0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Militer cumhuriyetten, demokratik cumhuriyete

önceki konu   diğer konu
8 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Militer cumhuriyetten, demokratik cumhuriyete
Moderator


4254 Mesaj -
Militer cumhuriyetten, demokratik cumhuriyete!
Abdurrahman Dilipak - Vakit

Bu iþ böyle olmayacak. Terörün arkasýndaki ve yargýnýn içindeki Ergenekonu deþifre etmeden olmayacak.. Eþzamanlý olarak hem Kürt Ergenekonunu ve hem de bu yapýnýn yargýdaki uzantýlarýný deþifre edeceksiniz.. Arkasý gelecek, siyaset, bürokrasi, iþ dünyasý, Media, STK, Baro, odalardaki Ergenekonu deþifre edeceksiniz. Hatta Hariciye içindeki uzantýlarý. Bizim monþerlerin özellikle Localar, Yahudi lobisi ile öteden beri yakýn ve sýcak iliþkisi olmuþtur.. Daha monþerlere sýra gelmedi.. Daha Ýngilizce telefon görüþmeleri yayýnlanmadý.
Terör ve Ergenekonun arka planýnda CIA, MI5, Alman istihbaratý BND ve MOSSAD iliþkisini, bu iþin perde gerisindeki petrol ve uyuþturucu kaçakçýlýðý, arazi mafiasýna kadar uzanan karanlýk iliþkileri deþifre etmeden bir yere gidemezsiniz.. Kayýtdýþý ekonomi ve kayýtdýþý siyaset buradan besleniyor.. Ekonomik kaynaklar ve dýþ destek.. Bu iki kanal kontrol altýna alýnmalý. Ve ille de Ýsrail..
Bu kanlý ve kirli oyun bugün ortaya çýkmadý. Hep olageldi. Cumhuriyetin ilanýndan beri isyanlar bitmedi.. Kürt ayaklanmasý, Dersim.. Tenkil, tedip, tehcir.. Hatta bu iþi Osmanlý’nýn son dönemine kadar uzatabilirsiniz..
CHP hep bu iþin odaðýnda yer aldý.. Baykal’ýn Ergenekonun avukatlýðýna soyunmasý boþuna deðil..
Ya da Ergenekon için can simidi olan ve tahliye ile sonuçlanan karar ile bu saldýrýlarýn denk gelmesi sýradan bir raslantý deðil..
CHP’nin savunduðu rejimin adý Cumhuriyet deðil, Monarþik bir diktatörlüktür.. Ýsmet Paþanýn elinde Tek Adam rejimi, Cumhuriyetle maskelenmeye çalýþýlmýþtýr..
Türkiye hâlâ darbe anayasalarýndan kurtulamadýðýna ve hâlâ bir darbe anayasasý ile yönetilmeye devam ettiðine ve darbeciler yargýlanamadýðýna göre, Türkiye yarý askeri bir rejimdir. Yani militer bir Cumhuriyet rejimi sözkonusu..
Derin devlet, Ergenekon, çete, kayýtdýþý siyaset.. Adýna ne derseniz diyin; bu yapý, bu rejimin gayrimeþru çocuðudur..
Açýk oy gizli tasnif olmayýnca, CHP’nin seçim kazanma þansý da kalmadý. Onun için darbe bir ara çözüm gibi gözüktü..
Zaten tek parti var. Ama parti de seçmiyor adaylarý, sofrada tek adam tarafýndan aday belirleniyor. Oy kullanacaklarý da parti.. Sandýðýn üzerinde CHP bayraðý var, baþýnda da süngüsünü takmýþ bir jandarma bekliyor.. Sahi bu þartlarda, açýk oy gizli tasnife ne gerek vardý?
Muhalefetin muhatabý ilk dönemde Ýstiklal Mahkemeleri idi. Bugün de yargý içindeki bazý unsurlar kendini ayný konumda görüyor sanki. Nitekim, söz konusu olan rejimse gerisi teferruattýr.. Mahkeme dedikse öyle temyizi, savcýsý, avukatý olan bir mahkeme deðil. Yargýlama da kanuna göre yapýlmasý gerekmiyor. Verdikleri karar kanun sayýlýyor. Normal bir mahkeme deðil, TBMM adýna yargýlama yapýyorlar. Yani Parti adýna.. Yani Tek Adam ya da 2. Adam adýna.. Savcý, hakim, müþteki, infaz memuru, temyizi hepsi kendileri.. Usul þartý da aranmýyor..
CHP’nin o günden beri kimyasý bozuldu, bir türlü de düzen tutturamadý.. Ýktidar olamadý ama muhalefeti de beceremiyor.. Hâlâ kendini tek parti, devletin, rejimin, sahibi ve koruyucusu sanýyor..
Son olarak kentsel dönüþüm yasasýnda askeri arazilerin þehir planlamasýnda yeniden yapýlandýrýlmasý ile ilgili olarak safýný seçti.. CHP askercil cumhuriyetten yana..
Hakimlere devam eden bir dava ile ilgili hukuk dýþý yollarla mahkûmiyet kararý verenler; suçlularýn, darbecilerin üzerine giden savcýlarý cezalandýran yüksek yargý kurullarý; darbecileri, çetecileri kurtarmak için nasýl bir çaba içindeler hep beraber gördük.. Bu yargý bu!
Yaptýðý iþ, 2. iþ olan bir sürü adam var her meslekte, galiba yargýçlýk da birilerinin 2. iþi.
Aslýnda iyi oluyor bunlar.. Kimin kim olduðunu öðreniyoruz, dahasý bu adamlarýn gerçek niyetlerini, de öðrenmiþ oluyoruz. Hukukun yargýçlar tarafýndan “icabýnda” nasýl ayaklar altýna alýndýðýný görüyoruz.
Bugün Ergenekoncularý, bütün hukuk kurallarýný çiðneyerek kurtarmaya çalýþanlar, dün, bütün hukuk yollarýný çiðneyerek beni mahkûm ettirmek için çalýþýyordu. Ben bunlarý tanýyorum. Aslýnda yargýdaki bu yürek burkan, tuzu kokutan gerçekler, mahkemeye yolu düþen herkesin bildiði bir “sýr”dýr.. Ýnsanlar boþuna, “Avukat tutma, hakim tut” demiyorlar galiba. Sorun sadece cüzdan-vicdan arasýna sýkýþma meselesi de deðil..
Son olarak Çetin Doðan’ý kurtardýlar.. Haberal’ý, Cihaner’i kurtarmak için neler yapýyorlar..
Bu durum; ortada, bunlarýn korktuklarý ya da kariyer için peþine takýlanlar bu geliþmeler karþýsýnda þimdi durumlarýný bir defa daha gözden geçireceklerdir..
Ben yazmadýðým yazýdan mahkûm oldum. Üstelik yazaný, yazýya konu olan sözleri söyleyeni berat ettirdiler, ben mahkûm oldum. Ýtiraz ettim, mütebessim bir çehre ile dinlediler, ama oy birliði ile yine mahkûmiyet kararýný onayladýlar.. Erkaya davasýnda, beni bulamadýklarý bir yana, beni mahkûm ettikleri, daha doðrusu bana atfettikleri sözlerin bir kýsmý da bana ait deðil. Ama olsun, vicdan sorunlular bastýlar kararý.
Hep diyorum ya, bir insana yapýlan bir haksýzlýk, bütün bir topluma yöneltilmiþ bir tehdittir..
Adalet Bakanlýðý kanun yararýna bozma talebinde bulundu. Yargýtay Baþsavcýsý “evet hukuksuzluk var” dedi, ama yine de ayný daire kararý bir defa daha tasdik etti..
Ben bunlarý tanýyorum. Ýlk derece mahkemesi de böyle, son derecesi de. Ýstedikleri hakime davalarýný nasýl düþürdüklerini Doðan davasýnda gördük. Onun için kendilerinden çok eminler. Arkalarýna TSK’yý, önlerine yargýyý aldýklarýný düþünüyorlar. Millete, milletin inanç ve deðerlerine karþý onun için bu kadar pervasýzca, topyekun savaþ ilan edebiliyorlar.. “Ben yaptým oldu” kafasýndalar.. Bizden kimse hesap soramaz, ama “biz herkesi gerekirse olduðu yerden alýr, içeri týkarýz” havasýndalar.. Askerin yargý, bürokrasi ve siyaset, hatta sermaye ve media içindeki uzantýlarýnýn da deþifre edilmesi gerek. Ve tabii yabancý ülke ve istihbarat örgütleri, mafia ve derin yapýlarla iliþkisinin de deþifre edilmesi gerek..
Derin devlet yapýlanmasý, Ergenekondan ibaret deðil. Bunlar devede kulak..
Ama, bana kalýrsa þimdi yeni bir hamle için tam zamaný.. Suçüstü oldular. Deþifre oldular.. Hukuk dýþýna çýktýlar..
Beni yýllarca Askeri mahkemede yargýladýlar. Sadece beni deðil, Cuma dergisinin yazarlarý da sanýk oldu. Dergi kapandý.. Þimdi dava zaman aþýmýndan düþtü. Peki geçmiþte yaþananlarýn hesabýný kim verecek?. Biz haklýydýk. Bizim eleþtirdiklerimiz þimdi sanýk sandalyesine oturuyor. Birileri de yargýdan sanýk kaçýrma oyunu oynuyor. Bizi mahkûm etmek isterken kendileri sanýk oldular.. Eee, “etme bulma dünyasý” bu dünya. “Alma mazlumun ahýný” denmiþtir.. Kazdýklarý kuyuya düþtüler. Þimdi kurtulmak için çýrpýnýyorlar.. Çýrpýndýkça da batýyorlar..
Siyaset ve yargý içindeki, mafia ve terör örgütü içindeki Ergenekon uzantýlarýný kurtarmak için niçin bu kadar canla baþla çalýþtýklarýný þimdi daha iyi anlýyorum. Sýra kendilerine gelmeden birileri bu süreci durdurmak istiyor. Kendi geleceklerini kurtarma adýna, içeridekileri kurtaracaklar ki, onlar da kendilerini kurtarsýnlar. Bu, al gülüm - ver gülüm bir suç ortaklýðý. Herkes aslýnda kendini kurtarma çabasýnda. Ama bu arada tamamen deþifre olduklarýnýn farkýnda bile deðiller.. Yaptýklarý ile koþar adým, kendi cehennemlerine, kendi sýrtlarýnda odun taþýyorlar.
Sahi, bu olaylarýn tam da aðustos öncesine denk gelmesi, Gazze olaylarýnýn ardýndan, bu son yargý kararlarý, Ýskenderun’daki saldýrý, hepsi tesadüfle açýklanabilir mi?
Yolunuz açýk olsun.. Durmak yok, yola devam! Herkes kendi akýbetine koþar, kaçtýðýný zannederken bile..
Selâm ve dua ile..

Gönderen: 20.06.2010 - 01:40
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kolye7 su an offline kolye7  
Hangi Demokratik Cumhuriyet ????
309 Mesaj -
Merhabalar,

Düþünceme ve bugün AKP nin yapmak istediði þeyi anlatma konusunda oldukça anlamlý bulduðum saðduyulu bir vatandaþýmýza ait bir alýntý yazý veriyorum. Lütfen baþlýk yazýdan sonra bunuda bir zahmet okuyunuz. Kararý sonra verirsiniz.
*********************************
akp adlý siyasi örgütün sekiz yýllýk iktidarý boyunca yaptýklarýyla kanýtladýðý gerçektir.

þöyle ki, söz konusu parti demokrasiyi yalnýzca kendi amaçlarýný gerçekleþtirmek, kendi gücünü herkese hakim kýlmak, kendi düþüncesini türkiye'ye zorla kabul ettirmek ve uygulatmak, kendisini desteklemeyen her çevreye saldýrmak için kullanmýþtýr ve kullanmaktadýr.

akp'yi yöneten rte zihniyeti demokrat deðildir ve olamaz. kendisi de bunu her fýrsatta belli etmektedir. rte'nin demokrasi düþmanlýðý öylesine büyüktür ki kendi anladýðý demokraside, eðer hükümette akp varsa hükümet aleyhine meþru yollarla kampanya yapýlamaz, hükümet aleyhine gensoru açýlamaz, gazete yazarlarý hükümeti tenkit edemez, hükümeti eleþtiren gazeteler hakkýnda her türlü siyasi ve mali baský uygulanýr. yetmeeez. rte'nin demokrasisinde hukuk kurumlarýndan adam satýn alýnýr, sahte belgelerle sahte çeteler kurulur sonra cadý avlarý baþlatýlýr. hükümeti eleþtiren herkes çeteci ilan edilir ve hapse týkýlýr. aradan iki yýl geçmiþ olsa bile yargýlanmazlar.

rte öyle demokrattýr ki,partisinde bile kimse o'nu eleþtiremez. rte her tarafta demokrasi nutuklarý atar ama seçim sistemi alabildiðine antidemokratiktir, %10 barajý adý verilen garabet ortada durmaktadýr. rte darbelerin karþýsýnda demokrasi havarisi kesilmiþtir. ama herþeyini 12 eylül darbesine ve o'nun beþ generaline borçlu olduðunu bilir. rte anayasayý deðiþtirmek ister, ancak yeni anayasa için kendi istediði kimseler çalýþmalýdýr. iþçi ve emekçiler rte'nin demokrasi düzeninde bütün özlük haklarý ayaklar altýna alýnarak 11 ayda bir kapý dýþarý edilecek mevsimlik ýrgatlar haline getirilir. rte demokrasisinde üniversite özerk deðildir, devlet radyo televizyonu partinin yayýn organýdýr.

demokrasi düþmaný akp, kürt yurttaþlarýmýza özgürlük ve demokrasi vaad eder, ama suya sabuna dokunmaz. doðu ve güneydoðu'daki aðalýk beylik düzeninin en büyük savunucusu büyük demokrat akp'dir. ülkeye demokrasi getireceði yalanýný utanmadan söyleyen akp, demokrasinin tamamen dýþýndaki tarikatçýlýðýn, þeyhliðin, þýhlýðýn teminatýdýr. akp zaten bir tarikattýr.

akp adlý partinin demokrasi düþmanlýðý türkiye'yi adým adým felakete sürüklemektedir. türkiye'de demokrasi ordunun veya sözde cuntalarýn, eylem planlarýnýn, ergenekon'un deðil tek baþýna akp'nin tehdidi altýndadýr.

akp'nin demokrasiden anladýðý seçim bile deðildir, akp'nin anladýðý demokrasi sadece ve sadece seçimlerde akp'nin iktidarda durmasýdýr. akp halka yalan söyleyerek, halký allah ile, halký hukuk ile aldatarak, halký kullaþtýrarak iktidara gelmiþtir ve bunu sürdürmektedir. din bezirganlýðýnýn demokraside yeri yoktur. ama akp seçim meydanlarýnda bütün kutsal deðerleri sömürmekte bir sakýnca görmemektedir. türkiye iþgal altýnda, ülke felakete sürükleniyor. ancak bu oyun bozulacaktýr. akp yalana ve talana dayalý iktidarýný artýk sürdüremeyecektir. türk halký elbet bunlarýn farkýna varacaktýr. muhalefet partileri þimdi demokrasiye daha fazla sarýlmalýdýr ve ülkeyi açýk bir faþizme götüren bu demokrasi düþmaný örgüt yok edilmelidir. demokrasilerde yalancýlarýn, düzenbazlarýn, din tüccarlarýnýn, tarikatlarýn yeri yoktur ve olamaz.

Volkan

Gönderen: 20.06.2010 - 12:20
Bu Mesaji Bildir   kolye7 üyenin diger mesajlarini ara kolye7 üyenin Profiline bak kolye7 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Eksen kayması ya da yargıçların intiharı!
Moderator


4254 Mesaj -
Eksen kaymasý ya da yargýçlarýn intiharý!
Abdurrahman Dilipak - Vakit

Türkiye’de eksen kaymasýndan söz edenleri anlamakta güçlük çekiyorum.. Daha düne kadar nereye gittiði belli olmayan zikzaklarla dolu siyasi bir geçmiþten, rotasý ve ilkeleri belli bir siyasi döneme geçiþin neresi eksen kaymasý?.
Ekseni mi vardý ki Türkiye’nin?. En iyi ihraç malýmýz ordumuzdu. “Ucuz asker deposu” diye bakýyorlardý bize, “3 sente muhtaç bir ülke” deðil miydik? “Türkiye Türklere býrakýlamayacak kadar önemli bir ülke” deðil miydi? “Oltaya takýlan balýk yem istemezdi” deðil mi?
“Bizim çocuklar”ýn, hani þu “iyi çocuklar”ýn ülkesi.. “Küçük Amerika” olma hayalleri kurduðumuz, þu batý demokrasisinin arka bahçesi, adam edilmesi, çaðdaþlaþtýrýlmasý, elinden tutulmasý gereken ülke... 10 yýlda bir askerlerin yönetime el koyduðu, halkýn resmi ideolojinin baskýsý altýnda yarý askeri bir rejimle yönetilen ülke.. Dünkü Türkiye’den söz ediyorum.. Herkesin fiþlendiði, laiklik adýna dinin ve dindarlarýn baský altýna alýndýðý, fikrin suç, kitabýn suç aleti, düþünen adamýn potansiyel suçlu, sivil örgütlerin tehdit olarak algýlandýðý ülke!
Ne güzel gül gibi geçinip gidiyorduk.. Artýk aðýz tadý ile bir fiþleme bile yapýlamayacak.. Çünkü Türkiye’de eksen kaymasý var.. Artýk darbecilerden hesap sorulabilecek.. Sadece kaðýtlarda kalmayacak “hukuk devleti” ve “insan haklarý”, “demokrasi” iddialarý.. Laiklik din düþmanlýðý þeklinde yorumlanamayacak..
Olacak þey mi bu!
Darbeciler nasýl yargýlanýr? Onlara destek veren yargýçlar nasýl suçlanabilir?. Kayýt dýþý ekonomi ve kayýt dýþý siyaset nasýl yasal denetim altýna alýnabilir?. Bu bir eksen kaymasýdýr iþte.
Bana sorarsanýz bu eksen kaymasý deðil, iþlerin yoluna girmesi, rayýna girmesidir..
Irmak kendi yataðýna dönüyor..
Devlet, vatandaþý ile barýþýyor. Toplum, geçmiþiyle yüzleþiyor.. Ayný ülkenin çocuklarýnýn kanlarý ve gözyaþlarý üzerinde kendilerine iktidar ve servet üretenlerin çanýna ot týkanýyor.. Toplum, farklýlýklara raðmen barýþ içinde bir arada yaþama idealinden söz ediyor. ADALET, BARIÞ, HÜRRÝYET istiyor insanlar. Darbe anayasalarýna, darbecilere hayýr diyor..
Birilerinin eksen kaymasý dediði þey bu olsa gerek..
Tarihimizle yüzleþiyoruz. Komþularýmýz, tarihte bir ve beraber olduðumuz ülkeler ve halklarla el ele veriyoruz.. Doðru olan da bu zaten. Bu geç kalmýþ bir proje..
Birileri yargýnýn siyasallaþmasýndan söz ediyordu. “Seyfi Oktay Olayý” yargýnýn kimler tarafýndan, niçin ve nasýl istismar edildiðini bütün çýplaklýðý ile ortaya koyuyor.. Sen neymiþsin be Seyfi amca.. Seni CHP nasýl o makama getirmiþ. Baykal o zaman bu bakanlýkta yaþananlardan habersiz miydi? Hiç insaf sahibi kimse kalmamýþ mýydý o bakanlýkta, bu gidiþe dur diyecek? Barolar Birliði, HSYK, Yargýtay, Danýþtay, neden kimsenin sesi çýkmadý!
Korku, daðlarý tutmuþ demek ki!
Yargýtay’ý da gördük, Danýþtay’ý da.. Ýlk derece mahkemelerinde neler yaþandýðýný da.. AYM’nin nasýl baský altýna alýnmaya çalýþýldýðýný da bilmeyen kalmadý..
Bu iþler bu kadar ortaya çýkmasa, bu kadar tartýþýlmasaydý gerçek bu kadar net anlaþýlmayacaktý.
Ýyi ki CHP’liler direndiler.. Bu vesile ile içinde þüphe bulunanlar, bu süreçte iþin farkýna vardýlar.. Ortada dolaþýp, vicdaný ile farklý yerde dursa da kariyerini ve geleceðini düþünüp aklý ile bunlara yakýn duranlar, artýk vicdanlarýnýn sesini dinleyebilirler.. Çünkü artýk çetenin avukatlýðýna soyunarak kariyer beklentisi içinde olmanýn zamaný geçti..
Darbecilerin güdümündeki, brifinglenmiþ yargý ve yargýçlar suçüstü oldular.. Þecaat arzedeyim derken, aslýnda kendilerini ele verdiler. Bir bakýma intihar ettiler..
Bir albay ya da tuðgeneralin bir kahve içimlik sürede rejim sorununa iliþkin ricalarý ile oylarýný deðiþtirenlerin, o zaman belki de, kendilerini oraya getiren iradenin taleplerine boyun eðmekten baþka bir çýkýþ yolu olmadýðýný, bu iþlerin böyle gelmiþ böyle gideceðini düþünüyor olmalarý mümkün. Ama artýk bitti..
O kahve içmeye gelenler bile artýk ayný þeyleri savunmuyorlar. O yargýçlarýn da artýk, býrakýldýklarý yerde durmamalarý gerek. Yoksa kendilerine yazýk etmiþ olurlar ve yarýn kendilerini savunacak bir dost da bulamazlar. Rejimi koruma refleksi ile yapacaklarý þeyler kendilerini gün gelir yargýç koltuðundan sanýk koltuðuna oturtur. En azýndan kamu vicdanýnda öyle bir mahkum olurlar ki, kimsenin yüzüne bakacak mecalleri kalmaz..
Yargýnýn çetenin avukatlýðýna soyunmasý “tuzun koktuðu nokta” olur herhalde..
Seyfi Oktay, Mehmet Moðultay dönemleri, CHP’nin hukuku nasýl karikatür haline getirdiðinin, nasýl çetelere açýk hale getirdiðinin, nasýl derin, kapalý ve karanlýk iliþkilerle bu iþin sulandýrýldýðýnýn açýk bir göstergesi. Rejim maskesi altýnda þebeke, çete, uyuþturucu sanýklarý, arazi yaðmalarý, cinayet gibi mafiavari kriminal olaylara da el atmýþ, iþ üstlenmiþ..
Baykal’ýn niçin “Ergenekon’un avukatlýðý”ný üstlendiði þimdi daha iyi anlaþýlýyor..
Hani, eðer birileri bununla da yetinmeyecek olursa, yargýdaki skandallarla ilgili daha mübtezel olaylarý ihtiva eden dosyalar da yok deðil.. Hazine arazisi yaðmasýnda kim hangi ünlü gazeteci ile ortak Ýstanbul’un merkezinde arazi yaðmaladý.. Askeri, sivili, siyasisi, hakimi, gazetecisi yok bu iþin.. Ortak paydalarý para, kadýn, güç..
Bu iþin rezilliði çýksýn istenmiyorsa, olan oldu, bundan sonra iþler bir düzene girsin, dün dünde kalsýn, þimdi önümüze bakalým isteniyorsa, herkes kendine bir çekidüzen vermek zorunda.. Bu dürüstlüðü, cesareti önce yüksek yargý mensuplarýndan beklemek gerek.. Hâlâ birilerinin tehdit ve þantajýndan korkuyor olabilirler.. Geçmiþteki iþbirliklerinin faturasýný birileri masaya koyabilir diye düþünebilirler.. Tamam bu þantaj ve tehditler mümkün, ama biraz da Hakk’tan ve halktan korksunlar.. Bu iþlerin hesabýnýn kendilerinden sorulacaðýndan korksunlar..
Ötekilerin yapacak, söyleyecek fazla bir þeyleri yok.. Hani derler ya, bir adam ötekine, “Benim anam, senin ananý bilmem nerde görmüþ” demiþ de o da, “Senin anan orada ne geziyormuþ” demiþ ya.. Adama sorarlar “Sen orada ne geziyordun” diye.. Deþifre olmaktan korkarlar.. Geçti Bor’un pazarý. Borularýnýn öttüðü zaman dünde kaldý.. Þimdi derin bir korku, çaresizlik ve yalnýzlýk içine düþtüler.. Suçluluk duygusu beyinlerini ve vicdanlarýný kemiriyor.. Söyleyecekleri her sözün ve atacaklarý her adýmýn aleyhlerinde bir delil olarak kullanýlabileceðini biliyorlar.
AYM üyeleri vicdanlarýnýn sesine kulak vermeli.. Telefondaki sese deðil.. Sesleri artýk telefondaki kadar güçlü çýkmýyor gerçek hayatta.. Onlar da köprülerin altýndan çok sular aktýðýnýn farkýndalar.. Peki ya yargýçlar bunu biliyor mu? Ama yine de kendileri bilirler.. Halep ordaysa arþýn burada.. Herkes yaptýðý iþin ve söylediði sözün sorumluluðuna katlanmalý..
Selam ve dua ile..



Gönderen: 21.06.2010 - 03:46
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kolye7 su an offline kolye7  
Hangi demokrasi, kime hizmet eden demokrasi ??
309 Mesaj -
Erdoðan'ýn Örtülü Baþkanlýk Sistemi...
Alev Coþkun

Aslýnda bugün Türkiye’de uygulanan “Parlamenter Baþbakanlýk” sistemi deðil, Erdoðan’ýn her þeye egemen olduðu, kendine özgü BAÞBAKANLIK sistemidir.

Son günlerde gün yüzüne çýkan yürütme - yargý arasýndaki savaþ bu zihniyetin bir görünüþüdür. Bu savaþýn gerçek nedeni, siyasal iktidarý ele geçirmiþ olan

AKP’nin yüksek bürokraside olduðu gibi yargý içinde de kesin kadrolaþmasýný saðlamak amaçlarýný taþýmaktadýr.

Temsili demokrasilerde, baþlýca iki çeþit hükümet þekli vardýr. Parlamenter hükümet sistemi ve baþkanlýk sistemi.

Baþkanlýk sistemi en belirgin biçimle ABD’de uygulanýr. Temel nitelikleri þöyledir:

• Devlet baþkaný belli bir zaman dilimi için (4 yýl) doðrudan halk tarafýndan seçilir.

• Baþkan kendisine baðlý hükümetini istediði gibi oluþturur. Hükümetteki bakanlarýn baþkana baðlýlýðýnýn belirtilmesi için onlara “sekreter” adý verilir.

• Baþkan ve hükümetinin meclisle bir iliþkisi yoktur ve meclisin oyuyla düþürülemez.

Bu sistemde yasama, yürütme ve yargý kesin ve sert çizgilerle birbirlerinden ayrýlmýþlardýr ve birbirlerini denetlerler. “Denetim ve denge” yöntemi tüm sistemin iþleyiþini saðlar.

Baþkan halk tarafýndan seçilir ama her þeyi de istediði biçimde yapmaya muktedir deðildir. Meclis, baþkanýn gönderdiði yasa tasarýlarýný kabul edip etmemekte özgürdür.

Ayrýca baþkanýn atadýðý yüksek dereceli memurlarýn (müsteþar, genel müdür, büyükelçi gibi) meclis tarafýndan onaylanmasý gerekir. Baþkanýn gönderdiði Bütçe Yasasý mecliste deðiþtirilebilir veya reddedilebilir.

Yargýya gelince yargý tamamen baðýmsýzdýr ve meclisten geçen yasalarýn anayasaya uygun olup olmadýðýný denetleme yetkisine sahiptir. Zaten yasalarýn anayasaya uygunluðunun yargýsal denetimi dünyada ilk kez 1802 yýlýnda ABD Yüksek Mahkemesi’nin verdiði bir kararla baþlamýþtýr.

Parlamentarizm


Temsili demokrasinin, diðer bir biçimi “parlamentarizm”dir.

Parlamenter sistemde, mecliste çoðunluðu elde eden siyasal partinin baþkaný ilke olarak devlet baþkaný tarafýndan baþbakanlýða atanýr. Baþbakanýn oluþturduðu Bakanlar Kurulu’nun göreve baþlamasý için meclisten güvenoyu almasý gerekir. Meclis, ayrýca hükümeti her an denetleme yetkisine sahiptir. Mecliste milletvekilleri baþbakana ve bakanlara yazýlý ya da sözlü soru önergelerini yöneltebilirler. Ayrýca milletvekilleri “Meclis araþtýrmasý”, “genel görüþme”, “gensoru” ve “meclis soruþturmasý” yollarýný kullanarak hükümeti her an denetleyebilirler.

Gensoru önergesi meclis tarafýndan gündeme alýnýr ve kabul edilirse, meclisin tam sayýsýndan bir oy fazlasýyla hükümet düþürülebilir. Hükümet, çoðunluk oyu alýrsa “güvenoyu” alarak görevine devam eder, çoðunluk oyunu alamazsa “güvensizlik oyu” ile düþmüþ sayýlýr.

Parlamenter hükümet sisteminde yargý organý, yasama ve yürütme organlarýndan tamamen baðýmsýzdýr. Hükümet kararlarý idari yargý yoluyla denetlenir. Ayrýca Anayasa Mahkemesi, yasama organýnýn kabul ettiði kanunlarýn, anayasa açýsýndan denetimini yapar, anayasanýn temel ilkelerine aykýrý olan kanunlarý iptal edebilir.

Parlamenter kral


Parlamenter sisteme, siyaset bilimi ve anayasa hukuku açýsýndan yapýlan en önemli eleþtiri, iktidarý ele geçiren partinin erkler üzerinde elde ettiði büyük güç konusu üzerinde toplanmaktadýr.

Þöyle ki:

Seçimlerle mecliste çoðunluða sahip olan parti lideri baþbakan olmakta; hükümeti kurmakta ve yürütme gücünü elinde tutmaktadýr. Buraya kadar bir sorun yok.

Ancak parti lideri meclisteki sayýsal çoðunluðuna dayanarak ayný zamanda yasama organýný kontrol etmektedir. Böylece çoðunluk partisinin lideri olarak baþbakan tek baþýna hem yürütme organýný hem de yasama organýný denetim altýna alabilmektedir. Bu durumda kuvvetler ayrýlýðý ilkesi zedelenmekte, giderek yürütme ve yasama güçleri baþbakanýn kiþiliðinde birleþtiði için adeta bir parlamenter “kral” ortaya çýkmaktadýr, orantýsýz büyük bir güç oluþmaktadýr.

Bu durumda yasama ile yürütme birleþtiði için, buna siyaset biliminde “fusion” (erime, birleþme) adý verilmektedir.

Burada anlatýlmak istenen “yasama”nýn, “yürütme” gücünün etkisi altýna girerek “birleþmesi” ya da “erimesi”dir.

Deðerli siyaset adamý, eski Dýþiþleri Bakaný merhum Prof. Dr. Turan Güneþ, doçentlik tezinde bu yakýcý konuyu, “Parlamenter Rejimin Bugünkü Manasý ve Ýþleyiþi” adlý kitabýnda derinlemesine incelemiþtir. (1)

Batý demokrasilerinde, parlamenter hükümet sisteminin bu sakýncalarýný gidermek için çeþitli anayasal mekanizmalar yaratýlmýþtýr. Her þeyden önce mecliste, anayasaya dayanarak yaptýklarý yeminlerine baðlý kalan ve özgürce yasama görevlerini yerine getiren milletvekilleri, kendi parti baþkanlarý da olsa grup toplantýlarýnda yaptýklarý konuþmalar ve aldýklarý önlemlerle yasadýþý uygulamalarý önlemekte ve baþbakanlarýn güçlerinin sýnýrlanmasýný saðlamaktadýrlar.

Bu genel çerçeve içerisinde Türkiye’nin bugünkü durumu hiç de iç açýcý deðildir.

Evet, Türkiye’de yargý güvencesinde gizli oy-açýk seçim esasýna baðlý olarak özgür ve demokratik seçimler yapýlýyor.

Mecliste sayýsal çoðunluðu elde eden partinin lideri baþbakan oluyor, hükümeti kuruyor ve meclisten güvenoyu alýyor.

Buraya kadar bir sorun yok... Ancak Türkiye’de baþbakan olan kiþi, tek baþýna yürütme ve yasama gücünü denetleyecek bir konuma geçince “milli irade” söylemine dayanarak kendisini her istediðini yapmaya “muktedir” görüyor.

Baþkanlýða kayýþ


Türkiye’de partiler ve seçim yasalarý bir türlü demokratikleþtirilemedi. Her gelen lider bu yasalardan çok memnun. Çünkü bu yasalar lidere yasama organýndaki parti grubunu tek baþýna atama yetkisi veriyor. Parti lideri olan baþbakan adeta tek seçici olarak seçimler için partinin il listelerini düzenlemek yetkisine sahiptir.

Böylece meclis çoðunluðuna sahip olan Baþbakan Erdoðan hem yürütmeyi, hem de yasamayý denetlemekte, her iki gücü elinde tutmaktadýr. Bu durumda neler oluyor özetle görelim:

• AKP grubunda hiçbir milletvekili gidiþe karþý eleþtiri yapamýyor; sesini çýkaramýyor. Eðer ses yükseltilirse, biliniyor ki bir sonraki seçimde o milletvekili liste dýþý býrakýlacaktýr... (Bunun 2007 seçimlerinde birçok örneði görüldü.)

• Baþbakan Erdoðan, Ýstanbul Belediye Baþkanlýðý’ndan gelen alýþkanlýkla, Türkiye’de baþkanlýk sistemi uyguluyor. Bakanlar için “Benim bakaným”, “benim valim”, “benim genel müdürüm” söylemini kullanýyor. Bakanlarý dahi, halkýn önünde azarlayabiliyor...

Oysa bakan bir partinin üyesidir ama TC’nin bakanýdýr. Valiler baþbakanýn deðil, “devletin valisi”dirler.

• Baþbakan, seçimlerden önce valilere seslenerek devlet eliyle kömür daðýtýmýný þöyle yönlendirdi: “Valiler kamyonun ön koltuðuna oturup kömür daðýtmalýlar, bunu yaparlarsa Türkiye’yi uçururuz.”

Baþbakan aslýnda bu sözleri inanarak söylüyordu. Çünkü Baþbakan Erdoðan’ýn demokrasi anlayýþý budur. Oysa bu söylemiyle Baþbakan 248 sayýlý Seçim Yasasýna göre suç iþliyordu. Nitekim, seçimler sýrasýnda beyaz eþya daðýtan Tunceli Valisi Mustafa Yaman bu nedenle suçlu görüldü ve ceza aldý.

• Baþbakan bir ay kadar önce, 81 ilin valisini topladý, yine ayný biçimde partizan yönlendirmeler yaptý. O valiler, baþbakanýn valileri deðildirler, “benim valim” söylemi demokrasinin ve hukuk devletinin temel ilkelerine aykýrýdýr.

• Baþbakan tek seçici olarak adeta tayin ettiði milletvekillerine önem vermiyor, biraz eleþtiri yapmak isteyen hemen gözden düþüyor.

• Baþbakan hükümet iþlerini koordine eden bir siyaset adamýdýr. Ancak Erdoðan örneðinde görülüyor ki, Baþbakan en küçük ayrýntýya kadar iniyor, en küçük ayrýntýda kendisi karar vermek istiyor. Baþbakan, örneðin Ýstanbul’da yapýlacak köprünün geçiþ yollarýný (güzergâhýgöz kırpma da kendisi saptýyor. Bu iþ baþbakanýn iþi deðil ki, hatta Ýstanbul Belediye Baþkaný’nýn da iþi deðil. Bu önemli karar teknik bir karardýr, Baþbakan ise mühendis deðildir...

• Yeni kurulan Türkiye Ýletiþim Daire Baþkanlýðý yasasýna bir madde konuluyor, oraya atanacak baþkan ve tüm memurlarý tek baþýna Baþbakan’ýn seçmesi kabul ediliyor. Bu durum, Türk kamu yönetimi ilkelerine aykýrý olduðu halde sürdürülüyor. Ayrýca bilindiði gibi bu kuruluþ herkesi dinliyor.

Arkadaþýmýz Gül


• Baþbakan her istediðini yapabilir düþüncesindedir. Nitekim 2007 seçimlerinden sonra Cumhurbaþkaný’ný kendi seçti, “Arkadaþýmýz Abdullah Gül cumhurbaþkaný olacak” dedi ve sayýsal çoðunluk, hiçbir uzlaþma gereðini duymadan Cumhurbaþkaný’ný seçti. Ama bu durum Meclis’teki muhalefet partileriyle diyalog kuramayan, uzlaþma saðlayamayan bir Cumhurbaþkanlýðý makamý yarattý. Kuþkusuz iyi de olmadý... Oysa Gül bir uzlaþma ile seçilseydi bugünkü konumu daha güçlü olurdu.

• Baþbakan bugünlerde çok sinirli. Meclis’teki müzakerelerde kýzýyor, Meclis Baþkaný’nýn odasýna giderek müdahale ediyor. Eleþtiri gelince de, “Ben oraya baþbakan olarak deðli, AKP Grup Baþkaný olarak gittim” diyor. Aslýnda, özrü kabahatinden büyük bir durum yaratýyor. Kendisini frenleyemiyor, Meclis kürsüsünden, Meclis Baþkaný M. Ali Þahin’e “müdahale” ediyor, “Sen susturamazsan ben susturmasýný bilirim” diyor. Bu sözler, TBMM zabýtlarýna ve tarihe Baþbakan Erdoðan’ýn demokrasi zihniyetini gösterecek sözler olarak geçiyor. Meclis Baþkaný M. Ali Þahin de bir þey söyleyemiyor. Çünkü kendisi AKP’nin çekirdek kadrosundan, karþýlýk veremiyor. Meclis Baþkanlýðý’na geliþi AKP grubunun gerçek bir tercihi ile deðil, Baþbakan’ýn iþaretiyle oldu. (Not: Meclis Baþkanlýðý için AKP grubunda yapýlan eðilim yoklamasýnda Anayasa Komisyonu Baþkaný Burhan Kuzu’nun daha fazla oy aldýðý söylenmektedir.)

• Baþbakan 4 yýlda bir yapýlan seçimleri demokrasinin tek þartý görmektedir. Mademki Meclis’te çoðunluktadýr, kendisi de baþbakandýr, öyleyse her istediðini yapacaðýna inanmaktadýr. Oysa genel seçimler demokrasinin olmazsa olmaz þartlarýndan sadece birisidir. Demokrasi hukukun üstünlüðünün kabul edildiði ve her olayda uygulandýðý bir rejimdir.

Bu örnekleri çoðaltabiliriz. Aslýnda bugün Türkiye’de uygulanan “parlamenter baþbakanlýk” sistemi deðil, Erdoðan’ýn her þeye egemen olduðu, kendine özgü BAÞBAKANLIK sistemidir.

Son günlerde gün yüzüne çýkan yürütme - yargý arasýndaki savaþ bu zihniyetin bir görünüþüdür. Bu savaþýn gerçek nedeni, siyasal iktidarý ele geçirmiþ olan AKP’nin yüksek bürokraside olduðu gibi yargý içinde de kesin kadrolaþmasýný saðlamak amaçlarýný taþýmaktadýr.

AKP þimdi, yüksek yargý organlarý, Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nin yapýsýný deðiþtirmek için yasa tasarýlarý getirecektir. Bunlarý da yargýda reform diye tanýtacaktýr. Aslýnda bu yasa tasarýlarý Baþbakan’ýn yasama ve yürütmeyi tam anlamýyla denetlemesinin sonuçlarýdýr. “Mademki Meclis’te sayýsal çoðunluðu ele geçirdim, öyleyse yargý organý da tam olarak bana baðlanmalýdýr” zihniyetinin bir göstergesidir.

Bu tavýrlar demokrasiye bir þey kazandýrmaz. Yargýya karþý hareket demokrasi dýþýdýr ve gerek Baþbakan için gerekse AKP için sakýncalar doðurur...

Eðer AKP gerçekten demokratsa neden Siyasi Partiler Yasasý’ný deðiþtirmiyor, neden önseçimi getirmiyor, neden barajý aþaðýya çekmiyor? Neden dokunulmazlýklarý kaldýrmýyor?..



(1) Bkz: Turan Güneþ, Parlamenter Rejimin Bugünkü Manasý ve Ýþleyiþi, Ýstanbul Hukuk Fakültesi yayýný, 1956.

Alev Coþkun



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son kolye7 tarafından, 21.06.2010 - 11:01 tarihinde.
Gönderen: 21.06.2010 - 11:00
Bu Mesaji Bildir   kolye7 üyenin diger mesajlarini ara kolye7 üyenin Profiline bak kolye7 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Askere selâm dur, Hükümet’e vur... Bu mu gazetecilik?
Moderator


4254 Mesaj -

Askere selâm dur, Hükümet’e vur... Bu mu gazetecilik?
Hasan Karakaya - Vakit.
2010-06-22

Þu hâle bakýn, “asker”e tek lâf etmiyorlar ama, “Baþbakan” sözkonusu olduðunda, “aðýzlarýna geleni” söyleyip, “hakaret”e varan ifadeler kullanýyorlar... “Kudüs’te namaz kýlacaðýnýza Kandil’e Türk Bayraðý dikin” demekten tutun da, “Gazze Kahramaný!.. Filistin Fatihi!.. Neredesin?.. Ya terörün kökünü kazýyýn, ya da çekip gidin!” demeye kadar, akýllarýna gelen her þeyi söylüyorlar... Bu arkadaþlar, “Genelkurmay” karargâhý ile “Baþbakanlýk” makamýný birbirine karýþtýrýyorlar galiba... “Komutan”larla “bakan”larý da birbirine karýþtýrýyor olmalýlar ki; “asker”e söylenmesi gereken sözü, kalkmýþlar “Hükümet”e söylüyorlar!..
Ulan gerzek, ulan embesil; bir “Baþbakan”ýn, ya da “bakan”larýn ellerine “silah” alýp da “daðlara” çýktýðý nerede görülmüþ?..
Baþbakan mý binecek “savaþ uçaðý”na, Baþbakan mý binecek “helikopter” veya “tank”ýn üzerine?..
Baþbakan mý silah sýkacak PKK’nýn üzerine?..
NE ÝSTEDÝLER DE VERMEDÝ BAÞBAKAN?
Haa, hakkýný teslim edelim;
Ýþ baþa düþtüðünde onu da yapar Tayyip Erdoðan... Çýkarýr “kravat”ýný, giyer “postal”larý, eline alýr tüfeði, çýkar daðlara!..
Ama, o zaman sorarlar adama;
“Bu iþi Baþbakan yapacaksa, Genelkurmay Bakaný ne iþe yarar?”
Öyle ya; bu iþleri “sevk ve idare” etmek, gerekli “emir”leri vermek Genelkurmay Baþkaný’nýn iþi deðil midir?..
Ne yapmýþ Baþbakan?..
“Uçak” istemiþler de almamýþ mýdýr?..
“Helikopter” ve “tank” istemiþler de, “hayýr” mý demiþtir?..
“Silah” ve “mermi” istemiþlerdir de, geri mi çevirmiþtir?..
“Fýrsat ve imkan” istemiþlerdir de, “olmaz” mý demiþtir?..
Cümle alem biliyor ki;
Hükümet, “terörle mücadele” için, kesenin aðzýný sonuna kadar açmýþ, bu “gariban millet”in ödediði “vergi”lerden aldýðý paranýn büyük kýsmýný “asker”e vermiþtir!..
Yani, “para”ysa para!..
“Ýmkan”sa, imkan!.. Hepsini vermiþtir!..
“Milyar dolarlar” ödeyip “Heron”lar da almýþ, “helikopter”ler de almýþ, “gece görüþ dürbünleri” de almýþ, “termal kameralar” da almýþtýr!..
Bunca “teçhizat”a raðmen, “yaklaþan terörist örgüt mensuplarý”ný, “çoban, köylü veya kaçakçý” zannedip de ateþ etmemiþlerse, Baþbakan ne yapsýn?..
Öyle demiþ ya; Tümgeneral Gürbüz Kaya... Baþbakan ve Genelkurmay Baþkaný’na “bölge haritasý” üzerinde “brifing” verirken, þöyle demiþ ya;
“Ýlk alýnan görüntülerde; ateþe karþýlýk verilmediði için, bu görüntülerin çoban, köylü ya da kaçakçý olabileceði düþünülmüþtür!”
Heyy, Hükümet’e saldýran kalemþör, Tümgeneral Gürbüz Kaya’ya niye sormuyorsun;
“Bu kadar çoban veya kaçakçý hiç bir arada bulunur mu?.. Hem siz; çoban zannettiðiniz insanlara böyle toplarla, aðýr silahlarla mý ateþ edersiniz?..”
Bunlarý Tümgeneral Gürbüz Kaya’ya sor, ondan sonra da dön, Genelkurmay Baþkaný Org. Ýlker Baþbuð’a sor:
“Þemdinli’deki karakola, 250 kiþilik bir terörist grubun saldýrdýðý bildirildi... Siz ise 250 kiþinin deðil, 57 kiþilik bir terörist gruptan 23 tanesinin saldýrdýðýný söylüyorsunuz!..
250 kiþi ise, bu kadar kalabalýk bir grubun sýnýrdan girdiðini niye göremediniz?.. Yook, 23 kiþi ise; bu kadar þehit neden?.. Dün ise saldýran terörist sayýsýnýn 100 civarýnda olduðu söylendi... Bir karar verin artýk; 250 mi, 57 mi, yoksa 100 mü?..”
Hadi, sorularý bir tarafa býrakalým...
Söyleyin Allah aþkýna;
Bu iþ, “Baþbakan”ýn iþi mi?..
Bu iþ, “Genelkurmay Baþkaný”nýn iþi deðil mi?..
Bütün bunlarý bile bile;
“Baþbakan’a aðýr þekilde saldýrmayý” maharet sayýp, “Genelkurmay Baþkaný”na tek laf bile etmiyorlar ya, iþte bunu bir türlü anlayamýyorum!..
Tamam, “postal yalamayý” çok sevdiklerini biliyorum, “dondurma” yalar gibi “asker postalý” yalayýp da karýn doyurduklarýný da biliyorum ama askeri “tabu” haline getirip, neredeyse önünde “secde” ettiklerini görünce, hafakanlar basýyor beni!..
Askere söz söylemek mi?..
Mümkün deðil!..
Hiç “askere toz kondurmuyor”lar!..
Askerin burnundan kýl aldýrtmýyorlar!..
Ama “Hükümet”e gelince;
Saldýr saldýrabildiðin kadar!..
Oysa, Org. Baþbuð’a sormalýlar deðil midir;
“Devletin zirvesi Cumhurbaþkaný baþkanlýðýnda toplanýp, teröre karþý alýnmasý gereken tedbirleri görüþürken, o zirvede Genelkurmay Baþkaný niye yok?.. 11 erin þehit edilmesinden sonra toplanan zirve mi önemli, Çanakkale’deki seminer mi önemli?.. O seminer, 2-3 saat sonraya ertelenemez miydi?.. Þu hale bakýn; bir Genelkurmay Baþkaný Terör Zirvesi’ne katýlmýyor da, Çanakkale’ye gidip, Ýpek Yolu General/Amiral seminerine katýlýyor!.. Zirve mi önemli, seminer mi?..
Terörle böyle mi mücadele edilecek?”
ÞAHÝN, AZICIK DOKUNUNCA!
Alýn iþte, “terörün kökünü sanki hükümet kazýyacakmýþ” gibi, “Fýrsat bu fýrsat” deyip Hükümet’e yüklenenler, Meclis Baþkaný Mehmet Ali Þahin; Karabük’te konuþup;
“Her þehid haberinden sonra ‘Allah rahmet eylesin, baþýnýz sað olsun, vatan sað olsun, milletimizin baþý sað olsun’ demek adet haline geldi. Bu deðerlendirmeler, açýklamalar, vatandaþýmýzý artýk tatmin etmiyor. Bugün verdiðimiz 11 þehidimizle ilgili ben Genelkurmay’dan tatmin edici bir açýklama bekliyorum. Þehid babalarýnýn hislerine tercüman olacak, tatmin edecek açýklama bekliyorum. Kamuoyu da bekliyor.”
Deyiverince, “koltuklarýna raptiye konulmuþ gibi” baþladýlar zýplamaya;
“Olmadý M. Ali Bey!”
Olmayan ne?..
Sen Hükümet’e, aðzýna her geleni söyleyeceksin ama, bir Meclis Baþkaný çýkýp, “Genelkurmay’dan tatmin edici açýklama bekliyorum” deyince, baþlayacaksýn ciyaklamaya!..
“Milli iradenin tecelligâhý” olan Meclis’in baþkaný, “millet” adýna elbette cevap bekleyecek!..
Hatta, bana kalýrsa “hesap sormalý”ydý!..
“Bunca askerî modernizasyon yaptýk!.. Bu modernizasyonlar için Ýsrail’e milyarlarca dolar para verdik!.. O halde bu baþarýsýzlýk niye?.. Askerin mevcudu mu yetersiz, yoksa yanlýþ giden bir þey mi var?
Yeni bir yapýlanmaya neden gidilmiyor?.. 2007’de söz verildiði gibi, profesyonel orduya niye geçilmiyor?..
Eskiden Özel Harekât polisleri vardý, dað-taþ dolaþýrlar, bakýlmadýk yer, girilmedik maðara býrakmazlardý!.. Ya profesyonel birlikler oluþturun, ya da Özel Harekât’ý yeniden devreye sokalým!”
Gelin görün ki;
Günümüz Türkiyesi’nde, vazgeçtik “askere hesap sormak”tan, “askerin burnundan kýl almak” bile mümkün deðil!..
Öyle ya;
Onlar, “terörle mücadele” ediyor!..
NÝYE HÝÇ ÝSTÝFA ETMEZLER?
Ýyi de babam;
Bu ne biçim “terörle mücadele”dir ki, 30 yýldýr terörle mücadele edildiði halde, “terörün kökü” bir türlü kazýnmadý?..
Her gün þehit, her gün þehit!..
Ýþin enteresan tarafý;
Hükümetler “baþarýsýz” olduklarý zaman, bu halk hiç olmazsa “sandýkta” soruyor hesabýný ve indiriyor aþaðý!..
Ya da, “istifa”ya zorluyor!..
Sorarým size;
Bugüne kadar “40 bin civarýnda þehit verdiðimiz” halde, herhangi bir komutanýn “Baþarýlý olamadým” deyip de “istifa” ettiðini duydunuz mu hiç!..
Duyamazsýnýz!..
Çünkü komutanlar “dokunulmaz”dýr..
Dokunmaya kalkýnca da, hemen “embedded”ler ve “postal yalayýcýlarý” girer devreye;
“Olmadý M. Ali Bey!”
Peki, olan ne?..
Hemen her seferinde “Terörün kökü kazýnýncaya kadar mücadele edeceðiz” nutuklarý atýldý da, 30 yýlda terörün kökü mü kazýndý?..
Ya da; asker “terörün kökünü kazýmaya kararlý”dýr da, “siviller” mi engel oluyor kendilerine?..
Yapmayýn Allah aþkýna...
Tamam, anlýyorum “postal aþký, bir baþka”dýr!.. Ama bu kadar da “aptallýk” etmeyin ne olur...
Baþbakan “Filistin Fatihi” olabiliyorsa, Genelkurmay Baþkaný da keþke “Sýnýr Fatihi” olabilmeli deðil mi?..
Ama, olamýyorlar iþte!..
Terör, 30 yýldýr sürüyor!..
Sýnýrlar “kevgir”e döndü!..
Gelen geçiyor, giden geçiyor!..
Gelen vuruyor, giden vuruyor!..
Olan “fidan”larýmýza oluyor!..
================
Bak “Ana”sýna, gör “Tay”ýný!
Yargýtay 11. Ceza Dairesi’nin; Erzincan Cumhuriyet Baþsavcýsý Ýlhan Cihaner ve “örgüt arkadaþlarý” hakkýnda verdiði “tahliye” kararý hâlâ tartýþýlýyor...
Diyorlar ki; “11. Ceza Dairesi yetkisini aþmýþtýr... 11. Ceza, sadece evrakta sahtecilik ve görevi kötüye kullanma suçlarýna bakar... Ergenekon üyeliði suçuna kesinlikle bakamaz!.. Ergenekon üyeliði gibi aðýr suçlara, 9. Ceza Dairesi’nin bakmasý gerekir... Dosyalarýn jet hýzýyla birleþtirilmesi ve tahliye kararý verilmesi yetki gaspýdýr!”
Eleþtiriler doðru... Ama, hiç yadýrgamadým...
Öyle ya; “Ana”sý ne ki, “Tay”ýndan farklý tavýr bekleniyor?..
Hele hatýrlayýn, “Ana-yasa Mahkemesi” de aynýsýný yapmamýþ mýydý?.. “Kýlýk-kýyafet deðiþikliði” ile ilgili “Anayasa deðiþikliði”ne itiraz eden “CHP’nin baþvurusu” üzerine; “Þekil yönünden inceleme yapacaðým” demiþ de, “Esas”tan inceleme yapýp, “kanun koyucu”nun yerine kendisini koymamýþ mýydý?..
Eee, “Ana”sý böyle yapar da, “Tay”ý ondan geri kalýr mý?..
Yargý-Tay da, “görev”den baþlayýp “terör”e giriverdi iþte!..
Ne demiþler, “Ana”sýna bak, “Tay”ýný al da git!..




Gönderen: 22.06.2010 - 10:19
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Mavi Marmara'nın açtığı yol
Moderator


4254 Mesaj -
Mavi Marmara'nýn açtýðý yol
Hakan Albayrak
halbayrak@yahoo.com

Orta halli bir Telaviv süpermarketinde 10 bin çeþit ürün bulunurmuþ; ama Hamas'ýn 2006'daki seçim zaferi üzerine ilan edilen ambargo yüzünden Gazze'ye sadece 4000 çeþit ürün girebiliyordu. 2007'de Gazze'deki Ýsrail iþbirlikçileri tasfiye edilip idare tümüyle Hamas'ýn eline geçince ambargo ablukaya dönüþtürüldü ve Gazze'ye giriþine izin verilen ürün sayýsý daha da düþürüldü. 3000'e deðil… 2000'e deðil… 1000'e deðil… 100'e de deðil…100'ün de altýna!
Ýsrail 'Ýnsani kriz yok, sadece Hamas'a baský yapýyoruz' deyip duruyordu, güya Hamas'ýn askeri gücünü kýrmaktan baþka bir gaye gütmüyordu, fakat ambargoya ilaç ve süt tozunu bile dahil ediyordu.
Üç senedir devam ediyordu bu zulüm. Dünyadan yükselen itirazlar -cýlýz itirazlar- Ýsrail'in bir kulaðýndan girip öbür kulaðýndan çýkýyordu. Ablukanýn kalkacaðýna, kalkabileceðine dair en ufak bir iþaret yoktu. Bilakis, Ýsrail'in Gazze'ye karþý yeni bir saldýrý hazýrlýðý içinde olduðuna ve Gazze'deki hayat þartlarýnýn daha da çekilmez hale geleceðine dair iþaretler vardý.

Meðer Gazze'nin ufkunun aydýnlanmasý Akdeniz'de bir sabah namazý vakti dokuz kardeþimizin þehit olmasýna bakýyormuþ…

Mavi Marmara hadisesinin yankýlarý üzerine Ýsrail ipleri gevþetmek zorunda kaldý. Gazze'ye giriþine izin verdiði ürünlerin sayýsýný 120'ye çýkardý. 'Artýk kahveye bile müsaade ediyoruz' dedi ( Bugüne kadar niye müsaade etmediðini izah etme gereðini duymadan). Fakat Mavi Marmara depremini bu kadarcýk bir tedbirle atlatamazdý. Bunu idrak etmekte gecikmedi. Geçen Pazar günü, askeri malzemeler ve askeri amaçlarla kullanýlmasý muhtemel bazý malzemeler dýþýnda hiçbir þeyin Gazze'ye girmesini engellemeyeceklerini, ayrýca Gazzelilere seyahat imkâný da saðlayacaklarýný ilan etti. Haaretz gazetesinin yorumu: 'Özgürlük Filosu'nda yer alan dokuz kiþi öldü ve gemiler Gazze'ye varamadý, ama Türkiye bu hamlesiyle yine de Ýsrail siyasetini deðiþtirdi ve ablukayý yardý.'
Mavi Marmara depremi devam ediyor. Siyonist rejimin geri adýmlarý da bu kadarla kalmayýp devam edecek inþaallah. Ýsrail, þimdilik, Gazze'ye gidecek bütün mallarýn Aþdod limaný üzerinden gitmesinde ýsrar etmeyi sürdürse de, kendisini dýþlayan çözüm önerilerini er veya geç kabul etmek zorunda kalacaktýr. Malum; deniz yoluyla Gazze'ye doðrudan yardým götürülmesi ve yardým gemilerinin Akdeniz'de Avrupa Birliði tarafýndan kontrol edilip silah dýþýnda hiçbir þeye rezerv konulmamasý þeklinde bir formül var gündemde. Filistin'in meþru Baþbakaný Ýsmail Heniye geçen hafta Euronews'a verdiði beyanatta bu formüle sýcak baktýklarýný söyledi. Bu veya benzeri bir formül yakýnda hayata geçecektir inþaallah.
Kýsa vadede bununla iktifa edebiliriz. Orta ve uzun vadede nelerin olabileceðini / olmasý gerektiðini nasipse baþka bir yazýda tartýþýrýz.
--------------------------------------------------------------------------------
Kaynak: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/?i=22848&y=HakanAlbayrak

Gönderen: 22.06.2010 - 10:26
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kolye7 su an offline kolye7  
Mavi Marmara ile hesapta Gazze için yola çıkıp Kürdistan'a doğru yol alanlar...
309 Mesaj -
Aþaðýda vermiþ olduðum yazý benim endiþelerimi ve bu anlamda bugün ve önümüzdeki süreç için olabilecek geliþmeler hakkýnda sahip olduðum görüþleri bir anlamda taþýdýðýndan sizlerde okuyun istedim.
Bu yazý yine saðduyulu ve akýl penceresinden ülke gerçeklerini görebilen bir vatandaþýmýzýn yazýsý.
Yazý 14 HAZÝRAN 2010 da yazýlmýþ yani bu yazýnýn içinde son sekiz günün felaketleri bile olmadan çok þey anlatýyor.

Konuþma dili size biraz aðýr gelebilir. Fakat lütfen bu yazýyý benim ön yazýmla birlikte iyi okun.

Bana bu süreç Saddamýn Kuveyte girmek için ABD yi yoklamasýndan ve olumsuz bir þey yok kanýsýna vardýktan sonra Kuveyti iþgalini hatýrlatýyor.

Hepiniz bilirsiniz ki ABD Saddamýn iþgalinden kýsa bir süre sonra Iraký periþan etmiþ, Kuveytten çýkarýp atmýþ ve daha sonra bu iþgalide basamak olarak kullanarak bugün hala devam ettiriyor olduðu iþgali yapmýþtý.

Ýþte o Irak bugün sahip olduðu içler acýsý halle tüm bölge ülkeleri için çok büyük bir tehlike arzediyor. Ve o tehlike gün geçtikçe büyüyor.

Þimdi diyeceksiniz ki ABD ile Saddam birbirine düþmandý. Evet çok haklýsýnýz. Ýþte oyunun en çirkin yanlarýndan biride bu. Erdoðan ya bilerek yada bilmeyerek ABD nin kendisine müsamaha gösterdiði var sayýmýyla adeta bir kürt isyanýnýn ve kürt devletine yolculuðun kapýsýný GAZZE ye yardým konvoyu ile ve sonrasýnda yaptýðý hatalarla aralamýþ oldu.

Olaylarý iyi takip ediniz. Gazze olayý ile birlikte patlak veren bu olaylar bu kanlý kalkýþma provalarý sizce baþka neyin iþareti olabilir. Erdoðan ya bir oyuna getirildi yada bilerek bu fitili ateþledi.

Þunuda unutmayýnýz ki tüm bu olaylarýn hizmet ettiðibir BOP projesi var ki arkasýnda ABD ve ÝSRAÝL var. Yine öyle bir Baþbakanýmýz var ki her yerde bu BOP projesinin EÞ BAÞKANI olduðunu hala gururla haykýrabiliyor.

Yoksa en dar görüþlü politikacý bile bilirki ÝSRAÝL demek ABD demektir. Ýsraille kapýþan ABD ile kapýþmýþtýr. Bunu anlamadan Ýsraili alt edeceðini düþünenler ya bu dünyada yaþamamaktadýrlar yada hiç kimsenin tahayyül dahi edemeyeceði kadar safdillidirler.

Birileri diyor ki Öcalan bu fitili ateþledi. Fitne ve terörün ortaklarý bazen ayný anda düðmeye basarlar. Bu kanlý zalimi bize teslim edip özel ada tesis ettirenlerde ABD ve ÝSRAÝL di. Maksat zaten iþte bugünler içindi. Can emniyeti devlet tarafýndan saðlanan bir bölücübaþý katillerine özel adasýndan emir verecekti yani.
Ne demiþti rahmetli Ecevit "Öcalaný bize niye teslim ettiklerini hala anlayabilmiþ deðilim."

Ýþte þimdi bu yapýlýyor. BOP projesinden asla vazgeçmeyecek olanlar, zaten bir ABD projesi olan AKP yi istedikleri gibi kullanýyorlar hatta buda yetmiyor iþte böyle kahramanlýk ve insanlýk gösterileri ile puan toplamasýna izin verip, sonrada çaktýrmadan hem ona hem onun idare ettiði ülkeye vuruyorlar.

ABD ve ÝSRAÝL birer teröristtir. Biri dünyanýn en büyük teröristidir, diðeri ise onun her anlamda kader arkadaþý ve çok sevdiði asla vazgeçemeyeceði küçük evladýdýr. Ýþte baþta Türkiye olmak üzere Ýslam ülkelerinin yönetimlerinin okuyamadýklarý ve karþýlarýnda kendilerini saðlama alamadýklarý gerçekte bu. Aslýnda araplar anlýyorda, her nedense Erdoðan bunu bir türlü anlamýyor yada anlayamýyor.
Yada ABD için ÝSRAÝL in yerini alabileceðini yada en azýndan itilemeyeceðini deliðe süpürülemeyeceðini zannediyor.

Gazzeye yardým asil bir hareketti. Fakat Erdoðan zihniyeti onu akýl almaz hatalarla bir kürt ayaklanmasýnýn fitili haline gelecek provokasyona çevirdi.
ÝÞTE BUGÜN YAÞADIÐIMIZ VE DAHA ÇOK DAHA ÇETÝNLERÝNÝ YAÞAYACAÐIMIZ GAZZE KAZANIMIDA GERÇEKTE BUDUR.

Þimdi birileri istediði kadar Gazzeye önceden þu kadar bin kalem mal giriyordu Mavi Marmara dan sonra þu kadar bin arttý diye kendini avutup dursun. Gazzede 9 kiþi öldü peki senin ülkende Mavi Marmara olayýndan sonra Ýsrail ve ABD destekli PKK kaç kiþi öldürdü sayýn Erdoðan. Ülkenin her yeri alev alev yanmaya baþladý, doðuda karakollara her gün baskýnlar yapýlýyor. Bir BDP li bu en son kürt isyanýdýr diyerek artýk emellerini apaçýk söyleyebeiliyor. Peki siz ne yapýyorsunuz bu durumda ve nasýl söndüreceksiniz bu ateþi ?

Bir lider kendi ülkesi dýþýndada misyonlar yüklenebilir, riskler alabilir. Fakat bunu yaparken hesaplarýný çok iyi yapmalý ve ülkesi her anlamda güvence barýþ içinde olmadan bir macera sayýlabilecek hareketlere hele hele oy hesabý için hiç kalkýþmamalýdýr. Yoksa Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan dahi olmanýz hiç kaçýnýlmaz olabilir.

Bu kadar arap ülkesinin hele hele burnu dibindeki Mýsýrýn bile yapmadýðýný yapmak, Erdoðanýn arap dünyasý liderlerine ben hepinizden daha müslümaným ve sizin soyunuzu bile ben korurum mesajýný vermezmi ?
Peki o Kýbrýsý bile tanýmayan arap seni bir tehlikede yapayalnýz býrakmazmý ?

Hadi onuda býrakalým senin ülken hem etnik hem siyasi hem ekonomik açýdan fokur fokur cadý kazaný gibi kaynarken hangi akýlla gidip pisliðin ve þeytanlýðýn en reziline yani Ýsraile bulaþtýn ? Kime güvenerek yaptýn bunu ? Beni deliðe süpürme diye yalvardýðýn ABD yemi ? Ýþte oda þimdi sana ne kadar güvenilir olduðunu ispatlýyor. Bakalým daha ne kadr dahada ispatlayacak.

*******************************************************
Mavi Marmara ile Kürdistan'a yolculuk

--------------------------------------------------------------------------------

Baþtan beri söylüyorum;
ABD ve Ýsrail birbirinden habersiz ve plansýz iþ yapmazlar. Figüran ve uþak rolü, maþa rolü Erdoðan hükümetine biçilmiþ bir roldür. Mavi Marmara'da olanlarýn altýndan Kürdistan çýkacaktýr.

Olaylar bu yönde geliþmeye devam ediyor. Referandum konusunda hükümetin Anayasa Mahkemesi'ne karþý, öyle imalý falan deðil doðrudan, açýk bir þekilde saldýrýsý sürüyor.

AKP, Gazze'yi sürekli kaþýyarak bir yandan içerdeki islamcý, çakma müslümanlara, bir yandan da olayý bir çeþit Cihat olarak, "Ýslam adýna hizmet" olarak gören, masum ve kandýrýlmýþ müslümanlara oynuyor.

Öte yandan Ýsrail karþýlýk olarak RESMEN Kürtlere "insani yardým göndereceðini" açýkladý. Bunu öðrencilerden oluþan bir sivil toplum örgütü üzerinden gerçekleþtirecekler. Dünya basýnýnda PKK bir "özgürlük savaþçýsý örgüt" olarak görülüyorken, bu olay manþetlere taþýnacak. Güneydoðu'da çekilen ve o harap köyleri, bakýmsýz "ekmeðe muhtaç Kürt kýzlar" fotoðraflarýný görmeye kendinizi hazýrlayýn.

Bu olay dünya basýnýnda kullanýlacak ve eminim ki yeterli malzeme toplamaya daha Mavi Marmara yola çýkmadan önce baþlanmýþtý, senaryo baþarýyla uygulanýyor.

Bir yandan da Ýran olaydan kendine pay çýkarmaya, boykot kararýna hayýr diyen Türkiye'ye destek olmaya (!!!) karar verdi. Bir konvoy da onlar gönderecek Gazze'ye.

Çizilen tabloya bakýlýrsa; Türkiye, ABD, Ýsrail, Ýran, ve geçenlerde Ankara'ya gelen Barzani, yani Kürdistan ile hain bir planý uygulamaya koymuþlar.

Uzun süredir "açýlým" diyen Erdoðan, BOP kapsamýndaki yükümlülüklerini tek tek yerine getiriyor. Ve Adalet Divaný'nda yargýlanýp asýlmadan, ya da en iyi ihtimalle hapse atýlmadan önce, "deliðe süpürülmeyip kullanýlýyor".

ABD, küçük bir kýnama mesajý ve Filistin'e para yardýmý yapma sözü dýþýnda birþey yapmadý. Türkiye'nin 9 can kaybý konusunda ciddi bir adým atmadý.
Ýsrail, bana kalýrsa daha önceki plana uygun þekilde, göndereceði yardým konvoyu ile Kürdistan'ý dünya gündemine taþýyor.
Barzani, bu olaylarýn sýcaklýðý içinde Ankara'yý ziyaret ediyor ve senaryodaki aðýz birliði konularý görüþülüyor.
Ýran, ABD kendisine saldýrmadan önce Ýsrail üzerinden mesaj veriyor.

Yani sonuçta, Türkiye bu iþten hiçbir çýkar elde etmediði gibi, Kürdistan'ý tanýmakla sonuçlanacak bir süreci hýzlandýrmýþ oluyor.

Erdoðan, PKK'ya karþý savaþan ve þehit olan askerlerimize kelle derken, Filistin'e acýyormuþ gibi görünürken, aslýnda tüm bunlarýn Kürdistan sürecini hýzlandýrmak adýna yapýldýðý ortada.

CHP toparlanýr ve AKP'nin oylarý son derece hýzlý bir þekilde düþerken AKP'den ciddi bir çýkýþý bekliyordum, ancak bu kadar ileri gideceklerini düþünmemiþtim doðrusu.

"Devletimizin bekasý" adýna yapýlan soysuzluklar, yakýnda bekasý savunulacak bir devlet býrakmayacak ortada...



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son kolye7 tarafından, 22.06.2010 - 12:17 tarihinde.
Gönderen: 22.06.2010 - 12:16
Bu Mesaji Bildir   kolye7 üyenin diger mesajlarini ara kolye7 üyenin Profiline bak kolye7 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Faşizm! Yani şu lânet olası ırkçılık!
Moderator


4254 Mesaj -
Faþizm! Yani þu lânet olasý ýrkçýlýk!
Abdurrahman Dilipak - Vakit
2010-06-22

Kýrgýz-Özbek çatýþmasý karþýsýnda söyleyecek bir söz bulamýyorum..
Ýslam dünyasýnýn en büyük sorunu Siyonizm deðil, faþizm.. Siyonizm, faþizmin bir ileri karakolu sadece.. Faþistler kendi içinde de çatýþan “lanetli bir savaþ ve terör ideolojisi”dir.. “Hayata karþý kurulmuþ þeytani bir pusu”dur.. Kavmiyetçilik faþizmin merkez karakolu olmasýna raðmen, din, ideoloji, siyaset, felsefi kanaat her þeyi kullanýr..
Sað-sol, Alevi-Sünni çatýþmasý ayný günahýn eseri deðil miydi? DP dönemindeki “Türk aleminin en büyük düþmaný komünistliktir, her görüldüðü yerde ezilmelidir” diyen zihniyet ayný zihniyet deðil miydi?
Peki “CHP ulusalcýlýðý” neyin nesi idi? Tek parti, Ýstiklal Mahkemeleri, kargalarý bile gülmekten öldürecek seçim sistemi, Yavru Kurtlar, “Türkün dini Kemalizmdir” maskaralýðý, dinde reform çabalarý..
Hitler’i boþuna Cumhuriyetin 10. Yýl Albümü’ne almadýlar.. Musolini’ye boþuna övgüler dizip, Ýtalyan faþizmini “terbiye diktatörlüðü” diye selamlamadýlar..
Kapitalistler para babalarýnýn ýrkçýlýðýný, komünizm sýnýfsal bir ýrkçýlýðý savunuyordu.. Kimi topraða dayalý, kimi en çarpýcý örneðini Siyonizmde gördüðümüz gibi dine, kimi kana dayalý ýrkçýlýk yaptý..
Sünni ya da Alevi olduðu için öldürülenler, hangi sebeblerle öldürüldüler sizce..
Vehhabilik veya benzer bir akýmýn Ýslam dünyasýnda en küçük akýmlardan biri olsa bile, kendini dinin en doðru yorumu kabul edip, baþkalarýný tekfir ederek, ya da onlarý kendine boyun eðmeye zorlamasý ne anlama gelir?..
Pozitivistlerin dindarlarý, ya da modernistlerin gelenekçileri baskýlamasý nereden besleniyor acaba?.
Birileri baþkalarýnýn üzerinde Ýlahlýk ve Rablik taslamýþ olmuyor mu?
Faþizm bana göre bu anlamda müþrik geleneðin ihyasýndan baþka bir þey deðildir ve en büyük günahtýr.. Hakk’ý inkar rejimidir.. Adaletin yerine “ulusal çýkar” önemlidir onlar için. Haksýzlýk kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karþý durmayacaktýr. Bir kavme ya da topluluða olan düþmanlýðýnýn onu onlar hakkýnda adaletsizliðe sevketmesine mani olmayacaktýr..
Hedefi ve yöntemi bellidir. Öldürecek. Zulmedecek, terör estirecek. Yýldýrmak, bastýrmak, caydýrmak, korkutmak isteyecektir.. Baþkalarýný yurtlarýndan çýkartacak, kendinden olmayanlarý tenkil, tedip, tehcir planlarý yapacaktýr..
Faþizm iþte böyle Allah’ýn belasý bir þey..
Faþist, sonunda kendi kendine düþman olur ve kendi zehiri ile kendini öldürür.. Elde zulmedecek ahali kalmayýnca kendi halkýna zulmeder.. Dinleþtirdiði resmi bir ideolojisi vardýr.. Kurgulanmýþ bir resmi tarihi ve bu yalaný öðreten okullarý, yalan bir dinin ve yalan tarihin misyonerlerinin elinde o ülkenin çocuklarý birer biyonik robota, sistematik geri zekalýlara dönüþürler.. Halk papaðanlaþýr, toplum rejime itaat ve sadakate zorlanýr ve bunu dini ayinlere benzeyen birer yemin törenine dönüþtürürler..
Cehalet kol gezer o ülkede.. Ve cehaletin bu kadarýnýn ancak eðitimle mümkün olduðunu görürsünüz..
Alýn size ne için çýktýðý bile belli olmayan þu Kýrgýz-Özbek çatýþmasý.. Yüzlerce ölü, on binlerce yurdundan çýkartýlmýþ insan.. Gürcülerle Çerkezlerin alýp veremedikleri neydi?. Sýrp faþistler, Boþnaklarý neden katlettiler?
Be hey zalimler, doðduðunuz ana-babayý, topraðý, zamaný, cinsiyetinizi, derinizin rengini siz mi seçtiniz?. Sizin din seçme özgürlüðünüz varsa baþkasýna bunu niye tanýmazsýnýz?.
Allah cahil ve zalim bir kavme hidayet nasib etmez..
Beyaz insan Kýzýlderilileri yok etti, kara derilileri köleleþtirdi, sarý ýrký teslim aldý.. Topraklarýný iþgal etti. Doðal zenginliklerini sömürdü..
Bugün 23 Arap ülkesi var? Din, dil, tarih, kültür, gelenek, toprak, her þey bir.. Peki bazý Arap liderlerini, Hamas’a karþý ABD ve Ýsrail’le iþbirliðine iten sebeb ne? Bu 23 ülkenin arasýndaki sýnýrlarý kim çizdi? Yönetici aþiretler nasýl o makama geldiler ve ideolojilerini kim tayin etti?.
Profesyonel sporlardaki taraftar psikolojisine bakýn, nedir o! Bana göre faþizm iþte bu bataklýklardan besleniyor.. O vahþi kapitalizmin yýkýcý rekabet kurallarý da ayný bataklýða su basýyor.. Çýlgýn bir iktidar ve servet tutkusu, zevkçilikle beslenen bir dünya bu..
Feministler neyi savunuyor? Ýþçi sýnýfýný savunduðunu söyleyenler, ya da sadece çýkarlarýný savunanlar neyi savunuyorlar? “Atalarýnýn dini”ni savunanlar, “ya atalarý bir þey bilmeyen, zalim, kara cahiller olsa da” savunacaklar mý yine?.. Öyle ya, “insan insanýn kurdu” deðil mi? Gücü yeten yetene. Bu iddia, bir savaþ ideolojisinin ürünüdür.. Ýnsanlar ya dinde kardeþ, ya tende bir eþtir.. Ayný ana-babanýn çocuðudur. Kadýn, anne-eþ, kardeþ deðil mi? Erkek, baba, eþ, kardeþ.. Ýnsan “ünsiyet peydah eden” deðil mi? Adalet, barýþ ve hürriyet için farklýlýklarýmýza raðmen bir arada yaþamanýn bir yolunu bulmamýz gerekmiyor mu?
Vatan, yurt, kavim, millet, ulus, milliyetçilik, milletçilik, ümmetçilik üzerinde düþünmemiz gerek.. “Türk milletindenim, Ýslam ümmetindenim, Garp Medeniyetindenim” þeklinde Ziya Gökalp tarafýndan, Kemalist rejimin ilk dönemdeki sipariþi ile formüle edilen, “3 tarz-ý siyasetten çalýnma” formülün pratik hiçbir geçerliliði yok.. Bunu görelim artýk..
”Türk doðdum, batýlý gibi düþünür ve yaþarým, ama Müslüman gibi inanýrým” ne demek? Beyni ile yüreði savaþan bir insan düþünün, bedeni savaþ alanýna dönmüþ..
Tekinalp’in Kemalizmini, Türkocaðýný, Osman Nuri Çerman’ý, Halkevleri’ni, resmi tarih ve resmi ideolojiyi bilmeden bu sorunun cevabýný bulamazsýnýz..
Sahi, Kýrgýzlar Özbekleri niye öldürüyor? Ha! Tamam.. Þu dýþ güçler hikayesi.. Güldürmeyin insaný, onlarýn hileleri varsa, sizin aklýnýz ve vicdanýnýz yok mu? Þeytan “dýþ güç” deðil, içimizdeki güç. Ýnsan “Belhum adal” olduðunda þeytan bile onun yaptýklarý karþýsýnda þaþýrýr.. Þeytanýn varlýðý nasýl günah iþlememizin gerekçesi/bahanesi olamazsa, dýþ güçlerin varlýðý da bu vahþetin gerekçesi olamaz..
Ben bu kavgada nerede mi bulunuyorum, mazlumlarýn yanýnda. Zulme uðrayanlarýn, bu kan davasýnýn kurbaný olan, yurtlarýndan çýkartýlanlarýn. Bu Özbek de olabilir, Kýrgýz da.. Dökülen Kýrgýz ve Özbek kanlarýný tartarak kimin daha zalim olduðunu söyleyecek deðilim. Kan tartýlarak adalet saðlanmaz..
Bu konu burada bitmeyecek, yarýn da bu konuya devam edelim en iyisi.
Selam ve dua ile..


Gönderen: 23.06.2010 - 01:16
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1445 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Yalvac (61), kmurrad (59), endulus (57), ercan_sw (51), erhanseyfi (64), B e t u l (52), h.t (62), zisan_gul (41), hasretkafesi (53), ahmetkb (52), mustakar01 (62), tövbekargenç (44), mekoc66 (56), ahmet_k22 (39), Abdullah-10 (57), maruf-1 (59), GuelSevdasi81 (43), inci-2 (61), maxsibilyan (45), enesny (42), ramadan48 (42), fatmaavci (62), FIRTINA 50 (56), kaptan67 (61), menzil38 (57), Hacer -72 (52), Guel (39), A H M E T (45), msk02 (47), Mehmet_Ank (63), yusufgezer (41), Aydýn Vu.. (55), Sezer (), oguzlarx27 (55), M.Riza Sekerli (54), kamanliadem (59), eva_maria (36), musab b. ümeyr (42), nurfatih (46), AhmetBayrak (56), ali öz (48), köln42 (58), xAhmetx (49), sadullahyusuf (40), abdülhamit (231), tigrisriver (45), sürmeli (41), enesertugrul (52), medsav (67), Turan64 (61), GCc_EEi (42), ahmetsait (44), alidogan1 (64), ayhanisik42 (51), sedi güngörmü&t.. (59), baha1903 (40), bünyan (59), Orbay1 (56), kaymakli-50 (58), cagri67 (52), HAKAN ERGÜT (50), ravda dostu (40), fatiha42&07 (54), mavipýna.. (59), efrailakcay (51), Bekir 38 (39), selva sehito&et.. (40), Mursid (60), turkish wolf (52)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.87288 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.