda Elhamdülillah, ortasýnda da nimetin Allah'tan geldiðini düþün. Tek elle ekmeði koparma. Bu hareket kibirli insanlarýn âdetidir. Yemeðin baþýnda ve sonunda bir parça tuz yemek birçok hastalýða karþý devadýr. Lokmayý küçük tut ve iyice çiðne. Misafir geldiði zaman mümkünse yemeði büyük kaba koy, berekete sebep olur. Yemek yerken önünden al, ekmeðin ve tabaðýn ortasýndan alma. Elinden ekmek ve yemek parçasý düþtüðünde al, temizle ve öyle ye. Sýcak olan yemeðe soðutmak için aðzýnla üfleme, soðuyuncaya kadar bekle. Yemeði çabuk yeme. Hurma ve kayýsý gibi sayýlabilir meyveleri teker teker ye, çifter çifter yeme ve çekirdeklerini bir tarafa topla. Yemek arasýnda çok su içme. Su içerken bardaðýn içine bak. Ýçine uygunsuz bir þey düþmüþ olmasýn. Suyu içerken üç nefeste içiver. Yemeðe herkesten önce el uzatma. Yemek esnasýnda güzel þeylerden bahset. Sofrada bulunan arkadaþlarýna ara sýra göz ucuyla bak. Yemek ve ekmeði o tarafa sür. Misafirler çekingen davranýrlarsa üç defadan fazla yemeleri için ýsrar eyleme. Yemek yeme isteðin yoksa özür beyan eyle.
Dilini tut
Ey oðul!
Ýlim ve takva ehli veya herhangi bir sebeple senden ileride bulunan bir kimsenin huzurunda dilini tut.
Dostlarýný dinle
Ey oðul!
Senin iyiliðini isteyen dostlarýnýn tavsiye ve öðütlerini can kulaðýyla dinle.
Doðru ol
Ey oðul!
Sözünde, iþinde ve gidiþinde doðru ol. Doðru olan sözlerinin bile hayrete ve tereddüde sebep olacaksa, söyleme daha iyi.
Ümidini kesme
Ey oðul!
Ýnsanlarýn gönlünü almaya çalýþ. Allah'ýn rahmetinden ümidini kesme.
Ýyi ol
Ey oðul!
Açýkta ve gizlide iyi olmaya çalýþ.
Varlýk yokluktan, akýl sarhoþluktan iyidir.
Bir þeyi vaktinden önce isteme.
Ýçini süsle
Ey oðul!
Ýçini dýþýndan daha çok süsle: Ýçin Hakkýn, dýþýn halkýn baktýðý yerdir. Her yerde ve her zaman Allah'ý yanýnda hazýr nazýr olarak bil. Allah nazarýnda seni utandýracak iþi býrak.
Gönderen: 28.10.2008 - 22:59
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
KUR'AN-I KERÎMDEN "EY OÐUL!" ÖÐÜTLERÝ



"Ey oðul" öðüdünün birinci ve asýl kaynaðý Kur'ân-ý Kerimdir. Bir nasihat, zikir ve öðüt kitabý olan Yüce Kitabýmýz bu konuda da bizlere mükemmel bir örnek ve kýlavuz olmaktadýr. Kur'ân'da geçen bu mânâdaki öðütler peygamberlerden oðullarýna olmaktadýr. Bu peygamberlerin baþýnda da Hz. Ýbrahim, Hz. Yakup ve Hz. Lokman gelmektedir. Bilindiði gibi ilk iki peygamberin oðullarý kendileri gibi birer peygamberdi. Dolayýsýyla bu öðütlerin bir kýsmý peygamber babadan, peygamber oðula olmaktadýr ki, çok hayati bir mahiyet arz etmektedir.



Hz. Ýbrahim ve Hz. Yakub'un oðullarýna öðütleri:



"Ýbrahim ve Yakup kendi oðullarýna 'Ey evlatlarým' diye tavsiyede bulunmuþtu. 'Allah sizin için bu dini seçti. Siz de sebat edin ve ancak Müslüman olarak ruhunuzu teslim edin.

"Yakub'a ölüm gelip çattýðýnda siz orada mýydýnýz? Hani o oðullarýna 'Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?'

diye sormuþ, onlar da þöyle cevap vermiþlerdi. 'Biz senin ilâhýn ve ecdadýn Ýbrahim'in, Ýsmail'in ve Ýshak'ýn ilâhý olan bir tek Allah'a ibadet edeceðiz. Biz yalnýz Ona teslim oluruz."1



Hz. Yakub'un oðlu Hz. Yusuf a öðütleri:



"Babasý, 'Rüyaný sakýn kardeþlerine anlatma yavrum," dedi. "Yoksa sana bir tuzak kurarlar. Þüphesiz ki þeytan insanýn ap açýk bir düþmanýdýr.

"Rabbin seni böylece seçkin kýlacak, sana rüya tabirini öðretecek ve bundan önce atalarýn Ýbrahim ve Ýshak üzerine peygamberlik nimetini tamamladýðý gibi, senin ve Yakup oðullarýnýn üzerine de nimetini tamamlayacak. Muhakkak ki Rabbin her þeyi hakkýyla bilir, her iþi hikmetle yapar."2



Hz. Yakub'un diðer oðullarýna öðütleri:



"Sonra dedi ki: 'Oðullarým! Þehre bir kapýdan girmeyin. Ayrý ayrý kapýlardan girin. Gerçi Allah'ýn takdir ettiði birþeyi ben sizden geri çeviremem. Hüküm ancak Allah'ýndýr. Ben Ona tevekkül ettim. Tevekkül etmek isteyenlerde Ona güvensin."3

"Oðullarým!

"Gidip Yusuf ve kardeþi hakkýnda haber araþtýrýn. Allah'ýn rahmetinden de ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler güruhundan baþkasý Allah'ýn rahmetinden ümit kesmez."4



1. Bakara Suresi, 132-133

2. Yusuf Suresi, 5-6

3. Yusuf Suresi, 67

4. Yusuf Suresi, 87



Hz. Ýbrahim'in oðlu Hz. Ýsmail'e öðütleri:



"Oðlu Ýsmail kendisiyle beraber iþ yapacak yaþa gelince Ýbrahim ona dedi ki:

'Oðlum, ben rüyamda seni kurban ettiðimi gördüm. Sen buna ne dersin?' Ýsmail ise, 'Babacaðým,' dedi. 'Sen emrolunduðun þeyi yap. Ýnþaallah beni sabredenlerden bulacaksýn."5

Hz. Nuh'un oðluna öðütleri:

"Gemi onlarla beraber daðlar gibi dalgalar içinde akýp gidiyordu. Nuh ayrý bir yere çekilmiþ bulunan oðluna, 'Haydi yavrum, bizimle beraber gemiye bin ve kâfirlerden olma' diye seslendi."6



5.Saffat Suresi, 102.

6.Hud Suresi, 42.
Gönderen: 28.10.2008 - 23:01
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
NÂBÎ 'NÝN OÐLUNA VERDÝÐÝ ÖÐÜTLER



Hayriye, þair Nâbî'nin aruz vezniyle yazdýðý manzum bir öðüt kitabýdýr. Bir divan edebiyatý þairi olan Yusuf Nâbî, daha çok bu eseriyle tanýnýr. Þair bu eserini oðlu Ebü'1-Hayr Mehmed Çelebi adýna yazar ve muhatap da oðludur. Kitap kendi dönemi için olduðu kadar günümüz için de þaþmaz ve deðiþmez dersler, öðütler ve nasihatlerle doludur. Kitabýn diðer önemli yönü de, devrinin iç yüzünü ve sosyal hayatýný yansýtmasýyla da tarihî bir vesika oluþudur.

Hayriye kaleme alýndýðý günden itibaren çok sevilmiþ ve en çok okunan kitaplar arasýna geçmiþtir. Nabi, bu eserinde hiçbir makam ve mevki ayrýmý gözetmeden, nereden ve kimden gelirse gelsin kötülüklere hep karþý çýkmýþ ve insanlara devamlý bir ümit ve yaþama þevki vermiþ, hayatý güzelleþtirmeyi hedef edinmiþtir.

Hayriye'nin yazýldýðý dönem (1700) Osmanlýnýn iniþe geçtiði yýllara rastlar. Saraya Valide Sultanlar hâkim olmuþtur. Yeniçeri kazan kaldýrýp isyan etmektedir. Halk bu kargaþadan oldukça payýný almaktadýr. Devlet idaresinde kaht-ý rical yaþanmaktadýr, yetersiz kiþiler idarede söz sahibidirler. 18. yüzyýlýn baþlarýndan itibaren devlet çarký laçka olmuþtur. Sýk sýk padiþahlar deðiþmekte, azledilmektedir. Toplum düzeni gün geçtikçe bozulur olmuþtur, bir önceki gün aranýr hale gelmiþtir. Sosyal ve ekonomik hayattaki bozulmalarý halk adetâ kanýksamýþ durumdadýr. Gün gelmiþ, gece sokaða çýkmak bile bir cesaret halini almýþtýr. Anadolu'da iç isyanlar baþýný almýþ gitmiþtir. Halk periþan ve çaresizdir. Böylece Osmanlý içte ve dýþta hayatî mücadele vermek zorunda býrakýlmýþtýr.

Bu menfi þartlarýn yanýnda müsbet hizmetler, halkýn refah ve huzuruna yönelik gayretler olmuyor deðildir. Ýþte Nâbî gibi edib ve þairler; ilim ve hikmet ehli çeþitli þekillerde bozukluklarýn önüne geçme çabasý içindedirler. Hayriye bu hayýrlý teþebbüslerden sadece birisidir ve o günün yaralanmýþ Osmanlý toplumu için bir ilâç hükmünü almýþtýr. Kitap elden ele, dilden dile dolaþmýþ ve âdeta içilerek okunur hale gelmiþtir.

Günümüz þartlarý ve gidiþatý gözününe getirilirse, tarihin tekerrür ettiðini göreceðiz. Üç asýr önceki Osmanlý toplumu ile günümüz Cumhuriyet toplumu ayný dertlerle muztarip ve ayný tedavi þekillerine muhtaç haldedir. Hayriye'den yaptýðýmýz seçmeler bu çerçevede gözden geçirilirse herkes kendi derdine derman bulacaktýr.

Manzum halde Ýslâm harfleriyle yazýlan Hayriye, deðerli ilim adamý Doç. Dr. Ýskender Pala tarafýndan yeni harflere geçirilmiþ ve anlaþýlýr, sade ve tatlý bir Türkçe ile sadeleþtirilmiþtir. Bedir Yayýnevi tarafýndan da güzel ve temiz bir baský ile 1989'da yayýnlanmýþtýr.

Metin ve tercümesi ile birlikte 1647 beyit, 34 bölüm ve 223 sayfadan meydana gelen Hayriye'nin daha çok günümüze ýþýk tutan bölümlerini ve beyitlerinden seçmeler yaptýk. Kitapta beyitler sayfanýn üst kýsmýnda, tercüme ise çizginin altýnda numaralanmýþ þekilde yer almaktadýr. Biz numaralarý vermedik. Sadece tercümesi yapýlan ve numaralandýrýlan her beyti birer paragraf halinde sunmaya çalýþtýk. Bu arada okuyucuya kolaylýk saðlamasý için de yazarýn kendi bölüm baþlýklarýndan ziyade ara baþlýklar çýkararak kýsa, ara bölümler halinde vermeye çalýþtýk.



Öðütlerin yazýlýþ sebebi

Ey isteklerimin sevinç artýran çeraðý! Ey Aziz ve Celil olan Allah'ýn baðýþý oðul!

Bendeki özelliklerin ve þahsî erdemlerin hepsi sende aynýyla mevcut.

Sende methedilecek ahlâk çoktur ve çok þükür, ben de o bakýmdan zararda deðilim.

Bunlardan biri, güzel yaratýlýþýnýn kokusudur. Edebe dair alametler ise sende yaratýlýþtan mevcut...

Lâkin babanýn bu söyledikleri de evladýna fazladan bir tesirde bulunsun.

Kulaklarýna bir küpe olsun diye ve sana akýllýca bir sermaye olmasý için.

Ey babasýnýn caný! Ýstediðim, bunlarýn her zaman kulaðýnda küpe olmasýdýr.

Dilerim ki bunu, canýndan da nazik tutasýn ve bir an bile yanýndan ayýrmayasýn, aklýndan çýkarmayasýn!

Bunun feyzi mahþer gününe dek yürürlükte olsun ve hem seni, hem de baþkalarýný kuþatsýn.

Bu nimetten sen de yiyip istifade edesin ve "babamýn yadigârýdýr" diye anasýn.

Böylece sen ölünce lütfunla ruhumu þad edesin ve bir dua ile beni daima hatýrlayasýn.

Ýþlediklerinin daima sonunu düþün ve böylece din evin onarýlmýþ olsun.



Ýslâmýn beþ temeli

Ýslâm yapýsýnýn beþ temeli hikmet ölçüsüyle yükseldi.

Bu binanýn içinde olan kiþi rahattýr. Dýþý ise fenalýklarýn ayaklarý altýnda kalmýþtýr.

Bilhassa seher vaktinde hiç yatma, uyanýk ol. O vakitte kendini tevbe seccadesine vakfet.

O saatte Allah huzurunda el baðlayýp hatalarýndan dolayý göz yaþý dökmek ne saadettir.

Secde için alnýný yere koy da yeryüzünde gerçek saltanat ne imiþ bir gör.

Eðer Ýslâmýn deðerini gerçekten anlayabilseydin, namazý kýlmak için bir an bile gecikmezdin.

Gerçi senin yaþýndaki çocuklar bunu anlayamaz, ama yine de sana bu sýrrý açýklayayým.

Çalýþ ve gayret göster ki git gide bunun hikmetini anlayacaksýn.

Ey parlak ay gibi olan oðul! Eðer namaz kýlacak olursan elif gibi düzgün durmalýsýn.

Rükûya vardýðýnda da dal harfi ortaya çýkar. Bu söz Peygamber simdir, bilesin!

Ey harikulade ruh oðul! Ýnsan olup bunu anlayabilirsen, secdeye kapandýðýnda da mim harfinin daire þekli görünür.

Anla ki "Namaz kýlmayan kiþi, hiç âdem olur mu?" sözündeki sýrlar sana açýlýr.



Oruç bir rahmet sofrasýdýr

Ey babalýk baðýnýn seçkin meyvesi! Ey hayat denizindeki sadefin incisi oðul!

Hasta olmadýktan ve vücudun halsiz kalmadýktan sonra Ramazan orucunu sakýn geçirme.

Oruç, Allah'ýn kullarýna bir lütfudur. Orucun mükâfatýný bizzat Allah verir.

Oruç bir rahmet sofrasýdýr. Oruçlu için ise nurdan bir elbisedir.

Oruç gizli tutulan gizli bir ibadettir. Onun için asla oruca riya giremez.

Oruç, Allah'ýn ezelî kudret ve kuvvetine mensup temiz bir gizliliktir. Oruç melekiyet sýfatýna bürünmektir.

Oruç, Cennet nimetlerinin yol göstericisidir. Böylece oruçta yeme içmeyi terketmek bir rahmet sebebi olur.

Ta gecenin karanlýðý uzadýðý bir vakitte güneþin parlak yüzük taþý, senin aðzýna mühür vurur, yeme içme kesilir.

Artýk kendi nurun parlamaya baþlar ve kötü amellerin gece karanlýðýna gömülür, affedilir.

O ne saadettir ki dudaðýn kapalý olduðu için, yeme-içme olmadýðý için bütün beyhude iþlerden uzaklaþmýþsýndýr.



Kabe yoluna git

Ey can güllüðünün taze yetiþmiþ gülü! Ey bilgi ve anlayýþ dimaðýný kokularla donatan oðul!

Yola çýkacaksan mutlaka Kabe yoluna git. Gayesiz boþuna yapýlmýþ bir yolculuk cehennem ateþine götürür.

Hacer-i Esved, Allah'ýn sevgili kullarýnýn, öperek þifa bulduklarý bir taþtýr.

Günahlardan minnetsizce yýkanýp temizlenmek için Altýn Oluktan rahmet dökülür.

Zemzem suyu ferahlýk verici bir ilaç gibidir. Ondan içen suçlu kullara þifa verir, günahlarýndan arýnmalarýný saðlar.

"Lebbeyk" sadalarýný çýkaran nefesler göklere doðru uydular gibi yükselir, giderler.

Bu ne ikbal, bu ne saadet ve ne mertebedir ki Allah'ýn evini tavaf edersin.

Arefe günü, yarlýðayýcý Allah'ýn, insanlarý hesap için topladýðý kýyamet gününden bir örnektir.

Arafat'ýn o berraklýðý ve ter temizliði, satýr satýr günahlarýn affý için berat yazmaktadýr.

Orada günahtan kararmýþ defterler yýkanmýþ, paklanmýþ ve orada günaha esir olanlar azat olunmuþtur.

Ýhramlar içindeki hacýlarýn oluþturduklarý gümüþ halkanýn üstünde Rahmet daðý bir yüzük taþý gibi durur.

Ey oðulcuðum! Eðer sen Kabe'nin etrafýný tavaf eden bir pergel olursan, bir gün elbet kazanç noktasý sana kendini gösterecektir, karþýlýðýný kýyamette alýrsýn.



Malýný muhtaçlardan esirgeme

Ey sadefin kulak süsleyen incisi! Ey þeref hanedanýnýn hayýrlý halefi oðul!

Üzerinde zekâta ait olan bir tanecik bile býrakma. Zekâtýný ver ki malýn bereketi ve hayrý olsun.

Zekâta ayrýlan o mal Hazret-i Allah'ýn hakkýdýr, sen de edasýný ihmal etme.

Zekât, fakirlerin hakkýdýr. Ondan elini çekme, vermemezlik yapma ki temiz olan malýný kirletmeyesin.

Zekâtýný verdikçe Allah'ýn emri üzerinesin ve Allah senin o malýnýn birine on verir.

Malýnýn zekâtýný vermezsen bereketi kalmaz ve o nimet sende fazla durmaz.

Malýn telef olmasý, zekâtýný vermemektendir. Ayrýca zekâtý vermemek bazý musibetlere de hedef olur.

Dine uyularak verilen zekât, malýn tohumudur ve zekât olarak verilen mal, bu tohum, Allah katýnda kabul topraðýna ekilmiþ olur.

Serpilmiþ tohum yerden fazlasýyla biter ki, bu da iki âlemde sana yeterlidir.

Fakirliði ve zenginliði yaratan Allah, zekâtý da fakirlere tahsis etmiþ.

Her þeye kadir olan Allah'ýn seni zengin yaratýrken onu da fakir etmesinin elbette bir hikmeti vardýr.

Fakirlerin hakkýný kesme. Senesi geldikçe zekâtýný ver.

Ayrýca sadaka vererek de zekâtýný tamamla. Bir mal için zekât kök, sadaka ise dalbudaktýr.

Sadakadan elde edilecek sevabýn sýnýrý yoktur. Nitekim bunu kuvvetlendiren bir çok da ayetler vardýr.

Fakirler zenginlerin aynasýdýr. Nitekim her þey zýddý ile vardýr.

Eðer Allah'ýn takdiri, seni onun yerine fakir yaratsaydý, bunu deðiþtirmeye gücün yeter miydi?

Fakirlik olmayýnca zenginliðin güzelliði ve çekiciliði kalmaz. Ýþte Allah bunu böyle yaratmýþ.

Nimetin þükrüne sebep fakirliktir. Devlet ve ikbalin güzel oluþuna süs yine fakirliktir.

Bu fani dünyada fakirler olmasa acaba sen zekâtýný kime verirdin?

Fakir, zekâtý almaktan kaçýnýrsa üzül, alýrsa da memnun ol, sevin.

Zekât, senin ikbaline ve varlýðýna bir vesiledir. Bunu da Allah tarafýndan sana verilmiþ bir nimet ve lütuf kabul et.

Allah'ýn verdiði nimete þükretmesini bil ki ekmeðin ve suyun ziyadeleþsin.

Fukaraya merhamet nazarýyla bak. Sertlikle konuþma, cömertlik et.

Malýný muhtaçlardan esirgeme. Allah'ýn sana verdiði nimetten açlara ve yoksullara yedir.

Kapýný, fakirlerin boþ dönmeyecekleri bir hale getir ve mümkün olduðu kadar ihsanda bulun.

Acýkmýþý doyurmak, her gün nafile oruç tutmaktan hayýrlýdýr.

Senin elinden bir açýn doymasý, nice camiyi tamir ettirmenden yeðdir.

Bir susuza su vermen, her yýl Kabe'yi ziyaret etmenden daha hayýrlýdýr.

Senin yüzünden ihtiyaç sahiplerinin sevinmesi ne büyük saadet, ne büyük yücelik, ne büyük devlettir.

O geçim malý ne kutludur ki, fakirler onunla ihtiyaçlarýný karþýlarlar...

Ve o mal sahibi ne saâdetlidir ki bin yere azýk gönderir.

Bir fakire yardýmý dokunan kiþi gerçekten dine layýk kiþidir ve o kiþinin hayrý baþkalarýna da geçer.

Sakýn fukaraya tiksinti ile bakma ve asla ihsanda bulunmaktan kaçýnma.

Ýhsanda bulunarak çocuklarý sevindir. Gönüllerini alarak kalplerini mamur et.

Hele hele yetimlerin ve kimsesizlerin yaralý gönüllerine merhem olursa...

Eðer gidiþatýný düzelttiysen ve Allah da sana malca nimet ve zenginlik verdiyse nimete nankörlük semtine sakýn ayak basma ve hem fiil, hem de söz ile þükrünü eda et.

Gerçi þükür kelimesi herkesçe bilinir, herkes þükreder, ama sen yine de can u gönülden þükret.

Hem gizli gizli ve çok çok þükret; hem de ayný þekilde ihtiyaç sahiplerine ihsanda bulun.

Allah'ýn kullarýný aç, elbiseye, ekmeðe ve yiyeceðe muhtaç görünce ihsan kapýsýný sakýn kapatma ve sana hacetini bildireni sakýn geri çevirme.



Misafire ikram et

Evine gelen misafir kim olursa olsun elinde bulunan her þeyle sofraný donat.

Misafire kýymeti ölçüsünde tazim göster ve misafirliðin þanýna yakýþýr ikramda bulun.

Misafir kaba saba bir kiþi bile olsa sabýr göster ve bir tatlý dil ile hatýrýný yap.

Misafirin gözünü hasret çektiði þeyden perdeleme ve isteðinin imkâný varsa onu ondan esirgeme.

Misafirin gönlünü boþ kuruntulardan kurtar. Ýsteðinin yerine getirilmesi için imkânlarýnýn hepsini kullan.

Misafirin arzusunu yerine getirmek elinde deðilse o garibi küstürmeden geri çevirmeye çalýþ.



Yaptýðýn hayrý baþa kakma

Fakirlere lütuf ve ihsanda bulunduðunda riyakâr davranmamak da ayrýca teþekküre deðer.

Eðer fukaraya ihsanda bulunursan bunu gizli yap ve yardým ettiðini yalnýzca Allah Teâla bilsin.

Yaptýðýn hayrý sakýn baþa kakarak boþa giderme, Karþýndakinin utanmasýna meydan verme ve ancak kendin utan.

Nice insanlar yardým istemekten utanýrlar. Senin vazifen bu durumda olanlarý arayýp bulmaktýr.

Nice ikbali ile aþaðýlýk olmuþ kiþiler vardýr ki bunlar kendi felaketlerinin ayaklarý altýna düþmüþlerdir.

Öyleleri de vardýr ki fakirlik köþesinde ayaklar altýnda kalmýþtýr da bir þey isteyip dilenemez.

Ýþte böyle kiþiler için sen bir çare ulaþtýran ol, ki bu hareket altýn tavan yapmakta daha iyidir.

Bu iþlerdeki inceliði anla ki aslýnda yaptýðýn hayýr senin kendinedir.

Eðer yardýmýnda karþýndakini incitirsen yahut riya için yaparsan, bunun hayrý ne sana, ne de ona fayda etmez ve kaybolup gider.

Kimsesizlere yardým daðýtmak; zenginleri davet etmekten elbette çok daha üstündür.

Oysa o zenginler hem yer içerler; hem de seni çekiþtirirler ve bir noksanýn varsa onu anlatýrlar.



Ýlimlerle kendini donat

Ey edeb çimenliðini süsleyen fidan; ey babasýnýn gönlüne ve gözüne nur baðýþlayan oðul!

Gece gündüz þerefli mukaddes, ilimlere çalýþ ve hayvan gibi cahil kalma da ilim öðrenen ol.

Ýlim Allah'ýn sýfatlarýndandýr ve dolayýsýyla tüm sýfatlarýn en yücesi ilim sýfatýdýr, ilim her þeyin üstündedir.

Ýlim öðrenmeye çalýþ ve bilgililerin bilgisi ol. Resûl-i Ekrem efendimiz ilim öðrenmenin farz olduðunu söyledi.

Yine o ilim sahibi Peygamber dedi ki "Beþikten mezara kadar ilim öðreniniz!"

Nur diyarýnýn sultaný ilim hakkýnda "Rabbi zidnî" (Rabbim, ilmimi artýr) isteðine memur oldu.

Öyle bir ilim þehrini arayýp bul ki kapýsý Peygamber'in (a.s.m.) damadý Ali olsun.

Varlýðýn yüzünün süsleyicisi ilimdir. Var ile yoku bilme yolu, yine ilimdir.

Ýlim ilâhî bir sofradýr. Ýlim Allah'tan insanlara bir baðýþ, bir bahþiþtir.

Deðer ve yücelik rabýtasý ilimdir. Gönül berraklýðý ve aðýrbaþlýlýðýn sebebi ilimdir.

Ýlim, büyüklük ve mertebenin güvenliði ve koruyucusu; ilim, doðruluðun ve talihin kopmayan baðý...

Ýlim, sahili olmayan bir denizdir ki onun içinde âlim geçinenler gerçekte cahildir.

Allah, cahillik için "ölüm", ilim için "hayat"týr dedi. Sen de sakýn ölü gurubuyla ayný durumda olma.

Cahillik ile ebedî hayattan mahrum olma ve iyi ile kötüyü ilim vasýtasýyla birbirinden ayýr.

Çeþitli ilimler ile kendini donat, zihnini doldur. Belki bir gün ona ihtiyacýn olur da kullanman gerekir.

Bir þeyi bilmek, sorulduðu zaman "Ben onu bilmiyorum" demekten daha güzel deðil mi?

Peygamber efendimizin (a.s.m.) insanlara telkini "Ýlim Çin'de de olsa gidip alýnýz." hadîsidir.



Ýlmi ehlinden öðren

Bir þeyi ehlinden öðren ve bunu yaparken utanma. Çünkü her þeyin âlimliði, cahilliðinden daha iyidir.

Bir þeyden habersiz olan câhil nerde; her þeyi bilen nerde! Hiç gören ile âmâ bir olur mu?

Ne kadar ululuk ve maddi üstünlük bulsa da câhile mevki ile yücelik gelmez.

Cehalet insana bir belâ zindanýdýr ki içine düþenler ondan kurtuluþun yüzünü görmez.

Ýlim, varlýðýn; cahillik ise yokluðun kaynaðýdýr. Hiç var ile yok beraber olabilir mi?

Ýlimle uðraþmak kadar yüce bir iþ olmadý. Ýlimden de hiç kimse elem görmedi.

Yaratýcý olan Allah'ýn sýfatlarýna sýnýr olmadýðý gibi ilmin þerefine de bir son yoktur.

Sakýn ilmin dýþ kabuðunda kalma. Mânâlarýn özüne ulaþmaya bak.

Ýlmin dýþ kabuðunda kalmak, kuþun tek kanatla uçmaya kalkmasý gibidir. Onun için sen de ilmin dýþýnda kalmayýp içine doðru yönel.

Nitekim yürünüp geçilen yer, evin dýþýdýr. Oturulup durulacak yer ise o evin içindeki halvettir.

Hiç denizin sahilinde inci olur mu? Cevher istiyorsan elbette derinine dalman lâzým.



Dilinde ve gönlünde Allah olsun

Ey varlýk ve vücud mecmuasýnýn seçkin nüshasý, ey sýfat aynasýnýn süslü ve yakýþýklý resmi oðul!

Bu öðüdümü kulaðýna asýlý bir küpe eyle: "Sakýn kimseye fazilet satmaya kalkma!"

Ýnsaný hakikate yaklaþtýran, Allah yolunda yüce mertebelere ulaþan kiþilerin temiz nefesleri, sözleridir.

Eðer devrinde mürþid-i kâmil bulunmazsa, sana Kur'an bir mürþid olarak yeter.

Arif ol, sakýn ham sofu olma; gayret göster de yakýn sýrrýna, Allah ilmine erenlerden ol.

Allah seni Kendisini bilmen için ve Ona candan kulluk etmen için yarattý.

Asýl lâzým olan dünya denilen bu evin sahibidir (Allah'týr). Cahiller ise sahibi yerine evini isterler.

Evin sahibi senin olasýya kadar gece gündüz çalýþ ve bunun için pervane ol.

Dilindeki ve gönlündeki daima Allah olsun. Uðruna can verdiðin yer, yine Allah'ýn yüce dergâhý olsun.

Cennet ümidi ve Cehennem korkusu ile çalýþma. Ey gerçeði gören kiþi! Cennet ve Cehennemin asýl sahibini isteyip bul.

Kendini ara, bul! Sen kimsin? Kim olduðunu idrak et ki iki âlem sana apaçýk görünsün.

Âmâ o kiþidir ki hakikat kapýlarý kapandýðý zaman varlýklarý hakikatleriyle göremez.

Peygamberlerin övüncü Hazret-i Peygamber (a.s.m.) bile, hakikatler kendisine açýlsýn diye duada bulunurdu.



Her gördüðüne istek duyma

Kimseye ihtiyacýný arz etme de, minnet yükü altýnda eðrilme.

Ýsteðin için aðzýný sakýn açma; dilenme sözleriyle dudaðýný bulaþtýrma.

Sana ayrýlmýþ olan rýzýk elbette seni bulur. Öyleyse açgözlülükten ele geçen yalnýzca yüzsuyu dökmektir.

Sana takdir olunmamýþ rýzýk ele geçmez; sana ayrýlmýþ olan da asla baþkasýna gitmez.

Kýymetini bilip harcamayan için yüzsuyu, bengisudur ki Nil ve Fýrat nehirleri onun bir damlasýna bile susamýþlardýr.

Kýymetini yücelt, bayaðý olma. Her gördüðüne istek duyma!

Kimin elinde ne var ki isteyesin. Onu yahut bunu "bana ver!" diyesin.

O kul da Allah'ýn ihsanýna muhtaçtýr ve Allah'ýn baðýþýna baðlanýp kalmýþtýr.

O acizin lütfedecek hali mi var, yahut sana baðýþlayacak malý mý var?

Allah, lütfunu herkese karþýlýk beklemeden verir. Kulun mülkiyeti ise arada yalnýzca bir vasýtadýr.

Gerçi sebebi terkedip baðýþta bulunmamak sevap deðildir, ama sebep, müsebbibsiz hiçbir iþe yaramaz.

Sana rýzýk olarak verilen þeyin seni bulmasý için birinden istemeye ihtiyacýn olduðunu sanma. Baþkasýndan isteyip de boþ yere mihnet ve sýkýntý çekme.

Allah'ýn sana bahþedeceðine güven ki rýzkýn, sana kavuþmak için senin ona olan aþkýndan daha büyük âþýktýr; sen ona yürürken o sana doðru koþar.

Allah'ýn verdiði ile yetinip evciðinin köþesinde rahat yaþamak hoþtur.

Hakkýn ve ruhsatýn olmadan bir mala el uzatma. Halini bilecek olan, senden daha büyük ve bilgili olan Allah'týr.



Rýzkýna kanaat et

Rýzký veren Allah'ýn sana ayýrdýðýna gönlünü baðla, razý ol ve her ne verdiyse ona kanaat et.

Rýzký hikmetle veren Allah, senin halini bilir ve rýzkýný, ihtiyacýn olduðu anda gönderir.

Senin rýzkýn sadece herhangi bir mal dolayýsýyla deðildir. Rezzâk olan Allah, baþka sebeplerle de sana rýzýk ulaþtýrýr.

Para, yenilen þey deðil, sadece rýzkýný saðlamada bir vasýtadýr. Sonuçta yenilecek þey, yine Allah'ýn yarattýðý nimettir.

Eðer altýný ve gümüþü harman etsen; ekmek, pirinç ve yaðýn yerini tutmaz, altýn ve gümüþü diþlerimizle yiyemeyiz.

Fakirlik seni hiç korkutmasýn ki, nimetin sahibi olan Allah, hiç kulunu aç býrakýr mý?

Minnet ile olan nimeti yeme, hatta kokusunda minnet olan gülü bile koklama.

Ey babasýnýn caný! Eðer sana birisi birþey verirse sakýn alma, doygun ol.

Gözünü ve gönlünü zengin tut. Lütfen açgözlü ve aþaðýlýk olma.

Ancak sana ikram eden gerçekten sadýk dostun olursa ve külfetsiz karþýlýksýz ikramda bulunursa kabul et.

Sen de o dostuna karþýlýk ver ve onu ikram ile mükâfatlandýr.

Vefa elini vadeye açýk tut. Kime bir vaadde bulunursan yerine getir.

Zimmetinde bulunana ve himmete vade vermeyi borç bil. Vadettiðinden geri dönmeyi kiþiliðine kusur say.



Söylediðin az, manasý çok olsun

Dostunu bir latifeye feda etme ki, tuz ekmek hakkýný ara yerden kaldýrýp atmýþ olmayasýn.

Bunlar samimi dostlar için nefret sahibi olur. Sonunda mutlaka bir kötülüðe sebep olur.

Latifenin bile —ki zarif ve nükteli olursa güzeldir— bir tarafý yanar ateþ gibidir.

Hele hele dostlarýn kalbine saplanan bir söz okuna, yergi ve alaya latife demek bile olmaz.

Kasten yapýlmýþ keskin baþlý kýrýcý bir latife, dostlarýný aðzýna kadar dolu bir çekiþme içine sürükler.

Zarif kiþilerin latife dedikleri þey, yerinde söylenmiþ cilveli güzel sözdür.

Söylediðin az, mânâsý çok olsun ve asla kimsenin gönlünü incitmesin.

Söylediðin söz, gönül baðýndan yeni koparýlmýþ bir gül olmalý, onu duyan da içindeki mânâ ile bülbül olmalý.

O söz, gül kokusu gibi gönülleri açmalý ve gönüllerden kinleri gidermeli.

Gönüllere vuslat müjdesi gibi olmalý, onu iþiten raðbet ile þevke gelmeli.

Böyle olursa latife ne güzel. Eðer böyle olmazsa onu terketmeyi amelin hayýrlýsý say.

Kimseyi kötüleyip dedikodusunu yapma. Bunu yapmak akýllý kiþiler için bir ayýptýr.

Dedikoduculuk ve baþkasýný kötülemenin lüzumu ve lezzeti yok. Üstelik günahý, diðer suçlardan da fazla.

Bunlarý yaparsan dostlarýn senden emin olamazlar ve adýn anýldýkça senden nefret ederler.

Dedikodu ve baþkasýný kötülemek, onu yapan kiþiyi de kötü andýrýr. Zaten bu tip kiþilerin nasibi de yoktur.

Allah seni bu tür iþlerden koruya. Temiz kalpli ve rahat canlý olasýn ey oðul!



Herkesle iyi geçin

Ey yol ve yordamýn üstün vasýflarýnýn bakýþ dikicisi, ey red ve kabulün manzarasýna bakan oðul!

Komþularýna eðri bakýþla bakma! Mahrum ve düþkünlere iltifatta bulun!

Konu komþuyla iyi geçinerek onlarýn hakkýný gözet! Kimse senden incinmesin!

Tek baþýna bir lokmaya aðýz açma, yediklerinden onlarý da faydalandýr.

Sana ihtiyaçlarý oldukça onlara yardým et, civarýný düþkünlerin sýðýnacaklarý bir yer haline getir.

Kimseye kin ve düþmanlýk gütme. Ýyi geçinmeyi terk etmeyi de âdet edinme.

Öfke, hiddet ve kin gösterme! Kimseye alnýný kýrýþtýrarak bakma!

Herkesle iyi geçin! Cimri de olsa herkes ile gönlün hoþ olsun!

Dostlanrýnýn haricinde bir kimse de olsa onlarý incitme! Hoyrat teklif ile kalplerim kýrma!

Kimse senin suratýndan muzdarip olmasýn! Bütün dünya iyi huyunun esiri olsun!

Kimseyi eziyet ile incitme! Hatta sana eziyet etse bile onu azarlama! Dostlarýna yar ol, yük olma! Kötü huy ile kalplerini kýrma!

Eziyet ile kimsenin canýný sýkma, gönüllerini yapmaya çalýþ, sakýn yýkma!

Sakýn kimseye karþý iddiacýlýkla direnme! Böylece inatçýlardan Settâr (ayýplarý örtücü olan Allah) seni saklar!

Bir baþkasý için vâsi, kefil ve vekil olup haksýzlýk yüzünden dünya ve ahirette zelil olma!

Mahkeme salonuna hiç yolun düþmesin. Sakýn baþýný kuru kavgaya bulaþtýrma!

Ýnsanlarla kavga ve çekiþme halinde olanýn eline rahatsýzlýk ve sýkýntýdan baþka birþey girmez!

Kimse ile inatlaþma ve kimseye ayak direme ki bunlar, düþmanlýk ateþini tutuþturur!

Kötü iþ için adýmýný atma ve bir elin daima hayýrda olsun!

Padiþahýn (idarecinin) kapýsýna þikâyet dolayýsýyla varma, sana kötülükte bulunaný Allah'a havale eyle!

Elin göðsünde bekle ve derviþ tavrýnda ol! Böylece gam yemez ve dertsiz tasasýz olursun!



Huyca zengin ol

Ey hayat denizinin en birinci incisi; ey güzel vasýflarýn seçkin örneði oðul!

Mahrum olduðun iyi huylarý bir say hele! Sonra da mülayim gönüllü ve derviþ yaratýlýþý ol!

Huyca zengin, alýþkanlýkça alçakgönüllü ol da böylece kurtuluþ gülistanýna kök sal!

Çatýk kaþ ve karýþýk alýn, suratýný buruþturmak, iyi ahlâka hiç de uygun düþmez.

Ahlâkça iyi yaratýlýþlý ve meþrebce geniþ olmak, kalp aynasýna parlaklýk verir.

Güleryüzlülük rahmet alametidir. Suratý ekþitme ise nefrete sebep olur.

Kötü huy, kötü alýþkanlýk ve kötü meþreb, sahibini, ebedî olarak istenmeyen kiþi yapar. Baþkalarý ondan kaçarlar.

Her kimin ki iþi büyüklenme olsa, gidiþatý ve hareketleri baþkalarý tarafýndan hazmedilmez.

Gururlu olmak þeytanýn sýfatýdýr. Gururlu kiþi týpký þeytan gibi Allah katýnda kovulur.

Büyüklenen kiþilerle oturup konuþma. Bu tip kiþilerden daima kaçýn.

Eðer onlarla bir arada bulunmak kaçýnýlmaz olursa, artýk çaresiz sen ona karþý tevazu göster.

Gerçi akýllý kiþiler þeker gibi tatlý bir söz söyleyip "Sana karþý kibirli olana sen de kibirli ol" dediler.

Lakin yine de onun bir ucu kavga ve kötülüðe çýkar. Onun için sen yine de onu tevazu ile savuþtur.

Kibir ve gurur insanýn yaratýlýþýnda mevcuttur. Bunlar müzmin bir hastalýk ve bir nasýr yarasýdýr.

Bu vadiye düþen kiþi iflah olmaz. Onun kötü hastalýklarý düzeltilmez.

Sakýn mertebe ve makam sarhoþu olma; Allah'tan gelen kötü þeylere de karþý durmaya çalýþma.



Kimseye büyüklük taslama

Büyüklük ve ululuk, Allah'a aittir, kullarda bu sýfatlar bulunmamalý.

Yaptýðýn her þey kullara yakýþýr þekilde olsun. Allah'ý gücendirecek bir þeye sakýn elini uzatma.

Sende kibir ve gurur göründüðü zaman Allah, boyunu ikiye büker, sýrtýný yere getirir.

Tutalým ki merteben dokuzuncu kat göðe çýkmýþ olsun, sonuçta yine de Allah'ýn alelade bir kulusun.

Sertlik ve kabalýkla halký kapýndan kovma. Kimseye el ve eteðini öptürme.

Merteben ve yerin ne derece yüksek olursa olsun eteðini öpülmekten uzak tut.

Ýnsan olarak sana düþen, yüzünü yere sürmendir. Hele el-etek öptürmek de asla kula düþmez.

Kendin için ayýp olan bir þeyi aklýndan bile geçirme, elinde olduðu müddetçe sakýn baþa geçme, idareci olma.

Gerçekte devlet idareciliðinin davacýsý çoktur, onun için o makamda senin kýymetini bilemezler diye korkarým.

Sakýn kimseye büyüklük ve kibir satma ki kimse de seni saymamazlýk yapmasýn.



Edep insanýn süsüdür

Halka yumuþaklýk ve alçakgönüllülükle selâm ver, onlarla buluþ ve sakýn onlara, ayaða kalkma külfetini yükleme.

Sana hürmet gösterilirse ne güzel; sana hürmet göstermeyen cahil ile de sakýn takýþma.

Utanma duygusu ve edeb sende mevcut iken elbette bunlar senin saygýnlýðýna sebeptir.

Utanma duygusu iman nurunun süsüdür. Utanmazlýk ise dünya ve ahirette ne yaman þeydir.

Yolu yordamý iyi huylulukla göz önünde bulundur da hayatýnýn nasýl tazeleþiverdiðini gör.

Edep insanýn süsüdür. Edepsiz ise þeytanýn arkasýndan gidendir...

Hazret-i Allah hâzýr ve nazýr, her yerde daima mevcud ve her þeyi görücü iken, sakýn Ona karþý edebini terketme.

Peygamberler sözüne uyup "Basit de olsa her kiþinin yüzüne gül."

Peygamberler mesleðini kabul et ki Peygamberimiz böyle yapmakla emrolunmuþtu.

Böyle yapmazsan zaten rahat edemezsin. Âlemin övüncü olan Peygamber dedi ki: "Hikmetin baþý yüze gülmedir."

Sebepsiz yere insanlarla kavga etme ve aþaðýlýklara karþý yüze gülme siperini terketme!

Dünya mihnetinden emin olmak için böyle kiþilerin yüzüne gülmekten daha saðlam bir kale olamaz.

Rüzgâr gibi her yere girip çýkma, güneþ gibi de her kapýyý dolaþma.



Herkesi sýrrýna ortak etme

Ehli olmayan kiþilere sýrrýný açma. Âdilere, layýk olmayanlara da meclise girmeleri için yol verme!

Herkesi sýrlarýna ortak edinme; sýrrýný pazarlarda satýlan süs malý haline getirme, pazara düþürme.

Herkesin sözünü sadakatle ve dostça söylenmiþ sanma; lakin herkesi de iki yüzlü kabul etme.

Kimsenin seni methetmesiyle gururlanma, nefsini kýrmaktan, körletmekten da sakýn geri kalma!

Yüzüne karþý yapýlan övgü ve medih, elbette gösteriþ pisliðine bulaþmýþtýr.

Seni yüzüne karþý söz söyleyerek övüyorlarsa, o sözlerin uyuz hastalýðýndan bir farký yoktur.

Bu kiþiler senden ümidi kestikleri andan itibaren —bayram bile olsa— artýk kapýný çalmaz, yanýna uðramazlar.



Bir söyle, iki dinle

Ey oðul! Baþkalarýnýn evine davetsiz olarak gitme! Hatta her davet edildiðin yere deðil, hürmet ehli olanlarýn evine git.

Vardýðýn meclis doðru yolda insanlarla dolu olmalýdýr, fesat ve kötülük kumkumasý olmamalýdýr.

Gerçi davete icabet etmek gerekir, ama davet, kötülük ve dedikodudan da emin olmalýdýr.

Öyle kötü meclisler sana bir oyalanma yeri olamaz, oralar senin namusuna leke düþürür.

Mecliste sürekli susup durma; yeri geldikçe dil ol, yeri geldikçe kulak!

Sözünü mümkün olduðu kadar kýsa tut ki, inci ve mercan gibi deðerli olsun.

Söz söylerken sana "söylediði az, mânâsý çok" hikmetinin mânâsý bir gidiþ yolu olsun.

Ýnsanlarda bir dil, iki kulak vardýr. Öyleyse sen de bir söyle, iki dinle.

Gerçi çok konuþan hafiflik eder, boþ konuþur; buna karþýlýk, dinlemeyi tercih eden aðýr baþlýlýk eder.

Sözü ne kýsa, ne de uzun söyle. Sözün ne zaman söylenmesi gerektiðini iyi ayarla ve sözünde ne hafif ol, ne aðýr.

Ýrfan ve olgunluk metaýný teraziye koyan bilgeler dedi ki: "Çok söz ancak Kur'an'a yaraþýr."

Söylediðin sözü tekrarlama, bir þeyi iki defa söyleme.

Tekrar edilecek söz ya zikir, yahut Allah'tan baðýþlanmayý isteme sözü olmalýdýr:

Zikir yaparken alenen dudaklarýný kýpýrdatma, zikir ve Allah'ý anýþ gizli gerektir.



Kimsenin ayýbýný yüzüne vurma

Riyakarlýk meclisine aþaðýlýk kiþiler katýlýr, ondan elde edilen sonuç da fenalýklarýn yaðmalanmasý olur.

Kimseye sertlikle cevap verme, bilakis lütuf ve yücelikle hitap et.

Kimsenin ayýbýný yüzüne vurma; bir kiþi ayýplý da olsa onun sözünü sonuna kadar dinle.

Asla kimseyi cahillikle suçlayýp da Allah'ýn yarattýðý bir insaný ayýplandýrma.

Aman ha! Kimseyi ayýbýyla ayýplama! Böyle bir þeyin sonucu ebedî bir tasa olur.

Ýlim cevherini sana baðýþlayan Allah, sana ilmi; ona da cehaleti uygun bulmuþ.

Bu, Allah'ýn hikmet rabýtasýdýr, kudretin adilce verdiði kýsmetidir.

Bu söz dudaklarýnýn bir süsü olsun: "Kimsenin ahým alma, halin yaman olur."

Cefa ve sitem iþini terket. Aman ha! Kerem et de kötü bir iþ olan kalb kýrýcýlýk yapma.

Cancaðýzým! Hele ne yaparsan yap da, tek kalb kýrýcý ve kesin dilli olma.

Hatýr yýkmak günahlarýn en büyüklerindendir, hatta bütün günahlarýn en kötüsüdür.

Bunun yerine kalbleri kazanmaya, hatýr yapmaya çalýþ da Allah'ýn Arþ'ýný harap etme.

Hiç Yüce Allah, mamur birer ev olan kalblerin harap olmalarýna razý olur mu?



Kalbinde hileye yol verme

Ey söz meziyetlerinin sayfasýný okuyan, ey olgunluk mektebinden dersler öðrenen oðul!

Boþboðazlýðý ve ikilik çýkarmayý alýþkanlýk edinme ki bunlar baðlýlýk sarayýný berbat ederler.

Kalbinde hileye sakýn yol verme. Budala olabilirsin, saf olabilirsin, ama sakýn pinti olma.

Ah o hilekarlýk ve düzenbazlýk! Aman ne kadar da istenmeyen birer iþtir. Onlarý yapan kiþiye kazandýrdýðý ise sadece ortalýðý karýþtýrmaktýr.

Bunlar þeytanýn iþlerine yol gösterir, bu iþin cezasý da zindandýr.

Hile yaparak fitneler koparanlar, hayýr için bir zerrecik bile aðýzlarýný açmazlar.

Böyle kiþiler diðer insanlar tarafýndan ayýplanmýþ olurlar. Yaptýklarýndan ellerine geçen ise, hayýr ve bereketten mahrum kalmaktýr.

Bu kiþilerin kazandýðý ve ele geçirdiði tek þey kötü þöhrettir. Üstelik günleri de gam ve sýkýntý içinde geçer.

Þu atasözü halk arasýnda meþhurdur ki: '"Hileci kiþiler kolay kolay can veremezler."

Haksýzlýk, nifakçýlýk, sözünde durmama, dedikoduculuk, kötü düþüncelilik ve kötü ahlak... Hepsi, cehennem ehlinin sýfatýdýr ve imanlý kiþiler için kötü hareketlerdir.

O din serveri Peygamber (a.s.m.) dedi ki "Müslüman, halkýn dilinden ve elinden emin olduðu kiþidir."

Ey iyilik sahibi olan kiþi! Ýmanlý kiþilerin ýrzý, malý ve kaný, insanlara Allah'ýn birer emanetidir.



Borçtan çok sakýn

Ey babasýnýn cam! Þu sözümü kulaðýna küpe et: "Borçtan çok sakýn... Borç insaný periþan eder, eðer kiþi Eflatun kadar akýllý bile olsa, borç onu deliye döndürür."

Borç kültürlü insanlarý aptal eyler, hatta kiþiyi, kahramanlarýn en kahramaný bile olsa kadýn gibi korkak eyler.

Borçlu kiþinin vücudu sýhhatli, ama içi hastadýr. Borçlu, alacaklýsýnýn karþýsýnda da boynu bükük bir köledir.

Borçlunun borç vadesinin gelmesi, ona canýný teslim edeceði anýn geliþi gibidir. Borcunu veremediði için çarptýrýldýðý hapis cezasý ise ölülerin mezarý sayýlýr.

Hele alacaklýsý da þer bir kiþiyse, her gün kafasýný düþünce ve kederlerle doldurur.

Faiz geliri de sermayeye eklenince bu faiz yükü insanýn belini büker.

Alacaklýsý faizi de dahil, borcun ödenmesini istediðinde "Kanun böyle emrediyor, ödeyeceksin" der ve yalancý þahitleri de yardýma çaðýrýr. Yani borcun faizini ödemekten aslýný ödemeye fýrsat kalmaz.

Bu yolla borçluyu cefaya sürükler ve zavallý dertliyi bir de halka rezil eder.

Ey gözümün nuru! Bu tür borçtan Allah Teâlâ seni korusun.

Borçlanmamak için elbiseni ve çulunu satsan daha iyi. Borçsuz olarak aç ve çýplak yatmak, borçlanmaktan iyidir.

Rehinsiz ve kefilsiz sakýn kimseye mal verme ki, sonra bu hususta anlaþmazlýk çýkar.

Halkta Allah korkusu azalmýþtýr, onun için, baltalama ve inkâr, hemen hazýrdýr.

Bazý güçlü kiþiler de vardýr ki haklýnýn hakkýný vermemekte üstlerine yoktur. Bu kiþilerin yaptýðý iþ inkâr ile inkarlarýný ispat için ettikleri yemindir.

Sonra bu hengame giderek büyür ve senin hakkýný sana vermez de hakimlere rüþvet olarak yedirir.



Er kiþi yalana tenezzül etmez

Ey cömertliðin son yüksek mertebesinin en güzel süsü, ey varlýk okulunda edeb öðrenen oðul!

Yalan ve aslý olmayan þeyi sakýn söyleme ki kendi söz sabahýnda parlaklýk olsun.

Er olan kiþi, yalana tenezzül etmediði gibi yalanýn kötü sonucuna da tahammül etmez.

O kötü kiþi ne utanmaz ve arlanmazdýr ki, yalan ile aðzýný pisletir.

Yalanýn —ki aslý olmayan bir sözdür— Ýslâm inancýnda gireceði bir kapý yoktur.

Bütün iþlerin bozukluðunun aslý, yalandýr, Akýl sahibi kiþiler onu yapmaz.

Ancak gayesi, düþmanlarý ortadan kaldýrmak olan yalaný söylemek kötü deðildir.

Yoksa her yalan söz, aykýrýlýklarýn özüdür; zaten böyle söz de boþ lakýrtýdan baþka bir þey deðildir.

Yalan söyleyen bu tip kiþilerle dostluk kurmaktan sakýn ki onunla sohbet etmekten dolayý kiþiye Cehennem ateþi isabet eder.

Âlemlerin övüncü, Peygamberler sultaný Hz. Muhammed (a.s.m.) dedi ki "Bir aðýzdan yalan söz çýktýðýnda... O

taraflara kötü bir koku yayýlýr ve oralara melek inmez... Yalanýn söylendiði yer merkezinen 30 mil kadar bir daireye o pis kokudan dolayý melek uðramaz."

Ýnkarcýnýn inkârý çok kuvvetli olmazsa, kendi sözünü yeminle kuvvetlendirmeye kalkma.

Nice insanlar var ki yalan söyleyip aslý olmayan þeyler anlatarak övünürler.

Sonra da yalanýný tasdik ettirmek için yemini, sözün doðruluðu hususunda sýkýca baðlanmýþ bir kemer haline getirirler.

Allah yolunda ilim yapmýþ uðurlu kiþiler, can verirler, ama yine de Allah adý vererek yemin etmezler.

Ancak bilgisiz cahiller, ahmaklar ve inatçýlar, yemin ederek, sözlerini kuvvetlendirmeye çalýþýrlar.

Nice dinsiz ve mezhepsizler görmüþüz ki her sözlerinde üç kere yemin ederler.

Çok yemin edenler imanlý kiþiler deðildir. Hatta üst üste ettikleri yeminler de yalancýlýklarýnýn þahididir.

Bundan daha iðrenci, nice hýrsýz ve kötü kiþilerin yalanlarý ile âdeta veli imiþ gibi hareket etmeleridir.

Bunlardan bir çoðu, güya kerametlerinin þöhretine parlaklýk vermek için yalan rüyalar uydururlar.

Aslý olmadýðý halde takva ve doðruluk satanlar iki âlemde kurtuluþ yüzü görmezler.



Baharda gezintiye çýk

Ey Allah'ýn yarattýklarýný temaþa eden oðul; ey akýllýlýk ticarethanesine dünyaya nazar eden oðul!

Gezip dolaþma mevsimi olan bahar aylarý gelince gezintiye çýk.

Bazan yeþillikle dolu yerlerde dolaþ ve Allah'ýn rahmetle ortaya koyduðu esere bak.

Allah'ýn yaptýklarý hakkýnda gözünü dört aç ve gör ki O, ölü topraðý, bahar mevsiminde yaðmurlar ile tekrar diriltmiþ.

Yeþilliklerin, kýrlarýn kýrmýzýsý, sarýsý ve beyazý hep o yeþillikleri ortaya çýkaran Allah'a iþarettir.

Kýrlarýn taze fidanlarýnýn salýnýþlarý, insanýn gönlünde keder býrakmaz.

Gül bahçesi taraflarýndan akan o tatlý sular, coþku kuþuna kanat ve telek yetiþtirir bitirir.

Dere kenarýnda yeþillikler ne güzeldir, yasemin renkli selvilerin cilveleri ne hoþtur.

Güzel sesli bülbülün naðmeleri, insana can baðýþlar.

Ýnsanlýðýn, nefsin çektiyse kuþlarýn þakýmalarýný da dinle...



Gece sabýrla sabaha kavuþur

Ey ebedî yüceliðe doðru koþan; ey ümit geliniyle yüz-yüzelik süren oðul! Ýþlerinde acele etme, sabret. Sabýr kapý üzerinde duran, sýkýntýlardan sonraki sevinç anahtarýdýr.

Sabýr ile düþmanlar dost; yol kesiciler yol gösterici olur.

Her iþin düðümünü çözen sabýrdýr. Karanlýk gece bile sabreder de sabaha eriþir.

Sabûr Allah'ýn isimlerinden biridir. Sabýr sonsuz hikmetlerden bir hikmettir.

Hikmetler söylemede þekerler yiyenler "Sabýr, sýkýntýdan sonra gelen sevincin anahtarýdýr" dediler.

Cennet ve Cehenneme hayret edenlerden olma da onlarýn sahibi olan Allah'a karþý inleyici bir âþýk ol.

Seher vaktinde yatma da uyanýk ol; o vakitte kendini af dileme seccadesine ada.



Gaflet elinde oyuncak olma

Ey olgunluk denizinin incisinin soyundan gelen oðul! Þu söyleyeceðim inciler kulaðýna küpe olsun:

Asla oyuna raðbet etme ki gaflet elinde oyuncak olmayasýn.

Tavla ve satranca gönül baðlayýcý olma ki bunlar insana sýkýntý sermayesi olurlar.

Gerçi onlarý bilmek bilmemekten iyidir, ama bunlarla uðraþmak da boþuna ve gereksizdir.

Onlarla uðraþmak yerine insan gibi þöyle Allah'ýn huzurunda iþe yarayacak þeylerle meþgul ol.

Kur'an okumak, zikredip salavat getirmek varken vaktini oyuna harcama.

Allah'ýn insanlara gerçek bir lütfü olan nefes hazinesi adi hevesler uðruna harcanýrsa yazýklar olsun.

Ýrfanýn varsa anla ki, dostlarýn, "Vakit nakittir" diye söyledikleri iþte budur.

En tatlý zamanlarýn mayasý, deðersiz þeylerle uðraþýrken yaðmalanmýþ olursa yazýklar olsun.



Þeytanýn bayraðýný yükseltme

Ey kaynaþma ve dostluk kitabýndan ders okuyan; ey sohbet usullerinden edep öðrenen oðul!

Sakýn ha, söz taþýyýcýlýk yapma ve koðucuun sözüne postacý olma.

Kulak kâsesine giren sözleri tellallýk yaparcasýna ona buna satma.

Þeytanýn bayraðýný yükseltici olma ve insanlarý birbirine düþürme.

Dilini sözler için bir cadde eyleme de, sana laf taþýyýcý demesinler.

Bir meclisten baþka bir meclise söz getirme ve aðzýný emanet sandýðý yap.

Aðzýný ve kulaðýný emanete sadýk eyle. Eðer sorsalar bile iyilikleri için inkâr et.

O mânâ sultaný Peygamber Efendimiz "Lüzumsuz ve malayâni boþ söz söylemeyi terketmek dinin güzelliðidir" dedi.

Sohbeti baþkalarýna nakletmek bozgunculuk çýkarýr. Samimi dostluklarýn sebeplerine kýtlýk verir.

Ayrýca çekiþme, bozgunculuk ve fitne koparýr; hatta belki de vuruþmayý doðurur.

Kimde bu sýfat yerleþmiþse, o kiþi sýkýntý diyarýnda baþýboþ biri haline gelir.

Akranlarý arasýnda yerilir ve kötülenir olur. Onun geliþini bir çok kiþi uðursuzluk diye nitelendirir.

Onun vardýðý yerde susar konuþmazlar ve "Kendinizi kollayýn münafýk dedi" derler.

O mânâ hýrsýzý ve haber casusu; sohbetin hepsini sabýrsýzca ve anýnda baþkalarýna aktarýr. Allah kimseye böyle bir huy nasip etmesin.

Edep meselelerini öðreten hoca, mecliste söylenenlerin hepsine "Emanettir" dedi...

Ayýp, yüzlerce ayýp ki Müslüman bir kiþi, söz terazisini bozsun...



Laf taþýyan nasýl çalýþýr?

Boþboðaz ve aþaðýlýk birçok kiþiler vardýr ki söz taþýmak için hýzlý hýzlý solurlar, koþarlar...

Ta ki bir an önce baþkalarýna yetiþtirmek için oturamaz ve yeni getirdiði dedikodu haberini söylemedikçe duramaz.

Nefsine iki nefeslik bir zaman bile sahip olup, hiç olmazsa o meselenin açýlmasýný beklemeye de sabredemez.

Daðarcýðýnda her ne varsa hemen boþaltýverir. Heybesinin hemen baþýný aþaðý getiriverir.

Ne duyduysa tamý tamýna nakleder; hatta birazýný da kendi kesesinden uydurur.

Laf taþýyýcý, bir sirke tulumuna benzer ki söz taþýmazsa çatlar gider.

Gammaz, bedava gönüllü olarak kedere bulaþmýþtýr, baþkasýnda gördüðü bir dert ile ortak olmuþtur.

Baþkalarýnýn sýkýntýsýndan o zevk alýr. Kimde bir keder görse kendisi sevinir.

Dili bir kurþun; haþin aðzý da bir tüfek... Bir nefeste savaþ kývýlcýmlarý koparýr.

Onu ateþlemeye baþladýðý zaman, birini de bozgunculuk için saklar.

Anlatacaklarýný bitirdiði zaman artýk duramaz ve hýzla oradan da ayrýlýr.

Bu sefer canýný baþka bir meclise atar, her ne yapýldýysa orada da satar.

Böyle böyle laf taþýyarak akþama kadar bütün þehri baþtan sona dolaþýr.

Onun huyu, âdeti ve iþi budur. Gece gündüz biricik düþüncesi budur.

O soysuz, böyle halkýn arasýna düþmanlýk býrakýr ve o huyu; evladý ve neslinde de fasýlasýz devaný eder.

Böylece iki topluluk sýkýntý ve üzüntüleri hedef olur. Artýk aralarýnda sulh bile olsa iþin tadý kaçmýþtýr.

Onun yaptýðý bozgunculuk dillere düþer ve bu arada kendisi de satýlýr gider.

Onun ahiretteki tek iþi inleyiþ ve çýðlýktýr. Çünki Allah "Fitne çýkarmak, adam öldürmekten daha þiddetlidir" buyurdu. Nice eþekler, nice haber ve hadiseler için aðýzlarýný ve kulaklarýný bunlara vakfetmiþlerdir.

Sakýn böylesi kötülüklere bulaþmayasýn ki iki cihanda rahat olasýn!



Doktorluðun ve týbbýn önemi

Ey salýnan ruh gibi güzel olan oðul! Mümin olan kiþiye hekimlik ile din bilgilerini öðrenmek farzdýr.

Ýlimlerin önemlileri içinde ilk sýrayý týb alýr. Týb ilmini delilerden baþka hiç kimse inkâr etmez.

Ýçinde hekim olmayan bir þehirde oturmak caiz olmaz.

Hangi bayýndýr yer ki orada týb bilgisi yoktur; orada insanlar ölümü hak etmiþlerdir.

Allah, ilaç olmak üzere bitki köklerini hastalýklara bir þifa sebebi olsun diye yaratmýþtýr.

Adýna hekîm denilmeye layýk, gerçek doktorlara hazýk, usta hekim denir.

Doktorlar, çeþitli ilimleri görmeye muhtaçtýrlar ki her birinden bir parça nasip alsýnlar.

Hastalýðý, kiþinin nabzýný yoklayarak anlayabilmeli ve þehadet parmaðý, yoklamak suretiyle hastalýk casusu olmalýdýr.

Tedbirlice ve denenmiþ þekillerde ilaçlar vermeli ve asla cahillikle insan yaratýlýþýný bozmamalý.

Doktor, hastaya sýhhat rehberi olmalý; aksine hastalýðýný kuvvetlendirmemelidir.

Hastalýða, kurallarý ile þifa tedbiri almalý; yoksa insanlarý kobay olarak kullanmamalýdýr.

Cahillik neþterini kan dökmek için kullanmamalý ve yüce ömrün yol kesicisi olmamalýdýr.

Þurubu, sinir aðrýlarýný dindirmeli; yaratýlýþýna zararý olan hastalýktan yok etmelidir.

Tecrübesiz ve deneyimsiz bir heveskâra, gerçek doktor denmez.

Kendi kendine doktorluk yapmaya kalkýþan kiþi doktor deðil, öldürücü bir hastalýktýr.

Birçok acaib kiþiler, tabiblik sevdasýndalar ve kendi hayalleri ile doktor geçinirler.

Böylesi, týbba ait birkaç deyim öðrenmiþ ve kendisini adeta Eflatun yerine koymuþtur.

Sokrat'ý bile kendinden küçük görür. Hatta Bokrat'ý kendi talebesi kabul eder.

Onun derdi ya para yahut þöhret kazanmaktýr. Yoksa hekimlik arada yalnýzca bir vasýtadýr.

Bu meslek hakkýnda sadece sanýlarýyla hareket eder, yoksa ehlinden öðrenmiþ deðildir. Onun için cahilliðinden dolayý hastalarý öldürür.

Nerde bir hasta görse pervasýzca hemen nabzýna yapýþýr, tabiî tutacaðý yeri bilmeden.

Uzvun sertliðini yumuþaklýðýndan bile ayýramaz; hatta vücudun kýzarýklýðýný bile sarý sanýr.

Ýnsaný ölüm içkisiyle sarhoþ eder de zavallýnýn ömür aðacýný kýrýverir.

Ýlaç þiþesi görse, þarap þiþesi sanýr. Hacamatçý kabýný görse, su kâsesi sanýr.

Ýshale karþý yumuþatýcý sývýlaþtýrýcý ilaç ile yol açýklýðý verir; kabýz olanýn imdadýna da perhiz ile yetiþir.

Kara sevdaya karþý kara patlýcaný ilaç diye verir!. Sarýlýk hastalýðýyla karþýlaþsa hemen kan alýr!

Gerekmedikçe hiç boþuna vücudunu yorma da, bedenini deneme tahtasý yapma.

Gerektiði zaman da hiç geciktirmeden usta bir hekimin söyledikleri doðrultusunda çaresine bak.

Üstadýný bulduðunda derdinin çaresini ara. Kabiliyetinin derecesini bir tart.

Sancýlarýn olmamasý için sana Peygamberimizin gösterdiði doktorluk kafi. Zira Peygamberimiz Muhammed Mustafa'nýn hekimliði ilgilendiren tavsiyeleri þifalý bir týbdýr.

Peygamber mide için "hastalýklarýn evi" perhiz için de "çarelerin baþý"dýr dedi.

Bu kuralý daima göz önünde bulundur ve sakýn bunlarýn derecesini arttýrma.
Gönderen: 28.10.2008 - 23:03
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1807 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Gönülbagi (36), zekiyem (40), sofican2006 (42), gülsena (47), gül_ (50), ~~nur~~ (40), yunus07 (37), zaza_kral (45), Fenerli_1907 (32), semedani (46), farukk (46), talebe- (61), miluji (37), m_celik (31), tamer038 (51), dadas recep (45), alain (40), olgunol (52), efkanaksoy (57), Hasannn (43), Sedat IÞI.. (39), m.salih fidan (37), fuheyre (44)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.77242 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.